Ölümden Sonra Hayat Var MI ?

Newwave

Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell

205tdtu.jpg


Ölümden sonra hayat var mı?

Bilimin açıklayamadığı bir gerçek mi?

Öldükten sonra dönen insanların anlattığı tecrübeler doğrulanmamakla beraber büyük bir tutarlılık içindedir.

'Diğer taraf'a geçtiklerini ya da 'Tünelin sonundaki ışığa yürüdüğünü iddia edenlerin sayısı hiç de az değil. Bu tür vakalarda anlatılanlar genellikle beyaz bir ışığa doğru gidildiği.

Bilim adamları, bunları doğrulayacak bir kanıt olmadığı için, bu durumun travma yaşayan beynin yarattığı halüsinasyonlar olarak yorumluyor...

Akla gelen ilk soru ise herkes aynı halüsinayonu mu görüyor?

Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum

Kaynak


 
cem yılmazın 2008 gösterisi geldi aklıma, "bi ışık gördüm, biri bana gel gel dedi :D " öldükten sonra yaşam tabiki var ama gidip gelme falan yok, bunlar bilinçaltımıza işlenmiş şeyler, halisünasyon olarak karşımıza çıkıyor
 
bazı ideolojik çıkarlar için evet herkes aynı halüsinasyonları görüyor.
 
Bu durumda ilk olarak akla gelen sanırım "Ruh". İnsanların tüm organları ve yaşamsal fonksiyonları incelendiğinde cevabını bulamadıkları soru ruh ne? Kimisi 3 gramdır kimisi 33 Gramdır derler ama hücre ölümümü yoksa ölünce bedendeki soğumadan kan akışının durmasından dolayımıdır o gramaj tartışılır. " Ruh sorusuna cevap evet ise Ölümden sonra da bi hayat vardır". Hayır ruh diye bişey yok elektronik eşya gibiyiz elektrik nasıl onları çalıştırıyorsa kanda bizi çalıştırıyor , ruh dediğiniz kan olmasın diyorsanız "Hayır ölümden sonra bir hayat yok"
Bence var.
 
Bu konu ile ilgili parapsikologların farklı yaklaşımları var ama ben

yinede ölümden sonra başka bir hayatın olduğunu düşünüyorum ;

"Birçok giden memnun ki yerinden çok seneler geçti dönen yok seferinden..." diyerek

daha manevi bir bakış acısı ile de yaklaşabiliriz konuya
 
Tabi bu bir inanç meselesi.

Şöyle de düşünebiliriz. Eğer ölümden sonra bir yeni dünya olmayacaksa biz bu yaşadığımız geçici dünyada neden varız??? ve niçin iyi olmak zorundayız???

Bence bu soruya tatmin edici bir cevap verebilen bir filozof çıkmadı bugüne kadar. Bakalım siz verebilecek misiniz?
 
herşeyin cevabını bilimde aramayın ya
sonuçta onlarda insan Allahın her hikmetine insan aklı yetiyomuş gibi
ölümden sonra hayat tabikide var Allaha şükür hiç şüphem yok
ne günlere kaldık..
 
her yaratılan varlığın bir gayesi var etrafımıza şöyle bır baktığımızda görevi olmayan boşoboşuna yaratılan yada hiçi bir işe yaramayan ne var?hi bir şey .O halde diğer bütün yaratılanlardan aklıyla ayrılan insanın bu dünyadaki işi ne olabilir.Yaşammakmı.onu diğer varlıklarda yapıyor.üremekmi?onu diğer varlıklarda yapıyor.O halde insanın bu dünyaya gönderiliş gayesi var.Günümüzde bile daha ilk okul çağından başlayarak küçücük çocuklarımızı atlar gibi yarışa hazırlamıyormuyuz.onlar için bile kendimiz bir hedef belirliyoruz.öldüğümüzde hiç bir işe yaramayacak nice meslekler ve işler öğreniyoruz.60-70-80-90-100 senelik bir ömür için neden bu kadar uğraşalım ki o zaman.İnsanoğlunun bır gayesi var.Yaratıcısını bulup ona itaat etmek.işte ölümden sonra hayatın gayesi de budur.Bu dünyada ahireti kazanmak.İbadet ve itaat etmek ve ölümden sonraki hayatta başarıya ulaşmak.Yoksa bizim hayvanlardan ne farkımız kalırdıki.yiyip-içip-zevklenmek.İnsanlar hayvan değil ki.Hayvanlar gibi yaşayıp toprak olsunlar.Gayesi ölümden sonraki ahiret yurdu için emek harcamak.işte onun için "ölümden sonra hayat vardır".Öldükten sonra biri gelip bize hayat var deseydi zaten inkarı mümkün olmadığı için her insan mecburen itaat edecek bu dünyayı herşeyi boşverecekti.O zaman bu dünya yaşanmaz olurdu.İnsan toprak olacak.ama onu canlı tutan "ruh" denilen o varlığa öldükten soınra tekrar beden giydirilicek.İnanmak ve inanmamak.İşte bütün mesele bu.
 
öldükten sonra çürüyecen b*k olacan bitkilerin buyumesini saglayacan,, bu acıdan bakarsak evet hayat var.. ot olarak..
 
Budur, okuyun....

her yaratılan varlığın bir gayesi var etrafımıza şöyle bır baktığımızda görevi olmayan boşoboşuna yaratılan yada hiçi bir işe yaramayan ne var?hi bir şey .O halde diğer bütün yaratılanlardan aklıyla ayrılan insanın bu dünyadaki işi ne olabilir.Yaşammakmı.onu diğer varlıklarda yapıyor.üremekmi?onu diğer varlıklarda yapıyor.O halde insanın bu dünyaya gönderiliş gayesi var.Günümüzde bile daha ilk okul çağından başlayarak küçücük çocuklarımızı atlar gibi yarışa hazırlamıyormuyuz.onlar için bile kendimiz bir hedef belirliyoruz.öldüğümüzde hiç bir işe yaramayacak nice meslekler ve işler öğreniyoruz.60-70-80-90-100 senelik bir ömür için neden bu kadar uğraşalım ki o zaman.İnsanoğlunun bır gayesi var.Yaratıcısını bulup ona itaat etmek.işte ölümden sonra hayatın gayesi de budur.Bu dünyada ahireti kazanmak.İbadet ve itaat etmek ve ölümden sonraki hayatta başarıya ulaşmak.Yoksa bizim hayvanlardan ne farkımız kalırdıki.yiyip-içip-zevklenmek.İnsanlar hayvan değil ki.Hayvanlar gibi yaşayıp toprak olsunlar.Gayesi ölümden sonraki ahiret yurdu için emek harcamak.işte onun için "ölümden sonra hayat vardır".Öldükten sonra biri gelip bize hayat var deseydi zaten inkarı mümkün olmadığı için her insan mecburen itaat edecek bu dünyayı herşeyi boşverecekti.O zaman bu dünya yaşanmaz olurdu.İnsan toprak olacak.ama onu canlı tutan "ruh" denilen o varlığa öldükten soınra tekrar beden giydirilicek.İnanmak ve inanmamak.İşte bütün mesele bu.


Üstad, nerdesin sen... 1,5 sene ilk bu konuya yazmak için mi bekledin :) Güzel sıralamışsın. Ara sıra aramızda görelim seni de, istifade edelim senden ;)
 
ölümden sonra hayat olmasaydı bu yaşadklarımız boşa giderdi
 
Allah'a inanıyorsan cevap basit kutsal kitapta yazdığı ve Hz. Muhammed'in defalarca açıkladığı gibi evet ölümden sonra hayat var.

Gelgelim inanmıyorsan kanımca hayat yok. Evet garip gelebilir ama tamamen tesadüfen oluşmuş bir dunyada yaşıyoruz (inanmayanlar için) milyarlarca galaksinin içinde ısı ve ışık kaynagına ideal uzaklıkta Jupiter gibi bircok goktaşını kendisine çekerek dunyaya bir nevi kalkan oldugu atmosferin korudugu dunyada tesaduf eseri varız. oldukten sonra gorulen beyaz ışıgın beyin kendisini kapatırken bazı kimyasalların neden oldugu parlama olarak bilimsel duzeyde açıklamarı mevcut tıpkı binlerce forum sitesinde tartışılan karabasanın uyurken düşer gibi olmanın bilimsel olarak açıklamaları olması gibi. (neden hala tartışılır, bu tarz manasız fiziksel olaylarla nasıl tanrı ve din ispat edilmeye çalışılır hala anlamış değilimdir orası ayrı)
 

Karanlıktaymışlar.

İki embriyo, bir ana rahminde...

Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde...

Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece...

Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş.

Elleri, ayakları belirginleşmiş.

Gözleri çıktıkça meydana,

İkisi de çevrede olup biteni fark etmiş...

Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu...

Sıcak, ıslak, sevgi dolu...

'Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki' demişler, '...bize ne mutlu...'

Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler.

Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler.

Onları besleyip büyüten kordonu fark edince

O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler.

Sonra başlamış bir varoluş tartışması:

'Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk' diye sormuş ikizler...

'Annemiz' demiş biri, 'O bizi var etti, bize can verdi.'

'Ne biliyorsun' diye itiraz etmiş öteki, 'Sen hiç Anneni görmedin

ki...':

'Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için

uydurduğumuz bir şeydir.'

Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler.

Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler.

Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların...

Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın...

Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek;

Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.

'- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz' diye fısıldamış

ikizlerden

biri efkarla...

'- Ben gitmek istemiyorum' diye diretmiş öteki; 'doyamadım ki daha

hayata...'

'- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan

sonra

hayat

vardır.'

Sormuş karamsar olan:

'- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra

başımıza

neler

gelecek?'

Şiirle cevaplamış iyimser olan:

'Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok

seferinden...'

Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış.

Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış.

Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.

Ve 'ömrümüz bitti' diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar.

Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu,

Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar.


hayatı sadece dünyadan ibaret sananlar

gibi, yaşamlarının sadece ana rahminde olduğunu ve doğunca öleceklerini

sanıyorlar..

Kimbilir belkide biz de yanılıyoruz onlar gibi..

Ölünce ölmüş değil, belki de doğmuş olacağız..

Nereden bilebiliriz ki!

Alıntıdır..
 
Ben geçmişimi sürekli dine adayan ve düşünerek hareket eden biriyken bu gün inanmıyorum (Bizi Yaratana İnanıyorum) neden derseniz yıllardır kuranı türkçe okudum arapça karşılıklarını araştırdım namazımı kıldım orucumu tuttum her farklılığa dikkat ettim 10 senenin sonunda kuranda çelişen çok şey beni ve evreni bu kadar muhteşem kusursuz ve eksiksiz yaratanın bu kadar basit çelişkilerle dolu bir kitap gönderemeyeceğine inandırdı. Ama hala alışkanlıktanmı yoksa başka sebep varmı bilmiyorum ama yeniden yaratılacakmışım güdüsü çok fazla var.. Ama mantığıma sorduğumda kesinlikle reddediyor. Kimse ölüpte uzun bir zaman sonra geri gelmedi ne melek gördüm nede peygamber ne cin nede peri peygamberin bile peygamberlikten sonra azımsanmayacak hataları var ve neye göre ahiret var diyeceğiz somut bir şeyler olmalı belki soracaklar allahı somut gösterebilirmisn diye evet derim akılı yada elektriği yada rüzgarı göremiyorda varlığını hissttiriyorsa bu kadar muhteşem everen yapısınında bir mimarı yaratanı ustası elbette kendini hissettiriyor..
 
Bu çok derin bir konu.. Hiçbirsey kesin olarak bilinemez...
 
Ölünce görcezz aceleye gerek yok fazla merak iyi değildir...:goz:
 
Geri
Üst