Çavuşpaşa 'Ergenekon üssü' çıktı

VolkaN

Altın Üye
Katılım
28 Haz 2007
Mesajlar
8,232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;ayağım takıl
Vakit'te yer alan habere göre, kartel medyası tarafından tarikat yuvası olarak gösterilmeye çalışılan Ümraniye Çavuşbaşı'nın tarikat değil, Ergenekon Terör Örgütü'nün yuvası olduğu ortaya çıkarıldı.
Kartel medyası çirkin ilişkiler ağı yüzünden Ergenekon Terör Örgütü'nü görmezden gelerek yine kendi halindeki mütedeyyin insanları hedef göstermeyi tercih etti. Kartel medyasının birden bire bir yerlerden düğmeye basıldığı belli olan yayınlarının ardından özel bir çalışma sonucu kısa sürede kartelin ve karteli tetikleyen Ergenekon'un ipliği pazara çıkarıldı.

ERGENEKON'UN ÜSSÜ GİBİ

Yaptıkları araştırmalarla kısa sürede ilginç bilgilere ulaşan arkadaşlarımız, kartelin hedef gösterdiği Mahmut Ustaosmanloğlu'nun Çavuşbaşı'ndaki evine bin 500 metre uzakta bulunan ve Ergenekon Terör Örgütü'nün üst düzey yöneticilerine ait 3 villa tespit etti. Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli başçavuş Mahmut Öztürk ve Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan'ın Beykoz Çavuşbaşı'nda villası bulunuyor.

1- DANIŞTAY AZMETTİRİCİSİ, EMEKLİ BAŞÇAVUŞ ÖZTÜRK'ÜN, EVİNDE ÇIKMIŞTI

Ergenekon Terör Örgütü üyesi emekli başçavuş Mahmut Öztürk, Danıştay'a düzenlenen saldırının azmettiricisi olduğu ileri sürülen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'i, Beykoz Çavuşbaşı Yavuz Selim Mahallesi Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan villasında saklamıştı.

Emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, Danıştay 2. Ceza Dairesi'ni kana bulayan saldırının ardından olayın azmettiricisi olarak aranırken, Beykoz Çavuşbaşı'nda emekli başçavuş Mahmut Öztürk'e ait villada intihar girişiminde bulunmuştu, intihar teşebbüsü sırasında villada evin sahibi emekli başçavuş Mahmut Öztürk, emekli binbaşı Zekeriya Öztürk ile yine Musa Çakmak isimli emekli bir astsubay bulunuyordu.

2- SAMİ HOŞTAN'IN DA BEYKOZ'DA VİLLASI BULUNUYOR

Kamuoyunda çete lideri ve uyuşturucu kaçakçısı olarak bilinen Ergenekon Terör Örgütü üyesi Sami Hoştan'ın da, Beykoz Çavuşbaşı Yavuz Selim Mahallesi Sina Caddesinde villası bulunuyor. Sami Hoştan'ın bekçisi Anotoli Madjar, "2006 yılından bu yana söz konusu villada çalışmaya devam ediyorum" dedi.

3- MUZAFFER TEKİN, BEYKOZ'DAKİ EVİNDE SİLAH SAKLAMIŞ

Ergenekon Terör Örgütü üyesi Muzaffer Tekin'in de, Beykoz Çavuşbaşı'nda villası bulunuyor. Ergenekon sanıkları, Muzaffer Tekinin Çavuşbaşı'ndaki villasında gizli zulalarda silahlar olduğunu açıkladılar. Muzaffer Tekin'in ise kendi evindeki silahları Danıştay saldırısının hemen ardından boşalttığı ve güvenlik güçlerinin hiçbir şey bulamadığı ifade ediliyor.

Ergenekon Terör Örgütü zanlısı Ali Yiğit, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadede, Danıştay saldırısı olduğu günlerde Muzaffer Tekin'e ait villa basıldıktan sonra televizyonda Mahmut Öztürk ve Oktay Yıldırım'ı gördüğünü ve söz konusu durumu dayısı Mehmet Demirtaş'a sorduğunu belirterek, "Mehmet Demirtaş da bana 'Onlar devlet için çalışan astsubaylar, Muzaffer Tekin'in Çavuşbaşı'ndaki evinde arama olmuş, evde gizli zulalarda silahlar varmış: ancak aramada bulamamışlar' dedi. Nedenini sorduğumuzda ise; baskından önce haberleri olduğunu devletin her yerinde ve kademesinde nüfuzları olduğunu ve her şeyi önceden haber aldıklarını söylemişti. Ben bunu nerden biliyorsun diye sordum ancak herhangi bir cevap alamadım. Zaten benim dayıma karşı pek görüş bildirme durumum yoktu" dedi.

VELİ KUÇÜK'ÜN EVİNDE 2-B'Yİ BEKLEYEN TAPULAR ÇIKMIŞTI

Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük'ün evinde, Beykoz'da oturan değişik şahıslara ait tapular ele geçirilmişti. Veli Küçük, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde yapılan sorgulamada, "Beşiktaş ilçesi Gayrettepe Mahallesi Gülenağa Sokak ta yapılan aramada, değişik şahıslara ait Beykoz'da bulunan tapu senetleri ve krokileri elde edilmiştir. Bu tapular kimlere aittir? Siz ne amaçla bu tapuları saklıyorsunuz?" sorusuna, "Beykoz'daki bir arazinin satışı ile alakalı olarak Alfa şirketi pazarlamasını yapabilir düşüncesiyle gazetecilik yapan tanıdığım Emrullah ........ tarafından bana getirildi" demişti, Veli Küçük'ün evinde çıkan tapu ve krokilerin 2-B kapsamında yer alan ve yasa çıktıktan sonra milyon YTL'lik değerlere sahip olacağı iddia edildi.


kaynak
 
işte acı gerçekler bunlar olsa gerek

bu ülkede saman altından su yürüten daha nicesi var

güzel bi yazı olmuş eyw
 
Vakit'te yer alan habere göre, kartel medyası tarafından tarikat yuvası olarak gösterilmeye çalışılan Ümraniye Çavuşbaşı'nın tarikat değil, Ergenekon Terör Örgütü'nün yuvası olduğu ortaya çıkarıldı.

Anlamadığım şimdi tarikatları savunuyormusunuz savunmuyormusunuz ?
Belgeli ayrıntılı resimli haberleri var , evin etrafına yanaşan gazetecileri döven cüppeli sarıklıların.
 
Anlamadığım şimdi tarikatları savunuyormusunuz savunmuyormusunuz ?
Belgeli ayrıntılı resimli haberleri var , evin etrafına yanaşan gazetecileri döven cüppeli sarıklıların.

amacı ülkeyi bölmek olan birileri tarafından kurulmus simdi adı sanı belli olmayan tarikatları tabi savunmuyoruz örnek (alzimendiler refah yol hükemitini yıkmak için birileri tarafınan kuruldu bak simdi adını bilen yoktur )
bu cübbelilerde orda kasıtlı bulundukları aşikar her gördüğünüze inanmayın azcık sentez yapalım:goz:
 
amacı ülkeyi bölmek olan birileri tarafından kurulmus simdi adı sanı belli olmayan tarikatları tabi savunmuyoruz örnek (alzimendiler refah yol hükemitini yıkmak için birileri tarafınan kuruldu bak simdi adını bilen yoktur )
bu cübbelilerde orda kasıtlı bulundukları aşikar her gördüğünüze inanmayın azcık sentez yapalım:goz:

Gözümle gördüğüme inanmayıp sizemi inanacağım ?Boş konuştuğunun farkına varmadıysan birşey demiyorum.Evin bahçesinden 10-11 tane sarıklı cüppeli adam çıkıyor şimdi buna inanmayayım hemi ?
 
haberin kaynağı yine şu sızıntımı:durdurun hani iddianeme yok, ama ne hikmetse sözde kanıtların ortalıkta uçuşmasını sağlayan süper sızıntısımı zamanın. zaman zaman sızıntısı varsa artık ultra prima bile kurtarmaz bu davayı. sonuç çok net ortada, saçmalamanında ötesine geçtiler. savcı sanırım uyuyor, çünkü tüm kanıtlar medyanın sızmalarından geçiyor ( yerseniz kanıt işte) ama iddianame na mevcut...:goz:he canım diyom canım kardeşim he canım. zorlayın bakalım nerden kopacak bu deli dananın kuyruğu. dua edinde dana toptan taraf maraf dinlemeden hepimizi aynı batağa gömmesin. saygılar kardeşim..sıkıcı ve yorucu bu masal haberler. büyüyün artık....
 
SaçmaLık...Zaman yapma bunu =)
Cavu$pa$a Ergenekon üssüymü$ ... Peki oradaki Mahmut Hoca'damı Ergenekoncu ... Yok yok o Vatan Gazetesi muhaberini dövenLerde Ergenekoncu...Mürit kıLığına bürünmü$Ler.
Camideki İmam'ıda ErgenekoncuLar öLdürdü.Ama cübbeLi kıLıktaki ergenekoncu.
Cumhuriyet Çıkmazı ; Fetih Sokak gibi isimLeride ergenekoncuLar taktı.
O Cavu$pa$a yani Tarikat üssündeki ViLLa da ErgenekoncuLarın.Kırk yıLLık Mahmut Hoca da Ergenekoncu ya :hhmanD

Zaman Gazetesi baymaya ba$Ladı artık... :goz:
 
Hergün basında Ergenekon ile ilgili sayfa sayfa yeni deliller çıkıyor.Hergün araştırma hergün Zaman ve Vakit'de yeni deliller.Geçen bir yerde okumuştum tam üç milyon sayfa sadece telefon dinlemelerinden alınan kayıt varmış.Bu kadar emek bu kadar zaman,araştırma ve masraf pkk pisliği için yapılsa çoktan çökmüştü bu şer yuvası.İyide bir kişi söylesin bu deliller neden toplanıp iddianame hazırlanmıyor.Neden savcılık hala susuyor.Kesin eminim yarın yeni yeni deliller çıkacak basında yeni yeni iddialar yeralacak.Ama yine hiç bir ilerleme kaydedilmeyecek Ergenekon davasında.Neden Çünkü
Ortada İSPAT YOK..DELİL YOK...SUÇ YOK...
 
Gözümle gördüğüme inanmayıp sizemi inanacağım ?Boş konuştuğunun farkına varmadıysan birşey demiyorum.Evin bahçesinden 10-11 tane sarıklı cüppeli adam çıkıyor şimdi buna inanmayayım hemi ?

herseyin altında bi kulp arıyan sizler bunun altına bişey aramamanız sasırtıcı dogrusu devamlı işinize geldiği gibi bi öyle bir böyle demi ayrıca ikili tartısmaya sebeb olacak asalıyıcı kelimerlerden vazgecersen sevinirim birilerine hakaret ederek haklı cıkacagını sanıyorsan aldanıyosun boş konusuyosun kelimesini editlemeni tavsiye ederim :goz:

editlemesen zati düşüncelerimde yanılmamıs olurum

SaçmaLık...Zaman yapma bunu =)
Cavu$pa$a Ergenekon üssüymü$ ... Peki oradaki Mahmut Hoca'damı Ergenekoncu ... Yok yok o Vatan Gazetesi muhaberini dövenLerde Ergenekoncu...Mürit kıLığına bürünmü$Ler.
Camideki İmam'ıda ErgenekoncuLar öLdürdü.Ama cübbeLi kıLıktaki ergenekoncu.
Cumhuriyet Çıkmazı ; Fetih Sokak gibi isimLeride ergenekoncuLar taktı.
O Cavu$pa$a yani Tarikat üssündeki ViLLa da ErgenekoncuLarın.Kırk yıLLık Mahmut Hoca da Ergenekoncu ya :hhmanD

Zaman Gazetesi baymaya ba$Ladı artık... :goz:

haber zamana ait değil kaynak zaman haber vakite ait
bu önyargıyla cok ilerlemez Türkiye zati bırakın herkes herkese düşman olsun demi
devam edelim az kaldı Türkiye karısacak sözde abd düşmanlarıda sevinecek abdnın ekmegine en büyük yagı kim sürüyo belli oluyor:goz:
 
Gözümle gördüğüme inanmayıp sizemi inanacağım ?Boş konuştuğunun farkına varmadıysan birşey demiyorum.Evin bahçesinden 10-11 tane sarıklı cüppeli adam çıkıyor şimdi buna inanmayayım hemi ?

Tarihte bir çok müslüman düşünce önderleri de sarıklı cübbeliydi.Mevlanadan, Yunuısa hacı bektaşı veliye kadar.Saymaya kalksak sayfa dolar.

Ne var bunda.Ayrıca görüntü aldatmasın.

Nice elbiseler gördüm içinde insan yok,İnsanlar gördüm üzerinde elbise yok.
 
nasa ergenekon üssü çıktı
nasa ergenekon üssü çıktı. adı belirlenemeyen sızıntı kaynaklardan öğrendiğimize göre nasa nasıl olmuşsa ergenekon üssü imişte kimsenin haberi olmamış . bush ergenekoncu çetenin nasayı ele geçirdikten sonra kendisinide yakalayıp tek ayak üstünde durma cezası verceklerinden korktuğunu çok gizli sızma haber kaynağına aktardığı öğrenildi. bunun üzerine nato, birleşmiş milletler ayrılıkçı tamil gerillaları ve hatta putinin dahi ergenekoncu çete tarafından kurulup zavallı AB-D ve yahudilerle onların çok masunm yandaş ülkelerdeki destekçilerine saldırılmasından falan filan... endişe ve dişe dokunur tek haber olsa dert değil haber ajansından zırvalıklar sundu..muhabiriniz yerse bursa kestel arası....
kaynak:madran kaynak suyu

çok aliler gördüm osman çıktılar
nice dertler gördüm derman çıktılar
eski dostlar bize düşman çıktılar
bir yaralı döşten gayri nem kaldı

Aşık Mahsuni Şerif
 
Tarihte bir çok müslüman düşünce önderleri de sarıklı cübbeliydi.Mevlanadan, Yunuısa hacı bektaşı veliye kadar.Saymaya kalksak sayfa dolar.

Ne var bunda.Ayrıca görüntü aldatmasın.

Nice elbiseler gördüm içinde insan yok,İnsanlar gördüm üzerinde elbise yok.

Olay cübbede sarıkta değil onun içindeki kafalarda...
Ayrıca o zamanlar takım elbise kravat gibi şeyler yoktu.O zamanın kıyafetleri buydu.Sen şimdi Mevlana gömlek kravat giyse Mevlana olmayacakaymıydı?
Bizim olayımız temel elbisesi böyle olan ülkede çarşaf cübbe sarık gibi şeylerin giyilmesi.

nasa ergenekon üssü çıktı
nasa ergenekon üssü çıktı. adı belirlenemeyen sızıntı kaynaklardan öğrendiğimize göre nasa nasıl olmuşsa ergenekon üssü imişte kimsenin haberi olmamış . bush ergenekoncu çetenin nasayı ele geçirdikten sonra kendisinide yakalayıp tek ayak üstünde durma cezası verceklerinden korktuğunu çok gizli sızma haber kaynağına aktardığı öğrenildi. bunun üzerine nato, birleşmiş milletler ayrılıkçı tamil gerillaları ve hatta putinin dahi ergenekoncu çete tarafından kurulup zavallı AB-D ve yahudilerle onların çok masunm yandaş ülkelerdeki destekçilerine saldırılmasından falan filan... endişe ve dişe dokunur tek haber olsa dert değil haber ajansından zırvalıklar sundu..muhabiriniz yerse bursa kestel arası....
kaynak:madran kaynak suyu

çok aliler gördüm osman çıktılar
nice dertler gördüm derman çıktılar
eski dostlar bize düşman çıktılar
bir yaralı döşten gayri nem kaldı

Aşık Mahsuni Şerif

Kopardın beni:biggrin
 
herseyin altında bi kulp arıyan sizler bunun altına bişey aramamanız sasırtıcı dogrusu devamlı işinize geldiği gibi bi öyle bir böyle demi ayrıca ikili tartısmaya sebeb olacak asalıyıcı kelimerlerden vazgecersen sevinirim birilerine hakaret ederek haklı cıkacagını sanıyorsan aldanıyosun boş konusuyosun kelimesini editlemeni tavsiye ederim :goz:

editlemesen zati düşüncelerimde yanılmamıs olurum



haber zamana ait değil kaynak zaman haber vakite ait
bu önyargıyla cok ilerlemez Türkiye zati bırakın herkes herkese düşman olsun demi
devam edelim az kaldı Türkiye karısacak sözde abd düşmanlarıda sevinecek abdnın ekmegine en büyük yagı kim sürüyo belli oluyor:goz:

Zaman = Vakit
AnLam açısından farkı yok.İçerik açısından da fark yok
 
Olay cübbede sarıkta değil onun içindeki kafalarda...
Ayrıca o zamanlar takım elbise kravat gibi şeyler yoktu.O zamanın kıyafetleri buydu.Sen şimdi Mevlana gömlek kravat giyse Mevlana olmayacakaymıydı?
Bizim olayımız temel elbisesi böyle olan ülkede çarşaf cübbe sarık gibi şeylerin giyilmesi.


Bak ne güzel cvbı kendin vermişsin.Sorun insanların giydiklerinde değil,onların kafalarının içinde.Katılıyorum sana.

O zaman bu sarık ve cübbeye kafayı takan arkadaşa birlikte söle diyelim:
İNSANLARIN GİYİMLERİNE DEĞİL,KAFALARINA BAK,SARIK CÜBBEYLE UĞRAŞMA,AYRICA NİYETTE OKUMA,AĞIZLARINDAN DUYMADIKÇA İFTİRA ATMA

Dimi ama...
 
Bak ne güzel cvbı kendin vermişsin.Sorun insanların giydiklerinde değil,onların kafalarının içinde.Katılıyorum sana.

O zaman bu sarık ve cübbeye kafayı takan arkadaşa birlikte söle diyelim:
İNSANLARIN GİYİMLERİNE DEĞİL,KAFALARINA BAK,SARIK CÜBBEYLE UĞRAŞMA,AYRICA NİYETTE OKUMA,AĞIZLARINDAN DUYMADIKÇA İFTİRA ATMA

Dimi ama...

Kafalarının neye çalıştığı kanıtlanmış işte.Fotoğraf çekmek isteyen gazeteciyi linç etmek , o sarığın cüppenin içinde "insan" olmadığının göstergesidir.
Ayrıca kıyafet kanununu şimdi burada tartışmayalım istersen.

Zaman = Vakit
AnLam açısından farkı yok.İçerik açısından da fark yok

Ayrıca konudaki mesajın altında kaynak olarak Zaman'ı göstermiş arkadaş , sonra kaynak Zaman değil Vakit demiş.Çelişki sanırım
 
Olay cübbede sarıkta değil onun içindeki kafalarda...
Ayrıca o zamanlar takım elbise kravat gibi şeyler yoktu.O zamanın kıyafetleri buydu.Sen şimdi Mevlana gömlek kravat giyse Mevlana olmayacakaymıydı?
Bizim olayımız temel elbisesi böyle olan ülkede çarşaf cübbe sarık gibi şeylerin giyilmesi.


Bak ne güzel cvbı kendin vermişsin.Sorun insanların giydiklerinde değil,onların kafalarının içinde.Katılıyorum sana.

O zaman bu sarık ve cübbeye kafayı takan arkadaşa birlikte söle diyelim:
İNSANLARIN GİYİMLERİNE DEĞİL,KAFALARINA BAK,SARIK CÜBBEYLE UĞRAŞMA,AYRICA NİYETTE OKUMA,AĞIZLARINDAN DUYMADIKÇA İFTİRA ATMA

Dimi ama...

Sarık ve cübbe bu ülkenin kıyafetleri değildir her yerde batılaşalım her yerde bir ilerleme dürtüsü ama sarık ve cübbe giyen kişileri kıyafeti için sorgulamamız gerektiğini söylüyorsun.Zaten şu anda Türkiyede bir kişi sarık veya cübbe giyiyorsa zaten onun içinde insan yoktur
 
Kafalarının neye çalıştığı kanıtlanmış işte.Fotoğraf çekmek isteyen gazeteciyi linç etmek , o sarığın cüppenin içinde "insan" olmadığının göstergesidir.
Ayrıca kıyafet kanununu şimdi burada tartışmayalım istersen.



Tartışalım da bak sana 1926 kıyafet kanuna göre suç işlediğini haber vereyim.Yürürlükte olan bu kanun diyorki sokakta devlet dairelerinde,umuma açık her yerde şapka takmanı emrediyor sana,ülke şuanda topluca devrim kanunlarına muhalefet edip suç işliyor.

Bu vesile ile savcıları göreve davet ediyorum,Milyonlarca insana dava açması içi...
 
Tartışalım da bak sana 1926 kıyafet kanuna göre suç işlediğini haber vereyim.Yürürlükte olan bu kanun diyorki sokakta devlet dairelerinde,umuma açık her yerde şapka takmanı emrediyor sana,ülke şuanda topluca devrim kanunlarına muhalefet edip suç işliyor.

Bu vesile ile savcıları göreve davet ediyorum,Milyonlarca insana dava açması içi...

Konuyu saptırmakta üzerinize yok ancak mesajına cevap vereyim.

Şapkaya karşı çıkanların tepkileri ve gerekçeleri, Atatürk’ün bunlara cevabı ve alınan önlemler:

Şapkaya tepkiler din örtüsü altında geldi. Yenilik karşıtları gülünç denebilecek iddialar ileri sürerek, İslam savunucusu rolü üstlenerek şapkayı Atatürk’ün, dolayısıyla genç Cumhuriyetin “dinsizliğini” belgeleyen en önemli delil olarak ileri sürdüler. Şapka devrimi, 1925 yılından beri muhalif kitlelerin sembolü haline gelmiş, Atatürk devrimlerini benimsemeyenler, geleneksel yapının devamından yana olanlar, din adamları ve "gerici" çevreler, şapkayı batılılaşmanın, dolayısıyla Hıristiyan kültürünün simgesi olarak değerlendirmişler, şapka giymeyi de İslam’dan çıkmak, Hıristiyanlaşmak, hatta dinsizleşmek olarak yorumlamışlardır. Oysa ki Atatürk tüm devrimlerinde olduğu gibi, Türk toplumuna “çağdaş olan”ı göstermek ve iddiaların aksine başa örtülen şeyin dinle herhangi bir ilgisi bulunmadığı gerçeğini topluma anlatmak amacındaydı:

“(...) Şapka giydirdim anlasınlar ki insan, kisve ile din değiştirmez ve dini, herhangi bir kisveye alet etmez! Kısa bir zamanda bunu anlayacaklardır. Din ile kisvenin farkının ne olduğunu idrak edeceklerdir. Ben bu hesapları bir “gardrop” mevzuu üzerinde duracak kadar basit görmüş veyahut üzerinde durarak, onu inkılap kabul etmiş bir insan değilim. Şapka giydikten sonra bu iş ayrı, o iş ayrı diyecekler. Anlayacaklar ki, şapka giymekle kimse dinini değiştirmez”. Atatürk, “ Din ve şapka arasında bir bağlantı yoktur” dese de onun gibi düşünmeyenler halkı örgütleyip “şapka geldi, din elden gidiyor” yaygarası çıkardılar

Halkın şapkaya tepkisinin diğer bir nedeni ise şapkanın biçiminden kaynaklanıyordu. İslam’da ister sivil, ister asker kesiminden olsun, baş giysilerinde kenar çıkıntısı bulunmazdı. Zira bu çıkıntı, namaz kılarken müminin alnının yere değmesine engel oluyordu. Bir başka söyleyişle şapka, namaz kılmanın, yani Müslüman olmanın işareti olarak algılanmaya müsait bir başlık değildi.

Şapka Kanun Tasarısı, Büyük Millet Meclisince görüşülürken, taslağın Anayasaya aykırı olduğunu ileri süren Bursa milletvekili Nurettin Paşa’ya zamanın adalet bakanı Mahmut Esat (Bozkurt) şu yanıtı veriyordu: “Hürriyetin nasibi, irticanın elinde oyuncak olmak değildir… Ülkenin çıkarlarına olan şeyler hiçbir zaman Anayasaya aykırı olamaz, olmaması belirlenmiştir (mukayyettir).”

Bu kanun elbette hemen benimsenmedi. Şapka Kanununun çıkmasıyla birlikte Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon ve Gümüşhane gibi illerde protesto olayları yaşandı İstiklal Mahkemeleri, TBMM’nin çıkardığı laiklikle ilgili iki yasaya karşı yükselen tepkileri kovuşturmaya başladı. Bunlar, şapka iktisası (giyilmesi) ve tekke ve zaviyelerin seddi (kapatılması) kanunlarıydı. Yasaya göre, şapkadan başka bir başlık giymekte direnmenin cezası üç aya kadar hafif hapis iken, kanunu protesto hareketleri, sistemin meşruluğuna karşı yönelen idamlık suçlar sayıldı . Şapka, İstiklal Mahkemelerinin en önemli konusu haline geldi.

Aslında Cumhuriyetin ilanı, hilafetin kaldırılması, şer’iye mahkemelerinin kapatılması, hıyanet-i vataniye yasasına “dinin politikaya alet edilemeyeceği”nin eklenmesi gibi girişimler yüzünden kabaran tepkiler, şapka olayını bahane ettiler Din adına resmi binaların duvarlarına asılan ve halkı, yeşil sancak altında gösterilerde bulunmaya çağıran pankartlar, bu davranışı körüklemişti. Emniyet kuvvetleri ve mahkemeler, öfkeyi bastırmak için var güçleriyle çalışmaya başlarlar. Şapka aleyhinde olanlar veya her ne gerekçeyle olursa olsun şapka giymeyenler mahkemeye sevk edilir. Birçok kimse sürgün veya on-onbeş yıla varan hapis cezalarına çarptırılır. Rize’de 8, Maraş’ta 7, Erzurum’da 4 kişi idam edilir. Bir başka kaynakta da, Rize’de 8, Sivas’ta 3, İskilip’te 2, Menemen’de 28, toplam 78 kişinin idam edildiği geçmektedir

Mustafa Kemal Atatürk, şapka devriminden sonra şu görüşleri belirtmiştir: “Baylar, Takrir-i Sükun Yasasının yürürlükte ve İstiklal mahkemelerinin çalışmakta bulunduğu süre içinde yapılan işleri göz önünde getirecek olursanız, meclisin ve ulusun güven ve inancının tam yerinde kullanıldığı kendiliğinden anlaşılır. Yurtta girişilen büyük ayaklanma, cana kıyma eylemleri ortadan kaldırılarak, sağlanan dirlik ve düzenlik, elbette kamuyu sevindirmiştir. Baylar; ulusumuzun giymekte bulunduğu ve bilgisizliğin, aymazlığın, bağnazlığın, yenilik ve uygarlık düşmanlığının simgesi gibi görülen “fes”i atarak; onun yerine, bütün uygar ülkeler halklarının kullandığı şapkayı giymesi ve böylece Türk ulusunun uygar toplumlardan, anlayış yönünden de hiçbir ayrılığı olmadığını göstermesi gerekiyordu. Bunu, Takrir-i Sükun Yasasının yürürlükte bulunduğu sırada yaptık. Bu yasa yürürlükte olmasaydı yine yapacaktık. Ama buna, yasanın yürürlükte oluşu da kolaylık sağladı denirse, bu çok doğrudur. Gerçekten, Takrir-i Sükun Yasasının yürürlükte bulunuşu, kimi gericilerin kamuoyunu geniş ölçüde ağulamasına (zehirlemesine) olanak bırakmamıştır. Gerçi bir Bursa milletvekili, bütün yasama görevi boyunca hiçbir zaman kürsüye çıkmamış ve hiçbir zaman mecliste ulus ve Cumhuriyet yararlarını savunmak için bir tek söz bile söylememiş olan Bursa milletvekili Nurettin Paşa, yalnızca şapka giyilmesinin, “temel haklara, ulusal egemenliğe ve kişisel dokunulmazlığa aykırı işlem” olduğunu ileri sürmüş ve bunun, “halka uygulanmamasını sağlamaya” çalışmıştır. Ama Nurettin Paşa’nın ulus kürsüsünden alevlendirebildiği bağnazlık ve gericilik duyguları, en sonu birkaç yerde ve birkaç gericinin, İstiklal Mahkemelerinde hesap vermeleriyle söndü.”

http://tr.wikipedia.org/wiki/Şapka_Kanunu
Kurallar toplum içindir.Çoğunluğun kabulüne göre yaşıyoruz değilmi ?Demokrasi yani.
 
Kalabalık lafa gerek yok.
Sen bana bu kanun hala yürürlükte mi değil mi? onu söyle.
Vatandaş suç işliyor mu işlemiyor mu?
 
Zaman = Vakit
AnLam açısından farkı yok.İçerik açısından da fark yok

mesajı anladıgın için sana tesekkurler
bu sana göre öyle konuyu göstererek zamanı eleştirme konuyu saptırmıs olursun ayrıca kaynak eleştirmek yakışmıyor düşüncelerimizi koyalım ortaya düşüncemiz yoksa gereksiz tartısmaya gerek yok değil mi:goz:

Ayrıca konudaki mesajın altında kaynak olarak Zaman'ı göstermiş arkadaş , sonra kaynak Zaman değil Vakit demiş.Çelişki sanırım

güzel kardesim orda okuman yazman varsa kaynak zaman demişim zati haber vakite ait kimin bos konustugunu gösterdiğin için saol:goz:
 
Geri
Üst