Brezilya’da katıldığı Medeniyetler İttifakı Forumu’nda Kuran ve İncil’den örnekler veren, Hucurat Suresi’nden alıntılar yapan Başbakan Erdoğan ABD ve İsrail’e adlarını anmadan, “Nükleerde samimiyet” çağrısı yaptı; “Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur” uyarısında bulundu
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Brezilya’nın Rio De Janeiro kentinde düzenlenen Medeniyetler İttifakı 3. Forumu’nda Kuran ve İncil’den örnekler verdi. Hucurât Suresi 13. ayetten alıntılar yapan Başbakan Erdoğan 120 ülkeden gelen temsilcilere seslendiği konuşmasında 11 Eylül saldırısının İslam’a karşı yapıldığını söyledi ve “New Yorklu ile Tahranlıyı aynı değerde tutalım” dedi. Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye’nin de dinlediği, alkışlarla kesilen konuşmasında özetle şu mesajları verdi:
İNCİL VE KURAN: Kur’an-ı Kerim’de yüce Yaratıcı şu şekilde buyurur: ‘Ey insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.’ İslam Peygamberi Hz. Muhammed der ki ‘Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur.’ İncil’de der ki: ‘Eğer, yalnız sizi sevenleri severseniz, ödülünüz ne olabilir ki? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz ki.’ Farklılıklara sahip olmak nasıl insaniyetin bir gereğiyse, bir arada yaşamak da sosyal varlık olarak insanlığın bir gereğidir.
11 EYLÜL: Tarihi önyargılardan ya da bugünkü birkaç kötü örnekten yola çıkarak bütün bir kitleyi, bütün bir inanç grubunu, bir dinin ve medeniyetin bütün mensuplarını yargılamak, yaftalamak, son derece yanlıştır ve tehlikelidir. Kendi değer yargılarını, kendi yaşam tarzını başkalarına dayatmak ne kadar yanlışsa, başkalarının hassasiyetlerini görmezden gelmek de aynı derecede yanlıştır. İslami terör olmaz. İslam ile terör kelimeleri, yan yana gelemeyecek kadar birbirine zıttır. Çok açık söylüyorum: Nev York, Madrid, Londra, İstanbul gibi şehirlere yönelik insanlık dışı saldırılar, bu şehirlere olduğu kadar, İslam’a da, Müslümanlara da, bu dinin özüne ve bu dinin mensuplarına da saldırıdır. Körü körüne bir Batı düşmanlığı ne kadar yanlışsa, anti semitizm ne kadar yanlışsa, İslam’ı terörizmle yan yana anmak da, İslamofobia da o kadar yanlıştır.
SİZ DE BIRAKIN: Acaba biz ne için Tahran’da buluştuk? Orada bulunmamın tek sebebi dünya barışı içindi. Dünya barışını nükleer silahlarla tesis edemeyiz. Tahran’da nükleer silah olmamasını isteyenlerin hepsinde nükleer silahlar var. Bu konuda konuşanlar kendi ülkelerinden nükleer silahları kaldırsınlar ve insanlığın barışı için müjdeyi versinler. Bal bal diyerek ağız tatlanmaz. Balı yerseniz ağzınız tatlanır.
DÜNYAYA ÇAĞRI: Rio’dan, bütün dünyaya tek yürek halinde çağrıda bulunuyoruz: Bu yerküre gemisinde ortak bir kaderle, ortak bir istikbale yol alıyoruz. Acil sorunlara hep birlikte çözüm bulalım. Fakirliğe karşı, terörün her türüne karşı işbirliği yapalım. Dünyamızı bütün nükleer silahlardan arındıralım. Salgın hastalıklara, İnsan ve uyuşturucu kaçakçılığına son verelim.
RİOLU İLE İSTANBULLUYU BİR TUTALIM: Din ve vicdan hürriyetine saygı duyalım ve en kutsal değerlerin basın özgürlüğü adına aşağılanmasına karşı duralım. İnsan onurunu ayaklar altına alan her tür yayına, uygulamaya, politikaya karşı beraber mücadele edelim. Bir Riolu ile İstanbullu- ’yu, bir Tokyolu ile Bağdatlı’yı, bir New Yorklu ile Tahranlı’yı, bir Londralı ile Kahireli’yi aynı değerde tutalım. Din, dil, renk, refah seviyesi diye hiçbir ayrım göstermeden hepsine birden kucak açalım.
MEVLÂNÂ’DAN ÖRNEK VERDİ
İNSAN, kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Sevilmek isteyen, sevmelidir. Hürmet görmek isteyen, hürmet etmelidir. Adalet isteyen, adaletle muamele etmeli; eşitliği savunan, eşit davranmalıdır. Büyük bilgin ve gönül insanı Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin, 13. Yüzyıl’dan bugüne ışık tutan şu sözlerine dikkatlerinizi çekiyorum. Diyor ki Mevlana:
Cömertlik ve yardımda akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Kusurları örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörüde deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
kaynak