Casus Heron dilinizi mi koparttı?

innuendo

HANZALA
Moderatör
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
9,878
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
FİLİSTANBUL
Casus Heron dilinizi mi koparttı?


Balyoz İddianamesi’nin kabulü... Çukurca’da mayına teslim ettiğimiz askerlerimiz... Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda “küçük unutkanlık” sonucu ortaya çıkan 49 hata...
Tam Gün Yasası”nın kısmi iptali ertesinde beliren kaotik resim...

Müslüman Suriye’de okullarda “peçe” yasağı...

92. yaş günü vesilesiyle Birleşmiş Milletler’in 19 Temmuz’u “Nelson Mandela Günü” ilan etmesi...

Hiçbiri “İhanet Skandalı” olarak nitelenen ve ortaklaşa büyük sessizlikle karşılanan, nedense askeriye kadar PKK’nın da öfkesini çeken haber kadar öncelikli değildi.

***

Önce olayın son aşamasını da kapsayan Bugün Gazetesi’ndeki dünkü haberi okuyup, tüm kurumların ve çok minik bir kısmı dışında medyanın ortaklaşa neye sustuklarını görelim:

“Bugün’ün ortaya çıkardığı ‘Çok PKK’lı vuruluyor, Heronları düşürün’ ses kaydındaki üçüncü ismin, o dönem kilit bir görevde bulunan Tuğamiral A.S. olduğu ortaya çıktı.

MİT, 10 Ekim 2007’de PKK’lıları ‘kendi adamları’ olarak niteleyen bir subayın, bir yarbayı arayarak çok PKK’lı vurulduğu için ‘Heronların ya koordinatlarının değiştirilmesini ya da düşürülmesini’ istediğini kayda geçirdi.

MİT, skandal konuşmayı dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’a gönderdi. O da askeri savcılara soruşturma talimatı verdi.

Kara Kuvvetleri Askeri Savcısı, telefon numaraları üzerinden takiple, şüphelilerin ses kayıt analizlerini de yaptırarak ‘ihanet’ konuşmasının Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç. ile Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç. arasında geçtiğini tespit etti.

Yarbay Selami Selçuk Ç’nin adı yine MİT’in tespit ettiği Ergenekon’un yasadışı Karargâh Evleri yapılanmasında ikinci adam olarak geçtiği için, Kara Kuvvetleri Savcısı dosya hakkında yetkisizlik kararı verdi ve dosyayı Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı’na gönderdi.

Halen ‘çürük çetesi’ yöneticisi olmaktan tutuklu Askeri Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, dosya hakkında yeniden inceleme başlattı. Üsteğmen Fırat Ç’nin, Yarbay’ı aramadan hemen önce bir tuğamiral tarafından arandığını belirledi.

Kritik görevdeki iki tuğamiral önleme amaçlı dinlemeye alındı. Elde edilen yasal ses kayıtları Emniyet Kriminal ve Jandarma Kriminal’e ayrı ayrı gönderildi. MİT’in tespit ettiği ses ile karşılaştırılarak, ses analizi yapıldı. Her iki birim de üsteğmeni arayan ismin Tuğamiral A.S. olduğunu teyit etti. Ancak bu tespitlerin ardından dosya önce sümenaltı edildi.

Savcı Üçok çürük çetesi nedeniyle tutuklanınca, yerine gelen savcı dosyayı yeniden açtı. İki şüpheli havacı subay olsa da üçüncü ismin amiral olması nedeniyle dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Onlar da geri iade etti. Uyuşmazlığı Milli Savunma Bakanlığı Adalet Komisyonu karara bağladı. Soruşturmayı Genelkurmay Askeri Savcısı’nın yürütmesi gerektiğinde karar kıldı. Böylece ‘ihanet’ konuşması üç yıl boyunca soruşturulamadı.

Üsteğmen Fırat Ç’nin görüştüğü ve kriminal testlerle kesinleşen Tuğamiral A.S., skandal konuşmanın gerçekleştiği tarihte çok kritik bir görevde bulunuyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın, ‘PKK ve Kandil’i BBG Evi gibi izliyoruz’ dediği, Amerika’nın Türkiye ile görüntülü istihbaratı paylaştığı ‘ODC’de görev yapıyordu. Office Defense Center (ODC) Ankara’da bulunuyor. ABD’li subaylar ile Türk subaylar birlikte görev yapıyor. Dost kuvvetler arasında bir çatışma yaşanması engelleniyor ve operasyonel eşgüdüm sağlanıyor.

ABD’nin İnsansız Hava Araçları Kuzey Irak’tan aldıkları görüntüleri önce Virginia’ya gönderiyor. Orada istenilen bazı kısımlar ayıklanıp, Türkiye’deki ODC’ye naklediliyor. Türk subaylar bu görüntüleri değerlendirerek, Türkiye’nin terörle mücadelesinde istihbarat desteği sağlıyor.

Tuğamiral A.S. skandal ortaya çıkınca, Genelkurmay personeli olduğu için Deniz Kuvvetleri bir işlem yapamıyor. Genelkurmay da onu ODC’den alıp, yerine karacı bir albayı atıyor. Herkes Tuğamiral A.S. emekli olacak diye beklerken, o Türk Boğazları ile Çanakkale’de bir göreve atanıyor. Halen bu görevini sürdürüyor.”

***


Şimdi iki soru:

Birincisi bu iddiaya karşı askeriyenin içindeki Ergenekoncular ile PKK nasıl oluyor da tıpatıp aynı öfkeyi gösteriyor? Saklamak istedikleri bir şey mi var?

İkincisi, neden herkes susuyor?


Casus Heron dilinizi mi koparttı?, star gazetesi
 
Her şehit haberinden sonra "sahtekarca bir üzülme edasıyla" AKP den hesap sorma yarışına giren palavracı ve sözde ulusacı şarlatanlar ,

Bir üsteğmen'in bir yarbayı arayıp, Heron'a yakalanan PKK'lılar için "Kendi adamlarım çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron'u düşürün" demesinin; o yarbayın da ı- "Bir çaresine bakarız" cevabı vermesiyle ortaya çıkan "ihanet" karşısında dut yemiş bülbüle döndüler
 
a. MİT’in gönderdiği telefon konuşmasındaki kişilerin kimliği BELLİ DEĞİLDİR. Hiçbir konuşmada “üsteğmenim”, “yarbayım” gibi ifadeler yer almamaktadır.

b. MİT’in gönderdiği telefon konuşması Ankara/Etlik’te bulunan ankesörlü telefondan Kavaklıdere/Ankara’da bulunan cep telefonunun aranmasında geçen konuşmalardır. 12 Ekim 2007 14:10’da yapılmıştır. Bu tarih ve saatte Üstteğmen Fırat Ç. Eskişehir’de Havada F-4 uçağının içinde, Yrb. S. Selçuk Ç ise İtalya/Napoli’de kurmay subay akademisinde görevdedir.

kaynak
 
ßiℓgè Қrαℓ;5088836' Alıntı:
Her şehit haberinden sonra "sahtekarca bir üzülme edasıyla" AKP den hesap sorma yarışına giren palavracı ve sözde ulusacı şarlatanlar ,

Bir üsteğmen'in bir yarbayı arayıp, Heron'a yakalanan PKK'lılar için "Kendi adamlarım çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron'u düşürün" demesinin; o yarbayın da ı- "Bir çaresine bakarız" cevabı vermesiyle ortaya çıkan "ihanet" karşısında dut yemiş bülbüle döndüler

O dokunulmazlıkları kalksın o zaman görülcek Akpnin hesabı.

Haburun , apo itinin muhattap alınmasının, israille gizli görüşmelerin, açılımların daha nicelerinin hesabı sorulcak.

Yargıyı elegeçirmeyi istemelerinin sebebide artık iyice batmış olmalarıdır.
 

MİT, 10 Ekim 2007’de PKK’lıları ‘kendi adamları’ olarak niteleyen bir subayın, bir yarbayı arayarak çok PKK’lı vurulduğu için ‘Heronların ya koordinatlarının değiştirilmesini ya da düşürülmesini’ istediğini kayda geçirdi.

MİT, skandal konuşmayı dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’a gönderdi. O da askeri savcılara soruşturma talimatı verdi.

Kara Kuvvetleri Askeri Savcısı, telefon numaraları üzerinden takiple, şüphelilerin ses kayıt analizlerini de yaptırarak ‘ihanet’ konuşmasının Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç. ile Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç. arasında geçtiğini tespit etti.

Kritik görevdeki iki tuğamiral önleme amaçlı dinlemeye alındı. Elde edilen yasal ses kayıtları Emniyet Kriminal ve Jandarma Kriminal’e ayrı ayrı gönderildi. MİT’in tespit ettiği ses ile karşılaştırılarak, ses analizi yapıldı. Her iki birim de üsteğmeni arayan ismin Tuğamiral A.S. olduğunu teyit etti. Ancak bu tespitlerin ardından dosya önce sümenaltı edildi.

Ses kayıt analizleri yapılmış, ses sahipleri kesinleşmiş, bazıları hala onlar değildi diyor.
Şaka gibi :D
 
Bazı sözde ulusalcı şartlatanlar ortaya çıkan gerçekler karşısında büyük bir telaşla olayı yalanlama gayretine düştüler

Oysa bu İhanet" i genelkurmay Başkanlığı bile bugün Hurriyet e verdiği röportajda doğruluyor ve olayın 3 yıldır soruşturulduğunu söylemekle yetiniyor.

Şimdi burdan sayın Başbuğ a bir sorum var;

Sayın Başbuğ bu İhanet olduğunda siz Kara Kuvvetleri Komutanıydınız Şimdi Genelkurmay Başkanı olarak emekli olacaksınız hala soruşuruluyor diyorsunuz.Aradan 3 yıl geçmesine rağmen bunu yapanların ordudan atılması gerekirken hala onlara maaş ödenmesi ve dahası bunların teri ettirlmesi bu milletle dalga geçmek değilde nedir?
 
O dokunulmazlıkları kalksın o zaman görülcek Akpnin hesabı.

Haburun , apo itinin muhattap alınmasının, israille gizli görüşmelerin, açılımların daha nicelerinin hesabı sorulcak.

Yargıyı elegeçirmeyi istemelerinin sebebide artık iyice batmış olmalarıdır.

Arkadaşım bu iddiaların sahibi Ne Hükümet nede Başbakandır. Bu iddialar ve eldeki delilleri bir gazete ortaya çıkarmıştır. Yani neredeyse akşam güneş battı diye Hükümetten hesap soracaksınız. Eğer Yalan yada İftira olduğunu düşünüyorlarsa iddialara konu subaylar yada kişiler gidip haklarını yargıda arayabilirler. Ama bu konuda kimse çıkıp bir açıklama yapmıyor. Sessizlik birazda çaresizlikten gibi geliyor bana.
 

Ses kayıt analizleri yapılmış, ses sahipleri kesinleşmiş, bazıları hala onlar değildi diyor.
Şaka gibi :D

Avukatlarıda boşuna iddaa etmiyor heralde. Subayın italyada olduğunuda kanıtlayabilcek deliller var ki bunları söyleyebiliyorlar.
Ayrıca seslerin onların olduğu anlaşılmış değil, böylesini ilk kez mehmet altan yazısında görüyorum. Diğer yazılarda ya da haberlerde fırat olarak isme geçen subaylar tespit edildi. İncelemelerine devam ediyorlar yazıoyor. Tskdan ve askeri savcılıktan gelecek habere göre karar verilcek.

Bunun dışında hergün senin ordu düşmanı yazılarını çekmek zorunda değiliz. Düne kadar ihanetin simgesi olarak anılan altan kardeşler bugün en çok aranan yandaş yazarlar oldular. Çıkarlarınız aynı heralde.

ßiℓgè Қrαℓ;5088856' Alıntı:
Bazı sözde ulusalcı şartlatanlar ortaya çıkan gerçekler karşısında büyük bir telaşla olayı yalanlama gayretine düştüler

Oysa bu İhanet" i genelkurmay Başkanlığı bile bugün Hurriyet e verdiği röportajda doğruluyor ve olayın 3 yıldır soruşturulduğunu söylemekle yetiniyor.

Şimdi burdan sayın Başbuğ a bir sorum var;

Sayın Başbuğ bu İhanet olduğunda siz Kara Kuvvetleri Komutanıydınız Şimdi Genelkurmay Başkanı olarak emekli olacaksınız hala soruşuruluyor diyorsunuz.Aradan 3 yıl geçmesine rağmen bunu yapanların ordudan atılması gerekirken hala onlara maaş ödenmesi ve dahası bunların teri ettirlmesi bu milletle dalga geçmek değilde nedir?

Evet şimdi konuştum basın açıklaması yapıp sorularına cevap vericekmiş..

Sözde darbe iddaalarının olduğu dönemdede Hilmi Özkök genelkurmaybaşkanıydı. Hiçbir tutuklama olmadı ona karşı. Bırak sorum var hikayelerini. Yalanlamanın kralı sizde.

Arkadaşım bu iddiaların sahibi Ne Hükümet nede Başbakandır. Bu iddialar ve eldeki delilleri bir gazete ortaya çıkarmıştır. Yani neredeyse akşam güneş battı diye Hükümetten hesap soracaksınız. Eğer Yalan yada İftira olduğunu düşünüyorlarsa iddialara konu subaylar yada kişiler gidip haklarını yargıda arayabilirler. Ama bu konuda kimse çıkıp bir açıklama yapmıyor. Sessizlik birazda çaresizlikten gibi geliyor bana.

Bilge kral konuyu değiştirdi cevap olarak yazdım. Bende meraklı değilim akpnin zararlarını yazmaya. Forum dolu isteyen açar okur. Anlamakta zorlananlar özet geçtim.
 
Bunun dışında hergün senin ordu düşmanı yazılarını çekmek zorunda değiliz. Düne kadar ihanetin simgesi olarak anılan altan kardeşler bugün en çok aranan yandaş yazarlar oldular. Çıkarlarınız aynı heralde.

Ordu düşmanı değil cuntacı ve darbeci düşmanı demen gerekiyor;)
Kaldı ki yazıları senin gözüne sokmuyorum. Okuyup okumamak senin elinde. Boşu boşuna mızmızlanmayalım.
 
ςαη;5088885' Alıntı:
Belgeler bende olsa emin ol buraya koyardım;)
Askeri savcılık ses kayıtlarını doğrulamış, Kara kuvvetleri soruşturma açmış, Milli savunma bakanı olayın doğruluğunu iki gün önce açıklamış vs. ;)

Bak Genelkurmay bugünkü hürriyet gazetesine nasıl açıklama yapmış;)


SORUŞTURUN


Bir çatışmada PKK’lılara ağır kayıplar verdiren insansız hava aracı Heron’ları geri çektirdikleri iddia edilen iki subayla ilgili olarak Orgeneral Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde bizzat soruşturma emri vermiş.

Genelkurmay kaynakları 2007’deki olayla ilgili soruşturma için “Bu konuda bir görmezlik ya da bilerek göz ardı durumu söz konusu değildir. Konu Genelkurmay Askeri Savcılığı’nda soruşturma aşamasındadır” bilgisini verdiler.

İKİ rütbeli subay arasında Heron’ların PKK’lı teröristlere zarar verdiği gerekçesiyle geri çekildiğinin iddia edildiği konuşmalar gündeme oturdu. 2007 yılında yaşanan olayla ilgili Genelkurmay kaynakları sessizliğini Hürriyet’e bozdu. Kaynaklar, “Olay, karargâhın başından beri bilgisi dahilindedir. Genelkurmay Başkanımız Orgeneral İlker Başbuğ’un Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde konu karargâhına intikal etmiş ve kendisi bizzat gelen bilgiler ışığında soruşturma açılması emrini vermiştir. Bu konuda bir görmezlik ya da bilerek gözardı durumu söz konusu değildir. Şu an konu Genelkurmay Askeri Savcılığı’nda soruşturma aşamasındadır” bilgisini verdiler.

Uzama yetki karmaşasından

15 Temmuz’da Bugün Gazetesi tarafından gündeme getirilen ve bir üsteğmen ile yarbay arasındaki teröristleri korumaya yönelik olduğu iddia edilen konuşmayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı ve ilgili birimlerin sessiz kalması tepki çekiyordu. Karargâhın sessizliği, Türkiye’yi şoke eden bu olayın kabullenildiği ya da saklandığı yorumlarını beraberinde getiriyordu. Askeri kaynaklar, olayda farklı kuvvetlere mensup subayların bulunması nedeniyle (havacı, karacı ve denizci) yetki kargaşası yaşandığını ve konunun kuvvetlerin mahkemeleri arasında gidip geldiğine işaret ettiler. Bu iddialar üzerine ilk aşamada ilgili subayların sorgulandığını ve gereken adımların atıldığını belirten askeri kaynaklar, soruşturma aşamasındaki konunun Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın iddianamesinin ardından mahkemeye taşınabileceğini bildirdiler.

‘Heron’u çek, zayiat çok’

Bugün Gazetesi’ndeki haberde bir üsteğmen ile yarbay arasındaki teröristleri korumaya yönelik olduğu iddia edilen konuşmalara yer verilmişti. 10 Ekim 2007’de Ankara’daki sabit telefondan bir GSM numarasını arayan subay, Heron’ların çok iyi tespit yaptığını, PKK elemanı olan kendi adamlarının çok zayiat verdiğini aktardı. Heron’ların düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini isteyen subaya karşı taraf, bir çaresine bakacağı cevabını verdi. Konuşmayı tespit eden MİT, konuyu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na iletti. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı 28 Ekim 2007’de olayla ilgili soruşturma emri verdi. Soruşturmayla görevlendirilen askeri savcı, jandarma ve emniyet kriminal vasıtasıyla konuşmayı yapan iki havacı subayın kimliklerini tespit etti.


Soruşturun
 
konunun yeri burasimi ? yani siyaset mi ?
 
Sessizlik birazda çaresizlikten gibi geliyor bana.

Fırtına öncesi sessizliği olmasın :)

Bi arkadaşda erdoğan ve gül ün bu günkü pozisyonlarını 1996 senesinde söyleyen zatı muhteremin iddialarına cevap yazamamışlar,her halde bu da çaresizlikten ileri geliyordur.
 
ßiℓgè Қrαℓ;5088836' Alıntı:
Her şehit haberinden sonra "sahtekarca bir üzülme edasıyla" AKP den hesap sorma yarışına giren palavracı ve sözde ulusacı şarlatanlar ,

Bir üsteğmen'in bir yarbayı arayıp, Heron'a yakalanan PKK'lılar için "Kendi adamlarım çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron'u düşürün" demesinin; o yarbayın da ı- "Bir çaresine bakarız" cevabı vermesiyle ortaya çıkan "ihanet" karşısında dut yemiş bülbüle döndüler

E hadi bakalım senin desteklediğin parti ne yapacak bu konuda ?? Birşey yapabildi mi ? Onun için mi oy verdiniz Erdoğan'a ? Yok gider Kardak komutanını içeri attırır , yok gider öğrencileri mahkemeye çıkartır. Bi bak bakalım kaç tane subay girdi kaç tane dışarı çıktı. Bunların hepsi boş laf. Seçtiğin partinin Adalet Bakanı , Haburdan gelen 34 it için " Keşke kalsalardı da bu sürece destek verselerdi " diyor. Ve sonuna da " arkadaşlarımız " diye ekliyor. Bu kadar biyad etmeyin.
 
Geri
Üst