ElekTrik.
New member
Bu Osmanlıcılar gerçek Osmanlı mı?
Siyaset meydanlarında Başbakan Erdoğan’a ‘Son Osmanlı!’ diyenler, ‘Padişahım çok yaşa!’ diye bağıranlar; padişahçı Osmanlı düzenine gönderme yapıyorlar.
Günümüzde yeni Osmanlıcı denilen eskinin özlemcileri ile cumhuriyetçiler arasında bir çatışma olduğu ortadadır. Bugün; Osmanlıcı gözüken hükümetimiz, acaba gerçek Osmanlı ile uyuşan bir yönetim gösteriyor mu? İşte bunun tarihsel belgelerini bizden okuyacaksınız. ‘Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler’ adlı kitabımızın yeni bir baskısı piyasaya verildi. Bu kitapta, Osmanlı düşüncesini ve bunun en keskin biçim aldığı, 16. ve 17. yüzyıldaki durumunu doğrudan doğruya Osmanlı belgelerine baş vurarak tahlil ettik, yorumladık.
Bugünkü Osmanlıcı iktidarımızın Osmanlı’nın kuruluş felsefesi ve siyaseti ile zıt bir konumda olduğunu belgeler ortaya koyuyor. Bu iddiamı; Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in vergi ve adalet anlayışı ile günümüzün Osmanlısı Tayyip Erdoğan’ın vergi ve adalet politikasını karşılaştırarak ispatlayabilecek durumdayım. Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler isimli kitabımıza Aşıkpaşaoğlu tarihinden aldığımız bir belgeye göre Osman Gazi, Karacahisar’ı (İnönü) ele geçirdikten sonra buraya kadı (yargıç) ve sübaşı (emniyet müdürü) tayin eder, pazar kurulur.
Burada pazar kurulduğunu gören Kütahyalı bir tüccar gelip Osman Bey’in huzuruna çıkar ve ‘Bu pazarın vergisini bir ücret karşılığında bana sat!’ der.
Osman Gazi, bu verginin ne iş olduğunu sorar; adam da bunun bir töre olduğunu; pazara gelen maldan belli bir para alındığını dile getirir.
Bunun üzerine Osman Bey; çok öfkelenip şunları söyler: ‘Bir kişinin kazandığı başkasının olur mu kendi malı olur. Ben onun malına ne koydum ki bana akça ver diyeyim. Bire kişi var git! Artık bana bu sözü söyleme ki sana ziyanım dokunur.’
Osman Gazi bununla da kalmamış; Eskişehir’i aldıktan sonra burada da pazar kurdurtmuş; bu pazara bölgedeki Hıristiyanların da mallarını getirip rahatça ve emin biçimde satmalarını sağlamıştır. Bu pazara bardak getiren Hıristiyan bir kadından bir bardak alıp parasını vermeyen Müslüman bulunup, kendisi hem dövülmüş hem de o para alınıp Hıristiyan kadına verilmiştir.
Bu süreçte; Osman Bey; vergi adı altında oraya mal getirenleri soymaya kalkışmamış; tam aksine serbest bir pazar oluşturulması için çok adaletli bir tutum takınmıştır.
YA ŞİMDİKİ OSMANLI?
Bir de günümüzün son Osmanlısı Tayyip Erdoğan’ın vergi adaletine bakın. Kullandığınız cep telefonunda, üç kuruştan bir kuruşu vergiye gidiyor. Yediğiniz ekmekten, içtiğiniz sudan vergi alınıyor. Kullandığınız akaryakıttan alınan vergi, dünyanın en ağır vergisi. Bir liralık benzini yüzde 350 karla satıyor son Osmanlı.
Peki, Tayyip Bey, Osman Bey zamanında olsaydı ve ona; ‘Beyim, pazarda satılan koyunlardan yüzde 25 vergi alalım deseydi.’ ne cevap alırdı?
Alacağı cevap çok açıktı: ‘Bire danişmend var git, yoksa sana zararım dokunur. Ben adamın koyununa bir kuzu mu kattım ki onun dört kuzusundan birisini alayım?’
Başka hiçbir şeye bakmayın. Sadece şu insafsız vergilere bakın; o zaman bu Osmanlıcıların o Osman ile ilgilerinin bulunmadığını anlarsınız.
NE OLDU DA ÇÖKTÜ?
Osmanlı isimli küçük bir beylik nasıl oldu da üç kıtaya hükmeden büyük bir imparatorluk haline geldi?
Cevap çok basit: Kuruluşta gerçekten bir adalet vardı. Hıristiyan halk bile evinden, emeğinden emin idi. Osmanlı’nın Hıristiyan unsurlardan zamanla aldığı cizye isimli vergi bile bugün Tayyip Erdoğan’ın biz Müslümanlardan aldığı KDV ve ÖTV’den daha Müslüman idi.
Ne zaman ki işte bu vergi işi milletin omuzlarına kaya gibi bindirildi; o zaman halk perişan oldu; kargaşa ve isyanlar başladı.
Bunun üzerine de Osmanlı devlet erkanı, halkı susturmak için sıkı yasaklar getirdi. Bunun için din devreye sokuldu ve farklı düşünen bilginler tutuklanıp kelleleri kesildi.
Osmanlı tarihinin bu hiç bilinmeyen yönü ile ilgili çok düşündürücü belgeleri; bizzat Osmanlı kaynaklarını yıllar boyu araştırarak ortaya çıkardık ve bu kitabı oluşturduk: Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler. Yön Yayıncılık (Telos dağıtım) tarafından çıkartılan bu esere 0212 512 23 14 / 527 73 90/526 86 657ten; [email protected] adresinden ve kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
RIZA ZELYUT YAZDI:Bu Osmanlıcılar gerçek Osmanlı mı? - İlk Kurşun Gazetesi
Siyaset meydanlarında Başbakan Erdoğan’a ‘Son Osmanlı!’ diyenler, ‘Padişahım çok yaşa!’ diye bağıranlar; padişahçı Osmanlı düzenine gönderme yapıyorlar.
Günümüzde yeni Osmanlıcı denilen eskinin özlemcileri ile cumhuriyetçiler arasında bir çatışma olduğu ortadadır. Bugün; Osmanlıcı gözüken hükümetimiz, acaba gerçek Osmanlı ile uyuşan bir yönetim gösteriyor mu? İşte bunun tarihsel belgelerini bizden okuyacaksınız. ‘Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler’ adlı kitabımızın yeni bir baskısı piyasaya verildi. Bu kitapta, Osmanlı düşüncesini ve bunun en keskin biçim aldığı, 16. ve 17. yüzyıldaki durumunu doğrudan doğruya Osmanlı belgelerine baş vurarak tahlil ettik, yorumladık.
Bugünkü Osmanlıcı iktidarımızın Osmanlı’nın kuruluş felsefesi ve siyaseti ile zıt bir konumda olduğunu belgeler ortaya koyuyor. Bu iddiamı; Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in vergi ve adalet anlayışı ile günümüzün Osmanlısı Tayyip Erdoğan’ın vergi ve adalet politikasını karşılaştırarak ispatlayabilecek durumdayım. Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler isimli kitabımıza Aşıkpaşaoğlu tarihinden aldığımız bir belgeye göre Osman Gazi, Karacahisar’ı (İnönü) ele geçirdikten sonra buraya kadı (yargıç) ve sübaşı (emniyet müdürü) tayin eder, pazar kurulur.
Burada pazar kurulduğunu gören Kütahyalı bir tüccar gelip Osman Bey’in huzuruna çıkar ve ‘Bu pazarın vergisini bir ücret karşılığında bana sat!’ der.
Osman Gazi, bu verginin ne iş olduğunu sorar; adam da bunun bir töre olduğunu; pazara gelen maldan belli bir para alındığını dile getirir.
Bunun üzerine Osman Bey; çok öfkelenip şunları söyler: ‘Bir kişinin kazandığı başkasının olur mu kendi malı olur. Ben onun malına ne koydum ki bana akça ver diyeyim. Bire kişi var git! Artık bana bu sözü söyleme ki sana ziyanım dokunur.’
Osman Gazi bununla da kalmamış; Eskişehir’i aldıktan sonra burada da pazar kurdurtmuş; bu pazara bölgedeki Hıristiyanların da mallarını getirip rahatça ve emin biçimde satmalarını sağlamıştır. Bu pazara bardak getiren Hıristiyan bir kadından bir bardak alıp parasını vermeyen Müslüman bulunup, kendisi hem dövülmüş hem de o para alınıp Hıristiyan kadına verilmiştir.
Bu süreçte; Osman Bey; vergi adı altında oraya mal getirenleri soymaya kalkışmamış; tam aksine serbest bir pazar oluşturulması için çok adaletli bir tutum takınmıştır.
YA ŞİMDİKİ OSMANLI?
Bir de günümüzün son Osmanlısı Tayyip Erdoğan’ın vergi adaletine bakın. Kullandığınız cep telefonunda, üç kuruştan bir kuruşu vergiye gidiyor. Yediğiniz ekmekten, içtiğiniz sudan vergi alınıyor. Kullandığınız akaryakıttan alınan vergi, dünyanın en ağır vergisi. Bir liralık benzini yüzde 350 karla satıyor son Osmanlı.
Peki, Tayyip Bey, Osman Bey zamanında olsaydı ve ona; ‘Beyim, pazarda satılan koyunlardan yüzde 25 vergi alalım deseydi.’ ne cevap alırdı?
Alacağı cevap çok açıktı: ‘Bire danişmend var git, yoksa sana zararım dokunur. Ben adamın koyununa bir kuzu mu kattım ki onun dört kuzusundan birisini alayım?’
Başka hiçbir şeye bakmayın. Sadece şu insafsız vergilere bakın; o zaman bu Osmanlıcıların o Osman ile ilgilerinin bulunmadığını anlarsınız.
NE OLDU DA ÇÖKTÜ?
Osmanlı isimli küçük bir beylik nasıl oldu da üç kıtaya hükmeden büyük bir imparatorluk haline geldi?
Cevap çok basit: Kuruluşta gerçekten bir adalet vardı. Hıristiyan halk bile evinden, emeğinden emin idi. Osmanlı’nın Hıristiyan unsurlardan zamanla aldığı cizye isimli vergi bile bugün Tayyip Erdoğan’ın biz Müslümanlardan aldığı KDV ve ÖTV’den daha Müslüman idi.
Ne zaman ki işte bu vergi işi milletin omuzlarına kaya gibi bindirildi; o zaman halk perişan oldu; kargaşa ve isyanlar başladı.
Bunun üzerine de Osmanlı devlet erkanı, halkı susturmak için sıkı yasaklar getirdi. Bunun için din devreye sokuldu ve farklı düşünen bilginler tutuklanıp kelleleri kesildi.
Osmanlı tarihinin bu hiç bilinmeyen yönü ile ilgili çok düşündürücü belgeleri; bizzat Osmanlı kaynaklarını yıllar boyu araştırarak ortaya çıkardık ve bu kitabı oluşturduk: Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler. Yön Yayıncılık (Telos dağıtım) tarafından çıkartılan bu esere 0212 512 23 14 / 527 73 90/526 86 657ten; [email protected] adresinden ve kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
RIZA ZELYUT YAZDI:Bu Osmanlıcılar gerçek Osmanlı mı? - İlk Kurşun Gazetesi