muratcolez
New member
- Katılım
- 28 Nis 2007
- Mesajlar
- 9,287
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Çarşaf Sevgisi Bitti, Haşema Nefretine Buyrun...
Çarşaf açılımı gibi cin fikirleriyle, klasik üsttenci CHP yaklaşımına çelme takan "ben topraktan bir canım" duruşuyla girdi, takip edilen siyasetçiler albümüne. Gürsel Tekin, evet seçim döneminde gözümüze baka baka tribünlere oynadı. Ama, takiyye yapmasın, ikiyüzlü olmasın, tutamayacağı sözü vermesin eyvallah da; siyasetçi dediğin, sokaktaki vatandaş pozisyonunda olsa, umurunda olmayacak konulara karşı bir farkındalık geliştirmesi gereken kişiydi.
Gürsel Tekin'in yaptığı, özde buydu. Çarşafa bayılmıyordu belli ki, ama bir siyasetçi olarak duyarlı olması gerekirdi, olmuştu. Kabul başlarda biraz kızmıştık, çünkü çarşaf açılımı dediğimiz şey, iktidarda olan bir partinin bile meşruiyetinin peşine soru ünlemi takarak, o partinin enerjisini yıllarca toprağa akıtan "halkın dini duygularını istismar etme" suçlamasındaki tüm gösterenleri aynen taşıyordu.
Tekin'in çarşaf açılımı, talkını hükümete verip, salkımı mideye indirmekten başka bir şey değildi. Ama sonuçta bu açılım CHP'nin kibir imajını biraz olsun kırmış mıydı, kırmıştı. Tekin başarılı olmuş muydu, olmuştu. Göstermelik bile olsa çarşaflıyı dışlamayan CHP fikri bize iyi gelmiş miydi, gelmişti.
Buraya kadar güzeldi. Gelgelelim, geçtiğimiz haftasonu CHP İl Başkanı'nın çevresine topladığı birkaç on kişiyle Florya Plajı'nın Büyükşehir Belediyesi tarafından halka kapatılmasını bahane ederek Cumhuriyet değerleri, Atatürk ve dahi deniz-plaj hakkı gösterisi yapmaya kalkışması, gelmiş geçmiş tüm açılımlarını zayi etti, mundar etti.
Çünkü bunu yapmadan önce şu soruları cevaplaması gerekiyordu: Çok pardon ama, madem Atatürk Florya'dan halkla birlikte denize girdiği için, o bölgenin "kutsal su" addedilmesi gerekiyordu, o plaj 2006'dan önceki son 25 yıl boyunca kullanılmazken/kapalıyken aklınız, hassasiyetleriniz, rejim sevdanız neredeydi?
Florya Plajı'nı 25 yıllık aradan sonra, 2006 yılında temizleyerek halkın kullanımına açan da aynı belediye, bugün "gemi sintine atıkları insanların ayaklarına yapışıyor" ifadesiyle kirliliği gerekçe göstererek kapatan da. Madem Atatürk düşmanlığı vehim değil gerçekti, hiçbir mecburiyeti olmamasına rağmen o belediye, 25 yıl aradan sonra Florya plajını neden temizleyip kullanıma açmıştı?
Hayır, laiklik dendiği anda, histriyonik kişilik bozukluğuna bağlayanlar, tatmin olmadı. Yapılan "O alan için yeni projeler var, Bu nedenle kapalı" açıklaması bile, dram krallarını, kraliçelerini kesmedi.
Protesto eyleminden bir gün önce CHP İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada; "Bir zamanlar Atatürk ile birlikte modern Türk kadınının serbestçe yüzdüğü plajda bugün sadece AKP'lilerin haşemalı eşleri yüzüyor" denildi üstelik (08.08.2009 Milliyet).
Plaj sadece AK Partililere tahsis edildiyse, bu Ege ve Akdeniz sahillerindeki tüm kum zerrecikleri babalarının tapusundaymış, kullanım hakkı sonsuza dek kendilerine tahsis edilmiş gibi yapan "haşema gördün mü ya saldır-bulaş, ya da 500 metre uzaklaş" ekürisiyle aynı zihniyet çizgisinde hizalanmak demektir ki, bu kabul edilir değildir. Gelgelelim kişisel kanaatim, o plajı AK partinin haşemalıları kullanıyor olsaydı, bu kesinlikle Doğan grubunun acar fotoları tarafından belgelenirdi.
İkinci ve daha önemli husus; seçim öncesi, AK Parti yapsaydı, "Eyvah, İran olduk" naralarının gerekçesi olabilecek keskinlikte bir açılımla, göstere göstere çarşaflı üye kabul ederken, seçim sonrası o çarşaflıların fazla modern bulacakları için giymeyi asla kabul etmeyecekleri "haşema"yı bir kalemde gericilikle yan yana getirmeniz çelişki değil mi? Kaldı ki "haşema"nın 'copyright'ı AK Parti'de değil, tıpkı başörtüsünün olmadığı gibi.
Bu ülkede "hem muhafazakarım hem modernim" diyen hemen her ailenin, -özel plaj tahsisi de bazılarına göre irtica alameti sayıldığı için- herkese açık plajlarda giymeyi tercih ettiği bir deniz giysisi haşema. Estetik bulursunuz bulmazsınız, içinde rahat edersiniz ya da etmezsiniz mesele bu değildir, mesele sadece örtülülerin istifade ettiği bir "yangın çıkışı" olmadığıdır "haşema"nın. Açık olup, dizaltı etek, kısa kolla dolaştığı halde; plajda mayo-bikini giymeyi uygun bulmayan pek çok kadın için de kurtarıcıdır.
Yani neymiş?
Seçimden önce "Anadolulu, gönül ehli, candan " görüntüsü vererek ucuz halkçılık gösterileri yapıp, seçimden sonra ise toplam nüfusa oranının oldukça yüksek olduğunu tahmin ettiğim ortalama modern muhafazakar kesimin kullandığı bir deniz giysisini anti-modern ilan ederek o klasik CHP totaliterliğine dönüvermek yanlış kaçıyor. En azından gelecek seçimler hesaba katıldığında.
Gürsel Tekin'e biri söylemeli; vatandaşa itimat telkininde bulunmayı, "biz Kemalist seçkinci değiliz, sizdeniz" imajlarına oynamayı sadece seçimden seçime hatırlamak, çekirgenin sadece bir kez sıçrayacağı anlamına gelebilir. Yemezler yani. Hele uyanık seçmen hiç. Benden söylemesi.
KAYNAK
Çarşaf açılımı gibi cin fikirleriyle, klasik üsttenci CHP yaklaşımına çelme takan "ben topraktan bir canım" duruşuyla girdi, takip edilen siyasetçiler albümüne. Gürsel Tekin, evet seçim döneminde gözümüze baka baka tribünlere oynadı. Ama, takiyye yapmasın, ikiyüzlü olmasın, tutamayacağı sözü vermesin eyvallah da; siyasetçi dediğin, sokaktaki vatandaş pozisyonunda olsa, umurunda olmayacak konulara karşı bir farkındalık geliştirmesi gereken kişiydi.
Gürsel Tekin'in yaptığı, özde buydu. Çarşafa bayılmıyordu belli ki, ama bir siyasetçi olarak duyarlı olması gerekirdi, olmuştu. Kabul başlarda biraz kızmıştık, çünkü çarşaf açılımı dediğimiz şey, iktidarda olan bir partinin bile meşruiyetinin peşine soru ünlemi takarak, o partinin enerjisini yıllarca toprağa akıtan "halkın dini duygularını istismar etme" suçlamasındaki tüm gösterenleri aynen taşıyordu.
Tekin'in çarşaf açılımı, talkını hükümete verip, salkımı mideye indirmekten başka bir şey değildi. Ama sonuçta bu açılım CHP'nin kibir imajını biraz olsun kırmış mıydı, kırmıştı. Tekin başarılı olmuş muydu, olmuştu. Göstermelik bile olsa çarşaflıyı dışlamayan CHP fikri bize iyi gelmiş miydi, gelmişti.
Buraya kadar güzeldi. Gelgelelim, geçtiğimiz haftasonu CHP İl Başkanı'nın çevresine topladığı birkaç on kişiyle Florya Plajı'nın Büyükşehir Belediyesi tarafından halka kapatılmasını bahane ederek Cumhuriyet değerleri, Atatürk ve dahi deniz-plaj hakkı gösterisi yapmaya kalkışması, gelmiş geçmiş tüm açılımlarını zayi etti, mundar etti.
Çünkü bunu yapmadan önce şu soruları cevaplaması gerekiyordu: Çok pardon ama, madem Atatürk Florya'dan halkla birlikte denize girdiği için, o bölgenin "kutsal su" addedilmesi gerekiyordu, o plaj 2006'dan önceki son 25 yıl boyunca kullanılmazken/kapalıyken aklınız, hassasiyetleriniz, rejim sevdanız neredeydi?
Florya Plajı'nı 25 yıllık aradan sonra, 2006 yılında temizleyerek halkın kullanımına açan da aynı belediye, bugün "gemi sintine atıkları insanların ayaklarına yapışıyor" ifadesiyle kirliliği gerekçe göstererek kapatan da. Madem Atatürk düşmanlığı vehim değil gerçekti, hiçbir mecburiyeti olmamasına rağmen o belediye, 25 yıl aradan sonra Florya plajını neden temizleyip kullanıma açmıştı?
Hayır, laiklik dendiği anda, histriyonik kişilik bozukluğuna bağlayanlar, tatmin olmadı. Yapılan "O alan için yeni projeler var, Bu nedenle kapalı" açıklaması bile, dram krallarını, kraliçelerini kesmedi.
Protesto eyleminden bir gün önce CHP İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada; "Bir zamanlar Atatürk ile birlikte modern Türk kadınının serbestçe yüzdüğü plajda bugün sadece AKP'lilerin haşemalı eşleri yüzüyor" denildi üstelik (08.08.2009 Milliyet).
Plaj sadece AK Partililere tahsis edildiyse, bu Ege ve Akdeniz sahillerindeki tüm kum zerrecikleri babalarının tapusundaymış, kullanım hakkı sonsuza dek kendilerine tahsis edilmiş gibi yapan "haşema gördün mü ya saldır-bulaş, ya da 500 metre uzaklaş" ekürisiyle aynı zihniyet çizgisinde hizalanmak demektir ki, bu kabul edilir değildir. Gelgelelim kişisel kanaatim, o plajı AK partinin haşemalıları kullanıyor olsaydı, bu kesinlikle Doğan grubunun acar fotoları tarafından belgelenirdi.
İkinci ve daha önemli husus; seçim öncesi, AK Parti yapsaydı, "Eyvah, İran olduk" naralarının gerekçesi olabilecek keskinlikte bir açılımla, göstere göstere çarşaflı üye kabul ederken, seçim sonrası o çarşaflıların fazla modern bulacakları için giymeyi asla kabul etmeyecekleri "haşema"yı bir kalemde gericilikle yan yana getirmeniz çelişki değil mi? Kaldı ki "haşema"nın 'copyright'ı AK Parti'de değil, tıpkı başörtüsünün olmadığı gibi.
Bu ülkede "hem muhafazakarım hem modernim" diyen hemen her ailenin, -özel plaj tahsisi de bazılarına göre irtica alameti sayıldığı için- herkese açık plajlarda giymeyi tercih ettiği bir deniz giysisi haşema. Estetik bulursunuz bulmazsınız, içinde rahat edersiniz ya da etmezsiniz mesele bu değildir, mesele sadece örtülülerin istifade ettiği bir "yangın çıkışı" olmadığıdır "haşema"nın. Açık olup, dizaltı etek, kısa kolla dolaştığı halde; plajda mayo-bikini giymeyi uygun bulmayan pek çok kadın için de kurtarıcıdır.
Yani neymiş?
Seçimden önce "Anadolulu, gönül ehli, candan " görüntüsü vererek ucuz halkçılık gösterileri yapıp, seçimden sonra ise toplam nüfusa oranının oldukça yüksek olduğunu tahmin ettiğim ortalama modern muhafazakar kesimin kullandığı bir deniz giysisini anti-modern ilan ederek o klasik CHP totaliterliğine dönüvermek yanlış kaçıyor. En azından gelecek seçimler hesaba katıldığında.
Gürsel Tekin'e biri söylemeli; vatandaşa itimat telkininde bulunmayı, "biz Kemalist seçkinci değiliz, sizdeniz" imajlarına oynamayı sadece seçimden seçime hatırlamak, çekirgenin sadece bir kez sıçrayacağı anlamına gelebilir. Yemezler yani. Hele uyanık seçmen hiç. Benden söylemesi.
KAYNAK