MARCUSX
New member
Cumhuriyeti Askerler Kurdu
Askere yapılan saldırılar ve suçlamalar karşısında bir şeyi unutanlara hatırlatmak istedim;
Türkiye’de cumhuriyeti askerler kurmuştur. ..
Bu askerler başta Mustafa Kemal olmak üzere savaşı çok iyi bilen askerlerdi. Savaşı çok iyi bildikleri için barışın değerini de çok iyi kavramışlardı. Mustafa Kemal ATATÜRK “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünü boşuna söylememiştir.
Ordunun, en üst kademelerde şanla şerefle görev yapmış mensuplarına soruşturma açılması ve tutuklanarak cezaevine gönderilmeleri, ipleri dışarıda olan bir büyük plânın uygulamaya konulmasıdır. Bu öyle bir plandır ki ülkenin Yasama, Yürütme ve Yargı kurumlarını karşı karşıya getirmekte ve kapıştırmaktadır. Burada en fazla saldırıya uğrayan da ne yazık ki devletimizin güvencesi Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.
Bugünlerde yaşadıklarımız 1923’ün intikamı olabilir mi?
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ile Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un sarfettiği sözleri düşününce…
Ne demişti Avni Doğan?
““Türkiye nin Ak Parti ye 10 sene daha ihtiyacı var. Eğer biz birazcık tökezlersek bu Ergenekoncular falan bu defa çok kötü intikam alır halktan. Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu İmam Hatip’e gidiyor, hepsini fişlemişler. Kim muhafazakâr, kim Ramazan’da oruç tutuyor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar
İntikam siyaseti… Bu sözleri söyleyen bir vekil. Halkın oylarıyla Meclis’e girmiş ve alenen asker düşmanlığı yapıyor. “ Sıra bizde” diyor… Sıra bizde ne demek? İntikam alacağız demek. Neden? Çünkü Cumhuriyeti askerler kurdu... Asker düşmanlığı o yıllardan geliyor. “Bir gecede insanların dilini, kıyafetini değiştirdiler “ (!) diyen zihniyetin sözcüleri sahnede… Ergenekon, mergenekon bahane…
Bir de AKP’li Ahmet Aydoğmuş’un sözlerine bakalım; “AK Parti iktidarına karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir.”
Bu iki vekil (!) partilerinin düşüncelerini sözlerinde yansıtmışlardır. Sözleri partilerini de bağlar. Siz bakmayın disiplin kuruluna verildiklerine. Onlar, Başbakan’ın haberi olmadan bu sözleri söyleme cesaretini kendilerinde bulabilirler mi? Suya sabuna dokunmayan bir ceza alıp paçayı sıyıracaklar. İktidar iki vekilinden vazgeçer mi? Hem de istedikleri gibi konuşan iki vekil. Maaşallah, Bülent ağabeylerini de hiç aratmıyorlar…
Yaşamım boyunca inancı yüzünden fişlenen hiç kimseyi görmedim. Ben ve arkadaşlarım ilkokul sıralarında yaz tatillerinde Kur’an kurslarına gittik. Çevremde çok sayıda namaz kılan, oruç tutan, başörtülü insanlar mevcuttu. Hiç kimse de bu nedenle kınanmış ya da horlanmış değildi. 60’lı ve 70’li yıllardan bahsediyorum. Büyüklerimizden de bu konuda herhangi bir şikâyet duymadık.
Şeriatçı partilerin arka bahçelerinde büyüyüp palazlanan ve son 10 yıldır da ülkeyi yöneten, dini ve özellikle de kadınları siyasete âlet eden zihniyet 1923’ten beri sahnededir. O yıllarda halifeliğin ve hilafetin kaldırılmasına karşı çıkan zihniyetin torunları bugün başrollerdedirler.
İnsanı dinden imandan soğutan asıl bu Avni Doğan gibi zihniyetlerdir. Lâik ve Cumhuriyet’e bağlı ülke insanına yapıştırdıkları “dinsizlik” iftiralarının vebalini elbette bir gün çekeceklerdir. Her çıkışın bir inişi vardır! Hiç kuşkusuz bu saltanatında bir gün sonu gelecektir…
“Kanı bozuk” diyen vekile de bir kaç sözüm olacak:
Bugün AKP’nin oyları yüzde 25’lere düştü. Demek ki ülkenin yüzde 75’inin kanları bozuk!.. Atatürkçü, lâik, Cumhuriyet’e ve Türk Ordusu’na sahip çıkan herkesin kanı bozuk!
Ülkeyi etnik ve dini ayrışıma sürükleyen, Cumhuriyetin temel değerlerine dinamit koyan, TSK’ yı hırpalamak ve gözden düşürmek için elinden geleni ardına koymayan, Batı güdümlü bu zihniyetin kendi kanlarını test ettirmelerini öneriyorum. Bakalım onların kanı nasıl çıkacak? Kendi vatandaşına “kanı bozuk” diyen bir zihniyet ırkçı ve hastalıklı bir zihniyettir.
Bu sözleri aynen kendisine iade ediyorum!..
***
Cumhuriyet’i askerler kurdu. Onlar bu ülkenin tek güvencesidir. Askerle uğraşmak iç ve dış düşmanlara kapı aralamaktır.
Yunan uçaklarının, Türkiye’nin 5 Ocak 2010, 24 şubat 2010 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 2010 yılı Ege/Akdeniz Eğitim ve Tatbikat uçuşlarını 50 kez önlemeye çalışması, 23 Şubat 2010 tarihinde üç Yunan uçağının Alaçatı/İZMİR’in güneybatısında hava sahamızı ihlal etmesi ve yine 5 Ocak 2010- 8 şubat 2010 tarihleri arasında16 kez kara sularımızı ihlal etmesi boşuna değildir. (Genelkurmay Başkanlığı Resmi Kurumsal İnternet Sitesidir - Anasayfa - Turkish General Staff Official Web Site - Main Page) Yunanistan bu cesareti nereden bulmaktadır?
Eğer bir ülke kavga ve kargaşa ortamına sürükleniyorsa, terör belası ve ekonomik sıkıntı ile boğuşuyorsa kapıları her türlü tehdide açık demektir. “Kurt dumanlı havayı sever” misali iç ve dış kurtlar sipere yatmış beklemektedirler…
Bu ülkeye bu kötülüğü yapmaya, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hırpalamaya, halkın gözünde küçük düşürmek için çabalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur… Buna gücünüz de yetmez. Bu halk ordusuna ve askerine gönülden bağlıdır. (Çünkü ordusunun her neferi kendi öz evladıdır.)
Cumhuriyeti kuran asker onu korumayı da bilir…
Bu böyle biline…
Tülay Hergünlü
Askere yapılan saldırılar ve suçlamalar karşısında bir şeyi unutanlara hatırlatmak istedim;
Türkiye’de cumhuriyeti askerler kurmuştur. ..
Bu askerler başta Mustafa Kemal olmak üzere savaşı çok iyi bilen askerlerdi. Savaşı çok iyi bildikleri için barışın değerini de çok iyi kavramışlardı. Mustafa Kemal ATATÜRK “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünü boşuna söylememiştir.
Ordunun, en üst kademelerde şanla şerefle görev yapmış mensuplarına soruşturma açılması ve tutuklanarak cezaevine gönderilmeleri, ipleri dışarıda olan bir büyük plânın uygulamaya konulmasıdır. Bu öyle bir plandır ki ülkenin Yasama, Yürütme ve Yargı kurumlarını karşı karşıya getirmekte ve kapıştırmaktadır. Burada en fazla saldırıya uğrayan da ne yazık ki devletimizin güvencesi Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.
Bugünlerde yaşadıklarımız 1923’ün intikamı olabilir mi?
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ile Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un sarfettiği sözleri düşününce…
Ne demişti Avni Doğan?
““Türkiye nin Ak Parti ye 10 sene daha ihtiyacı var. Eğer biz birazcık tökezlersek bu Ergenekoncular falan bu defa çok kötü intikam alır halktan. Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu İmam Hatip’e gidiyor, hepsini fişlemişler. Kim muhafazakâr, kim Ramazan’da oruç tutuyor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar
İntikam siyaseti… Bu sözleri söyleyen bir vekil. Halkın oylarıyla Meclis’e girmiş ve alenen asker düşmanlığı yapıyor. “ Sıra bizde” diyor… Sıra bizde ne demek? İntikam alacağız demek. Neden? Çünkü Cumhuriyeti askerler kurdu... Asker düşmanlığı o yıllardan geliyor. “Bir gecede insanların dilini, kıyafetini değiştirdiler “ (!) diyen zihniyetin sözcüleri sahnede… Ergenekon, mergenekon bahane…
Bir de AKP’li Ahmet Aydoğmuş’un sözlerine bakalım; “AK Parti iktidarına karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir.”
Bu iki vekil (!) partilerinin düşüncelerini sözlerinde yansıtmışlardır. Sözleri partilerini de bağlar. Siz bakmayın disiplin kuruluna verildiklerine. Onlar, Başbakan’ın haberi olmadan bu sözleri söyleme cesaretini kendilerinde bulabilirler mi? Suya sabuna dokunmayan bir ceza alıp paçayı sıyıracaklar. İktidar iki vekilinden vazgeçer mi? Hem de istedikleri gibi konuşan iki vekil. Maaşallah, Bülent ağabeylerini de hiç aratmıyorlar…
Yaşamım boyunca inancı yüzünden fişlenen hiç kimseyi görmedim. Ben ve arkadaşlarım ilkokul sıralarında yaz tatillerinde Kur’an kurslarına gittik. Çevremde çok sayıda namaz kılan, oruç tutan, başörtülü insanlar mevcuttu. Hiç kimse de bu nedenle kınanmış ya da horlanmış değildi. 60’lı ve 70’li yıllardan bahsediyorum. Büyüklerimizden de bu konuda herhangi bir şikâyet duymadık.
Şeriatçı partilerin arka bahçelerinde büyüyüp palazlanan ve son 10 yıldır da ülkeyi yöneten, dini ve özellikle de kadınları siyasete âlet eden zihniyet 1923’ten beri sahnededir. O yıllarda halifeliğin ve hilafetin kaldırılmasına karşı çıkan zihniyetin torunları bugün başrollerdedirler.
İnsanı dinden imandan soğutan asıl bu Avni Doğan gibi zihniyetlerdir. Lâik ve Cumhuriyet’e bağlı ülke insanına yapıştırdıkları “dinsizlik” iftiralarının vebalini elbette bir gün çekeceklerdir. Her çıkışın bir inişi vardır! Hiç kuşkusuz bu saltanatında bir gün sonu gelecektir…
“Kanı bozuk” diyen vekile de bir kaç sözüm olacak:
Bugün AKP’nin oyları yüzde 25’lere düştü. Demek ki ülkenin yüzde 75’inin kanları bozuk!.. Atatürkçü, lâik, Cumhuriyet’e ve Türk Ordusu’na sahip çıkan herkesin kanı bozuk!
Ülkeyi etnik ve dini ayrışıma sürükleyen, Cumhuriyetin temel değerlerine dinamit koyan, TSK’ yı hırpalamak ve gözden düşürmek için elinden geleni ardına koymayan, Batı güdümlü bu zihniyetin kendi kanlarını test ettirmelerini öneriyorum. Bakalım onların kanı nasıl çıkacak? Kendi vatandaşına “kanı bozuk” diyen bir zihniyet ırkçı ve hastalıklı bir zihniyettir.
Bu sözleri aynen kendisine iade ediyorum!..
***
Cumhuriyet’i askerler kurdu. Onlar bu ülkenin tek güvencesidir. Askerle uğraşmak iç ve dış düşmanlara kapı aralamaktır.
Yunan uçaklarının, Türkiye’nin 5 Ocak 2010, 24 şubat 2010 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 2010 yılı Ege/Akdeniz Eğitim ve Tatbikat uçuşlarını 50 kez önlemeye çalışması, 23 Şubat 2010 tarihinde üç Yunan uçağının Alaçatı/İZMİR’in güneybatısında hava sahamızı ihlal etmesi ve yine 5 Ocak 2010- 8 şubat 2010 tarihleri arasında16 kez kara sularımızı ihlal etmesi boşuna değildir. (Genelkurmay Başkanlığı Resmi Kurumsal İnternet Sitesidir - Anasayfa - Turkish General Staff Official Web Site - Main Page) Yunanistan bu cesareti nereden bulmaktadır?
Eğer bir ülke kavga ve kargaşa ortamına sürükleniyorsa, terör belası ve ekonomik sıkıntı ile boğuşuyorsa kapıları her türlü tehdide açık demektir. “Kurt dumanlı havayı sever” misali iç ve dış kurtlar sipere yatmış beklemektedirler…
Bu ülkeye bu kötülüğü yapmaya, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hırpalamaya, halkın gözünde küçük düşürmek için çabalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur… Buna gücünüz de yetmez. Bu halk ordusuna ve askerine gönülden bağlıdır. (Çünkü ordusunun her neferi kendi öz evladıdır.)
Cumhuriyeti kuran asker onu korumayı da bilir…
Bu böyle biline…
Tülay Hergünlü