MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Koskoca Adalet Bakanlığının perşembe günü, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz hakkında yaptığı açıklamayı okurken, Yine aynı senaryo sözleri döküldü dudaklarımdan...
Düşünsenize; sözüm ona bu ülkede yürütme, yargının işlerine karışamaz.
Sözüm ona; hukukun üstünlüğü tartışılamaz!
Ama; bu Hakim Bey, sırf Cumhurbaşkanı hakkında açılması istenen bir davayı kabul ettiği için başına gelmedik iş kalmadı!
***
Neymiş; hakkında Adalet Bakanlığı müfettişlerinin soruşturma yürüttükleri bu Hakim, nasıl olur da neyle suçlandığını öğrenmek istermiş?
Nasıl olur da; Benim telefonumu dinlemek için hangi mahkeme, ne gerekçeyle karar verdi diye sorarmış?
Nasıl olur da, hakkındaki suçlamalara dayanak olarak gösterilen belgeleri talep edermiş?
Amacı, teknik takip kararlarını veren mahkeme ve hakimi deşifre etmekmiş. Böylece soruşturmayı etkisiz kılmaya, süreci uzatmaya ve kamuoyunu yanıltmaya çalışıyormuş.
Dedim ya; bu açıklamayı okuyunca, Yine aynı senaryo dedim.
***
Önce... İktidarın yaptığı bazı anayasa değişikliklerini eleştiren Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hedef tahtasına oturtuldu...
Evi arandı, adı Ergenekon şüphelileri arasına yazıldı.
***
Sonra... Şehitlere kelle diyen en sayın ve tek yetkili siyasetçiyi mahkûm eden Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Sevgi Övüçün defteri dürüldü!
Davalara ilişkin gerekçeli kararları geç yazdığı iddiasıyla Adalet Bakanlığı tarafından sanık sandalyesine oturtuldu.
Sanki; bu ülkede gerekçeli kararı geciktiren tek hakim oymuş gibi!
***
Ardından... Yargıdaki siyasallaşmadan duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiren YARSAV Başkanı ve Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminaoğluna sıra geldi... İktidar yandaşı medya tarafından Ergenekoncu olmakla suçlandı.
***
Bitmedi... Hakim ve savcı atamaları gündeme gelince; boy hedefi bu kez Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HYSK) üyeleri oldu.
Aynı gazeteler ve televizyonlar, bakanlığın sunduğu atama listesine itiraz eden HSYK Üyesi Ali Suat Ertosunun bir Ergenekon sanığıyla yemek yediğini gösteren fotoğraflar yayınladılar.
İşin ilginç tarafı; o Ergenekon Sanığının, yine bir dönem öncesine kadar Adalet Bakanlığının üst düzey yöneticisi ve dolayısıyla Ertosunun mesai arkadaşı olmasıydı. Kimin çektirdiği ve sızdırdığı asla açıklanmayan o fotoğraflar sayesinde, iktidarın hakim ve savcı atamalarına müdahalesi anlayışla karşılanır hale getirildi!
***
Dahası var... Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, iki cemaatle ilgili soruşturma başlatınca, hakkında hemen üç disiplin soruşturması birden açıldı. Telefonları dinlemeye alındı. Açtığı soruşturmalar sümen altı edildi, Ergenekoncu diye damgalandı!
***
Bunlar sadece benim hatırladıklarım.
Görünen o ki; birileri, yargıyı emir eri gibi kullanabileceğini sanıyor.
Buna direnenleri ise, NOKTA ATIŞIyla yok etmeye çalışıyor.
Ergenekoncu ilan edip, defterini dürüyor.
Böylece; yürütmeyi denetleyebilecek tek güç olan yargı sindiriliyor, korkutuluyor, susturuluyor!
***
Şimdi merakla bekliyorum:
Bakalım sırada hangi hakim ya da savcı var?
*****
DON-SÜTYEN!
Ankara Büyükşehir Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da yoksullara yapılacak yardımlar için ihaleye çıkmış... Bu yıl alınacak ürünler listesinde, bulgur-makarna gibi klasik ürünlerin yanı sıra, 250 adet sütyen, 2 bin paçalı don, bin gecelik ve 4 bin fanila da bulunuyor!
İki sorum var:
1) Melih Gökçek sütyene ve dona muhtaç yoksulları acaba nasıl tespit etti?
2) Bakalım her fırsatta, Yoksullarımızın sayısı azalıyor diye böbürlenen en sayın ve tek yetkili siyasetçi, milletin giyecek don için bile devlete muhtaç hale geldiğini kanıtlayan bu tespit karşısında nasıl bir tepki verecek?
*****
GÜNÜN SORUSU
CHP il başkanları, partinin 86ncı yıldönümünün kutlanacağı 9 Eylülde, Genel Başkan Deniz Baykal ve parti yöneticileriyle birlikte Anıtkabiri ziyaret edecekmiş...
Bu yürüyüşe özetle, Ergenekon Davasına yeni halka yürüyüşü diyebilir miyiz?
..::MUSTAFA MUTLU::..
Düşünsenize; sözüm ona bu ülkede yürütme, yargının işlerine karışamaz.
Sözüm ona; hukukun üstünlüğü tartışılamaz!
Ama; bu Hakim Bey, sırf Cumhurbaşkanı hakkında açılması istenen bir davayı kabul ettiği için başına gelmedik iş kalmadı!
***
Neymiş; hakkında Adalet Bakanlığı müfettişlerinin soruşturma yürüttükleri bu Hakim, nasıl olur da neyle suçlandığını öğrenmek istermiş?
Nasıl olur da; Benim telefonumu dinlemek için hangi mahkeme, ne gerekçeyle karar verdi diye sorarmış?
Nasıl olur da, hakkındaki suçlamalara dayanak olarak gösterilen belgeleri talep edermiş?
Amacı, teknik takip kararlarını veren mahkeme ve hakimi deşifre etmekmiş. Böylece soruşturmayı etkisiz kılmaya, süreci uzatmaya ve kamuoyunu yanıltmaya çalışıyormuş.
Dedim ya; bu açıklamayı okuyunca, Yine aynı senaryo dedim.
***
Önce... İktidarın yaptığı bazı anayasa değişikliklerini eleştiren Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hedef tahtasına oturtuldu...
Evi arandı, adı Ergenekon şüphelileri arasına yazıldı.
***
Sonra... Şehitlere kelle diyen en sayın ve tek yetkili siyasetçiyi mahkûm eden Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Sevgi Övüçün defteri dürüldü!
Davalara ilişkin gerekçeli kararları geç yazdığı iddiasıyla Adalet Bakanlığı tarafından sanık sandalyesine oturtuldu.
Sanki; bu ülkede gerekçeli kararı geciktiren tek hakim oymuş gibi!
***
Ardından... Yargıdaki siyasallaşmadan duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiren YARSAV Başkanı ve Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminaoğluna sıra geldi... İktidar yandaşı medya tarafından Ergenekoncu olmakla suçlandı.
***
Bitmedi... Hakim ve savcı atamaları gündeme gelince; boy hedefi bu kez Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HYSK) üyeleri oldu.
Aynı gazeteler ve televizyonlar, bakanlığın sunduğu atama listesine itiraz eden HSYK Üyesi Ali Suat Ertosunun bir Ergenekon sanığıyla yemek yediğini gösteren fotoğraflar yayınladılar.
İşin ilginç tarafı; o Ergenekon Sanığının, yine bir dönem öncesine kadar Adalet Bakanlığının üst düzey yöneticisi ve dolayısıyla Ertosunun mesai arkadaşı olmasıydı. Kimin çektirdiği ve sızdırdığı asla açıklanmayan o fotoğraflar sayesinde, iktidarın hakim ve savcı atamalarına müdahalesi anlayışla karşılanır hale getirildi!
***
Dahası var... Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, iki cemaatle ilgili soruşturma başlatınca, hakkında hemen üç disiplin soruşturması birden açıldı. Telefonları dinlemeye alındı. Açtığı soruşturmalar sümen altı edildi, Ergenekoncu diye damgalandı!
***
Bunlar sadece benim hatırladıklarım.
Görünen o ki; birileri, yargıyı emir eri gibi kullanabileceğini sanıyor.
Buna direnenleri ise, NOKTA ATIŞIyla yok etmeye çalışıyor.
Ergenekoncu ilan edip, defterini dürüyor.
Böylece; yürütmeyi denetleyebilecek tek güç olan yargı sindiriliyor, korkutuluyor, susturuluyor!
***
Şimdi merakla bekliyorum:
Bakalım sırada hangi hakim ya da savcı var?
*****
DON-SÜTYEN!
Ankara Büyükşehir Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da yoksullara yapılacak yardımlar için ihaleye çıkmış... Bu yıl alınacak ürünler listesinde, bulgur-makarna gibi klasik ürünlerin yanı sıra, 250 adet sütyen, 2 bin paçalı don, bin gecelik ve 4 bin fanila da bulunuyor!
İki sorum var:
1) Melih Gökçek sütyene ve dona muhtaç yoksulları acaba nasıl tespit etti?
2) Bakalım her fırsatta, Yoksullarımızın sayısı azalıyor diye böbürlenen en sayın ve tek yetkili siyasetçi, milletin giyecek don için bile devlete muhtaç hale geldiğini kanıtlayan bu tespit karşısında nasıl bir tepki verecek?
*****
GÜNÜN SORUSU
CHP il başkanları, partinin 86ncı yıldönümünün kutlanacağı 9 Eylülde, Genel Başkan Deniz Baykal ve parti yöneticileriyle birlikte Anıtkabiri ziyaret edecekmiş...
Bu yürüyüşe özetle, Ergenekon Davasına yeni halka yürüyüşü diyebilir miyiz?
..::MUSTAFA MUTLU::..