İçişleri Bakanlığı yolsuzluk mezarlığıdır!

yyildirayy

Moderatör
Moderatör
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
20,694
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATATÜRK' ü inkar eden bizden değil; ondan bundandı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığının Sayıştay tarafından soruşturma izni verilmesi
talebiyle gönderdiği kaç dosyaya izin verdiğini merak ettiğini belirterek, "İçişleri Bakanlığı yolsuzluk mezarlığıdır, tüm yolsuzluklukları biliyorlar ama
dosyaları açtırmıyorlar" iddiasında bulundu.


Kuşadası Sealight Oteli’nde sivil toplum örgütü temsilcileri ve basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, bir katılımcının AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın "Hizbullah üyelerinin salıverilmesinin arkasında Yargıtayın bulunduğunu, gelecek
seçimin derin devlet ile AK Parti arasında geçeceği" yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine, ilgili yasa teklifini getiren, yasalaştıran ve sonucuna
katlanması gerekenin AK Parti olduğunu söyledi.

AK Parti’nin cezaevinden tahliyeler konusunda suçlu aramaya başlayarak, önce Yargıtayı, ardından da Danıştayı suçladığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle
konuştu:
Kılıçdaroğlu deve güreşlerini izledi

Foto galeri için tıklayın


"Kamuoyu vicdanı rahatsız, o zaman suçlu aramaya başladılar. Yargıtaya saldırdılar, Yargıtay Başkanı açıklama yaptı. Baktılar tutmuyor, Danıştaya
saldırdılar. Son derece makul bir açıklama yaptı. ’Hakim ve savcı alacaksanız, sınavları objektif yapın, torpil yapmayın’ dedi. Oradan da ekmek çıkmayınca bir
başka üyeleri, belki hatırlarsınız, ’Şimdiye kadar onlar bizi fişliyordu, şimdi de biz onları fişliyoruz’ diyen milletvekili. Topu nereye atacak? Hiç kimsenin
yanıt veremeyeceği bir yere atacak. Nedir o yanıt? Yargıtay bu kararı bilinçli verdi çünkü önümüzdeki seçimlerde AK Parti ile derin devlet hesaplaşacakmış.
Hangi derin devlet, kozmik odasına girilen derin devlet mi? AK Parti, bu ülkenin neresine girmedi? Telefonlarımız dinleniyor, bütün sırlarımızı biliyor. Kozmik
odalara giriyor. İstediği hakimi, savcıyı, valiyi istediği yere atıyor, beğenmediği televizyon kanalını artık kapatacak, yetkiyi Başbakana verdiler.

Allah aşkına kim, nereden kendisini rahatlatmak için gerekçe arama çabasına giriyor. ’Derin devlet’ dediler, şimdi bir kişi çıkıp ’derin devlet diye
bir şey yok, biz derin devletiz böyle bir amacımız yok’ diyemeyecek. Eğer derin devlet olarak onu kastediyorlarsa MGK orada. MGK’nın Başkanı da Sayın
Cumhurbaşkanı, onu da seçen AK Parti. Kimden bahsediyorlar? AK Parti bu süreçte
ülkeyi ne kadar kötü, beceriksizce yönettiğini göstermiştir. Kamuoyu vicdanı
bundan rahatsızdır. Bu rahatsızlığın faturasını sağa sola kesmesinler, kesilen fatura AK Parti’nin yakasına yapışmıştır."

-KAYSERİ’DEKİ İDDİALAR-

Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin hiçbir engel olmamasına rağmen 8 yıldır yargıda reform yapmadığını, bunun arkasında AK Parti’nin yargıyı ele geçirme amacının yattığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi yargıyı ele geçirdiler. Foyaları çıktı ortaya. Bundan sonra daha fazla çıkacak. Yargıyla AK parti arasında işbirliğini de nasıl işbirliği
yaptıklarını da göreceksiniz. Önümüzdeki süreçte insanların nasıl mağdur edilip haksız yere mahkum edildiklerini de göreceksiniz, yandaş yargıçları, savcıları,
baskıları göreceksiniz. O baskılar artacaktır. AK Parti kendisini, iktidardan gitmeyecek şekilde programlamış bir partidir. Gitmemek için her tür baskıyı ve
şiddeti uygulayacaktır."

Baskı nereden gelirse gelsin tüm baskılara direneceklerini, bu ilişkilerin tamamını ellerinden geldiği kadar kamuoyu önüne koyacaklarını
belirten Kılıçdaroğlu, Kayseri olayında da dosyanın savcı, vali ve belediye destekli olarak kapatıldığını ileri sürdü.

İçişleri Bakanına, Sayıştayın soruşturma açılmasını isteyerek Bakanlığa gönderdiği kaç dosya için soruşturma izni verdiğini sorulması gerektiğini
belirten Kılıçdaroğlu, "Tam bir kapalı kutu. İçişleri Bakanlığı yolsuzluk mezarlığıdır. Tüm yolsuzluklukları biliyorlar ama dosyaları açtırmıyorlar. AK
Parti eşittir yolsuzluk. Yargı süreci de kullanılarak, tüm bunların tamamını örtbas etmek istiyorlar, af kanunları çıkarıyorlar. Sanmayın ki gariban vatandaş
için çıkıyor. Kendi yandaşları için çıkarıyorlar. Kendi dosyalarını çıkarmak için çıkarıyorlar. İlk vergi barışı çıktığı zaman bundan yararlanan Recep Tayyip
Erdoğan’dı, onun şirketleriydi" diye konuştu.

Kayseri’de bazı sivil toplum örgütlerinin gazete ilanı vermelerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Kayseri Barosu susuyorsa o, olaya ortak demektir. Orada
hukukçular, avukatlar varsa gidip adam gibi dosyalara bakmaları lazım. Orada parayla insanları bir araya getirip gazetelere ilan verecekler; bunlar tutmaz,
ahlaki değil. Onun altına imza atan sivil toplum kuruluşları kendilerine dönüp baksınlar. Onlara sivil toplum denmez, onlara iktidar yandaşı sivil toplum denir.
Siyasi otoritelerden bağımsız düşüneceksiniz. Gitsinler kendilerini kapatsınlar, AK Parti’nin yan kuruluşu olarak açılsınlar. Daha saygın bir konumda olurlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, salıverilen Hizbullah üyelerine hapiste internet kullanma imkanı sunulduğu iddiasıyla ilgili soru üzerine ise "Ne görüşünü söyleyeyim.
Mustafa Balbay’a daktilo vermezsiniz, ötekine interneti serbest bırakırsınız" dedi.

-RTÜK YASASI-

Kılıçdaroğlu, bir katılımcının yeni RTÜK Yasası ile Başbakanlığa televizyon kanallarını kapatma yetkisinin de verildiğini, konu hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine Kılıçdaroğlu, bunun demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini ancak demokrasi askıya alınmış bir ülkede verilebilecek bir yetki olduğunu ifade etti.

Başbakan’ın bundan böyle 24 saat televizyon izleyerek beğenmediği haber ya da dizi olursa kanalı kapatacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Bu yetki az,
radyoları da dinlesin. Zaten vatandaşın telefonlarını dinliyorlar. Şimdi sıra geldi televizyon kanallarına. Bu faşizme giden yolda AK Parti’nin uyguladığı bir
politikadır. Hiçbir demokraside açıklanacak bir tablo değildir. Nasıl anlatırız biz bunu dünyaya. Bakalım onlar nasıl anlatacaklar?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, dizilerle ilgili belli çevrelerin şikayetlerinin olabileceğini ancak hakaret içermediği sürece her tür düşünceye saygı gösterilmesi ve yasakçı bir anlayışla yola çıkılmaması gerektiğini de kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir öğrenci konseyi temsilcisinin "CHP İktidarında öğrenciler için ne gibi değişiklikler olacak?" sorusu üzerine
öğrencilerin şiddete başvurmadan, cam çerçeve indirmeden tüm düşüncelerini özgür biçimde dile getirmesinden yana olduklarını, ODTܒlü öğrencilerin uzun eşek
oynarken verdiği mesajın zihinlerde kaldığını, bu tür eylemlerin kamuoyu desteğini alacağına inandığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, "YÖK’ü kaldıracaklarını, üniversiteleri özerkleştireceklerini, öğrencilerin yurt sorununu çözeceklerini ve üniversite yönetimlerinde temsili sağlayacaklarını" söyledi.

Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ın Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun sözlerine gereken yanıtı veremediğini, Türk ordusunun Kıbrıs’ta
işgalci olmadığını belirterek, "Başbakan’ın sessiz kalmasını, doğrusunu isterseniz yediremedim. Bahçeli hangi gerekçeyle yeterli görüyor, bilmiyorum" dedi.

EXPO adaylığı konusunda İzmir ile Ankara arasındaki çekişmenin olduğu iddiasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, yıllardır Ankara metrosunu
sürüncemede bırakan bir belediye başkanına kimsenin EXPO’yu vermeyeceğini, "Arkadaşların beceriksizliği Hükümet kararıyla kanıtlandı. Baktılar ki beceremiyor o zaman bari bakanlık yapsın, bakanlığın üzerine aldılar" dedi.

Kuşadası Limanı’nda yargı kararlarına rağmen yıkımın engellendiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Danıştay kararına rağmen alt mahkeme
kararıyla yıkımın engellenmesinin "bir garabet olduğunu", bunun ortadan kaldırılması için HSYK’ya gereken başvurunun yapılacağını, konuyu takip edeceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, CHP yönetimine giren Muhammet Çakmak ve Sezgin Tanrıkulu’nun parti idelojisiyle uyum sağlayıp sağlamayacağı yönündeki soru üzerine ise "Uyuşmasa zaten partiye almazdık. Bu konuda arkadaşlarımız bundan
sonra da göreceksiniz gereken özeni gösterecektir" dedi.

Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Kuşadası Belediye Başkanı Esat Altungün, CHP
Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, Umut Oran, Alaattin Yüksel ve Sezgin Tanrıkulu ile İzmir ve Aydın milletvekilleri de katıldı.

Toplantıda, DSP Söke ilçe yönetimi, CHP’ye geçtiklerini açıkladı...

DEVE GÜREŞLERİNİ İZLEDİ!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’ın Germencik ilçesinde düzenlenen Geleneksel Deve Güreşi Festivali’ni izledi.

Kılıçdaroğlu, Fantasia Oteli’nde düzenlenen Roman Çalıştayı’na katılmak üzere geldiği Kuşadası’nda, sivil toplum örgütleri temsilcileri ile kahvaltı
yaptıktan sonra deve güreşlerini izlemek üzere Germencik’e geçti.

Bir süre protokolde oturan Kılıçdaroğlu’na, Germencik Belediye Başkanı Ahmet Yavaşoğlu tarafından poşu ve şapka hediye edilerek, güreş ağası ilan edildi. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorusu üzerine, "Ağalık güzel şey, ama ülke ağası olmamak gerekir" dedi.

Daha sonra İncirliova ilçesinden Aytekin Kaya’ya ait "Kılıçdaroğlu" ismi verilen deve protokol önüne getirildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kılıçdaroğlu" isimli devenin
"Tito" adlı deve ile yapacağı karşılaşmayı, programının uymaması nedeniyle izleyemedi.

Deveyle ilgili soru üzerine, "Umarım başarılı olur" diyen Kılıçdaroğlu, halkı selamlayarak, Roman Çalıştayı’nın yapılacağı Fantasia Oteli’ne geçti.



Kaynak
 
istediğimiz kadar yolsuzluk iddiaları yapalım,kanıtlayalım,belge sunalım hükümet görmek istediğini gördüğü sürece hiçbişeycik olmaz.

adamlarda öle bi örgütlenme öle bir kendi adamlarını savunma olayı var ki bu hükümet i kimsenin yıkacağını sanmıyorum.

adamlar birbirlerinin yaptığı yolsuzluklara göz yumuyor olay bu.

kılıçdaroğlu gibi sıkıysa halkın karşısına çıksın bakanlardan biri yada başbakan.niye çıkamıyor acaba bi sormak lazım kendilerine ? fazla şeffaf,saydam oldukları için mi ?

halkın karşısına bi tv programında bile çıkamayan hükümet şeffaf olmaktan çok çok uzaktadır.
 


adamlar birbirlerinin yaptığı yolsuzluklara göz yumuyor olay bu.


heeeeee,işte onu diyom ya gardaş,

desdekleyenler altta kalmayacak mı eninde sonunda,
bırakın canları çıksın :)

rahat olun,free takılın,cool gezin.

Birbirlerinden çalmaya başladımı kopacak asıl kıyamet.Buda yakındır zaten,çünki devletde de milletde de kalmadı zati :)

Seyreyleyin curcunayı :thumbup:
 
heeeeee,işte onu diyom ya gardaş,

desdekleyenler altta kalmayacak mı eninde sonunda,
bırakın canları çıksın :)

rahat olun,free takılın,cool gezin.

Birbirlerinden çalmaya başladımı kopacak asıl kıyamet.Buda yakındır zaten,çünki devletde de milletde de kalmadı zati :)

Seyreyleyin curcunayı :thumbup:

abi valla ben senin kadar ümitli değilim.

yolsuzluğun daniskasını yaptılar ama zarar gören halk oluyor,devletin kendisi oluyor.

onları destekleyen bu halk olduğu sürece kimse bişi yapamaz.

benim üzüldüğüm halkın bu adamlar kimdir diye araştırmaması,yolsuzluğu yapanları görmemezlikten gelmeleri.

işte bu yüzden bu ülkenin bi yerlere geleceğini hiç sanmıyorum.
 
Yolsuzluklar olsa ne olur zaten hemen üstü örtülüyor,gündem bakıyorsunuz birden değişmiş.

Geçen kayseri olayında ne dedi cumhurbaşkanı ben kefilim,tarafsız bir şey kaldımı bu ülkede?
Dosyalar kapanır,seçim dönemine yakın bir kaç paket erzak dağıtılır yine aynı...
Geçen bir AKP seçmenini şaşkınlıkla dinledim,ülke satılsa bile inadına AKP dedi.
Tarihini yoksayan milletten herşey beklenir demek daha göreceklerimiz varmış.
 


abi valla ben senin kadar ümitli değilim.

yolsuzluğun daniskasını yaptılar ama zarar gören halk oluyor,devletin kendisi oluyor.

onları destekleyen bu halk olduğu sürece kimse bişi yapamaz.

benim üzüldüğüm halkın bu adamlar kimdir diye araştırmaması,yolsuzluğu yapanları görmemezlikten gelmeleri.

işte bu yüzden bu ülkenin bi yerlere geleceğini hiç sanmıyorum.

Halkımız aç,ama gerçekten aç.

Hatta bu açlığı ikiye bölebiliriz.

Birkısmı gerçekten,düşük ücretlerle,günlük yaşarken,bu asgari ücrete bile çoktan razı olan bir grup var.Özel sektörde çalışanların %70 i asgari ücretten gösteriliyor.Belki gerçekten asgari ücret alıyor,belkide uyanık işverenle zorunlu anlaşmak zorunda kalıyor.
Bunlar zorunluluktan açlık çeken insanlar.Şimdi;
bu insanlara geçmişteki her hükümetin dediği gibi:
-Asgari ücreti 1500 lira yapacağım deseniz,
hastir la!! diyeceklerdir.:)
Seçim tarafından baktığımızda ise,zorakide olsa durgunlayan bir enflasyon gözüküyor.Lakin,kağıt üzerinde rakamlarla oynanmasa bile enflasyonun düşüş nedenlerinden biriside arz fazlalığıdır.Yani malı üretirsin ancak onu alacak kişi olmaz.Eee ne yapacak üretici?Fiyatı indirecek.Al sana enflasyo düştüüüü :)
Şu zor geçinme durumlarındaki seçmenin hala bir şey değişmediğinin farkına varması belki bölünme aşamasında gelecektir.Bazılarının dediği gibi:
-Halk yönetime 12 eylül de el koydu ,bir daha darbe olmaz!!! diye sakın düşünmeyin.
Öyle bir gün gelecek ki;
askerin darbesine gerek kalmadan ve hatta kolluk güçlerinin bile sadece seyrettiği HALK devrimi olacaktır.İşte benim umudum sadece budur.Yoksa,
amanın memleket satılsada hala akp diyen adamın,ırkından da,cinsindende şüphe duyarım.

Gelelim ikinci grup açlık çekene;
bunlar doymak bilmeyen balık kafalılardır.Küpleri dolsada,tabuta yada kefene cep diktirerek açlıklarını gidermeye çalışırlar.Siyasetçide olabilirler,işadamıda.Sanatçıda olabilir,makam-mevki sahibi memurda !!!

İşte sözün özü:

Allah bizi doymak bilmeyen açlardan korusun!!!

Kaşgarlı Mahmut'un bu ikinci grup için söylediği çok güzel bir söz vardır:
Deve yükü aş olsa, aça az görünür.

Mademki Kaşgar'lı ile bağlayacağız yazımızı:

Şu satırlarda muhalefete gelsin:

Yilan kendu egrisin bilmez
Deve boynun egri der


Şu evet-hayır oyunu dahil,yaklaşan seçimler arefesinde elle tutulur ne gösterdiler halka?
İktidarın yanlışları üzerine kurulmuş muhalefet olsa olsa kuru laf salatası olur.

Önce kendini düzeltip,halka doğru ve hakikatleri anlatan insanları ön plana çıkarmaktansa,yine il ve ilçe başkanları,yüksek idare amirleri istifaları basıp koltuk derdine düşmedi mi kardeşlerim?

Çuvaldızı batırdık bakalım,hayr ola....
 
Geri
Üst