--» нα¢кнєℓℓ şιιя «--

MAYIS’TA BAŞKADIR GÜLÜN KOKUSU

Mayıs’ta başkadır gülün kokusu
Ve bir çift gözün buğusu
Başkadır yürek sızısı, gönül ağrısı
Ve boşunadır bir aşığın çabası

Mayıs’ta başkadır gülün kokusu
Başkadır ağlamak yürek parçalanıncaya dek
Ve ümitleri bir bir yitirmek…

Mayıs’ta başkadır gülün kokusu
Beklenmedik bir ölüm korkusu
Bir suçluluk duygusu, bir yalnızlık uykusu
Ve başkadır ayrılığın gönül sorgusu

Mayıs’ta başkadır gülün kokusu
Başkadır yaza ilk merhaba
Ve bambaşkadır sevgiliye elveda
Tenin yazı yaşaması başka
Ruhun kar altında kalması bambaşka

Mayıs’ta başkadır gülün kokusu
Haykırmak deliler gibi
Yıkılmışlığını gizlemek korkakça
Ve sıkarak yumruklarını kaldırmak ellerini havaya
Son kez haykırmak aşkı uzun uzun doyasıya
Ve başkadır böyle ölebilmek bir Mayıs akşamı
Gül kokuları arasında…

ALTAY
 
YİTİK MISRALARIM GİBİ

Artık şiir yazamıyorum
Ellerim kalem tutmaz oldu
Kahpe gecelere kurban ettim mısralarımı
Lanet olası sabahları bekliyorum

Hain bir gecenin ortasındayım
Yorgun,yapayalnız ve kimsesizim
Sesim soluğum çoktan kesilmiş
Çünkü hissiz,çünkü sensizim

Bir yudum yeşil rakıya adamışım kendimi
İçemeden sarhoş olmuşum daha
Derbederler acır olmuş halime
Ben bir yudum yeşil rakıya yakmışım kendimi
Dalga geçer olmuş çocuklar bile

Kar yerine kan yağar olmuş gecelerime
Üşümüşüm bomboş caddelerde
Görenler “Deli” demiş
Anlayanlar kızmış o sevgiliye

Yine de hayâller kurmuşum
Bin bir umut büyütmüşüm benliğimde
Buzlu kaldırımlarda uymuşum
Boş parklarda oturmuşum
Ağlamışım,üzülmüşüm
Bana kızmışlarsa ne olmuş
Kendimi çoktan savurmuşum
Ne olmuş acımışlarsa
Ben yitik mısralarım gibi kahpe gecelere kurban olmuşum....

ALTAY

10.12.2002/SALI SAAT:12.15
 
Zamansız Sevgili

Zamansız girdin hayatıma
Yakıp yıktın hiç sormadan
Savunmamı sunmadan cezamı kestin
Yargısız infaz olur dur yapma…Dinlemedin

Zamansız girdin hayatıma
Çok sert bir fırtınaydı…Dayanamadım
Alabora oldum aşkında
Umrumda değildi seni severken ,
İpimi çekmen suskunca
Zamansız girdin hayatıma…Hazırlıksızdım
Yazık oldu.

Çok mu geçti,çok mu erken…Bilemiyorum
Anlayamadan daha neler olduğunu…Değişmiştim
Zamansız girdin hayatıma
Bambaşka birisiydim artık
Tanıyamıyordum kendimi,tanıyamıyordu kimse
Yazık oldu…

Zamansız girdin hayatıma
Bir kasırga içerisinde buldum kendimi
Dönüşü olmayan bir yol,bir labirentti hayatım
Seni arıyor…Aradıkça tükeniyordum
Zamansız girdin hayatıma
Bir zehir gibi kanıma karıştın
Ve en sonunda sevgili
Bir deliyi aşkınla cezalandırdın
Ölüm geçti gözlerimin pusundan…Yapamadım
Ama ölüm çok hafifti çektiklerim yanında
Böyle sevdaya böyle ceza…Zaten binlerce ölüm
Bilemezsin zamansız sevgili
Senin için binlerce kez ölürüm

ALTAY AĞAN
(08.03.2002/Cuma……Saat…19:17……Antalya)
 
2. Gün

Bu gün sensiz ikinci günüm
Başım bir başka dönüyor
Çoğu şey anlamsız
Biliyor musun
Sigaram bile tat vermiyor
Çektiğim her nefes düğümlenip kalıyor boğazımda

Bu gün sensiz ikinci günüm
Hasret kol geziyor damarlarımda
Dişim ağrıyor ben ağlıyorum
Çocuklar gibi ağlıyorum hemde
Annem görüyor neden ağladığımı soruyor
Dişim ağrıyor anne dişim ağrıyor
“Koca adam diş ağrısından ağlar mı?” diyor
Ağlar anne ağlar
Özlem işlemişse yüreğine
Hasret beyninde zonkluyorsa
Ve bir de lanet diş inadına sızlıyorsa derinden
Koca adam da ağlar elbet

Bu gün sensiz ikinci günüm
Saatler geçiyor üçüncüsü geliyor
Kim bilir yarın nerem ağrıyacak
Kim bilir nasıl dayanacağım o ağrıya
Yarın hangi ağrımı bahane edeceğim kim bilir
Senin o dayanılmaz yokluğuna
Yok be güzelim inanma sen bana
Ne dişim ne başım ağrıyor
Ağrısa da fark etmiyor be
Gittiğin günden beri yalnız yüreğim ağlıyor
Hem de kan ağlıyor

-ALTAY-
 
Elimde Kalan

Aklıma sen geldin yine
Güneşin batışını seyrederken deniz kenarında
Beni bırakıp gidişin geldi aklıma
Dünyamı gömüp gidişin karanlığa
Aklıma yine sen geldin
Son oturduğumuz yerde bira içerken
Senin oturduğun boş sandalyeyi seyrederken
Sarhoş olurken yokluğunla
Sarhoş olduğumuz o gün geldi aklıma
Yanaklarımdan süzülürken gözyaşları
Seninle ağladığımız gün geldi aklıma
Sana ağladığım günler geldi aklıma
Sokakta gördüğüm o solmuş gül
Seni hatırlattı yine
Aşkımı hatırlattı sana olan
Ve şimdi elimde kalan
Sensiz kalbim yitik bir limana benzeyen
O’na demirlemiş tim umut yüklü gemileri
Yaratığın fırtınada batan

-ALTAY-
 
Gidiyorum

Gidiyorum işte sevinesin Ankara
Yüreğime döşediğin mayınlar çoktan infilak etti
Çoktan unuttum denizin rengini
İşte gidiyorum yaralı bir kuş gibi kanadım kırık
Oysa ne ümitlerle gelmiştim sana
Neler beklemiştim
Kahretsin Ankara yıkılasın
Her şeyimi sana vermiştim
Başımdan belayı kalbimden yangını eksik etmedin
Beni sen mi yarattın Anakara
Gönlümce bir sevgili vermedin

Aşk diyorsun Ankara aşkı ne gördüm ne duydum
Sevda diyorsun hadi canım sende sağolasın sevdayı da unuttum
Şöyle erkekçe bir aşk bulamadım sende
Dilim seni üzecek bir şey söylememişti oysa
En mahrem sırlarımı sana söylemiştim
Hiç isyan etmemiştim taşına toprağına
Her gün nasıl da sabahlamıştık beraber hatırla
Ben sana en koyu aşkları anlatmıştım boğazımda hıçkırıklarla
Sen dalga geçmiştin benimle
Anlamadığın belliydi attığın kahkahalarınla
Soğuk şehir Ankara adından utanasın
Boğulasın göz yaşlarımda
İşte gidiyorum sonunda
Kahrolasın
Artık bu pis oyununda yokum
Küstüm boz Ankara
Gidiyorum kınalar yakasın yakasın….

Altay Ağan

20/04/2003-saat:01,30 Ankara
 
İki Ateş Arasında


İki ateş arasında kalmak diye buna denir
Bir yanda yar var.
Canım dediğim, özüm bildiğim yar var bir yanda
Diğer yanda ana var.
Dünyayı ilk onda gördüğüm;
Yokluğu kördüğüm olan ana var diğer yanda

Ve tam ortada ben…
Ne yana bir adım atsam
Uzaklaştığım yerden ateş boşalıyor üstüme
Tam ortada ben…
Ve her geçen gün;
Biraz daha uzaklaşıyor o yüreğimi yakan iki ateş benden
Her geçen gün sevgiler azalıyor

Ve birbirine uzak o iki ateş
Ortalarında acıyla yandığımı bilmiyor…


-Altay-



05.08.2004/Pazar Saat: 23:30
 
Ömrünce Yalnız Kalmaman Dileğiyle

Nedense canım dinlemek istemiyor dersi
Düşüncem karşı çıkıyor
Aklım kabul etmiyor yeni bilgileri
(Her yeri seninle doluyken)
Durup düşünüyorum da
Acaba dinliyor musun dersi şimdi?
Yoksa kalbinde şimşekler mi çakıyor?
Beyninde akıl almaz fırtınalar mı var benim gibi?
Seni bilmem ama ben kötüyüm
Dur diyemiyorum sen’li düşüncelere
Karşı koyamıyorum seninle dolu düşlere
Kötüyüm,çok kötü
Bir yalnızlığın ortasındayım
Batmak üzere olan bir sal gibi
Fırtınalar hiç eksik olmuyor denizimde
Şimşekler,gök gürültüleri bir türlü dinmiyor
Ama bir umut var içimde
Yeniden doğacakmışsın gibi kalbime
Yeniden bir güneş gibi…
Ama kötüyüm yine de
Sensiz olduğum her gün kötüyüm aslında
Aslında her gün biraz daha batıyorum yalnızlığa
Ömrünce yalnız kalmaman dileğiyle sevgilim
Ömrünce yalnız kalmaman umuduyla

-ALTAY-
 
SEN AKDENİZDİN

Akdeniz’di gözlerin yemin ederim Akdeniz’di
Akdeniz gibi yeşildi
Ve inadına Akdeniz gibi derindi
Korktum belki derinliğinden
Belki acımasızlığa gömülen düşlerinden
Akdeniz’di gözlerin...
Akdenizce büyüleyici
Akdeniz yakamozları gibi parlak...

Aslında başlı başına Akdeniz’din sen
Akdeniz med-cezirleri gibi bir gittin,
Bir geldin kalbimde...

Sen Akdeniz’din eminim
Onun gibi sırt çevirdin çünkü
Çünkü yalnız Akdeniz bu kadar acımasız olabilirdi...

Seni seviyordum
Sen Akdeniz’din
Beni sevmiyordun biliyordum...

Ben Akdeniz’e yürüdüm boğulacağımı bile bile
Asla pişman değilim
Halâ seviyorum.
Ağlayışım yazık olan sevgime

ALTAY
 
SEN BİLMESEN DE

Büyük bir fırtına sonrası
Denizin dingin sularının
Huzur veren sesini duydun mu sen?
Sahilde dalgaların sürüklediği,
Kum tanelerini gördün mü ya da?
Yaşamaktan bıktığın anlarda bile
Bir çocuğun gülüşü mutlu etti mi seni?
Hiç sevdin mi sen?
Heyecandan dizlerinin titrediği,
Dilinin tutulduğu oldu mu?
Kalp atışlarını duydun mu o çok sevdiğini görünce?
Bir kez karşılıklı konuşmadan,ellerini tutmadan bir kez
Uzakken sıcak bakışlarından
Yine de seviyorum diyebildin mi?
Her sabah bekledin mi kapı önlerinde sen,
Bir kez olsun görebilmek için o çok sevileni?
Düşündün mü onu sonbahar geceleri?
Ay’ı karartabildin mi umutsuzluğunla?
Kabaran acılarınla;
İsyan bayrağını çekebildin mi ruhunun burçlarına?
O kimsenin yıkamaz dediğin katı ruhunun surları
Yıkıldı mı,yerle bir oldu mu tek bir bakışıyla?
Hepsini yaşadım bunların.
Ağlarken güldüm,gülerken ağladım
Seni sensiz yaşadım
Anlayamazsın....
Ne zor şey seni sensiz yaşamak
Küçücük bir umutla
Sana dair uçsuz bucaksız bir dünya kurmak
Ama ne olursa olsun
O ilk görüşten sonra hep sevdim seni
Ne geçen geceler,ne sana kalkan kadehler
Ne de bilinmezliğim önleyemedi
Bir türlü vazgeçemedim seni sevmekten
İşte şimdi söylüyorum
Sen bilmesen de
SENİ ÇOK AMA ÇOOOK SEVİYORUM......

*ALTAY*
 
SEN

Sen kana yavaş yavaş karışan bir zehir
Sen aşkın en gerçek gözlerisin
Sen umut,sen isyan, sen özlem
Sen ateşsin düştüğü yeri yakan
Sen canımsın canımı alansın
Sen aşktan da öte bendeki kâinatsın
Aslında yalansın sen
Aslında yalanlar kraliçesi
Aslında en büyük günahsın severken sevilirken
Ah sen!
Sensin beni yaşatan ve yine sensin
An ve an dünyamı karartan
Sen özlemler içinde açan bir çiçek
Sen yalanlar içinde “YEŞEREN” gerçek
Allahım!
Sen tezatlar içinde,sen bambaşkasın
Akıl alan gülüşün
Akdeniz’i andıran gözlerin
Sen beni ben yapan
Sen düşlerim sen isyanlarım
Sen en büyük yeminimsin
Ah!
SEN BENİM HERŞEYİMSİN
-ALTAY-
 
SENSİZLİĞİN BAŞKENTİ

Gülüm burası sensizliğin başkentidir
Gözleri buğuludur herkesin
Ve yeşeren çiçekler değil özlemindir her bahar
Bu şehrin mezarlığı yoktur
Çoktan ölmüşlerdir burada yaşayanlar
Gülüm burası sensizliğin başkentidir
Şu yanında durduğun nehir
Gözyaşıyla beslenir
Bakma öyle kıpkırmızı aktığına
Burada gözler kan ağlar
Yağmur yerine kan yağar her bahar
Gülüm burası sensizliğin başkentidir
Güneş doğmaz sabahları
İnsanlar işlerine koşturmaz
Çocuklar oyun oynamaz
Ve kimse bilmez mutluluğun anlamını
Burada deniz mavi değildir
Dedim ya gülüm
Burada hüzün beslenir

Gülüm burası sensizliğin başkentidir
Acıların özlemlerin başkenti
Öyle yabancı gelmesin sana
Burası doğup büyüdüğün
Sevindiğin üzüldüğün
Burası memleketindir
Kabul et gülüm
Burası senin kalbindir
• ALTAY-
 
Seni Sevmiyorum Dediğin Anda { Şiir }

Aşk dolu yüregim kana bulandı
Ayrılık sözüyle vurdun ya beni
Sanki dünya durdu daglar yıkıldı
Ansızın terk edip gitin yaa beni
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Seni sevmiyorum dedigin anda
Ölmeyi çok istedim hemen o anda
Bir kurşun sıkıldı sanki bagrıma
Ansızın terk edip gitin ya beni
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ben şimdi bu canı sensiz neylerim
Kime canım derim kimi severim
Hasret ateşiyle yanar yüregim
Ansızın terk etip vurdun yaa beni

SEVGİLİYE... { Şiir }

Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?

Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga seven, kıyı sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.


Yar..bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar


Yar, ipek böceğini bilir misin?

Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.


Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
Meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte ben de böyle yar;
YOK OLMAYI GÖZE ALDIM TEKRAR SENDE DOĞMAK İÇİN
 
Geri
Üst