CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri E.V. davası ile ilgili dolandırıldığı belirlendi.
Hasan isimli bir kişiden İstanbul'da belge alan Kılıçdaroğlu, bu belgeleri 1 Nisan'da TBMM'de kamuoyuna açıkladı. Belgelerin sahte olduğu savcılık soruşturmasında ortaya çıkarken; Kılıçdaroğlu durumu kurtarmak için geçtiğimiz hafta Cumhuriyet gazetesine “Tuzak boşa çıktı” manşeti attırarak kendisini aklamaya çalıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dolandırıldığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da gerçekleşen Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili Hasan isminde bir kişiden derneğin para trafiğiyle alakalı olduğu iddia edilen belge aldığı, TBMM'de açıklanan bu belgelerin daha sonradan gerçek olmadığı tespit edildi. Kılıçdaroğlu'nu zor durumda bırakan gelişmeler geçtiğimiz Şubat ayına kadar uzanıyor. Hasan ismindeki kişi 25 Şubat günü Deniz Feneri Derneği'ni arayarak Genel Sekreter İbrahim Altan ile görüştü. Bu kişi elinde Deniz Feneri e.V'den Türkiye'ye para transferi yapıldığına ilişkin ıslak imzalı belgeler bulunduğunu, bunları Derneğe para karşılığında vermek istediğini söyledi. Belgeleri Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'a göstermek istediğini fakat randevu alamadığını belirten Hasan isimli kişiye dernek yetkililerinin ‘Elinde belge varsa savcılığa gidebilirsin' dedikleri öğrenildi. Bu kişi “Kemal Kılıçdaroğlu ile Salı günü (23 Şubat) İstanbul Şişli'de görüştüm. Belgelere 200 bin euro veriyor. CHP Grubu bu belgelerin peşinde. Gelin size vereyim” dedi. Dernek yetkilileri ise bu kişiyi sürekli tersledi.
HÜRRİYET'İN TEKLİFİ
Aynı kişi Deniz Feneri'ne, belgeler için Hürriyet'ten N.A'nın da devrede olduğunu, bu belgeler için kendisine 350 bin dolar teklif ettiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hasan isimli kişinin bahsettiği 23 Şubat Salı günü akşam saatlerinde İstanbul'a geldiği, geç saatlerde de Ankara'ya döndüğü tespit edildi. Kılıçdaroğlu'nun Business Class biletiyle uçuş yaptığı belirlendi. Deniz Feneri'ne satılmak istenen belgeler 1 Nisan 2010 tarihinde Meclis'te ortaya çıktı. Belgeler Kemal Kılıçdaroğlu'nun elindeydi. Kılıçdaroğlu, ikisi 100'er bin euro tutarında para teslim tutanağının ıslak imzalı asıl belgesi, diğerleri 4 milyon 580 bin euroluk para trafiğinin sözde belgelerini açıkladığını belirtiyordu. Kılıçdaroğlu, belgelerin, Almanya'da açılan ikinci Deniz Feneri e.V davasının da önemli delilleri arasında yer alacağını ileri sürerek, belgeleri Ankara'da soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edeceklerini bildirmişti.
KILIÇDAROĞLU MECLİS'TE BELGE ŞOV YAPMIŞTI
Kılıçdaroğlu, “Bu tutanaklardan ikisi orijinal, ıslak imzalı. Bu belgeler, yurtdışında toplanan paraların bir bölümünün kimlerce Türkiye'ye getirildiğini ve kime teslim edildiğini gösteriyor. Soygunun asıl patronlarının bulunması için tutanaklarda imzaları olan Sadal ve Kurum'un, Türkiye'de ve Almanya'da Kanal 7 çalışanı olup olmadıklarının da savcılıkça sorgulanması gerekiyor. 4 milyon 580 bin Euro'nun Türkiye'de niçin ve kimler için harcandığının ‘Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Yasa' çerçevesinde soruşturulması gerekiyor. İnsanların en temiz duygularını sömürerek, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmasını ve yolsuzluk yapanların yargı karşısına çıkarılmasını bekliyoruz” iddialarını ortaya attı.
KAMUOYUNUN MERAK ETTİĞİ SORULAR
Kemal Kılıçdaroğlu, Vakit'in konu ile ilgili görüşme talebini cevapsız bırakırken, Kılıçdaroğlu'nun iletişim koordinatörü Baki Özilhan, “Biz sizin bahsettiğiniz kişinin kim olduğunu bilmiyoruz. Rastgele söylenmiş bir kişinin iddiaları üzerine beyanat vermiyoruz” şeklinde konuştu. Şimdi kamuoyu şu soruların cevabını merak ediyor:
1- Deniz Feneri'ne satılmak istenen bu belgeler, Cumhuriyet gazetesinde “alınmadığı” ileri sürülen belgeler değilmi?
2- Kılıçdaroğlu 23 Şubat'ta Şişli'de görüştüğü Hasan isimli kişiden Deniz Feneri e.V ile ilgili belge almadı mı?
3- Hasan isimli kişinin “Kılıçdaroğlu 200 bin euro veriyor” iddiası doğru mu? Bu para verildi mi? Eğer verildi ise Kılıçdaroğlu 200 bin euro'yu nereden buldu?
4- Kılıçdaroğlu belgeler sahte olduğu halde 1 Nisan'da TBMM'de neden kamuoyuna açıkladı? Sonrasında bu belgelerin takipçisi niye olmadı?
CUMHURİYET'TEN KILIÇDAROĞLU'NA PERDELEME!
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında bahsettiği belgeler ile Hasan isimli kişinin Deniz Feneri'ne satmaya çalıştığı belgeler aynı çıktı. Fakat belgeler Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na ulaştırılınca sahte oldukları anlaşıldı. Hasan isimli kişinin de ifadesine başvuruldu. Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “Tuzak boşa çıktı” başlıklı haberde Kılıçdaroğlu'na Deniz Feneri'yle alakalı düzmece belge satılmak istendiği, fakat Kılıçdaroğlu'nun oyuna gelmediği iddia edildi.
Yolsuzlukları belgelerle kamuoyuna açıkladığı ve bu yönüyle halkın saygısını kazandığı ileri sürülen Kılıçdaroğlu'na, genel başkan olmadan kısa bir süre önce Deniz Feneri'yle ilgili düzmece bir belgenin “100 bin Avro” karşılığında satılmak istendiği öne sürülen haberde, belgelerin Kılıçdaroğlu tarafından 1 Nisan'da TBMM'de kamuoyuna açıklandığından hiç bahsedilmemesi dikkat çekti. Bu çelişki de Kılıçdaroğlu'nun Hasan isimli kişiden aldığı belgeleri kamuoyuna açıkladıktan sonra sahte çıktığını anladığı, Cumhuriyet'te tedbir amaçlı haber yaptırarak durumu kurtarmaya çalıştığı şeklinde değerlendirildi.
kaynak
Hasan isimli bir kişiden İstanbul'da belge alan Kılıçdaroğlu, bu belgeleri 1 Nisan'da TBMM'de kamuoyuna açıkladı. Belgelerin sahte olduğu savcılık soruşturmasında ortaya çıkarken; Kılıçdaroğlu durumu kurtarmak için geçtiğimiz hafta Cumhuriyet gazetesine “Tuzak boşa çıktı” manşeti attırarak kendisini aklamaya çalıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dolandırıldığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da gerçekleşen Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili Hasan isminde bir kişiden derneğin para trafiğiyle alakalı olduğu iddia edilen belge aldığı, TBMM'de açıklanan bu belgelerin daha sonradan gerçek olmadığı tespit edildi. Kılıçdaroğlu'nu zor durumda bırakan gelişmeler geçtiğimiz Şubat ayına kadar uzanıyor. Hasan ismindeki kişi 25 Şubat günü Deniz Feneri Derneği'ni arayarak Genel Sekreter İbrahim Altan ile görüştü. Bu kişi elinde Deniz Feneri e.V'den Türkiye'ye para transferi yapıldığına ilişkin ıslak imzalı belgeler bulunduğunu, bunları Derneğe para karşılığında vermek istediğini söyledi. Belgeleri Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'a göstermek istediğini fakat randevu alamadığını belirten Hasan isimli kişiye dernek yetkililerinin ‘Elinde belge varsa savcılığa gidebilirsin' dedikleri öğrenildi. Bu kişi “Kemal Kılıçdaroğlu ile Salı günü (23 Şubat) İstanbul Şişli'de görüştüm. Belgelere 200 bin euro veriyor. CHP Grubu bu belgelerin peşinde. Gelin size vereyim” dedi. Dernek yetkilileri ise bu kişiyi sürekli tersledi.
HÜRRİYET'İN TEKLİFİ
Aynı kişi Deniz Feneri'ne, belgeler için Hürriyet'ten N.A'nın da devrede olduğunu, bu belgeler için kendisine 350 bin dolar teklif ettiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hasan isimli kişinin bahsettiği 23 Şubat Salı günü akşam saatlerinde İstanbul'a geldiği, geç saatlerde de Ankara'ya döndüğü tespit edildi. Kılıçdaroğlu'nun Business Class biletiyle uçuş yaptığı belirlendi. Deniz Feneri'ne satılmak istenen belgeler 1 Nisan 2010 tarihinde Meclis'te ortaya çıktı. Belgeler Kemal Kılıçdaroğlu'nun elindeydi. Kılıçdaroğlu, ikisi 100'er bin euro tutarında para teslim tutanağının ıslak imzalı asıl belgesi, diğerleri 4 milyon 580 bin euroluk para trafiğinin sözde belgelerini açıkladığını belirtiyordu. Kılıçdaroğlu, belgelerin, Almanya'da açılan ikinci Deniz Feneri e.V davasının da önemli delilleri arasında yer alacağını ileri sürerek, belgeleri Ankara'da soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edeceklerini bildirmişti.
KILIÇDAROĞLU MECLİS'TE BELGE ŞOV YAPMIŞTI
Kılıçdaroğlu, “Bu tutanaklardan ikisi orijinal, ıslak imzalı. Bu belgeler, yurtdışında toplanan paraların bir bölümünün kimlerce Türkiye'ye getirildiğini ve kime teslim edildiğini gösteriyor. Soygunun asıl patronlarının bulunması için tutanaklarda imzaları olan Sadal ve Kurum'un, Türkiye'de ve Almanya'da Kanal 7 çalışanı olup olmadıklarının da savcılıkça sorgulanması gerekiyor. 4 milyon 580 bin Euro'nun Türkiye'de niçin ve kimler için harcandığının ‘Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Yasa' çerçevesinde soruşturulması gerekiyor. İnsanların en temiz duygularını sömürerek, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmasını ve yolsuzluk yapanların yargı karşısına çıkarılmasını bekliyoruz” iddialarını ortaya attı.
KAMUOYUNUN MERAK ETTİĞİ SORULAR
Kemal Kılıçdaroğlu, Vakit'in konu ile ilgili görüşme talebini cevapsız bırakırken, Kılıçdaroğlu'nun iletişim koordinatörü Baki Özilhan, “Biz sizin bahsettiğiniz kişinin kim olduğunu bilmiyoruz. Rastgele söylenmiş bir kişinin iddiaları üzerine beyanat vermiyoruz” şeklinde konuştu. Şimdi kamuoyu şu soruların cevabını merak ediyor:
1- Deniz Feneri'ne satılmak istenen bu belgeler, Cumhuriyet gazetesinde “alınmadığı” ileri sürülen belgeler değilmi?
2- Kılıçdaroğlu 23 Şubat'ta Şişli'de görüştüğü Hasan isimli kişiden Deniz Feneri e.V ile ilgili belge almadı mı?
3- Hasan isimli kişinin “Kılıçdaroğlu 200 bin euro veriyor” iddiası doğru mu? Bu para verildi mi? Eğer verildi ise Kılıçdaroğlu 200 bin euro'yu nereden buldu?
4- Kılıçdaroğlu belgeler sahte olduğu halde 1 Nisan'da TBMM'de neden kamuoyuna açıkladı? Sonrasında bu belgelerin takipçisi niye olmadı?
CUMHURİYET'TEN KILIÇDAROĞLU'NA PERDELEME!
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında bahsettiği belgeler ile Hasan isimli kişinin Deniz Feneri'ne satmaya çalıştığı belgeler aynı çıktı. Fakat belgeler Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na ulaştırılınca sahte oldukları anlaşıldı. Hasan isimli kişinin de ifadesine başvuruldu. Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “Tuzak boşa çıktı” başlıklı haberde Kılıçdaroğlu'na Deniz Feneri'yle alakalı düzmece belge satılmak istendiği, fakat Kılıçdaroğlu'nun oyuna gelmediği iddia edildi.
Yolsuzlukları belgelerle kamuoyuna açıkladığı ve bu yönüyle halkın saygısını kazandığı ileri sürülen Kılıçdaroğlu'na, genel başkan olmadan kısa bir süre önce Deniz Feneri'yle ilgili düzmece bir belgenin “100 bin Avro” karşılığında satılmak istendiği öne sürülen haberde, belgelerin Kılıçdaroğlu tarafından 1 Nisan'da TBMM'de kamuoyuna açıklandığından hiç bahsedilmemesi dikkat çekti. Bu çelişki de Kılıçdaroğlu'nun Hasan isimli kişiden aldığı belgeleri kamuoyuna açıkladıktan sonra sahte çıktığını anladığı, Cumhuriyet'te tedbir amaçlı haber yaptırarak durumu kurtarmaya çalıştığı şeklinde değerlendirildi.
kaynak