Başbakan’ın diktatörlük anlayışı

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Başbakan’ın diktatörlük anlayışı

ABD’li 1913 doğumlu siyahi atlet Jesse Owens, 1936 Berlin Olimpiyatı’nda dört altın madalya alarak Hitler’i stadyumdan kaçmak zorunda bırakmıştı.

Rekorları 20 yıl kırılamadı. Owens 1936’da yüz metreyi 10.06 saniyede koşmuştu. Usain Bold 18.08.2009’da 9.58 saniyede koştu. Owens 1936 yılında 8.06 metre uzun atlamıştı. Mike Powell’in uzun atlama dünya rekoru 8.95 metre. Mesut Yavaş’a ait olan Türkiye uzun atlama rekoru 8.08 metre.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP tek parti dönemini “diktatörlük”le tanımlaması, tıpkı, Jesse Owens’in derecelerini günümüzün rekortmenleri Usain Bold ve Mike Powell ile karşılaştırmak gibi bir şey. Başbakan eğer haklı ise Atatürk ve İnönü’nün çağdaşları faşist diktatörlerden, Hitler, Mussolini, Salazar ve General Franco’dan farksız olmaları gerekirdi.

“Farkları yoktu!” diyenler, çarpılır, gözleri kör olur alimallah!

EĞİLİM Mİ VAR?

Başbakan 1940’lı yıllarda valilerin hem belediye başkanı hem de CHP il başkanı olduğu bir dönemden söz ediyor. Haklıdır Başbakan! Ama günümüz CHP’sinde o döneme özenen bir eğilim mi var? O kadar çok eskiye gitmeye gerek yok: Üyesi oldukları Erbakan Hoca partileri Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmadı mı? Kendi partileri AKP, Anayasa Mahkemesi tarafından Laiklik Karşıtı Olmak’tan suçlu bulunup cezalandırılmadı mı?

Başbakan devam ediyor:

“Menderes’le bu işler kırıldı. Siyasi hayatımız Menderes’e, ekonomik hayatımız merhum Özal’a çok şey borçlu. Türkiye’de değişimin lokomotifi olan bir hareketi sivil faşizmle itham ediyorlar. Demokrasinin gelişmesini mi istemiyorlar, demokratik değişime mi tahammül edemiyorlar?”

ANAKRONİZM

Başbakan gibi konuşan bir üniversite öğrencisi Yakın Tarih dersinden sıfır alır. Buna karşılık Nankörlük Dersi’nden yüz üzerinden yüz alır.

1930-1940 Türkiye’si ile günümüz Türkiye’sini ve Avrupa’sını karşılaştırmaya anakronizm denir. 1930-1940’lar Türkiye’si ile Avrupa’sını karşılaştırdığınız zaman Avrupa sınıfta kalırken Türkiye “orta” notla bile olsa sınıf geçer. Ama AKP yönetimindeki Türkiye bu karşılaştırmada “güm!” diye sınıfta kalır ve çifte dikiş yapıp belge alır.

Ama Başbakan, karnesini velisine göstermeden önce kendi elleriyle mutlaka düzeltir!

SİVİL FAŞİZM

Gelelim demokrasi fatihi (!) Adnan Menderes’e ve onun Demokrat Partisi’ne: DP’yi iktidara getiren Genel Seçim Kanunu’nu (kapalı oy, açık tasnif) kim çıkardı? CHP’nin tek parti hükümeti çıkarmadı mı bu kanunu? 1923-1946 döneminin sevaplarını bir yana atalım, sadece bu demokratik seçim yasası ve ardından 1950’nin adil seçimleri onun bütün günahlarını bağışlatır. CHP, Demokrat Parti’ye iktidarı teslim ederek demokrasinin önünü açmıştır!

AKP’nin sivil faşizm ya da sivil diktatörlük özentilerine gelince: Geleneksel diktatörlükler artık söz konusu değil. Yürütmenin (hükümetin), yasamanın (meclisin) üzerine çıkıp yargıyı denetim altına almasına günümüzde diktatörlük deniliyor.

AKP hükümeti (yürütme erki), TBMM’nin (yasamanın) yetkilerine fiilen el koymuş değil mi? Yüksek Mahkemelere (Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay) en kısa zamanda el koymak istemiyor mu? Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu neden çalıştırmıyor?

Bu özellikleri olan bir iktidarın diktatörlük ve sivil faşizm özentisi içinde olduğunu söylemek, haksızlık mıdır?


ÖZDEMİR İNCE
 
son üç paragraf akp nin faşist olduğunu ispatlamaya yeterde artar bile. kendi lehine karar veren yargı kurumlarına iyi diğerlerine kötü demesi eleştirmesi.
 
Başbakan gibi konuşan bir üniversite öğrencisi Yakın Tarih dersinden sıfır alır. Buna karşılık Nankörlük Dersi�nden yüz üzerinden yüz alır.

sadece nankörlükmü
 
Demokrati ile diktatörlüklerin farki birisi secim ile öbürsü kan ile basa gelir.
AKP kan ile basa gelmediginden halkin gelecek secimlerde oy vermez ise bastan cekilecegine göre demokratik olaydir. Ha darbe olsaydi kanli olurdu basa gelenlere demokrat denirmiydi?
Fa$izm anlami neydi yav asiri milliyetciliklti herhalde, buda kabileciliktir, kisa anlatimiyla.
Hitler fa$izmin simbolü oldu diyebiliriz, adam secim ile basa geldi ama kan ile bastan alindi. Almanlar o zamanda bizim irkimiz en yüsek ve degerli irktir dediler gerilerini hayvan yerine koydular, Yahudileri yaktilar bictiler. Avrupadan baslayip Rusyada durakladilar. Ha bu anlayis fa$izm olmasi gerek.
 
Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinden, huzur evlerinden şuuru-bilinci yerinde olmayan, akli dengesi yerinde olmayan vatandaşlarımızı isteklerinin dışında sandık başına getirip oy kullandırmak nasıl bi insanlıktır? nasıl bir şereftir bu? çuvallarca oy pusulası yanık halde bulunmadı mı ne oldu onlara? Bu ülkede seçim adil mi yani?
 
Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinden, huzur evlerinden şuuru-bilinci yerinde olmayan, akli dengesi yerinde olmayan vatandaşlarımızı isteklerinin dışında sandık başına getirip oy kullandırmak nasıl bi insanlıktır? nasıl bir şereftir bu? çuvallarca oy pusulası yanık halde bulunmadı mı ne oldu onlara? Bu ülkede seçim adil mi yani?

Öyle bir durum var ise adil degildir.
Ben kac yasima girdim Avrupada yasadigim icin daha hic secimlere katilamadim malesef ama bir vekil öyle kisiler icin oy hakki kullanabiliyormu? Yada öyle kisiler hic bir secme hakki yokmu?
Tabi demokratide 1 oy fazlalik yetebilir.
Ama Türkiye oranini düsünelim, öyle kac kisi var? Hükümeti degistirebilecek kadar gücleri secim sonuclarina göre yok herhalde.
Benim düsünceme göre birileri yaptiysa öbür partilerde geri kalmamistir.:=)
 
Geri
Üst