Bu konu ile alakalı Dr. HÜSNÜ MAHALLİ nin bir yazısını okudum ve sizinle paylaşmak istiyorum...
Kim terörist!
Çeçen halkı tam 230 yıldır Rus zulmünden çekiyor.. İmam Mansur, Çeçen halkının ilk mücadele önderidir.. Şeyh Şamil'in ayaklanması ise 1859 yılına dek sürdü.. 1945'te Stalin, Çeçen halkını Kazakistan ve Sibirya'ya sürgüne gönderdi.. Binlerce Çeçen sürgün yolunda hayatını kaybetti.
Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birçok cumhuriyet bağımsızlığına kavuşurken Ruslar Çeçenya'nın bağımsızlığına izin vermedi. Cahar Dudayev önderliğindeki Çeçen halkının direnişi 1991-1996 yıllarında başta Amerika olmak üzere Batı'nın desteğine sahip oldu. Ancak aynı Batı 1999'de Çeçen direnişçilerinin 'Müslümanlaşması'nı bahane ederek politika değiştirdi ve Çeçen halkını yok etmesi için Moskova'ya yeşil ışık yaktı. Yeltsin ve daha sonra Çeçenleri yok etme vaadi ile işbaşına gelen Putin, Çeçen şehirlerini yerle bir etti..
Hiç kimse de ne Batı'da ne de Doğu'da sesini çıkarmadı.. Rusya 'teröristlerle' mücadele ediyordu ve haklıydı!
Bildik çifte standart..
Gelelim son okul baskınına..
Elbette dışardan bir seyirci olarak Çeçen direnişlerinin seçtiği hedefin yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz..
Ancak Çeçen gerçeklerini bilenler ve hatırlayanlar bunun böyle olmadığını da bilirler..
230 yıllık işgal sürecinde Ruslar yüzbinlerce Çeçen insanını öldürdü.. Bunlar arasında onbinlerce çocuk ve kadın bulunmaktadır. Şu anda Çeçen sokaklarında Rusların sakat bıraktığı yaklaşık 6 bin çocuk dolaşmaktadır.
Yalnız 1998-2000 yılları arasında Ruslar işgal ettikleri başkent Grozni ve Çeçen şehirlerinde yüzlerce Çeçen kız ve kadınına tecavüz ettiler. Ruslar bu tecavüz sahnelerini internet sitelerinde porno filmler olarak gösteriyorlar. Çocukların ve erkeklerin anne ve eşlerin gözü önünde öldürülmesi ile ilgili raporlar uluslararası insan hakları örgütlerinin dosyalarında hâlâ duruyor..
Dönelim konuya..
Bir grup Çeçen direnişçi bir okulu basarak öğrencilerle birlikte veli ve öğretmenleri rehin aldılar.. Bu hikaye ile ilgili tüm bilgiler baştan itibaren yalnızca Rus kaynaklıdır.. Ve Ruslar hep yalan söylediler.. Ama yine de herkes Rusların söylediklerine inanmak durumundaydı..
Ruslar ve dolayısıyla herkes çocuklardan söz ediyordu ve Çeçen direnişçilerin ne kadar gaddar ve terörist olduklarından söz ediyordu..
Ancak CNN-Türk'ün Moskova muhabiri Cenk Başlamış'ın ısrarla söylediği gibi Rus yetkililer kendi medyalarına bile ağır sansür uyguluyordu..
Güneş balçıkla sıvanmaz!
Cuma sabahı, bir Rus heyeti direnişçilerle görüşmek için okula girdi. Gelen ilk bilgiler direnişçilerin olumlu oldukları ve içeriye su, yemek ve doktorların girişine izin verdikleri yönündeydi..
Tam da bu sırada patlama sesleri duyuldu..
Yani Ruslar operasyonu başlatmıştı..
Ruslar hiçbir şekilde çocukların ve rehinelerin kurtarılmasını istemiyordu..
Putin iki yıl önceki tiyatro olayındaki gibi ne pahasına olursa olsun Çeçen direnişçileri yok ederek kahraman olmak istiyordu..
Oysa Çeçen direnişçilerin böyle bir niyeti yoktu.
Öyle olsaydı hiçbir çocuğun kaçmasına izin vermez ve hepsini öldürürlerdi..
Rehine bir kadın kurtulduktan sonra 'direnişçilerin kendilerine çok iyi davrandıklarını ve Çeçen davasını anlattıklarını' söyledi.
Oysa Ruslar böyle bir cümlenin duyulmaması için herkesi yok etmeyi göze almıştı..
Nasıl mı?
Eylemin ilk başladığı andan yani çarşamba gününden itibaren ve operasyonun başladığı cuma sabahına kadar tüm görüntüleri saatlerce izledim..
Elbette sizler de izlediniz ve izleyeceksiniz..
Şimdi hafızalarınızı zorlayarak hatırlayalım.
Hiçbir görüntüde herhangi bir ambulans, doktor, hemşire, sağlık elemanı gördünüz mü?
Operasyonun ilk saatlerinde okuldan kaçan tüm çocukları aileleri ya da askerler kucaklayarak bölgeden uzaklaştırıyordu..
Susuz kalan çocuklara bile suyu aileleri veriyordu..
Yaralılar ise askerlerin derme çatma sedyeleri ile taşınıyordu..
Taşıyanlar ise askerler ve vatandaşlardı..
Hatta bir görüntüde orada belki de tesadüfen bulunan bir ambulansa yaralı taşıyan askerler ambulansta kimse olmadığı için kapıyı açamadılar..
İlerleyen saatlerde ve nerdeyse her şey bittikten sonra gelen bir-iki ambulans göstermelik olarak taşıyacak kimse bulamayan ve yerlerde yatan yaralı ve ölüleri götürdü..
Özetle Ruslar eylemin daha ilk anından itibaren hiç kimsenin kurtarılması hesabını yapmadı ve 3 gün süre ile bu yönde hiçbir hazırlık yapmadı..
Şimdi soruyorum..
Katil ve terörist kimdir?
270 yıldır Rus zulmünden inanılmaz acılar çeken Çeçen halkı ve onun direnişçileri mi yoksa, okulda öldürülecek çocuklar üzerinden politika yapacak kadar insafsızlaşan Putin ve Rusya mıdır!
Putin; direnişçiler arasında bazı Arap ve Türklerin olduğunu söyleyerek kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Oysa aynı Putin her nedense devlet destekli binlerce Rus'un Bosna'da, Kosova'da, Yukarı Karabağ'da Sırp ve Ermenilerle birlikte onbinlerce Müslümanı vahşice öldürdüklerini unutmuşa benziyor.
Unutulmamalıdır ki her halk mücadelesinde hatalar yapılabilir..
Her halk direnişinde işbirlikçiler, ihanet içinde olanlar ve yanlış değerlendirmeler olabilir..
Ancak hiçbir yanlış, Çeçen halkının ve tabii ki diğer tüm halkların bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini haksız kılamaz..
İşgale uğramış hiçbir halk mücadele ediyor diye terörle suçlanamaz.. Unutulmamalıdır ki mücadele yöntemini işgale uğramış halklar değil, işgalci devletler belirlemektedir..
Ayrıca işgal olmasaydı, direniş yani birilerinin deyimi ile 'terör ve teröristler' de olmazdı..
Yoksa Antep, Maraş ve Urfa neden Gazi, Kahraman ve Şanlı oldu!
Herhalde işgalci Fransız askerlerine çürük yumurta ve domates atarak değil!