Çakıcı'dan Can Dündar'a: Akıllı Ol!!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
her kim olursa olsun
sırf kendi fikirlerine ters görüş bildirdi diye tehdit edilemez,
eğer fikirde suç unsuru varsa
buna gereken cezayı mahkemeler verecektir,
yarinde diğer görüşten biri fikrine uymadı diye başkasını tehdit etsin,
bunlar hoş değil,
son dönemlerde ülkemize karşı oyunlar oynanıyor,
fikirleri ne olursa olsun,
ülkemi seven herkesim birlik ve beraberlik içinde olmalı diye düşünüyorum
saygılarımla
 
Can Dündar klasiği Bu adamın Sonra ne Mal olduğu herkes anlayacak ama Ne zaman..
 
Akıllı ol lafı ne demek acaba???
rica ediyorum deyince bu sözü söylememiş mi oluyor yoksa illegal işlerinin halkasına bir yenisini mi eklemiş???
şöyle söylemesi yeterliydi aslında;

"Bakınız beyefendi yaptığınız işi insani ve mesleğinizin ahlaki kuralları içerisinde yapmaya çalışın. "

zaten ana düşüncesi bu sözlerinde.

ama akıllı ol vs. söylemler kullanarak asıl amacını ağzından kaçırmış

bir de

sırf kendi görüşünüze yakın bulduğunuz için savunmayın bazı kişileri
adam hapiste hiç merak edip bakan araştıran oldu mu acaba niye hapse düşmüş???
buyrun okuyun ve kimi,neyi savunduğunuzu iyi bilin ;)

http://www.gayrimesru.com/alaattin_cakici/alaattin-cakici.htm adresinden alıntıdır.

Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan’ın, işadamı Selim Edes’den aldığı rüşveti geri ödememesi üzerine paranın tahsilatı için Özal ailesinin, Çakıcı’nın eşi Uğur Kılıç’tan ricasıyla Çakıcı görevlendirilmişti. Civan, ödeme yapmayı kabul etmemesi üzerine 19 Eylül 1994 tarihinde Fulya civarında 4 kurşunla vuruldu. Dündar Kılıç savcılıkta aradaki hatılı kişinin Semra Özal olduğunu söyledi ancak ilk başta Uğur Kılıç Özal ailesini korumak amacıyla bunu inkar etti ancak daha sonra o da bunu doğruladı.


Uğur Kılıç, 4 Şubat 1994 ‘te Nokta dergisinde kendisi için ‘çapkın’ nitelemesi yapan gazeteci Ayşe Önal’ı vurma girişimi sonuçsuz kalmıştı.Bu olayı protesto eden Hıncal Uluç’a ise Alaattin Çakıcı 5 Mart 1994 günü silahlı saldırı düzenletti.


Bu dönemlerde Çakıcı ve Uğur Kılıç’ın araları çeşitli sebeplerle açılmıştı.


11 Ekim 1994 tarihinde Alaattin Çakıcı ve Uğur Kılıç boşanmak üzere mahkemeye başvurdular ve 4 Kasım 1994 tarihinde boşandılar.


Boşanmalarının üzerinden 2 ay geçtikten sonra Çakıcı Show Tv’ye bir kaset gönderdi. Kasette Dündar Kılıç ile Çakıcı, Uğur Kılıç’ın ‘lezbiyen’ ilişkisi dile geitirliyordu. Show tv bandı yayınlamadı. Bu durumu öğrenen Uğur Kılıç çılgına döndü.


20 Ocak 1995 ‘te Çakıcı, Uğur Kılıç’ı Uludağ’a, hem kendi hemde Uğur Kılıç’ın oğlu Onur’un doğumgünü için davet etmişti. Uludağ’a Ali Şen’in Maş Air firmasına ait helikopteriyle gitmişleri. Uğur Kılıç içki almak için gittiği barda Çakıcı’nın şoförü Abdurrahman Keskin tarafından vurularak öldürüldü.

Bir yandan Engin Civan’ın yaralanmasına, diğer taraftan Ocak 1995 ‘de eski karısı Uğur Kılıç’ı öldürtmeye azmettirmekten aranan Çakıcı, Şubat 1995 ‘te gazete ve televizyonlara “bülten” şeklinde faks çekerek Dev-Sol lideri Dursun Karataş’ı öldüreceğini bildirdi.


Erol Evcil ‘le ilişkilerini geliştiren Çakıcı, Evcil hapisteyken, Evcil’in Türk Ticaret Bankası’nı almasına engel olduğunu düşündüğü Adil Öngen’e 12 Mart 1997 tarihinde saldırıda bulundu. Öngen yara almadan kurtuldu.


1 Mayıs 1997 tarihinde Çakıcı, Özer Çiller’in Türkbank satışı için Adil Öngen aracılığıyla 20 milyon dolar istediğini, banka satışına engel gördüğü Adil Öngen’in kendi adamları tarafından vurulduğunu açıkladığı çarpıcı Flash Tv konuşmasını yaptı.

Bu konuşma üzerine, Çiller hükümeti, Engin Civan ve Uğur Kılıç dosyalarından aranırken Yavuz Ataç tarafından yurtdışına kaçırılan Çakıcı’yı yakalatıp ülkeye getirtmek için düğmeye bastı.

Erol Evcil ile Çakıcı arasındaki menfaat ilişkileri güçlenmeye başlamıştı. Çakıcı, bir bakıma Evcil ile bir ortaklık kurmuş ve iş dünyasında istediklerini yapıyorlardı.

Çakıcı, Evcil’in ticari konularında devreye giriyordu. Bunlardan birisi Evcil’in kredi borcu olan Demirbank ile olan ilişkilerine Çakıcı’yı sokmasıydı. Demirbank’ın sahibi Halit Cıngıllıoğlu son anda bir saldırıdan kurtuldu ve Evcil ile masaya oturarak isteklerini kabul etmek zorunda kaldı.

Çakıcı bu olaydan sonra Halit ve Sema Cıngıllıoğlu kardeşlerin arasındaki hisse ihtilafı için devreye girdi. Durumu fark eden Halit Cıngıllıoğlu, kardeşinin isteklerini kabul ederek ikinci tehlikeyi de atlattı.

Çakıcı 1995 yılında Sümerbank’ı alan Hayam Garipoğlu’ndan, Rol Evcil ile beraber bir keresinde 900 bin dolar bir keresinde de 1-1,5 milyon dolar olmak üzere iki kere para aldı.


Erol Evcil ile Cavit Çağlar’ın arasında bulunan iplik ticaretinden doğan problem için devreye giren Çakıcı, Erol Evcil’in 2,8 milyon dolara aldığı fabrikayı Cavit Çağlar’a 10 milyon dolara sattı. Bu paranın 4,5 milyon doları Çakıcı’ya ödendi.


Kendisinin ABD de olduğu bu dönemde Çakıcı, ailesinin vize almak için başvurduğu ve olumsuz sonuç aldığı ABD Konsolosluğuna saldırı tertipledi ancak, kendisini ABD ‘de zora sokacağını düşünerek bu saldırıdan vazgeçti.


Yavuz Ataç’ın Çin’e görevlendirilmesine kızan Çakıcı, buna tepki olarak Cavit Çağlar’a suikast planladı ancak başarılı olamadı. Çakıcı, her konuda önünü açan Yavuz Ataç’ın ülkeye tekrar getirilmesi ve yükselmesi için her türlü çabayı gösterdi.


28 Şubat 1997 ‘de Başbakan Necmettin Erbakan’ın istifasıyla sonuçlanan süreç, Mesut Yılmaz’ı da Başbakan yaptı. Daha önce 2 adamının cezaevine girmesine neden olan Türkbank’ı namus meselesi olarak gören Çakıcı, bu bankanın tekrar ihaleye çıkmasıyla beraber Korkmaz Yiğit’e teklif götürdü. Bankayı alması için Yiğit’le anlaştıktan sonra Çakıcı, ihalenin yapılacağı 4 Ağustos 1998 tarihine kadar ortamı iyice gerdi. Bu ihaleye katılacaklara tanınan kişileri aracı olarak gönderip, bu bankanın namus meselesi olduğunu ileterek isteklileri tehdit ediyordu. İhale 600 milyon dolara Korkmaz Yiğit’e kaldı.


Temmuz 1997 ‘de Alaattin Çakıcı’yı yakalamak için ABD’ye giden ‘avcı’ lakaplı Şentürk Demiral elleri boş geri döndü. Çünkü bu operasyonu Eyüp Aşık Çakıcı’ya söylemişti ve Çakıcı ABD’yi terk etmişti.


17 Ağustos 1998 günü saat 12.00 civarında otelden ayrılmak üzere olan Alaattin Çakıcı, Muradi Güler ve Fatoş Aslı Ural, Fransa’nın Nice kentinde Fransız polisleri tarafından göz altına alındı.


23 Eylül günü, Eyüp Aşık’ın telefonda Çakıcı’ya ABD’yi terk et uyarısını yaptığı kasedi yayınlandı ve ülke gündemine oturdu.


14 Aralık 1999’da Çakıcı kendi isteğiyle Fransa’dan Türkiye’ye getirildi.


Türkiye’ye getirilen Çakıcı, cezaevi günlerinde Erol Evcil’den kaynaklı olarak Nuri Ergin ‘le ters düştü. Medya önünde karşılıklı hakaretler edildi. Bu dönemde Çakıcı, adamlarına Karagümrük’de bulunan Ergin kardeşlerin kahvehanesine adamlarına 26 Mart 2000 tarihinde baskın düzenletti ve 15 kişiyi yaralattı.


Çakıcı 29 Kasım 2002 tarihinde Kartal Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.


7 Nisan 2004 tarihinde Yargıtay 1.Ceza Dairesi Karagümrük Baskını davasından dolayı Çakıcı’ya çete kurmak ve yönetmek suçundan verilen 3 yıl 4 aylık hapis cezasını onayladı. 5 Mayıs tarihinde İstanbul DGM Çakıcı için cezasının onaylanması sebebiyle yakalama emri çıkarttı ancak Çakıcı 3 Mayıs 2004 tarihinde yurtdışına kaçmayı başarmıştı.


Çakıcının Yargıtay’da görüşülen dosyası ile ilgili olarak daha sonra Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu ve müteahhit Süha Şen’in yer aldığı bir skandal ülke gündemine oturdu.


22 Mayıs 2004 ‘te Çakıcı ile ilgili kırmızı bülten çıkarılması için tüm ülkelerin Interpol Daire Başkanlıklarına mesaj geçildi.


14 Temmuz 2004 ‘te saat 18.00 ‘da Alaattin Çakıcı Avusturya ‘nın Graz kenti yakınlarında, WEGA timlerince yakalandı. Çakıcı’nın üzerinden emekli MİT görevlisi Faik Meral’e ait pasaport çıktı.


5 Ekim 2004 Tarihinde Viyana Eyalet mahkemesi Alaattin Çakıcı’nın Türkiye’ye iadesine karar verdi.

14 Ekim 2004’te Çakıcı Türkiye’ye getirilerek Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne konuldu.
 
isi baya ciddilestirdiniz arastirmalar filan :)

can dundari savunmakla cakıcıyı sawunmak arasında ne fark war ki? ikiside babamizin oglu degil, herkez de kendi gorusune yakin olani savunuyor

bence burda yazilanlari bu kadarda ciddiye almayin ;)
 
ifrit' Alıntı:
isi baya ciddilestirdiniz arastirmalar filan :)

can dundari savunmakla cakıcıyı sawunmak arasında ne fark war ki? ikiside babamizin oglu degil, herkez de kendi gorusune yakin olani savunuyor

bence burda yazilanlari bu kadarda ciddiye almayin ;)

ben mafya olgusuna karşıyım
Can Dündar'ı da sevmem ama ordaki ismin Can Dündar olması hiç önemli değil.
kim olursa olsun farketmez

ayrıca Çakıcı'nın bir siyasi görüşü kendi fikirlerine alet etmesi de o görüşü asla kirletemez.

zaten hayatta da olayları bu sağ-sol muhabbetinden kopabildiğiniz kadar(bknz objektif olmak,olaylara objektif yaklaşmak) gerçeği anlayabilme şansınız artar.

bilmem anlatabildim mi???
 
olay can dündarı sevip sevmemek değil kardeşim,
olay bi yorumundan dolayı dehdit edilen bir yazar,
sevmeye bilirsiniz normal,
ama yazısını sevmedi diye dehdit edilmesi hoş değil,
saygılarımla
 
ALIEN_07' Alıntı:
Can Dündar klasiği Bu adamın Sonra ne Mal olduğu herkes anlayacak ama Ne zaman..

Ayni seyi baska bir konudada yazmistin.. Bunu bulundugun yere yazsan
daha cok kisiye ulasirsin :) Bende cok merak ettim ne mal bu adam acaba
yakinda ortaya ciksa da ogrensek..
 
burada insanlar mafyayi desteklemiyor zaten, gorusu destekliyor, can dundari sewmedikleri icin destek oluyorlar

yoksa kimse mafyayi sewmez, bende kendi adima nefret ederim, cok basimin belaya girmisligi de wardir ki nefret etmemin en buyuk sebebidir, aklima geldikce

Allah`im zalim olmaktan ve zalimlerin serrinden koru diye de dua ederim. Allah cumlesinin belasini wersin yoksa, ne canlar yakiyorlar...
 
Tamam şimdi biz bu "tehdit" olayını kınayalım fikirlerini beğenmesek de bir yazı adamı,bir dövüş adamı tarafından tehdit edildiği için hep birlikte bir karşı duruş sergileyelim.Ama burada objektiflikten söz ediliyorsa eğer, Farzı Muhal yarın öbürgün Alaaddin ÇAKICI veya Dursun KARATAŞ da çıkıp Fehmi KORU'ya da Akıllı ol filan derse aynı karşı duruşu tüm arkadaşlardan beklemek en doğal beklenti olsa gerek.
 
ASİL_1' Alıntı:
Tamam şimdi biz bu "tehdit" olayını kınayalım fikirlerini beğenmesek de bir yazı adamı,bir dövüş adamı tarafından tehdit edildiği için hep birlikte bir karşı duruş sergileyelim.Ama burada objektiflikten söz ediliyorsa eğer, Farzı Muhal yarın öbürgün Alaaddin ÇAKICI veya Dursun KARATAŞ da çıkıp Fehmi KORU'ya da Akıllı ol filan derse aynı karşı duruşu tüm arkadaşlardan beklemek en doğal beklenti olsa gerek.



kardeşim burada hangi görüşte olursa olsun
yapılan tehdit hoş oladığını söylüyorum,
emin olun,
hangi görüşte olursa olsun,
aynı tarzda bi tehditdede bu lafları ederim
saygılarımla
 
9568651ws6wrea9.gif
 
ishynum846' Alıntı:
Ayni seyi baska bir konudada yazmistin.. Bunu bulundugun yere yazsan
daha cok kisiye ulasirsin :) Bende cok merak ettim ne mal bu adam acaba
yakinda ortaya ciksa da ogrensek..

Forum kişinin yazdıklarınını birilerinin okuması için vardır.. adı üstünde paylaşım istediğimi yazarım..

Yakında ne olduğu çıkar zaten.. Dediğim gibi ne zaman çıkacak :vur
 
Bu ulkenın milliyetçileri de keşke solcular kadar aydın ve eğitimli olabilseydi. Herkez solcu olurdu o zaman ne guzel olurdu bea :D boyle katiller yerinede ugur mumcular kahraman olurdu.

Adam oldurmeyle kahraman olunmaz!!!
 
yaş kac : ) ))
 
delifunk' Alıntı:
Bu ulkenın milliyetçileri de keşke solcular kadar aydın ve eğitimli olabilseydi. Herkez solcu olurdu o zaman ne guzel olurdu bea :D boyle katiller yerinede ugur mumcular kahraman olurdu.

Adam oldurmeyle kahraman olunmaz!!!

son iki cümlede güzel yazmışında
olayları sağ sol boyutundan farklı değerlendirmeye çalışmalısın ;)
bi de forumda siyasi içerikli söylemler yasak onu da göz önünde bulundurmanı tavsiye ederim
 
TeXaS kardeş bu işin okumakla alakası yok. :D

Okumak cahillik alır EŞŞEKLİK baki kalır.Mayanda varsa cinayet işleyebilcek bozukluk icraatını gerçekleştirirsin elbet.
 
Güncelliğini Kaybetti...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst