Çağdaş(!) Türkiye Verileri

TraFoo

Banned
Katılım
3 Ağu 2009
Mesajlar
2,032
Reaction score
0
Puanları
0
tekke-240x300.jpg


Çağdaş(!) Türkiye Verileri

İsim soyadı çakışması değilse, 1968 kuşağından bir dostun (Aytekin Ertuğrul), kimi sitelerde dolaşan derlemesinin başlığı“Çağdaş Türkiye’nin Rakamları”. Görevleri, özel ilgisiyle bağlantılı bütçe uzmanı, açık veren bütçelerin siyasi iktidarları iç-dış para odaklarına bağımlı kılmasının zorunlu olduğunu, birkaç kez gönderdiği gazetemizin 2. sayfasında yayımlanmış makalelerinden anımsıyorum. Uzatmadan, derlediği rakamları, yüzümüze tokat gibi çarpan Türkiye gerçeği üzerinde birazcık olsun sizleri de düşündürmek istiyorum:

67 bin okul, 1228 hastane, 6 bin 300 sağlık ocağı, 85 bin cami, 270 kilise, 100 cemevimiz var. 60 bin kişiye bir hastane, 350 kişiye bir cami düşüyor.

77 bin doktorumuz, 90 bin din görevlimizle 900 kişiye bir doktor, 780 kişiye bir din görevlisi düşmüş oluyor.

200 bin öğretmen açığımız yanında toplam kütüphanemiz 1435 (Almanya’da 11 bin kütüphane). 13 kentte tiyatromuz, bütün kentlerimize dağılmış 3 bin 852 Kuran kursumuz var. 35 bin aktif cami yaptırma derneğimize karşılık ise 1 opera, 38 tiyatro derneğimiz sayılabiliyor.

En büyüğü 783 trilyon, İçişleri Bakanlığı bütçesi olmak üzere 250 trilyonun altına düşen çeşitli bakanlıklar bütçelerine karşılık, aslında bir tek mezhebi temsil eden Diyanet İşleri bütçesi 2.7 katrilyon. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin AKP iktidarı sürecinde büyüme rakamları daha bir çarpıcı.. 2002 yılında 553 trilyon, 2003’te 771 trilyon, sonrası sırasıyla 1 katrilyon, 1 katrilyon, 1.3 katrilyon, 2007 2.7 katrilyon. Her dönem ortalama 20’nin üstünde üniversitenin toplam bütçesini aşıyor…

***

Çağdaş Türkiye’yi çağdaş dünyaya, en büyükler arasına, AB’ye, demokrasiye taşıyacak çoğunluk iktidarının başbakanı, Başbakan Erdoğan her gün bağıracak, azarlayacak birilerini buluyor…

Demokrasiden otokrasiye önemli bir adım en son anayasa taslak paketine, aslında demokrasilerde ölçü alınması gerekli tüm demokratik örgütlerden, uzmanlık kurumlarından çok ağır eleştiri gelmiş olması umurlarında değil. Türkiye’nin yaşamsal gündemindeki iktidar fiyaskolarını unutturmaya yönelik, bir tür güç, savaş ilanı, zafer aracı olarak gördükleri anayasa paketinde amaçlarına ulaşıp, bu rüzgârla seçimlere gitmeyi, düşmekte olan oyları toparlamayı hedefliyorlar…

AKP’nin dayattığı anayasa değişiklik paketi istesek de istemesek de geçmiş değil gelecek aylarımızın gündeminin başında yerini alacak, köprülerin altından daha çok sular akacak.. Hesaplar, oyunlar ne kadarıyla tutacak, AKP’yi ne kadar kurtaracak, ya da tersine tepen silaha mı dönüşecek?

***

Cumhurbaşkanı, hele de Başbakan’ın son dış gezileri, görüşmelerinin gündemleri, vizyon sahibi siyasette her şeyin yüze göze bulaşmasının örnekleri ile dopdolu; Türkiye’yi AB’ye taşıma sözde anlaşması ile yola çıkan AKP iktidarında, AB üyelik adaylığındaki son gelişmelerin özeti, Alman Başbakan, Fransız Devlet Başkanı ile gündeme gelen konu başlıkları altında, fiyasko sonuçları ile yeterince çarpıcı, Türkiye’yi geriye çeken, dikte edilmiş madde hükümlerini içeriyor:

AB üyeliğini unutun, stratejik ortaklık üzerinden yapabileceklerinize bakın, İran’ın nükleer silahlanması nedeniyle cezalandırılması projelerinde ABD, AB ülkelerinin çizdiği çizginin dışına taşmayın, bu ülkelerin Türkiye’den ekonomik, ticari beklentilerimize karşı durmayın, Kıbrıs, Kürt, Ermeni açılımlarında verdiğiniz sözlerin gereğini yerine getirin.. Alman-Fransız ortak dayatmalarını ilk kez duymuyoruz elbet. Başbakan kendini değil ülkemizi temsil ettiğine göre, Başbakanımızın güvenilirliği açısından içimi sızlatan bir ayrıntıya takılmış durumdayım.

İlk Ermeni açılımında Türkiye’den, Azerbaycan’dan gelen tepkiler karşısında Azerbaycan parlamentosunda yaptığı bir konuşmayı anımsayın; Karabağ sorunu çözülmeden Ermeni anlaşma paketinin Meclis’e gelmesinin, anlaşmaların söz konusu olamayacağı sözünü vermişti. Canlı yayından konuşmalarını izlemiştik. Dün Dışişleri Bakanı ülkemiz adına resmi açıklama yapmış, Ermeni açılımının Karabağ sorunu ile bağlı tutulmayacağını ilan etmiş. Bizi unuttuk, Başbakanımızın Azerilerin önünde, Meclislerinde verdiği söz yalan çıkarsa ne olacak?

Dünün sıcak gündeminden bir diğer yaşamsal sorun, üzerimize yapışıp kalan sayılarla büyüyen işsizlik… Resmi işsizlik yüzde 14.5 olmuş. Üç aylık dönemde 1 milyon 484 bin kişi daha işsizler ordusuna katılmış. Dört gençten biri işsiz, 827 bin kişi umutsuz.. İç karartan rakamlar böylece uzayıp giderken, AKP’nin güçlü tabanını oluşturan küçük işletmeler, Anadolu sanayii, iş dünyası bu kez Başbakan Erdoğan’a çok kızgın. En son onlara bağırmış, işçileri sömürmek, emeklerinin hakkını vermemekle suçlamıştı. TOBB zirvesinden, AKP’nin seçmen tabanından gelen yanıt, eleştiri ağır, ekonomiye en büyük tehdidin siyasi kutuplaşmadan geldiğinin altı çiziliyor. İktidarın yakın çevresi, akrabalar işletmelerinin öncelikle iş kapasitesi yaratmada, işçinin hakkını vermede örnek oluşturmaları uyarıları geliyor…

ŞÜKRAN SONER Çağdaş(!) Türkiye Verileri | KUVAYİ MİLLİYE
 
77 bin doktorumuz, 90 bin din görevlimizle 900 kişiye bir doktor, 780 kişiye bir din görevlisi düşmüş oluyor.

Okuyunca icim rahatladi vallahi. Demekki olsek din gorevlimiz hazir hemen yikayip gomecekler kara topraga.

Allah AKP'den razi olsun ;)
 
İyi o zmn namazlarını da opera ve bale sahnelerinde dans eşliğinde kılarsınız.. Bi modernleştiremediğiniz namaz kalmıştı onu da yaparsınız ..Balerin ve baletler cemaatlerinizi oluşturur ..

Tıp okuyup da atanamayan kaç kişi var.. sen tıp oku doktor eksikliği varsa bu sayı azalsın..

Bunların bilinç altları hep böyle ;dinden giriyor sonra lafı anayasaya getiriyor.. Zorunuza gitmesin bir kaç aya anayasa referandum sandıkları önünüzde olacaktır.. O sandıkta çığrtkanlığını zı yaparsınız
SONUNA KADAR YENİ ANAYASAYA EVET
 
Hükümetin özellikle rusyadan ithal doktor çalışmaları var...
Natasha olacaklarına doktorluk yapacaklar...

Ayrıca Doktorlar yeterli değil diye din görevlileri de mi yetersiz olsun...

Şunu deseniz anlarım , her gün yeni bir sarkıcı çıkıyor , mikrofonu alan sarkıcı oluyor vs vs ...
Ama bir zümrenin önemini izah etmek için diğerini önemsiz saymak uygun değil...
 
eğer bu şekilde davranmaya devam edersek
sonumuz yunanistandan beter olur
 
Geri
Üst