Vatan’ın dünkü iki özel manşeti de çok ilginçti. “Yeğenini korumadı”
başlıklı haberden, Erdoğan’ın yeğeni Mehmet Erdoğan’ın “uyuşturucu
kaçakçılığı yaparken yakalandığını” öğrendik.
İkinci manşette ise Sultanbeyli’de Alevilere yönelik baskıları Başbakan
talimat vererek bizzat durdurmuş. İki yararlı haber yani.
Ancak bu haberleri biraz irdelediğimizde ortaya müthiş bir gerçek çıkıyor,
bunu da “teğet” geçmemek gerek.
Başbakan Erdoğan’ın kaybettiği ağabeyi Mehmet Erdoğan’ın 47 yaşındaki oğlu
Mehmet Erdoğan narkotik polisinin yaptığı bir operasyonda 50 kilo esrarla yakalanmış.
Polis bu kişinin Başbakan’ın çok yakın akrabası olduğunu anlayınca şaşırmış elbette.
Ve müdürler durumu kendisine aktarmışlar. O da “Gereğini yapın” demiş.
Mehmet Erdoğan da tutuklanmış.
Peki Başbakan “Aman duyulmasın” dese ne olacaktı?
Polis Başbakan’a sorduğuna göre, demek ki alacağı talimat gereği uyuşturucu
kaçakçılığından yakalanmış birini serbest de bırakabilir olayı örtbas da edebilirdi.
Tabii bu olayda bence asıl dikkat çekici konu şu:
Tayyip Erdoğan 7 yıldır başbakan. Bu makamın gücünü de çok iyi kullanıyor.
Böyle bir durumda neredeyse evladı ya da kardeşi sayılacak bir akrabası nasıl
oluyor da uyuşturucu gibi olabilecek en kötü suçlardan birine bulaşabiliyor.
Kimse bu konuda Erdoğan ailesini sorumlu tutamaz. Ama bu güç ve ihtişama
rağmen yakın bir akrabanın böyle bir suça bulaşmasının nedeni de ortaya çıkmalıdır.
İkinci manşette ise Sultanbeyli’de Alevilerin oturduğu mahallenin adının
Başbakan talimatıyla değiştirilmesi var. Aleviler oturdukları mahalleye
Yavuz Sultan Selim adının verilmesinin kasıtlı olduğunu söylüyorlar.
Başbakan da bu adın değiştirilmesi talimatı veriyor.
Mahallenin adı Pir Sultan Abdal oluyor.
Ama iş bununla da bitmiyor. Başbakan Belediye Başkanı’ndan kaçak cemevi
yapıldığı gerekçesiyle Alevi Dernekleri hakkında açılan davaların da geri çekilmesini istiyor.
Demek ki birileri hakkında dava açılması ya da bunun geri çekilmesi için
Başbakan talimat verebiliyor.
Bu da şu sonucu getirir: AKP için hak hukuk önemli değil. Birini yıpratmak istiyorsa
dava açabilir, şirin gözükmek için de davaları geri çekebilir.
Can Ataklı
http://haber.gazetevatan.com/haberd...13.02.2010&Newsid=287164&Categoryid=4&wid=142
başlıklı haberden, Erdoğan’ın yeğeni Mehmet Erdoğan’ın “uyuşturucu
kaçakçılığı yaparken yakalandığını” öğrendik.
İkinci manşette ise Sultanbeyli’de Alevilere yönelik baskıları Başbakan
talimat vererek bizzat durdurmuş. İki yararlı haber yani.
Ancak bu haberleri biraz irdelediğimizde ortaya müthiş bir gerçek çıkıyor,
bunu da “teğet” geçmemek gerek.
Başbakan Erdoğan’ın kaybettiği ağabeyi Mehmet Erdoğan’ın 47 yaşındaki oğlu
Mehmet Erdoğan narkotik polisinin yaptığı bir operasyonda 50 kilo esrarla yakalanmış.
Polis bu kişinin Başbakan’ın çok yakın akrabası olduğunu anlayınca şaşırmış elbette.
Ve müdürler durumu kendisine aktarmışlar. O da “Gereğini yapın” demiş.
Mehmet Erdoğan da tutuklanmış.
Peki Başbakan “Aman duyulmasın” dese ne olacaktı?
Polis Başbakan’a sorduğuna göre, demek ki alacağı talimat gereği uyuşturucu
kaçakçılığından yakalanmış birini serbest de bırakabilir olayı örtbas da edebilirdi.
Tabii bu olayda bence asıl dikkat çekici konu şu:
Tayyip Erdoğan 7 yıldır başbakan. Bu makamın gücünü de çok iyi kullanıyor.
Böyle bir durumda neredeyse evladı ya da kardeşi sayılacak bir akrabası nasıl
oluyor da uyuşturucu gibi olabilecek en kötü suçlardan birine bulaşabiliyor.
Kimse bu konuda Erdoğan ailesini sorumlu tutamaz. Ama bu güç ve ihtişama
rağmen yakın bir akrabanın böyle bir suça bulaşmasının nedeni de ortaya çıkmalıdır.
İkinci manşette ise Sultanbeyli’de Alevilerin oturduğu mahallenin adının
Başbakan talimatıyla değiştirilmesi var. Aleviler oturdukları mahalleye
Yavuz Sultan Selim adının verilmesinin kasıtlı olduğunu söylüyorlar.
Başbakan da bu adın değiştirilmesi talimatı veriyor.
Mahallenin adı Pir Sultan Abdal oluyor.
Ama iş bununla da bitmiyor. Başbakan Belediye Başkanı’ndan kaçak cemevi
yapıldığı gerekçesiyle Alevi Dernekleri hakkında açılan davaların da geri çekilmesini istiyor.
Demek ki birileri hakkında dava açılması ya da bunun geri çekilmesi için
Başbakan talimat verebiliyor.
Bu da şu sonucu getirir: AKP için hak hukuk önemli değil. Birini yıpratmak istiyorsa
dava açabilir, şirin gözükmek için de davaları geri çekebilir.
Can Ataklı
http://haber.gazetevatan.com/haberd...13.02.2010&Newsid=287164&Categoryid=4&wid=142