Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta, çok şey anlatılmak istenen ve anlatılan,
Her bir noktanın zerreleri adedince birer nokta daha Anlatılamayan, anlaşılamayan;
İnsanın kendine de anlatamadığı, dinletemediği
Üç nokta, araları bin yıllık mesafe Pergelin iğneli ayağı bir nokta yüreğimizde;
Diğer ayağı, sabit kalemle konulmuş diğer noktalar arasında gidip gelmekteTekrar aynı noktaya dönmekte.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta, söz geçirememek yüreğe,
Zincirlemeye çalışmak nefsi;
Günahtan kaçmak, günaha batmak.
Üç nokta merhamet; sizin alınganlığınız, benim kırılganlığım Olumsuzluk eklerinin yanlış okutulması.
Üç nokta, tereddüt kimi zaman,
Pervasızlık çoğu zaman.
Üç nokta imkânsızlık, araları muamma
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta, yüreği dinlemek ara sıra,
Konuşmaktan men etmek sık sık.
Sevdayı çiçek gibi değil bir kurşun gibi taşımak;
Çiçek gibi taşıyamayacak olmak.
Üç nokta, İstanbul taşıyamamak, altında kalmak kâinatın.
Yardım dilemek bir dosttan ve yine kendimize ihânetimizden Ve de dostluğa,
Ağırlaştırmak yüreğimizde dostluğu çaresizce.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?
Üç nokta, konuşmak, hiç susmadan konuşmak kendi kendine Bir cinnet üç nokta.
Aklını sakınmak delirmekten,
Deliliğini korumak aklından.
Ve şimdi üç nokta ağlamak bir Kuran kıraatinde günahkârlığına
Ve de günahsızlığına;
Olmayan çârelerine, var olan çâresizliğine
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta, mahkum olmak mesafelere; boyun eğmek nâfileye.
Üç nokta, çâresiz çığlıklarla uyanmak rüyadan;
Açılmayan kapıları yumruklamak.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta bilmek yanlışlığı ve devam etmeyi istemek yanılmaya.
Üç nokta yaşamak başka hayatlar için;
Yaşamaya mahkûm olmak diğerlerinin hayatını
Ve öldürmek kendininkini...
Üç Noktam...