cirqn_qraL
New member
Çirkin Kral yani Yilmaz Güney
Yılmaz Güneyin gerçek adı Yılmaz Pütün'dür. Şanlıurfa Siverek ilçesinin Desman köyünde 1 Nisan 1937 yılında doğdu. 10 yaşındayken evden kaçarak Adana'daki akrabalarının yanına gider. Bir süre Kemal ve And Film şirketlerinin bölge temsilcisi olarak çalıştı. Üniversite okumak üzere Ankara'ya gitti ve Atıf Yılmaz ile tanıştı. Bu süreçlerde bir yandan da hikayeler yazıyordu. Daha sonra Atıf Yılmaz'ın da desteğiyle sinemada çalışmalarına başlar.
1972'de, Mart'ın 16'sında hakkında açılan bir dava nedeniyle tutuklandı. Yapılan mahkeme sonucu 10 yıl ağır hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı. 1974 Eylülü'nde, bir cinayet olayına adı karıştı ve on dokuz yıl mahkum edildi.Cezaevindeyken GÜNEY adlı bir sanat-kültür dergisi çıkardı. 13. sayıdan itibaren ülkede ilan edilen sıkıyonetimin sonrası dergisi kapatıldı ve hakkında yazdıklarından ötürü on ayrı dava acıldı. İstenen ceza toplamı yüzyıl idi. 1981 Ekiminde izinli olarak çıktığı İsparta Cezaevi'ne bir daha dönmeyerek yurt dışına çıktı.
Yılmaz Güney 1959 yılında Atıf Yılmazın'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Alageyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazar hemde filmlerde rol alır ve oynar. Karacaoğlan'ın Karasevdası'nda da yönetmen yardımcılığı yapar. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Yılmaz Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanır ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum olur.
İki yıl sonra tekrar kaldığı yerden devam eden Yılmaz Güney, o dönemde daha çok macera filmleri çeker. Filmlerinde ezilen, hor görülen bir "Anadolu çocuğunun" otoriteye başkaldırısı vardır. Bu dönemde Çirkin Kral lakabını alır. Bu dönemdeki en önemli Lütfü Akadın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur. Bu dönem boyunca oyunculuğunu geliştiren Yılmaz Güney, abartısız ve yalın oyunculuk anlayışı bu dönemde artık oturtmuştur.
Ödüller
Yılmaz Güney filmleri
Duvar (1983)
Yol (1982)
Sürü (1978)(Senarist)
Arkadaş (1974)
Zavallılar (1974)
Baba (1973)
Ağıt (1971)
Umutsuzlar (1971)
Acı (1971)
Vurguncular (1971)
İbret (1971)
Kaçaklar (1971)
Yarın Son Gündür (1971)
Canlı Hedef (1970)
Umut (1970)
Piyade Osman (1970)
Yedi Belalılar (1970)
Aç Kurtlar (1969)
Bir Çirkin Adam (1969)
Pire Nuri (1968)
Seyyit Han (Toprağın Gelini) (1968)
Bana Kurşun İşlemez (1967)
Benim Adım Kerim (1967)
At Avrat Silah (1966)
Yılmaz Güney 1972 yılında "anarşistlere yardım ve yataklık yaptığı" gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkum edildi. Yılmaz Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini O dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır.1974'te cezaevinden çıktı. İki yıldan fazla cezaevide kalan Yılmaz Güney aynı yıl Arkadaş filmini çekti. Yine aynı yıl Endişe adlı filmi çekerken Yumurtalık hakimini öldürmekten tutuklandı ve yargılama sonucu 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü ve yurt dışnda ve yurt içinde büyük ilgi gören ve Şerif Gören tarafından Yol çekildi.
12 Eylül döneminde kendi dergisi olan Güney'de yazdığı yazılardan dolayı yaklaşık yüz yıla yakın ceza istemiyle yargılanıyordu. 1981'de Isparta yarı açık cezaevinden izinli olarak ayrıldı ve yurt dışına kaçtı. Cezaevinden kaçtıktan sonra Yol'un kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivalinde ödül aldı. Yurt dışına çıktıktan sonra Duvar filmini Fransada çekti.
1984 mide kanserinden ölen Yılmaz Güney son yıllarını Paris'te geçirdi.
Ve Cirkin Kral in en sevdigim filmlerinden biri Duvar
Gercekten izlenmeye deger harika bir film herkese tavsiye ederim.
Konusu
1976'da Ankara Kapalı Cezaevinde, Yılmaz Güney'in de tanıklık ettiği, bebeler koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyan konu edilmiştir. Bu olaydan derinden etkilenen Yılmaz Güney, isyanın arkasından gönderildiği Kayseri Cezaevinde Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz' ismiyle bir roman yazmış ve film yurt dışına çıkışında Fransa'da bu roman üzerinde kurulu senaryo ile çekilmiştir. Tuncel Kurtiz ve Ayşe Emel Mesci dışındaki tüm oyuncular hayatlarında ilk kez kamera karşısına çıkmıştır..
Ilgilenmeyen arkadaslara duyurulur!
Lütfen kalabalik yapmayip
ortaligin tadini kacirmayiniz.
Tesekkürler.
Lütfen kalabalik yapmayip
ortaligin tadini kacirmayiniz.
Tesekkürler.
Sinema Öncesi
Yılmaz Güneyin gerçek adı Yılmaz Pütün'dür. Şanlıurfa Siverek ilçesinin Desman köyünde 1 Nisan 1937 yılında doğdu. 10 yaşındayken evden kaçarak Adana'daki akrabalarının yanına gider. Bir süre Kemal ve And Film şirketlerinin bölge temsilcisi olarak çalıştı. Üniversite okumak üzere Ankara'ya gitti ve Atıf Yılmaz ile tanıştı. Bu süreçlerde bir yandan da hikayeler yazıyordu. Daha sonra Atıf Yılmaz'ın da desteğiyle sinemada çalışmalarına başlar.
1972'de, Mart'ın 16'sında hakkında açılan bir dava nedeniyle tutuklandı. Yapılan mahkeme sonucu 10 yıl ağır hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı. 1974 Eylülü'nde, bir cinayet olayına adı karıştı ve on dokuz yıl mahkum edildi.Cezaevindeyken GÜNEY adlı bir sanat-kültür dergisi çıkardı. 13. sayıdan itibaren ülkede ilan edilen sıkıyonetimin sonrası dergisi kapatıldı ve hakkında yazdıklarından ötürü on ayrı dava acıldı. İstenen ceza toplamı yüzyıl idi. 1981 Ekiminde izinli olarak çıktığı İsparta Cezaevi'ne bir daha dönmeyerek yurt dışına çıktı.





Sinema İlk Dönemi
Yılmaz Güney 1959 yılında Atıf Yılmazın'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Alageyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazar hemde filmlerde rol alır ve oynar. Karacaoğlan'ın Karasevdası'nda da yönetmen yardımcılığı yapar. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Yılmaz Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanır ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum olur.
İki yıl sonra tekrar kaldığı yerden devam eden Yılmaz Güney, o dönemde daha çok macera filmleri çeker. Filmlerinde ezilen, hor görülen bir "Anadolu çocuğunun" otoriteye başkaldırısı vardır. Bu dönemde Çirkin Kral lakabını alır. Bu dönemdeki en önemli Lütfü Akadın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur. Bu dönem boyunca oyunculuğunu geliştiren Yılmaz Güney, abartısız ve yalın oyunculuk anlayışı bu dönemde artık oturtmuştur.









Türkiye sinamasina kattiklari
Ödüller





Yılmaz Güney filmleri
Duvar (1983)
Yol (1982)
Sürü (1978)(Senarist)
Arkadaş (1974)
Zavallılar (1974)
Baba (1973)
Ağıt (1971)
Umutsuzlar (1971)
Acı (1971)
Vurguncular (1971)
İbret (1971)
Kaçaklar (1971)
Yarın Son Gündür (1971)
Canlı Hedef (1970)
Umut (1970)
Piyade Osman (1970)
Yedi Belalılar (1970)
Aç Kurtlar (1969)
Bir Çirkin Adam (1969)
Pire Nuri (1968)
Seyyit Han (Toprağın Gelini) (1968)
Bana Kurşun İşlemez (1967)
Benim Adım Kerim (1967)
At Avrat Silah (1966)
Ve aldiklari...
Yılmaz Güney 1972 yılında "anarşistlere yardım ve yataklık yaptığı" gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkum edildi. Yılmaz Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini O dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır.1974'te cezaevinden çıktı. İki yıldan fazla cezaevide kalan Yılmaz Güney aynı yıl Arkadaş filmini çekti. Yine aynı yıl Endişe adlı filmi çekerken Yumurtalık hakimini öldürmekten tutuklandı ve yargılama sonucu 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü ve yurt dışnda ve yurt içinde büyük ilgi gören ve Şerif Gören tarafından Yol çekildi.
12 Eylül döneminde kendi dergisi olan Güney'de yazdığı yazılardan dolayı yaklaşık yüz yıla yakın ceza istemiyle yargılanıyordu. 1981'de Isparta yarı açık cezaevinden izinli olarak ayrıldı ve yurt dışına kaçtı. Cezaevinden kaçtıktan sonra Yol'un kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivalinde ödül aldı. Yurt dışına çıktıktan sonra Duvar filmini Fransada çekti.
1984 mide kanserinden ölen Yılmaz Güney son yıllarını Paris'te geçirdi.




Yilmaz Güneyin birkac fotografi daha










Ve Cirkin Kral in en sevdigim filmlerinden biri Duvar
Gercekten izlenmeye deger harika bir film herkese tavsiye ederim.

Konusu
1976'da Ankara Kapalı Cezaevinde, Yılmaz Güney'in de tanıklık ettiği, bebeler koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyan konu edilmiştir. Bu olaydan derinden etkilenen Yılmaz Güney, isyanın arkasından gönderildiği Kayseri Cezaevinde Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz' ismiyle bir roman yazmış ve film yurt dışına çıkışında Fransa'da bu roman üzerinde kurulu senaryo ile çekilmiştir. Tuncel Kurtiz ve Ayşe Emel Mesci dışındaki tüm oyuncular hayatlarında ilk kez kamera karşısına çıkmıştır..