çin halkı nasıl lar iyi bir insanlık Varmı o tarafta Birde Yaşam Nasıl gidiyor orda ? ayrım veya yolsuzluk cok mu ?
Çin bazı bakımlardan Türkiye'ye çok benziyor. Mesela rüşvet, yolsuzluklar, yavaş işleyen sistem ve hatta başlık parası. Ama Çin'i anlamak için bu kadarı yetmiyor tabii ki. Bazı başlıklarla bunu izah etmek lazım. Şöyle başlayalım;
Yemek Kültürü
Çin denince herkesin aklına "sırtı havaya bakan herşeyin yendiği" bir coğrafya geliyor. Tamamen yanlış bir fikir olmasa da, bütünüyle doğru kabul etmek de imkansız. Evet, bizim bakarken bile ürperdiğimiz bazı şeyleri rahatlıkla yiyebiliyorlar. Fare, Köpek, Yılan, Kurbağa, Kaplumbağa, Salyangoz bunlardan bazıları. Ama Çin'in tamamında Kedi Köpek yeniyor demek de doğru değildir.
Aslında yemek kültürü bakımından Çin'i bütün olarak ele almanız bile imkansız. Buradaki her eyaletin kendine has apayrı bir kültürü var. Bizim kültürümüze çok yakın eyaletler de bulunmasına karşın, pek çok yer bizim kültürümüze oldukça ters.
Çinde Fetal veya Cenin diyebileceğimiz insan parçacıklarının yenildiğine de şahit olmanız mümkün, tam da bizim bildiğimiz manada şiş kebap da.
Sosyal Yapı
Tamamen kişisel fikrim olmakla beraber şunları söylemem sanırım yanlış olmaz; Çin'deki herşeyi idare eden (devlet işleri hariç), bir grup zeki insan var. Bunların çoğunu fabrikatör veya büyük ticari şirketlerin sahibi durumunda görürsünüz. Bir alt sınıfta olan insanlar genelde bu en üst sınıfın yardımcıları olarak çalışıyorlar. Ve geri kalanı; işçilerle memurlar.
Hemen küçük bir anı ile izah edeyim, herşey daha net anlaşılsın.
2009 yılının bir kış gününde, binbir zorlukla Türkiye'den getirttiğim poşet çay paketinden 2 tane çıkardım. Masamın hemen yanındaki küçük sehpanın üzerindeki ısıtıcıda suyu ısıttım, Hongxia isimli yardımcıma "masanın üstündeki bardağı getirmesini" söyledim. Yardımcım diğer odaya geçti, döndüğünde eli boş ve mazereti de şuydu; "masanın üzerinde bardak yok". Hemen kalkıp diğer odaya geçtim, bardaklar masanın üstünde değil, hemen üzerindeki raflardaydı.
Çin'deki sosyal tabakanın büyük çoğunluğu bu denli düz mantığa mantığa sahip. Size bir bardak temin edip, çayı içmenize imkan sağlamayı akıl etmez, sadece verilen direktifi kendi içerisinde değerlendirip sonucu rapor ederler.
Bu yüzden Çin'in sosyal yaşamını; "geri kalanını idare eden bir avuç insan ve idare edilenler" şeklinde özetlemek bence mümkün.
"Vergini verme, rüşvetini ver"
Çin için ne kadar doğru bir cümle, inanamazsınız. İmkansız gibi görünen herşey, bir miktar açıktan para ödeyerek sonuna kadar mümkün olabiliyor burada.
Din ve İnanç
Çin'in Budist bir ülke olduğunu düşünenler de, Hristiyan bir ülke olduğunu düşünenler de yanılıyorlar.
Çin'de bizim bildiğimiz anlamda bir din olgusu ile şimdiye kadar karşılaşmadım. Yaşlı insanlarla, metropollerde yaşayan insanları bu fikrin dışında tutuyorum. Yaşı ilerlemiş Budistlere ve metropollerdeki sıkı Hristiyanlara rastlamanız mümkün. Ama hangi bölgede olursa olsun, orta ekonomik sınıf ve orta yaşta birini çevirip dinini sorsanız alacağınız yanıt "dinim yok" şeklinde oluyor. Üstelik dinin belli bir yaştan önce benimsenmesini gereksiz bulanların da sayısı bence hiç az değil.
Ama Budist kültürün yer ettiği, nedenini bilmeden yaptıkları bazı ritüeller de yok değil. Bu mesajı yazdığım sırada son 4 gündür, gece ve gündüz dahil olmak üzere hiç susmayan bir havai fişek seremonisini sanırım yazmak gerekiyor. Havai fişeklerin gece atılmasını bir show olarak değerlendirmek mümkün, ama sabahın 10'unda buna başlamalarını izah etmek imkansız. Ama temeli bakımından "kötü ruhları kovmak" olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki şunu da ekleyeyim; içinde bulunduğumuz bu günlerde Çin, Tavşan yılına girişi kutluyor. Ama havai fişeklerin nedenini bununla açıklamak mümkün değil. Çünkü içinde bulunduğum Zhejiang bölgesinde bu sesleri gündüzleri 365 gün boyunca, özellikle sabah erken saatlerde duymanız hiç sıradışı değil.
Alışveriş ve Ticaret
Bu konuda kısa bir google araması ile pek çok bilgi bulabilmeniz mümkün ama şu kadarını söylemek gerekiyor. Eğer gözleriniz çekik değilse ve pazarlık etme konusunda başarılı da değilseniz, burada yiyeceğiniz kazığın limiti yok. Gerçek değeri 150 Yuan olan bir pantolona 1500 Yuan (Yaklaşık 220 USD) ödemeniz işten bile değil.
Burada günlük yaşam, düşünülenin aksine pek de ucuz değil. Ucuz yaşamak istiyorsanız bir Çin'li gibi yaşamak zorundasınız. Alışkanlıklarınız varsa, hayat burada da Türkiye ile yaklaşık aynı bedelde.
Bu kadar yerden yere vurduktan sonra şunu söylemek sanırım tuhaf kaçacak ama, burada sıcak, misafirperver ve alçakgönüllü insanların sayısı da hiç az değil.
Yine de Çin'e Ticari amaçlarla fuarlara gelmeyi düşünen arkadaşlara, pek çok kişinin yaptığı "Tur'la gelme" hatasına düşmeyerek, bir ön araştırma ve hazırlıktan sonra kendi başlarına gelmelerini tavsiye edebilirim.