İhanetin ses kayıtları ortaya çıktı!

Nihilan

Banned
Katılım
30 May 2010
Mesajlar
273
Reaction score
0
Puanları
0
f3c8cz.jpg


İnsansız hava aracı 'Heron'ların düşürülmesinin istendiği telefon görüşmelerinde skandal diyaloglar var.

MİT tarafından tespit edilen ve Genelkurmay’a gönderilen telefon görüşmesi insanın kanını donduran diyalogları içeriyor. Heron skandalını gündeme getiren Bugün gazetesi, şimdi de subayların telefon konuşmalarını yayınladı..

Batman'da konuşlu Heron'ların görüntü ve bilgilerinin çok net olduğunu belirten subayın, "Mümkünse kullanım dışı bırakmalıyız. Değilse görüntü ve koordinatlarına müdahale edilmeli" dediği görüldü.

"Geçen olayda zayiat verilmiş, bundan dolayı ciddi baskı aldım" diyen subay, konuyu ilgilisi ile görüşmesini muhatabından istiyor. Görüşmede üst rütbeli subay, astının evine gelme talebini 'sağlıklı olmaz' gerekçesiyle kabul etmiyor. "Bu telefona dikkat ediyorsun değil mi" diyerek uyardığı da anlaşılıyor.

Skandala adı karışan Yarbay Ç'yi gözden uzak tutmak ve soruşturmadan kurtarmak için yurtdışına gönderildiği de günyüzüne çıkıyor. Yarbay Ç. ile ile tişimin ise eşi üzerinden sağlandığı tek nik takipte anlaşılıyor. Diyaloglarda, ihaneti ortaya çıkaran MİT'e "O.. çocukları' denilerek ağır küfürler ediliyor.

ŞİMDİ PARAYI KONUŞTURMANIN ZAMANI.

Görüşmenin başlangıcında “İ…. Komutan’ olarak nitelendirilen bir subayın sorunun çözülmesi için para konuşması yapılıyor. İ…. Komutan’ın dosyasını kapatanların temiz ve iyi iş yaptığı belirtilen konuşmada ciddi risk aldığı da vurgulanıyor. “Şimdi parayı konuşturmanın zamanı” diyen subay, “Limit ne kadar?” diye sorduğu subaydan “Bu iş için her şeye değer limit problemi yok” karşılığını alıyor.

K1: En son konuştuğumuz problemin çözümünde hangi aşamaya geldik.

K2: Efendim o çok büyük ve sıkıntılı bir iş. Özür dilerim komutanım yanlış anlaşılmasın. İ. Komutanımızla ilgili değil mi?

K1: Evet.

K2: Komutanım o dönemde onu kapatanlar temiz ve iyi iş yapmışlar ve ciddi risk almışlar.

K1: Biliyorum farkındayım o zaman öyle olması gerekiyordu. Zamanımız yoktu şimdi parayı konuşturma zamanı.

K2: Limit ne kadar?

K1: Bu iş için her şeye değer limit problemi yok asıl önemli olan problemin çözülmesi.

K2: Anlaşıldı komutanım eğer limitte problem yoksa ilgili kişilerle bu işi rahat çözeriz.

2.BÖLÜM

K1: Tamam diğer konu da şu insansız hava aracı ile ilgili. Biliyorsunuz onunla ilgili daha önce görüşmüştük.

K2: Evet komutanım problem yok problem mi var?

K1: Problem şu, araç biliyorsunuz Batman’da konuşlandırıldı oradan o bölgeyi tarıyor ancak görüntü ve bilgiler çok net önce mümkünse kullanım dışı. bırakmalıyız değilse, görüntü, bilgi koordinat vesair surette müdahale edilmeli anlaşıldı mı?

K2: Evet anlaşıldı komutanım.

K1: Geçen olayda zayiat verilmiş, bundan dolayı ciddi bir baskı aldım sen bunu ilgilisi ile görüş ve konuştuğumuz çerçevede olsun tamam mı?

K2: Komutanım tamam anlayamadım. Müsaade ederseniz eve geleyim.

K1: Hayır sağlıklı olmaz o zaman tatilde görüşelim mi?

K2: Tatil yerinizde mi anlaşıldı komutanım.

K1: Bu telefon ile ilgili dikkat ediyorsunuz değil mi?

K2: Evet komutanım artık bayram sonuna kadar da kapalı olur.

K1: Hadi bayramını kutlarım.

K2: Sağ olun komutanım.

İHANETİ ORTAYA ÇIKARAN MİT’E AĞIR KÜFÜRLER.

MİT’in tespit ettiği belirtilen ikinci telefon görüşmesinde de suçüstü yakalandığı ortaya çıkan subayların MİT’e ağır küfürler ettiği görülüyor. “MİT’ten o… cocukları her şeyi ortaya çıkarmışlar” diyen subay, “Selçuk nasıl böyle açık verdi biraz dikkat etsin uyarın onu” ikazında bulunuyor. Ayrıca deşifre olan Selçuk isimli subayın kirli yapı tarafından göz önünde bulundurmamak için geçici görevle yurt dışına gönderildiği de bu kayıtta yer alıyor. Konuşmada “Bazı şeyleri örtbas ettik ama zor oldu… Generallerle görüştüm yüzde 95 yurt dışı işi tamam gibi fakat pi…lerin (MİT’i kastediyor) gönderdiği o bilgiler bizi çok sakıntıya soktu” gibi itiraf ve hakaret dolu ifadeler geçiyor.

İşte Selçuk Ç.’yi kurtarma planı ve suç itirafını ortaya çıkaran ses kaydı:

K1: Ne oldu bizim Çakmaklı’nın işi

K2: Hangi?

K1: Var ya komutanım bizim Yarbay Çakmaklı.

K2: Tamam gönderdik onu beş aylık kursa.

K1: Biliyorum sıkıntılı bir iş vardı ya ne oldu o işi hallettiniz mi?

K2: Ya o bizi çok zorladı ya, onunla ilgili gelen şeyler var ya MİT’ten. MİT’ten o… çocukları p.çler her şeyi ortaya çıkarmışlar ya.

K1: Yapmayın ya

K2: B.k herifler. Vallaha Selçuk nasıl niye açık verdi Selçuk böyle biraz dikkat etsin uyarın onu.

K1: Selçuk da çok üzüldü tekrardan uyarırız onu. Sürekli tayin işi ne oldu asıl ben onun için aramıştım. Merak ediyor.

K2: Anladım merak etmeyin bazı şeyleri örtbas ettik ama zor oldu gerçi. Hani senin o tanıdıkların var ya o generaller onlarla da görüştüm yüzde 95’i yurt dışı tamam gibi fakat p.çlerin gönderdiği o bilgiler bizi çok sakıntıya soktu o… çocukları. Neyse bizi biraz daha rahatlatacak o Tokmak’ın yerine gelen Kutlu da biliyorsunuz tanıyorsunuz zaten.

K1: Evet tanıyorum.

K2:O da bizim işleri rahatlatacak. Neyse hadi sonradan görüşürüz bakalım.

K1: Neyse yüz yüze görüşürüz.

ŞÜPHELİ SUBAYI KURTARMA OPERASYONU.

İhanet konuşmasını yaptığı belirtilen subaylardan olan Yarbay Selami Selçuk Ç. İle ilgili teknik dinlemeye takılan telefon görüşmelerinde 'şok' bilgiler ortaya çıktı. Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç'nin Harp Akademileri'nde görev yaparken Karargahevleri soruşturması kapsamında MİT'in hazırladığı 'gizli' belgelerin şahsi bilgisayarından çıktığı öğrenildi. Bunun üzerine Karargahevleri soruşturması kapsamında 1 yıl Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldığı belirlenen Yarbay Ç.'nin, kirli yapı tarafından nasıl korunduğu teknik takipte gün yüzüne çıktı. Deşifre olan Yarbay Ç’yi gözden uzak tutmak ve soruşturmadan kurtarmak için önce geçici sonra da sürekli yurt dışı görevi çıkarıldığı teknik takibe takıldı. Önce 5 aylığına geçici olarak İtalya’ya gönderilen Yarbay Ç, Şubat 2008’de yurda döndü. Yarbay Ç.’nin daha sonra ise üst düzey generallerin devreye girmesiyle sürekli yurt dışı görevine gönderildiği belirlendi.

İKİ SIKINTI VARDI GENELKURMAY’DA AŞILDI.

Kirli yapıdaki üst düzey subaylar Yarbay Ç’nin yurt dışı görevi için yaptıkları çalışmalarla ilgili eşi üzerinden iletişim kurdukları görüldü. İşte o görüşme:

Ç’nin Eşi : Efendim

K1: E… Hanım merhaba

Ç’nin Eşi : Merhabalar

K1: Ben Selçuk'un Genelkurmay'dan arkadaşıyım. Hayırlı olsun yurtdışı işini hallettik.

Ç’nin Eşi: Evet

K1: Ben kendisine ulaşamadım da size not bırakacağım. Şu sıralarda ilişkilerine ve görüştüğü kişilere çok dikkat etmesi lazım sürekli yurtdışı işini Genelkurmay ayağı tamam gözüküyor. Selçuk Yarbayım zaten biliyor. Generallerimiz çok yardımcı oldular ancak bu işi karıştıranlar var.

Ç’nin Eşi: Evet

K1: Ben takip ediyorum olayı.

Ç’nin Eşi: Hı hı…

K1: Milli İstihbarat'tan gelen belgeyle bir iki sıkıntı var Genelkurmay'da aşıldı. Fakat kendi Hava Kuvvetleri'nde devam ediyor. Fakat kısa sürede aşılacağa benziyor. Kendisine çok selam söyleyiniz. Rahat olsun görüşmek üzere hoşça kalın.

Ç’nin Eşi : Tamam çok teşekkür ediyorum. İyi günler.

K1: Hoşça kalın, görüşürüz. Hoşça kalın, sağ olun.

EŞİYLE GÖRÜŞTÜK HALLETTİK KOMUTANIM.

Yarbay Ç’nin eşiyle görüşen subay geri bildirim için aradığı üstündeki komutana şöyle bildiriyor:

K1: Alo
K2: Buyrun efendim
K1: Ne yaptın, görüşebildin mi, ulaştın mı?

K2: Görüştük komutanım. Hallettik, ilettim.

K1: Oldu.

K2: Görüşmek üzere.

GELECEĞİN HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI!

Takipteki subayların yaptığı telefon görüşmelerinden birinde izinsiz iki kez yurt dışına çıkış yaptığı tespit edilen Hava Pilot Tuğgeneral Mustafa İ.’nin ceza almaması için yapılan planlar deşifre oluyor. Tuğgeneral İ.’nin ceza almaması için pasaport kayıtlarının silinmesi ya da Hava Kuvvetleri’nden izinli gösterilmesi konuları görüşülüyor. Tuğgeneral İ.’nin bulunduğu mevkiye bu faaliyetler sonucunda geldiği anlaşılıyor. İşte şok telefon kaydı:

K1: Alo

K2: Buyrun

K1: Merhaba

K2: Fırat merhaba,

K1: Önemli bir konu var da…

K2: Ha evet

K1: Onu ancak siz çözebilirsiniz.

K2: Nedir?

K1: Bu sene terfi eden Mustafa İ. ile ilgili

K2: Kim?

K1: Mustafa İ. Hava Pilot Tuğgeneral

K2: Tamam tamam evet

K1: Bu dostumuzla ciddi uğraşanlar var.

K2: Yapma ya nasıl?

K1: Mustafa'nın iki kere izinsiz yurtdışına çıkışı olmuş.

K2: Gerçekten izinsiz mi çıkmış?

K1: Maalesef

K2: Benim bundan dolayı bildiğim şu anda hapis yatanlar var ama…

K1: İşte bunu kurcalıyorlar. Ne yapabiliriz? Bunun pasaport kayıtlarından silinmesi lazım. Ya da Hava Kuvvetleri'nden izinli gösterilmesi lazım. Tamam mı, anlaşıldı mı?

K2: Tamam

K1: İkinci bir konu yine Mustafa İ. ile ilgili

K2: Bir dakika yazıyorum.

K1: DHKP-C üyesi akrabası varmış, cezaevinde yatarken adresini Mustafa İ'nin lojmanı göstermiş.

K2: Bu çok kötü.

K1: Evet bu dostumuz geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanı iş çok ciddi. Konuyu Genelkurmay Personel Başkanı Memişoğlu biliyor. O örtbas edildiğini düşünüyor ama konuyu kaşıyorlar.

K2: Anlaşıldı tamam, tamam.

K1: Bir diğer husus da; bu görüştüğümüz telefonun, konuştuğumuz çerçevede kullanılması gerekiyor.

K2: Ha tamam o konuda problem yok zaten. Telefonu yanımda kuruma götürmüyorum. Evde bırakıyorum. İşte görüşme planımız dışında kapalı tutuyorum.

K1: Bu önemli, böyle devam etsin eğer acil bir durum olursa ben size işten ulaşırım. Siz de bana diğer taraftan ulaşırsınız.

K2: Tamam iyi akşamlar.

K1: İyi akşamlar görüşürüz.

İhanetin ses kayıtları ortaya çıktı
 
Allah Bizi korudu ; bu ordu ile bir savaşa girmedik. Daha Terörle mücadelede böyle ihanet içinde bulunanlar acaba büyük bir savaş içinde neler yapabilirdi. Düşünmek bile istemiyorum.
 
çürük elmaların varlığından ne zaman bihaber olacaksınız hayırcılar


mesajını düzelteyim de anlam kazansın


"çürük elmaların varlığından ne zaman HABERDAR olacaksınız hayırlcılar?

bihaber : habersiz



gelelim haberle ilgili yorumuma: bu telefon konuşması ankesörlü telefeondan 2 kimliği bilinmeyen kişi arasında yapılıyor değil mi?

yani ben orduyu ve cumhuriyeti sevmeyen biri olsam, bir arkadaşımla karar versem, ankesörlü telefondan isimini bilidiğim bir kaç subay hakkında böyle konuşmalar yapsam ve bunlar dinlense (tesadüfen) bu ordunun işe yaramaz ve hain olduğunu mu gösterir yoksa benim ve zihniyetimin şerefsizliğini mi?


türkiye cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinde askerlik görevimi yerine getirirken yemin ettim. dedim ki "... her zaman ve her yerde... canımı vermeye şerefim ve namusum üzerine yemin ederim..." tabiki bu yemin sadece beni bağlar. ancak varlığı bile şüpheli olan bir kaç adam yüzünden bütün orduya hakaret edenleri ve iyiki bu orduyla savaşa girmemişiz diyecek kadar kendinden geçmiş olanları hayretle izliyor ve şiddetle kınıyorum.

unutmayın ki çanakkalede dünyaya ders veren, kurtuluş savaşında emperyalizmi ilk defa dize getiren bu ordudur.

ama siz bu ordu yerine ülkenin başkenti istanbulun ve yurdun büyük bölümünün işgaline ses çıkarmayan padişah ordusunu tercih edersiniz galiba?
 
Lav Silahlarına Boru ıslak İmzalı belegelere kağıt parçası diyenler danıştay cinayeti nin ergenekon çetesine bağlanması karşısında dut yemiş bülbüle dönenler ,koç müzesinde 300 çocucuğu havaya uçurmak isteyen katiller karşısında kafasını kuma gömenler, bu "Heron İhaneti "karşısında kıvırtacakları malzeme bulurlar merak etmeyin. Çünkü bir kaç yılda bu konuda baya bir tecrübe kazandılar
 
mesajını düzelteyim de anlam kazansın


"çürük elmaların varlığından ne zaman HABERDAR olacaksınız hayırlcılar?

bihaber : habersiz



gelelim haberle ilgili yorumuma: bu telefon konuşması ankesörlü telefeondan 2 kimliği bilinmeyen kişi arasında yapılıyor değil mi?

yani ben orduyu ve cumhuriyeti sevmeyen biri olsam, bir arkadaşımla karar versem, ankesörlü telefondan isimini bilidiğim bir kaç subay hakkında böyle konuşmalar yapsam ve bunlar dinlense (tesadüfen) bu ordunun işe yaramaz ve hain olduğunu mu gösterir yoksa benim ve zihniyetimin şerefsizliğini mi?


türkiye cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinde askerlik görevimi yerine getirirken yemin ettim. dedim ki "... her zaman ve her yerde... canımı vermeye şerefim ve namusum üzerine yemin ederim..." tabiki bu yemin sadece beni bağlar. ancak varlığı bile şüpheli olan bir kaç adam yüzünden bütün orduya hakaret edenleri ve iyiki bu orduyla savaşa girmemişiz diyecek kadar kendinden geçmiş olanları hayretle izliyor ve şiddetle kınıyorum.

unutmayın ki çanakkalede dünyaya ders veren, kurtuluş savaşında emperyalizmi ilk defa dize getiren bu ordudur.

ama siz bu ordu yerine ülkenin başkenti istanbulun ve yurdun büyük bölümünün işgaline ses çıkarmayan padişah ordusunu tercih edersiniz galiba?

kardesım agzına saglık ben de bu konuyu yazıcam da konunun acılmasını beklıyodum

M.KEMAL e dınsız denmesının nedenı o Şeyhülislamın padısahında onayıyla M.KEMAL ve arkadasları dinsizdir ona karsı savasın fetvasıdır. ve düşünebılıyomusun o insanlar vatanı kurtarmaya calısan kahraman askerımıze karsı isyan etmıs ve savasmıs bagımsızlık yerıne amerıkan mandasını savunmustur. sımdı bu zıhnıyet o köhnemış dusuncenın bır koludur. cumhuriyet ve M.KEMAL in ordusu hala düşmanlarıdır. ama amerıka dostlarıdır misal fetoş amerıka ve cıa ın dızının dıbınden ayrılmaz.israili otorite kabul eder.

demem o ki ozaman ülke işgal altındayken yani düşman de tehtıtde bellıyken bu zihniyet yunan yerıne kuvai milliyeyle savasmıstır.

hani amerıkaya,israile karsı yaptırım beklıyoruzya, onlar bize bunları yaptı sız hep ızlıyosunuz,ermenıler posta koyuyo susuyonusuz dıyoruzya onlarda cesıtlı bahaneler sunuyolar hepsının nedenı M.KEMAL ın bagımsızlık anlayısının bunlrda olmamasıdır. gucluye bıat etmelerıdır.
 
Bunlar Gerçekten Türk Ordusuna Hizmet Edenler Olamaz..Olmamalı...
Vatandaşımız Bunları Görünce İster İstemez Genelleme Yapıyor... Bunlar O Yüce Kurumdan Temizlenmedikçe Bakış Açıları Değişmesini Kimse Beklemesin..
 


yani ben orduyu ve cumhuriyeti sevmeyen biri olsam, bir arkadaşımla karar versem, ankesörlü telefondan isimini bilidiğim bir kaç subay hakkında böyle konuşmalar yapsam ve bunlar dinlense (tesadüfen) bu ordunun işe yaramaz ve hain olduğunu mu gösterir yoksa benim ve zihniyetimin şerefsizliğini mi?

türkiye cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinde askerlik görevimi yerine getirirken yemin ettim. dedim ki "... her zaman ve her yerde... canımı vermeye şerefim ve namusum üzerine yemin ederim..." tabiki bu yemin sadece beni bağlar. ancak varlığı bile şüpheli olan bir kaç adam yüzünden bütün orduya hakaret edenleri ve iyiki bu orduyla savaşa girmemişiz diyecek kadar kendinden geçmiş olanları hayretle izliyor ve şiddetle kınıyorum.

unutmayın ki çanakkalede dünyaya ders veren, kurtuluş savaşında emperyalizmi ilk defa dize getiren bu ordudur.

ama siz bu ordu yerine ülkenin başkenti istanbulun ve yurdun büyük bölümünün işgaline ses çıkarmayan padişah ordusunu tercih edersiniz galiba?

Haklısın kimliği belirsiz iki kişi arasında geçen konuşma. Fakat hatırlatırım arayan numara Ankarada bir sabit hat ve aboneliği malum üsteğmenin üzerine kayıtlı. Aranan numarada bir GSM operatörüne bağlı ve malum Yarbayın üzerine kayıtlı. Görüşmenin iki subay arasında geçtiği sadece bu bilgi ile anlaşıldı fakat yinede Mit tarafından elde dedilen bu bilgiler Emniyet ve Jandarmaya ait kriminal merkezlerine ayrı ayrı gönderilerek adı geçen şahıslara ait olup olmadıkları teyit edildi. Zaten Başbuğ'un üç yıl öncesinde bu olay ortaya çıkar çıkmaz soruşturma yapılması emrini verdiği de Genel Kurmay Askeri savcılığı tarafından dillendirildi. yani ortada hiç karanlık nokta yok ama sen kafana göre bir senaryo yazıp ben böyle yapsam ne olur diyorsun. Şimdi sana bir gerçeği itiraf etmeliyim. Osmanlının ordusu dağılmıştı. 1915 yılında da Türkiye Cumhuriyeti kurulmamıştı. Sana üzücü bir haber vermek istiyorum ama Çanakkalede destan yazan bu ordu değil di. istersen tarih bilgini tekrar gözden geçir. özellikle yakın tarihimizi. Çanakkale şehitleri içerisinde 16-17 yaşında onbinlerce vatan evladı da vardı. Yani anlatmak istediğim ordunun bittiği yerde Düzenli ordunun nüvesini teşkil eden Kahraman Türk İnsanı silahı eline almıştı. Çanakkaleye de savaştan çok destan adı verilmesinin sebebi budur. Padişaha Osmanlıya ve Bilumum atalarımıza dil uzatmaktan seni Men ederim. Bu milletin kutsalına bulaşma.
 
Haklısın kimliği belirsiz iki kişi arasında geçen konuşma. Fakat hatırlatırım arayan numara Ankarada bir sabit hat ve aboneliği malum üsteğmenin üzerine kayıtlı. Aranan numarada bir GSM operatörüne bağlı ve malum Yarbayın üzerine kayıtlı. Görüşmenin iki subay arasında geçtiği sadece bu bilgi ile anlaşıldı fakat yinede Mit tarafından elde dedilen bu bilgiler Emniyet ve Jandarmaya ait kriminal merkezlerine ayrı ayrı gönderilerek adı geçen şahıslara ait olup olmadıkları teyit edildi. Zaten Başbuğ'un üç yıl öncesinde bu olay ortaya çıkar çıkmaz soruşturma yapılması emrini verdiği de Genel Kurmay Askeri savcılığı tarafından dillendirildi. yani ortada hiç karanlık nokta yok ama sen kafana göre bir senaryo yazıp ben böyle yapsam ne olur diyorsun. Şimdi sana bir gerçeği itiraf etmeliyim. Osmanlının ordusu dağılmıştı. 1915 yılında da Türkiye Cumhuriyeti kurulmamıştı. Sana üzücü bir haber vermek istiyorum ama Çanakkalede destan yazan bu ordu değil di. istersen tarih bilgini tekrar gözden geçir. özellikle yakın tarihimizi. Çanakkale şehitleri içerisinde 16-17 yaşında onbinlerce vatan evladı da vardı. Yani anlatmak istediğim ordunun bittiği yerde Düzenli ordunun nüvesini teşkil eden Kahraman Türk İnsanı silahı eline almıştı. Çanakkaleye de savaştan çok destan adı verilmesinin sebebi budur. Padişaha Osmanlıya ve Bilumum atalarımıza dil uzatmaktan seni Men ederim.


heberlerin için teşekkürler.

ama senin benim yazdıklarımdan anladığın buysa benimde sana verilecek üzücü haberlerim var.

mesela 1915 te cumhuriyet kurulmamıştı o ordu bu ordu değildi diyorsun ya işte bunda çok yanılıyorsun. çanakkalede savaşan orduyla istanbulu teslim eden ordu aynı değildi. ama çanakkalede savaşan orduyla kurtuluş savaşında savaşan ordu aynı orduydu. çünkü kalplerinde aynı şey yatıyordu "ÖZGÜRLÜK".

ve bu özgürlük sevdası yüzündendir ki kayseri lisesi bir dönem mezun vermemiştir. çünkü bütün öğrencileri savaşta şehit düşmüş ya da gazi olmuştur.

önemli olan ordudaki kişilerin aynı olup olmaması değildir. yürekteki sevdanın ne olduğudur.


osmalıya ve bilimum atalarına dil uzatmıyorum. sadece yaptıklarını söylüyorum. bunu bütün tarihçiler söylüyor. istanbulu teslim ettiler , mustafa kemal ve arkadaşlarına dinsiz hain dediler, vatanın işgal edilmesine göz yumdular, işgale direnenlere vatan haini dediler, tutuklatmaya çalıştılar, bir sabah ingiliz gemisiyle ülkeden kaçtılar vs.vs.vs.

eğer bunalrdan herhangi birisi yalansa yalan de.

eğer doğruları söylemek dil uzatmaksa sen o zaman bütün tarih camiasını karşına al ve dil uzatmaktan vazgeçin de.


ve bunları söylerken de cumhuriyetin asıl kahramanlarına dil uzatanlara da ağız dolusu küfret. yoksa ne yaptıklarının ne de söyledikelrinin bir anlamı olur.
 
Heron suçlamasına içerden yanıt: O teğmen uçakta o yarbay Napoli’deydi


Halen Sahte Çürük Raporu soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Hava Kuvvetleri eski Başsavcısı Albay Ahmet Zeki Üçok’un Heron’larla ilgili soruşturmayı örtbas ettiği iddiasına yanıt, Genelkurmay yerine, askeri cezaevinden geldi.

Avukatı Celal Ülgen aracılığı ile açıklama yapan Albay Ahmet Zeki Üçok, “Ortaya atılan iddialara rağmen Genelkurmay’ın sessiz kalması üzerine bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım. 1 haftadır çeşitli yayın organlarında hain olarak nitelendiriliyorum. Gerçeklerin bilinmesini istiyorum” dedi. Avukat Celal Ülgen tarafından yapılan yazılı açıklamada, Albay Ahmet Zeki Üçok, sürdürülen soruşturmada 2 havacı subay hakkında tek bir hukuki ve somut bulunmadığına değinerek, “Aksine olayla ilgili olmadıklarına ilişkin kanıtlar mevcuttur” dedi.

Etlik’teki ankesörlü telefondan Kavaklıdere’deki cep telefonuna

Avukat Celal Ülgen tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ayrıntılar yer aldı;
- 12 Ekim 2007’de kimliği meçhul 2 kişinin İnsansız Hava Uçakları’nın örgüte çok zarar verdiği ve mutlaka etkisiz hale getirilmesi gerektiği yönünde konuşma geçtiği MİT tarafından tespit edilmiş.
- Genç olan kişi yapılan tespit sonucu Ankara Etlik semtinden ankesörlü telefonla, diğer kişiyi cep telefonundan aradığı tespit edilmiş. Cep telefonu kullanan kişinin ise Ankara-Kavaklıdere’de bulunduğu tespit edilmiş.
- MİT bu konuşmayı tespit ederek, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gönderdi.

‘Fırat’lar incelendi

- Bu bildirim üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı soruşturma başlattı. Konuşmanın bir yerinde Fırat veya benzeri bir isim geçmesi üzerine, Kara Kuvvetleri Askeri Savcılığı TSK’da ne kadar Fırat isimli kişi personel bunların ses kayıtlarını Jandarma ve Emniyet Kriminal’e incelemek üzere gönderdi.
- Her 2 inceleme sonunda gelen değerlendirme raporunda telefondaki sesin Havacı Üsteğmen Fırat Ç.’ye benzer olduğu şeklinde rapor geldi.
- Bunun üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevsizlik vererek dosyayı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi.
- Dosyanın Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na gelmesinin ardından Fırat Ç. ve yakın çevresinin telefonları mahkeme kararıyla dinlemeye, kendisi de izlemeye alındı.
Şüpheli durum yok

- Yapılan takipte, Fırat Ç. hakkında hiçbir şüpheli durum tespit edilmedi.
- Buna rağmen Üsteğmen Fırat Ç. gözaltına alındı. Evinde ve otomobilinde arama yapıldı. Bilgisayarı incelendi.
- Soruşturma sürdüğü sırada Eskişehir Ana Jet Üst Komutanlığı’ndan gelen belgeler telefon görüşmesinin yapıldığı 12 Ekim 2007 saat 14.10 civarında Fırat Ç.’nin F-4 Jet uçağı ile eğitim uçuşunda olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Fırat Ç. mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakıldı.
- Üsteğmen Fırat Ç.’nin telefonla aradığı ileri sürülen Hava Pilot Yarbay Selami S.Ç.’nin ise o tarihte İtalya Napoli’de kurmay subay akademisinde görevli olduğu anlaşıldı.

Amirale benzer ses

- Soruşturma sürdüğü sırasında gelen bir ihbar telefonda konuşan kişinin Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli bir amiral olduğu yönündeydi. Bunun üzerine bu amiralin ses kaydı telefondaki seslerle karşılaştırılmak üzere Jandarma Kriminal Dairesi’ne gönderildi. Jandarma Kriminal’den gelen yanıt, seslerin benzer olduğu yönündeydi.
- Müvekkilim dosyayı görevsizlik kararı ile Genelkurmay Askeri Savcılığı’na göndereceği sırada tutuklandı.




Heron suçlamasına içerden yanıt: O teğmen uçakta o yarbay Napoli’deydi - Hürriyet


konuyla alakalı bir haber. günceli takip etmek gerekir.
 
Heron suçlamasına içerden yanıt: O teğmen uçakta o yarbay Napoli’deydi



Geçenlerde genelkurmay Hurriyet e açıklama yaptı. Dediki 3 yıldır soruşturuyoruz.

teğmenin uçakta yarbayın da Napoli deyse adama sorarlar ki kardeşim madem bukadar kesin ve eminsin neden ozaman 3 yıldır soruşturuyorsun.

Napoli de olduğunu söylediğin bir Yarbay ın 3 yıldır soruşturulması hangi aklın mantığın ürünü ozaman

hem bunu söyleceksin hemde hala soruşturmanın sürdüğünü söyleyeceksin. Soruşturmaya devam et. Napoli de olduğunu belki 10 yıl sonra kanıtlarsın
 
Haklısın kimliği belirsiz iki kişi arasında geçen konuşma. Fakat hatırlatırım arayan numara Ankarada bir sabit hat ve aboneliği malum üsteğmenin üzerine kayıtlı. Aranan numarada bir GSM operatörüne bağlı ve malum Yarbayın üzerine kayıtlı. Görüşmenin iki subay arasında geçtiği sadece bu bilgi ile anlaşıldı fakat yinede Mit tarafından elde dedilen bu bilgiler Emniyet ve Jandarmaya ait kriminal merkezlerine ayrı ayrı gönderilerek adı geçen şahıslara ait olup olmadıkları teyit edildi. Zaten Başbuğ'un üç yıl öncesinde bu olay ortaya çıkar çıkmaz soruşturma yapılması emrini verdiği de Genel Kurmay Askeri savcılığı tarafından dillendirildi. yani ortada hiç karanlık nokta yok ama sen kafana göre bir senaryo yazıp ben böyle yapsam ne olur diyorsun. Şimdi sana bir gerçeği itiraf etmeliyim. Osmanlının ordusu dağılmıştı. 1915 yılında da Türkiye Cumhuriyeti kurulmamıştı. Sana üzücü bir haber vermek istiyorum ama Çanakkalede destan yazan bu ordu değil di. istersen tarih bilgini tekrar gözden geçir. özellikle yakın tarihimizi. Çanakkale şehitleri içerisinde 16-17 yaşında onbinlerce vatan evladı da vardı. Yani anlatmak istediğim ordunun bittiği yerde Düzenli ordunun nüvesini teşkil eden Kahraman Türk İnsanı silahı eline almıştı. Çanakkaleye de savaştan çok destan adı verilmesinin sebebi budur. Padişaha Osmanlıya ve Bilumum atalarımıza dil uzatmaktan seni Men ederim. Akıllı ol bu milletin kutsalına bulaşma.

peki sana şöyle bir soru çanakkalede M.KEMAL olmasaydı sonuç nolurdu? ingilizlerin ağzından duy bide.


Mustafa Kemal hakkında İngiliz muharriri L. Armstrong diyor ki:

"İngilizler her şeyi noktası noktasına hesaplamıştı. Toplar, askerler, stratejik mevziler iyice düşünülmüştü; bütün hesaplar tamamdı, artık bu ordunun karşısında hiç bir kuvvet dayanamazdı… Fakat biz, yani İngilizler bir noktayı Türk Generali Gazi Mustafa Kemal'i, hesap etmemiştik."

yani kimılerının sevmedıgı o mu kurtardı halk savastı kım olsa aynı sonuc elde edılırdı dedıgı ınsandan bahsedıyor.
 
ßiℓgè Қrαℓ;5095227' Alıntı:
Geçenlerde genelkurmay Hurriyet e açıklama yaptı. Dediki 3 yıldır soruşturuyoruz.

teğmenin uçakta yarbayın da Napoli deyse adama sorarlar ki kardeşim madem bukadar kesin ve eminsin neden ozaman 3 yıldır soruşturuyorsun.

Napoli de olduğunu söylediğin bir Yarbay ın 3 yıldır soruşturulması hangi aklın mantığın ürünü ozaman

hem bunu söyleceksin hemde hala soruşturmanın sürdüğünü söyleyeceksin. Soruşturmaya devam et. Napoli de olduğunu belki 10 yıl sonra kanıtlarsın


olmazsa üstleri tarafından görevli olarak gösterilir ya da pasaport kayıtları değiştirilir.:sneaky2:
 
mesajını düzelteyim de anlam kazansın


"çürük elmaların varlığından ne zaman HABERDAR olacaksınız hayırlcılar?

bihaber : habersiz



gelelim haberle ilgili yorumuma: bu telefon konuşması ankesörlü telefeondan 2 kimliği bilinmeyen kişi arasında yapılıyor değil mi?

yani ben orduyu ve cumhuriyeti sevmeyen biri olsam, bir arkadaşımla karar versem, ankesörlü telefondan isimini bilidiğim bir kaç subay hakkında böyle konuşmalar yapsam ve bunlar dinlense (tesadüfen) bu ordunun işe yaramaz ve hain olduğunu mu gösterir yoksa benim ve zihniyetimin şerefsizliğini mi?


türkiye cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinde askerlik görevimi yerine getirirken yemin ettim. dedim ki "... her zaman ve her yerde... canımı vermeye şerefim ve namusum üzerine yemin ederim..." tabiki bu yemin sadece beni bağlar. ancak varlığı bile şüpheli olan bir kaç adam yüzünden bütün orduya hakaret edenleri ve iyiki bu orduyla savaşa girmemişiz diyecek kadar kendinden geçmiş olanları hayretle izliyor ve şiddetle kınıyorum.

unutmayın ki çanakkalede dünyaya ders veren, kurtuluş savaşında emperyalizmi ilk defa dize getiren bu ordudur.

ama siz bu ordu yerine ülkenin başkenti istanbulun ve yurdun büyük bölümünün işgaline ses çıkarmayan padişah ordusunu tercih edersiniz galiba?

Zaten AKP ve yan sanayii yandaşlar amaçlarına ulaşsınlar , vakit gazetesinden alıntılar yapan belli tayfanın adreslerini tespit edip onlara birer kilo kına gönderecem. Bu kadar da olmaz ki arkadaş ya bu kadar da düşmanlık olmaz ki. Avrupanın amerikanın isteği de bu zaten TSK'nın artık çok geri planda kalması. Neden ? AB yasaları. Sen o yasayı 1 gün getirdiğin zaman buraya patlamadık bomba , basılmadık mekan kalmaz.
 


mesela 1915 te cumhuriyet kurulmamıştı o ordu bu ordu değildi diyorsun ya işte bunda çok yanılıyorsun. çanakkalede savaşan orduyla istanbulu teslim eden ordu aynı değildi. ama çanakkalede savaşan orduyla kurtuluş savaşında savaşan ordu aynı orduydu. çünkü kalplerinde aynı şey yatıyordu "ÖZGÜRLÜK".

ve bu özgürlük sevdası yüzündendir ki kayseri lisesi bir dönem mezun vermemiştir. çünkü bütün öğrencileri savaşta şehit düşmüş ya da gazi olmuştur.

önemli olan ordudaki kişilerin aynı olup olmaması değildir. yürekteki sevdanın ne olduğudur.


osmalıya ve bilimum atalarına dil uzatmıyorum. sadece yaptıklarını söylüyorum. bunu bütün tarihçiler söylüyor. istanbulu teslim ettiler , mustafa kemal ve arkadaşlarına dinsiz hain dediler, vatanın işgal edilmesine göz yumdular, işgale direnenlere vatan haini dediler, tutuklatmaya çalıştılar, bir sabah ingiliz gemisiyle ülkeden kaçtılar vs.vs.vs.
eğer bunalrdan herhangi birisi yalansa yalan de.


Bu Neye benziyor biliyormusun. 1941 de Hitlere karşı St.Prtersburg'u savunan Ruslar ile 1950 de Çine karşı memleketlerini savunan Güney Kore ordusu , 1919'da Kurtuluş savaşında ülkesini savunan Türk Ordusu ile 1863 yılında oklahomada topraklarını savunan kızıldereli kabilesi olan comanchee savaşçıları aslında AYNI ORDUYDU (!) , Çünkü hepsi ÖZGÜRLÜK için savaşıyordu. Dilleri renkleri milliyetleri farklı idi ama olsun aynı orduydu. Çünkü değerli büyüğümüz Zerkli böyle buyurdu.

peki sana şöyle bir soru çanakkalede M.KEMAL olmasaydı sonuç nolurdu? ingilizlerin ağzından duy bide.

Mustafa Kemal hakkında İngiliz muharriri L. Armstrong diyor ki:

"İngilizler her şeyi noktası noktasına hesaplamıştı. Toplar, askerler, stratejik mevziler iyice düşünülmüştü; bütün hesaplar tamamdı, artık bu ordunun karşısında hiç bir kuvvet dayanamazdı… Fakat biz, yani İngilizler bir noktayı Türk Generali Gazi Mustafa Kemal'i, hesap etmemiştik."

yani kimılerının sevmedıgı o mu kurtardı halk savastı kım olsa aynı sonuc elde edılırdı dedıgı ınsandan bahsedıyor.
Ya bu ingilizler çok mu sözüne güvenilir insanlar acaba. İllaki M.Kemal Atatürk'ün büyük askeri deha olduğunu bunların mı söylemesi lazım. Yani benim dedem söylediğinde "amaaan boşver onu sen ingiliz teğmen david'e kulak ver" mi diyeceğiz.

Hem Sen Neden Bahsediyorsun Zerkli'nin tespitlerine göre " Mustafa Kemal ile Ömer Muhtar aslında aynı kişiler. Çünkü M.Kemal Anadolunun Düşman işgalinden kurtuluşu için uğraşırken Ömer Muhtar da Libyayı Fransız işgalinden kurtarmaya çalışıyordu , Yani ikiside Özgürlük için savaşıyordu. Ben Demiyorum ZERKLİ diyor. "
 
Bu Neye benziyor biliyormusun. 1941 de Hitlere karşı St.Prtersburg'u savunan Ruslar ile 1950 de Çine karşı memleketlerini savunan Güney Kore ordusu , 1919'da Kurtuluş savaşında ülkesini savunan Türk Ordusu ile 1863 yılında oklahomada topraklarını savunan kızıldereli kabilesi olan comanchee savaşçıları aslında AYNI ORDUYDU (!) , Çünkü hepsi ÖZGÜRLÜK için savaşıyordu. Dilleri renkleri milliyetleri farklı idi ama olsun aynı orduydu. Çünkü değerli büyüğümüz Zerkli böyle buyurdu.


Ya bu ingilizler çok mu sözüne güvenilir insanlar acaba. İllaki M.Kemal Atatürk'ün büyük askeri deha olduğunu bunların mı söylemesi lazım. Yani benim dedem söylediğinde "amaaan boşver onu sen ingiliz teğmen david'e kulak ver" mi diyeceğiz.

Hem Sen Neden Bahsediyorsun Zerkli'nin tespitlerine göre " Mustafa Kemal ile Ömer Muhtar aslında aynı kişiler. Çünkü M.Kemal Anadolunun Düşman işgalinden kurtuluşu için uğraşırken Ömer Muhtar da Libyayı Fransız işgalinden kurtarmaya çalışıyordu , Yani ikiside Özgürlük için savaşıyordu. Ben Demiyorum ZERKLİ diyor. "


google dan alıntı yapmadıgın zamanlar gercekten dusuncelerınde eksıklık var sen en ıyısı baskalarının yazdıklarını kopyala yapıstır ozamn daha anlamlı seyler yazıyosun.

öncelıkle zerklı orda emparyalızme,sömürüye verilen ortak bir mücadeleden bahsedıyor yüreklerın aynı duygu ile yanı özgürlük için çartpığını akan kanın ve terin tek bir amaç uğruna bağımsızlık uğruna oldugunu söylüyor. sen bunu anlamazsın himaye altına girmek varken niye ölesınkı.zaten şuanda aynı sey olmuyormu birilerinin ılerı karakolu yapılmaya çalısılmıyormuyuz. bizim bağımsızlık mücadelemiz bir çok sömürülen devlete örnek olmustur onlarda emparyalıst güçelere karşı mücadele cesareti uyandırmıstır. yani zerkli mücadele edenın kım oldugu onemlı deıl onemlı olan mücadele edilen güçtür buna karsı verilen onurlu mücadeledir diyor.

cemaatlerın arkasında gecmıste oldugu gıbı ıngılız altını oldugu ıcın onların sevıp saydıgı bir milleten ingilizlerden örnek verdim eğer senın dedene kulak verılseydı bugun bu kadar M.KEMAL düşmanı olmazdı. yoksa deden yanlış mı anlatmış sence sorun ne?
 
google dan alıntı yapmadıgın zamanlar gercekten dusuncelerınde eksıklık var sen en ıyısı baskalarının yazdıklarını kopyala yapıstır ozamn daha anlamlı seyler yazıyosun.

öncelıkle zerklı orda emparyalızme,sömürüye verilen ortak bir mücadeleden bahsedıyor yüreklerın aynı duygu ile yanı özgürlük için çartpığını akan kanın ve terin tek bir amaç uğruna bağımsızlık uğruna oldugunu söylüyor. sen bunu anlamazsın himaye altına girmek varken niye ölesınkı.zaten şuanda aynı sey olmuyormu birilerinin ılerı karakolu yapılmaya çalısılmıyormuyuz. bizim bağımsızlık mücadelemiz bir çok sömürülen devlete örnek olmustur onlarda emparyalıst güçelere karşı mücadele cesareti uyandırmıstır. yani zerkli mücadele edenın kım oldugu onemlı deıl onemlı olan mücadele edilen güçtür buna karsı verilen onurlu mücadeledir diyor.

cemaatlerın arkasında gecmıste oldugu gıbı ıngılız altını oldugu ıcın onların sevıp saydıgı bir milleten ingilizlerden örnek verdim eğer senın dedene kulak verılseydı bugun bu kadar M.KEMAL düşmanı olmazdı. yoksa deden yanlış mı anlatmış sence sorun ne?



boşuna yorulma. bu üye ve bunun gibiler için biçilmiş kaftan olan bir söz var. hep kullanıyorum bir kere daha kullanacağım.


sen ne kadar anlatırsan anlat, anlattığın, karşıdakinin anladığı kadardır.


sen buraya 2 fasikül dolduracak kadar bilgi koy bu ve bunun gibi üyeler sadece o kitabın başlığıyla ilgilenirler. çünkü o kadarını anlayabiliyorlar.


daha önce de söyledim şimdi tekrar söylüyorum.

bunalrın yarları büyük. çünkü cumhuriyet denilen yönetim şekli biat ettikleri saltanatı, hilafeti kaldırdı. ve o saltanat ve hilafet ki ülkenin işgaline ses çıkarmamış ve hatta yardımcı olmuş işgale karşı koyanları hain ilan edip katledilmeleri için fetva çıkarmıştır.

kim neyi kabul ediyorsa etsin. ben işgale ses çıkarmayan padişah takımını ve ordusunu değil işgale direnip dünyaya emperyalist güçlerin yenilmez olduığunu gösteren kahraman anadolu insanını saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.

padişahım çok yaşa değil halkız biz yeniden doğarız ölümlerle
 
öncelıkle zerklı orda emparyalızme,sömürüye verilen ortak bir mücadeleden bahsedıyor yüreklerın aynı duygu ile yanı özgürlük için çartpığını akan kanın ve terin tek bir amaç uğruna bağımsızlık uğruna oldugunu söylüyor. sen bunu anlamazsın himaye altına girmek varken niye ölesınkı.zaten şuanda aynı sey olmuyormu birilerinin ılerı karakolu yapılmaya çalısılmıyormuyuz. bizim bağımsızlık mücadelemiz bir çok sömürülen devlete örnek olmustur onlarda emparyalıst güçelere karşı mücadele cesareti uyandırmıstır. yani zerkli mücadele edenın kım oldugu onemlı deıl onemlı olan mücadele edilen güçtür buna karsı verilen onurlu mücadeledir diyor.

cemaatlerın arkasında gecmıste oldugu gıbı ıngılız altını oldugu ıcın onların sevıp saydıgı bir milleten ingilizlerden örnek verdim eğer senın dedene kulak verılseydı bugun bu kadar M.KEMAL düşmanı olmazdı. yoksa deden yanlış mı anlatmış sence sorun ne?

Zerklinin iki farklı orduya aynı ordu demesinin sebebi ortada. Ama avatarlarınızın farklı olmasına rağmen beyinlerinizin aynı algıda buluşmasını yadırgadım. Sayın başbakan bir şey söylemişti bir ay önce. " Ben soruyu İsraile soruyorum , Cevap Kılıçdaroğlundan geliyor diye" aynı şekilde ben Zerkli'ye yazıyorum , zerklinin lastiği patladığında Aybars devreye giriyor. İşin ilginç tarafı Aybars24'ün avatarında Aşırı faşist simgelerden oluşuyor. Zerklinin avatarıda Faşizmin simgelerinden olan bir adamın yani Hitlerin intihar edişini sembolize eden ve faşistlerede intiharı tavsiye eden Follow Your Leader resmi var. Yani bir faşistle bir faşist düşmanı aynı çuvala giriyor . Ne için Akparti fikriyatıyla mücadele için. Ben bu olayla gurur duyuyorum. Hani bir söz vardır ya " TEKER TEKER GELİN " diye. ben o sözü söylemeyeceğim...

ALAYINIZ GELSİN UUULEEYN..

boşuna yorulma. bu üye ve bunun gibiler için biçilmiş kaftan olan bir söz var. hep kullanıyorum bir kere daha kullanacağım.


sen ne kadar anlatırsan anlat, anlattığın, karşıdakinin anladığı kadardır.


sen buraya 2 fasikül dolduracak kadar bilgi koy bu ve bunun gibi üyeler sadece o kitabın başlığıyla ilgilenirler. çünkü o kadarını anlayabiliyorlar.


daha önce de söyledim şimdi tekrar söylüyorum.

bunalrın yarları büyük. çünkü cumhuriyet denilen yönetim şekli biat ettikleri saltanatı, hilafeti kaldırdı. ve o saltanat ve hilafet ki ülkenin işgaline ses çıkarmamış ve hatta yardımcı olmuş işgale karşı koyanları hain ilan edip katledilmeleri için fetva çıkarmıştır.

kim neyi kabul ediyorsa etsin. ben işgale ses çıkarmayan padişah takımını ve ordusunu değil işgale direnip dünyaya emperyalist güçlerin yenilmez olduığunu gösteren kahraman anadolu insanını saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.

padişahım çok yaşa değil halkız biz yeniden doğarız ölümlerle

Zekli sen benim sabrımı test ediyorsun ama sabrında bir sınırı var. Osmanlıya çok dil uzatma istersen. Başına daha önce gelenleri unutma. Utancından salya sümük ağlayıpta ben bu ellerde duramam dediklerini unutmadım.
 
Zerklinin iki farklı orduya aynı ordu demesinin sebebi ortada. Ama avatarlarınızın farklı olmasına rağmen beyinlerinizin aynı algıda buluşmasını yadırgadım. Sayın başbakan bir şey söylemişti bir ay önce. " Ben soruyu İsraile soruyorum , Cevap Kılıçdaroğlundan geliyor diye" aynı şekilde ben Zerkli'ye yazıyorum , zerklinin lastiği patladığında Aybars devreye giriyor. İşin ilginç tarafı Aybars24'ün avatarında Aşırı faşist simgelerden oluşuyor. Zerklinin avatarıda Faşizmin simgelerinden olan bir adamın yani Hitlerin intihar edişini sembolize eden ve faşistlerede intiharı tavsiye eden Follow Your Leader resmi var. Yani bir faşistle bir faşist düşmanı aynı çuvala giriyor . Ne için Akparti fikriyatıyla mücadele için. Ben bu olayla gurur duyuyorum. Hani bir söz vardır ya " TEKER TEKER GELİN " diye. ben o sözü söylemeyeceğim...

ALAYINIZ GELSİN UUULEEYN..

orda eskı türkçe TÜRK yazıyor ben özümü hıcbır zaman ınkar etmem ve eski TÜRK lerin vatan,millet sevgısıne,durustulugune,mertlıgıne hayranımdır keske sımdıde aynı olsaydık bu kadar yalan dolanla ugrasmasaydık,utanmaz, para için ulkesını satan ınsanlar olmasaydık(avrupalıya her TÜRK ün bir bedelı vardır lafını soyletmeseydık)kısacası arap kulturunu ozumsemeseydık,sımdıde avrupa kültürünü almaya basladık.kültürüne,diline sahip cıkmayan bır mıllet asılıme olmaya mahkumdur buna direnmek fasıstlıkse dünyadaki en buyuk fasıstım.
 
olmazsa üstleri tarafından görevli olarak gösterilir ya da pasaport kayıtları değiştirilir.:sneaky2:

Zaten ses kaydında da bahsediyor. Pasaport kayıtlarını değiştirip yurtıdşı görevi verelim diye.

Sonrada çıkar hiç utanmadan yalan açıklama yaparlar milletin gözünün içine baka baka.

"Adı geçen kişi Napoli de görevdeymiş".

her söylenen sözü emir kabul edip başüstüne diyenlerin tabiki aklını kullanaraka şu basit soruyu soramaz

Napoli de görevde olan bir kişiyi neden 3 yıldır soruşturuyorsun
 
Geri
Üst