TraFoo
Banned
- Katılım
- 3 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,032
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ÜRKÜTÜCÜ İDDİA!
Vural Savaş, Sözcü gazetesinde ki köşesinde 21 Mayıs 2010 Cuma günü, Yeniçağ Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar’ dan alıntı yaparak şunları aktardı…
“Bakın TSK’ yı hallettiler.
Dış dinamikler zaten onlarla kolkola.
Tahayyül edilmeyecek miktarda paraları var
Hem hükümet hem belediyeler yani devletin tamamı ellerinde.
Medyanın yüzde 90’ına direkt ya da endirekt olarak egemenler.
Böyle bir yığınakla halk vicdanı doğru olarak tecelli edemez, ettirmezler.
Ne mi yaparlar?
Seçimi yitirme riskini gördükleri an, önüne gelene çamur atıp içeri de atarlar. Halkı her türlü tezgahlarla da yanıltırlar yani akla hayale gelmeyecek her şeyi yaparlar.
Bağımsız yargı, kendini tasfiye edeceği artık aleniyet kazanan bu siyasi rövanş güruhuna, adalet kavramından hareketle ‘dur’ demeli.
Yani hukukun emrettiği biçimde davayı açıp bu partiyi behemahal kapatmalıdır” ( Sabahattin Önkibar - 2 Mayıs 2010 Yeniçağ)
***
Gerçekten AKP böyle bir şey yapabilir mi?
Seçimi yitireceklerini anladıklarında, önüne gelene çamur atıp, içeriye atabilirler mi?...
AKP’nin sayın yazarın iddia ettiği gibi, akıl almaz ölçüde para sahibi olduğu konusunda bizim de ciddi şüphelerimiz var
Çünkü AKP sekiz yıldan bu yana “kapalı devre” bir yönetim içinde oldu…
dolayısıyla rejimde “kapalı rejim” oldu…
***
Özellikle Başbakan’ın son zamanlarda ki konuşma üslubuna ve konuşurken ki yüz ifadelerine baktığınızda, ortaya ürkütücü bir fotoğraf çıkıyor…
Vardiyalı çalışıp, gündüz uyumak zorunda kalan kişilerin, uykusunu yeteri kadar alamadan yataktan kalkmış halini yansıtan bir yüz ifadesi var…
Gözaltları şişmiş, bakışları sinirden sivrileşerek sanki birer ok haline gelmiş, konuşma biçimi şaşırtacak ölçüde sıradanlaşmış bir başbakanın, bedenen çökmüşlüğü yanında, ruhen de büyük ölçüde yıprandığı kuşkusunu taşıyan vatandaşların endişesine hak vermemek olanaklı değil…
AKP bugün ülkede yarın ne yapacağı belli olmayan bir “korku odağı” durumunda…
Üst yönetimin ve Erdoğan’a yakın olan belli mevki ve makamlarda sorumluluk sahibi zatı muhteremlerin, yakın gelecekte ve seçim öncesinde ne gibi misyonlar üstlenebileceğini bugünden kestirmek zor…
Bu parti çeşitli yer zamanlarda sözcülerinin ortaya koyduğu iddialar göre; beş dönem iktidarda kalmayı hedeflemiş ve bu uğurda her şeyi yapmayı göze almış bir siyasi grup…
***
Başbakan Erdoğan ve yanındakilerin ağızlarından son yıllarda “yolsuzluk” kelimesi çıktığını hiç duydunuz mu? Duymadınız.
Tek kelime edemiyorlar…
Deniz Feneri konusunda çıtları çıkmıyor…
Oysa yazılanlara ve çizilenlere bakarsanız, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’ un söylemiyle “Harun gibi gelip Karun gibi yaşar oldular”…
Direksiyonlarına türbanlı bayanların kurulduğu dört çarpı dört cipler, neredeyse AKP simgesi araçlar oldular…
Siyasetçilerin havuzlu villalarda, lüks konutlarda oturmaları AKP döneminde moda oldu…
Oysa vekilleri, milletvekili lojmanlarına oturmama gibi büyük fedakarlıklar(!) göstermişlerdi…
5-7 yıldızlı otellerde düğün yapmak, çocuk evlendirmek, hep AKP üst yönetiminde ki değerli zevatın mazhar olduğu güzellikler oldu…
***
Ürkütülmüş, korkutulmuş, her yaptıklarına “Ergenekoncu” damgası vurulmasından korkan medya mensuplarından, işadamlarından, telefonlarının dinlendiğinden çekinen, bu konuda paranoyak hallere düşmüş halk katmanlarından çıkan sesler şöyle:
Aman, çok konuşma pişman olursun!..
Aman, iktidarı eleştirme, belanı bulursun!...
Aman, Türküm, Atatürkçüyüm, laikim, cumhuriyetçiyim diye yırtınma faturasını ağır ödersin!..
Aman birilerinin malı mülkünü, yatını katını, trilyonlarını diline dolama çok fena canını sıkarlar!..
Vs. vs…
***
Böyle bir Türkiye fotoğrafı içerisinde, Anadolu’nun dağ rüzgarları esen bir yayla köyünden çıkıp gelmiş yüreği temiz, onuru yüce, ülke sevdalısı bir sevgi insanı bakalım bu pislikler dünyası içerisinde, ürkütülmüş, korkutulmuş, sindirilmiş, dışlanmış, sömürülmüş çileli halkın kurtarıcısı olabilecek mi?
Kılıcın keskin, yolun açık olsun, halkın bağrına bastığı dürüst insan!
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi - ÜRKÜTÜCÜ İDDİA! - Burhan ÖZBEY