denız
New member
- Katılım
- 10 Ocak 2006
- Mesajlar
- 1,557
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Eskiden kadın olmak daha kolaydı..
Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar, çocuk bakarlardı.. Sadece eşinin geliri düşükse kadın çalışırdı ve çalışan kadına acınırdı.. Kadın çalışıyorsa, erkeğin evine bakamayacağı düşünülürdü, zaten kadın bekarken çalışıyor idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu..
90'lı yıllara gelindiğinde kadıin sadece evde olmak istemedi, artık çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu..
Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya basladı. Bu kadının hoşuna gitmisti.. Çalisiyor, istedigi gibi harcıyor, geziyordu.. Artik çalışan kadın evli olmak degil bekar olup gününü gün etmek istiyordu..
Yaşasın özgürlük...
Çalışan kadın artıik işkolik olmuşstu, çalışıyor ve yüksekliyordu.. Zirveye ulaşmıştı, birçok şirkette önce orta kademe, sonra üst kademe yöonetici kadin oldu.. Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalniz ve işkolik 30lu yaşlarında kadınlarla doluydu..
Bu çalışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti..
Artık hem evli ve hem de başarılı çalışan kadın olmalıydı..
Çalışan kadın etrafina bakındı, başarılı, paralı koca adayları gözden geçirildi..
Adaylardan kel, şilman ve kısa boylu olanlar hemen elendi.
İnce ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Subat'ta müthiş süprizler yapabilen, kimsenin bilmediği yerlerde başbaşa tatillere götüren, yasamayı seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapışıldı..
Yurt dışından gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem düğünler yapılıp , Maldivler'e yada Bali'ye balayına gidildi.
Balayından sonra çalışan kadın hıizla iş başı yaptı.
Gündüzleri toplantıdan toplantiıa koştururken artık akşam yemegini de düşünmeye başlamıştı.. Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, eşinin gömlekleri, pantolanları ütülü mü, kiyafetleri kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini çıkar, iş çıkışı git al, eve gel, aksam yemegini hazirla...
Çalışan kadın artık mutluydu. Gece yatagı sıcacıktı..
Üzülünce derdini paylaşan, hastalanınca ona bakan, aglayınca destek olacak bir omuza, göz yaşlarını silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat koşturmak kadina vız geliyordu. Etraf bu sekilde koşuşturan, ev ile iş arası cift vardiya çalışan kadınla doluydu.
Zaman geçiyordu. Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu...
Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyarı vermeye basladı. Evet çalışan kadın hemen çığlıklar atmaya basladı 'Bebek de yaparim kariyer de ' diye.. Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını doldurdular. Çalisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar. 1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.
Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere kosulup, özel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, turşu , börek, erik aşerilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden ..
Çalışan kadın çocuğunu eski usül büyütmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek büyütme kitaplari alindi, bir cok Internet sitesine uye olundu, Yoga ve Anne-baba kurslarina yazilindi.
Çalışan hamile kadin artik gün gün takip ediyordu bebeginin gelisimini.
Bugun 43. Gun, bebegim üzüm tanesi gibi... 59. Gun, parmaklari olustu... 89. gün, bugun ilk defa hıçkırdı... 210 uncu gunden sonra artik bebegin Matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.
Sonunda mutlu gün geldi.
Çalışan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden sonra calisan kadin öldürücü diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde iş başı yapmıştı..
Artik başarılı bir yönetici, iyi bir eş ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
Bebek büyüdükçe, sosyallesmesi icin çalışan kadıin cumartesilerini cocuğuna ayırdı. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya başladılar.. Yas gunu partileri, tiyatrolar, piyano dersleri, basketbol, tenis ve yuzme kurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
Çalışan kadına bu da yetmedi.
Artik hem calisiyor, hem iyi bir eş olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. Çalışan kadın çıtayı birkez daha yükseltti.
O artik evinde katkısız, sağlikli ekmekler, reçeller yapmali, organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali, çocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel süsleyebilmeliydi. Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
Toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye başladilar, 'Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini vereyim 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir aksam gelin de size de yapayim' şeklindeki konuşmalar uzayıp gitti..
Bakalim çalışan kadın bundan sonra çıtasını nereye yükseltecek?
_______________________________________
Gelelim erkege...
Bu süreç icerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor, bira içiyor ve maça gidiyordu...
_________________________________________
GÖRÜLEN O Kİ ERKEKLERİN BİZDEN BİR FAZLALARI DEĞİL, ÇOK BÜYÜK EKSİKLİKLERİ VAR
:dilKiz: :dilKiz: :dilKiz:
Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar, çocuk bakarlardı.. Sadece eşinin geliri düşükse kadın çalışırdı ve çalışan kadına acınırdı.. Kadın çalışıyorsa, erkeğin evine bakamayacağı düşünülürdü, zaten kadın bekarken çalışıyor idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu..
90'lı yıllara gelindiğinde kadıin sadece evde olmak istemedi, artık çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu..

Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya basladı. Bu kadının hoşuna gitmisti.. Çalisiyor, istedigi gibi harcıyor, geziyordu.. Artik çalışan kadın evli olmak degil bekar olup gününü gün etmek istiyordu..
Yaşasın özgürlük...

Çalışan kadın artıik işkolik olmuşstu, çalışıyor ve yüksekliyordu.. Zirveye ulaşmıştı, birçok şirkette önce orta kademe, sonra üst kademe yöonetici kadin oldu.. Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalniz ve işkolik 30lu yaşlarında kadınlarla doluydu..
Bu çalışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti..

Artık hem evli ve hem de başarılı çalışan kadın olmalıydı..
Çalışan kadın etrafina bakındı, başarılı, paralı koca adayları gözden geçirildi..

Adaylardan kel, şilman ve kısa boylu olanlar hemen elendi.
İnce ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Subat'ta müthiş süprizler yapabilen, kimsenin bilmediği yerlerde başbaşa tatillere götüren, yasamayı seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapışıldı..
Yurt dışından gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem düğünler yapılıp , Maldivler'e yada Bali'ye balayına gidildi.

Balayından sonra çalışan kadın hıizla iş başı yaptı.
Gündüzleri toplantıdan toplantiıa koştururken artık akşam yemegini de düşünmeye başlamıştı.. Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, eşinin gömlekleri, pantolanları ütülü mü, kiyafetleri kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini çıkar, iş çıkışı git al, eve gel, aksam yemegini hazirla...

Çalışan kadın artık mutluydu. Gece yatagı sıcacıktı..
Üzülünce derdini paylaşan, hastalanınca ona bakan, aglayınca destek olacak bir omuza, göz yaşlarını silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat koşturmak kadina vız geliyordu. Etraf bu sekilde koşuşturan, ev ile iş arası cift vardiya çalışan kadınla doluydu.

Zaman geçiyordu. Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu...
Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyarı vermeye basladı. Evet çalışan kadın hemen çığlıklar atmaya basladı 'Bebek de yaparim kariyer de ' diye.. Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını doldurdular. Çalisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar. 1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.

Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere kosulup, özel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, turşu , börek, erik aşerilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden ..
Çalışan kadın çocuğunu eski usül büyütmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek büyütme kitaplari alindi, bir cok Internet sitesine uye olundu, Yoga ve Anne-baba kurslarina yazilindi.

Çalışan hamile kadin artik gün gün takip ediyordu bebeginin gelisimini.
Bugun 43. Gun, bebegim üzüm tanesi gibi... 59. Gun, parmaklari olustu... 89. gün, bugun ilk defa hıçkırdı... 210 uncu gunden sonra artik bebegin Matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.

Sonunda mutlu gün geldi.
Çalışan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden sonra calisan kadin öldürücü diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde iş başı yapmıştı..

Artik başarılı bir yönetici, iyi bir eş ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
Bebek büyüdükçe, sosyallesmesi icin çalışan kadıin cumartesilerini cocuğuna ayırdı. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya başladılar.. Yas gunu partileri, tiyatrolar, piyano dersleri, basketbol, tenis ve yuzme kurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.

Çalışan kadına bu da yetmedi.
Artik hem calisiyor, hem iyi bir eş olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. Çalışan kadın çıtayı birkez daha yükseltti.
O artik evinde katkısız, sağlikli ekmekler, reçeller yapmali, organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali, çocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel süsleyebilmeliydi. Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.

Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
Toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye başladilar, 'Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini vereyim 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir aksam gelin de size de yapayim' şeklindeki konuşmalar uzayıp gitti..
Bakalim çalışan kadın bundan sonra çıtasını nereye yükseltecek?

_______________________________________
Gelelim erkege...
Bu süreç icerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor, bira içiyor ve maça gidiyordu...
_________________________________________
GÖRÜLEN O Kİ ERKEKLERİN BİZDEN BİR FAZLALARI DEĞİL, ÇOK BÜYÜK EKSİKLİKLERİ VAR
:dilKiz: :dilKiz: :dilKiz: