MARCUSX
New member
İşte ABD’yi yöneten askerler ve TSK’ya operasyonun ardındaki sır!
ABD’de ’Ulusal Güvenlik’denildiğinde akan sular durur! Siyasi, askeri, ekonomik ya da toplumsal bir bilgiye ulaşmaya kalkışana, unvanı ne olursa olsun, ’ulusal güvenlik’nedeniyle bu bilginin verilemeyeceği söylenebilir. İtiraz yoktur. Başvuracak bir yer yoktur.
Ulusal güvenlik!
Amerika’da devlet, şeffaf değildir.
Hangi bilgilere erişilip erişilemeyeceğine devlet karar verir, her defasında cevap hep aynıdır:
Ulusal Güvenlik!
ABD’de yerli ya da yabancı bir kişi, sırf ulusal güvenlik gerekçesiyle sorguya çekilebilir, tutuklanabilir, haftalarca gözaltında tutulabilir ve hatta işkence bile görebilir. İtiraz edilemez, zaten itiraz edilebilecek bir makam yoktur!
Amerika’da ’Ulusal Güvenlik’denildiğinde, hukukun genel ilkelerinden, insanların hak ve özgürlüklerinden asla söz edilemez!
Hukuk oradan geçmez!
ABD’de ulusal güvenliği sağlayan ve denetleyen resmi kuruluşun adı, ’National Security Agency’yani, Ulusal Güvenlik Teşkilatı’dır, kısaca NSA olarak anılır. ’Evrensel Hukuk’, ’Uluslararası Hukuk’gibi kavramlar, NSA için geçerli değildir!
NSA, dünyada hiçbir yasa tanımadan, yabancı ülkelerdeki görüşmeleri dinler, bilgisayarlara girip tüm yazışmaları okur.
NSA, 96 ülkede yılda yaklaşık 3 milyon görüşmeyi dinlemektedir.
Gizli tutulsa da, NSA’da çalışan eleman sayısının yaklaşık 30 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.
NSA’nin resmi logosunun altında şu sözler yer almaktadır:
“Ulusumuzu Savunma, Geleceğini Güven Altına Alma” .
NSA’yı askerler yönetiyor!
Günümüzde NSA’nın en tepesindeki üç yönetici şunlardır:
Başkan: Korgeneral Keith B. Alexander
Başkan Yardımcısı: Tuğgeneral Noel T. Jones
Başkan Yardımcısı: John C. Inglis. NSA’daki en yüksek sivil bürokrat.
Görüldüğü gibi, Amerikan ulusunun savunmasından ve geleceğinin güvence altına alınmasından sorumlu en üst resmi kuruluş olan NSA’nın başkanı asker, başkan yardımcılarından biri de askerdir.
ABD’de hiçbir kurum, kuruluş ya da kişi, NSA’nın bu yapısını eleştiremez, NSA uygulamalarına karşı çıkamaz!
Asker mi bizim geleceğimizi güven altına alacakmış, onlar kendi işine baksın!’diyebilecek bir gazeteci ortaya çıkamaz!
Senato ve Kongre, Dernek!
NSA’yı eleştirmeyi göze alacak bir gazeteci, New York’ta üçüncü sınıf bir lokantada bulaşıkçılık işi bile bulamaz, isterse iki tane üniversite diploması olsun!
ABD Başkanı J. F. Kennedy’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı yürütmüş, daha sonra bu konuda iki kitap yazmış olan başsavcı Jim Garrison şunları söylüyor:
“Korkunç ama yalın gerçek şudur ki, ABD’de gerçek hükümet, CIA ve Pentagon’un bileşimidir. Senato ve Meclis’ten oluşan Kongre ise, sıradan bir tartışma derneğine indirgenmiştir.”
Naziler gibi!
ABD’de rejime karşı çıkanın başına ne gelir?
Nazi Almanya’sında olduğu gibi vücudu hemen ortadan kaldırılmaz, çok daha kurnaz yöntemler uygulanır, ancak sonuç aynıdır.
Egemenlerin Amerikan halkını aldatması ve istediği gibi yönlendirmesi, aralarında akademisyenlerin ve aydınların da bulunduğu bazı çevrelerce, iktidarda olmanın doğal sonucu olarak kabul edilmektedir.
Amerikalı aydınların büyük bir kesimi, Beyaz Saray’ın ve Pentagon’un en sadık yandaşlarıdır.
Hollywood’u Pentagon yönlendirir!
ABD Savunma Bakanlığı karargâhının bulunduğu yerin adı, Pentagon’dur.
Pentagon demek, ABD ordusu demektir.
Pentagon demek, ABD generalleri demektir.
Pentagon, Hollywood’da çevrilen sinema filmlerini denetleme ve gerekli gördüğünde sansürleme yetkisine sahiptir.
Amerikalı sade vatandaşların bundan haberi yoktur.
Bu durumu bilen Amerikalı aydınların, akademisyenlerin, gazetecilerin, yazarların ve sivil toplum örgütlerinin de karşı çıkacak cesaretleri yoktur.
Savaş kararını Pentagon verir!
Pentagon, gerekli gördüğünde, sinema filmi yapımcılarını, senaryo yazarlarını çağırıp sorgular, resmi mektuplarla uyarır, kısacası sinema endüstrisini denetim altında tutar. Öyle ki, bazen bir sinema filminin kurgusunu yeniden yazdırtabilir, filmlerden bazı sahneleri çıkartabilir, hatta ana kahramanları bile değiştirebilir.
Aynı şekilde Pentagon’un medyada da dolaylı etkisi tartışılamaz.
Son bir şey; Amerika bir ülkeye karşı savaş açacaksa, ya da yabancı bir ülkeye asker gönderecekse, bunun kararını Amerikan hükümeti değil, Pentagon verir. Hükümet sadece onaylar.
Ve can alıcı tespit: Pentagon ve Siyonizm et ve kemik misalidir!
Demokrasi değil, görev!
Şimdi sunduğumuz bu bilgiler ışığında Pentagon ile TSK’yı ve ona yapılan alçakça hücumları değerlendirin lütfen!
Kuşkusuz ABD emperyal bir ülke yani
cihan devleti, yapılanması da ona göredir. Türkiye’de maalesef tarihi geçmişine layık şekilde yani bozulmadan ayakta kalabilen tek kurum TSK iken bu olgu bazılarını rahatsız etmiş
olacak ki şimdi o yapıyı tarumar etmeye çalışıyorlar!
Türkiye’deki asker düşmanı güruhu demokrasi stajı için bir süreliğine ABD’ye mi göndersek acaba?
Yok yok demokrasi bahane, görev şahane!
Sabahattin Önkibar
ABD’de ’Ulusal Güvenlik’denildiğinde akan sular durur! Siyasi, askeri, ekonomik ya da toplumsal bir bilgiye ulaşmaya kalkışana, unvanı ne olursa olsun, ’ulusal güvenlik’nedeniyle bu bilginin verilemeyeceği söylenebilir. İtiraz yoktur. Başvuracak bir yer yoktur.
Ulusal güvenlik!
Amerika’da devlet, şeffaf değildir.
Hangi bilgilere erişilip erişilemeyeceğine devlet karar verir, her defasında cevap hep aynıdır:
Ulusal Güvenlik!
ABD’de yerli ya da yabancı bir kişi, sırf ulusal güvenlik gerekçesiyle sorguya çekilebilir, tutuklanabilir, haftalarca gözaltında tutulabilir ve hatta işkence bile görebilir. İtiraz edilemez, zaten itiraz edilebilecek bir makam yoktur!
Amerika’da ’Ulusal Güvenlik’denildiğinde, hukukun genel ilkelerinden, insanların hak ve özgürlüklerinden asla söz edilemez!
Hukuk oradan geçmez!
ABD’de ulusal güvenliği sağlayan ve denetleyen resmi kuruluşun adı, ’National Security Agency’yani, Ulusal Güvenlik Teşkilatı’dır, kısaca NSA olarak anılır. ’Evrensel Hukuk’, ’Uluslararası Hukuk’gibi kavramlar, NSA için geçerli değildir!
NSA, dünyada hiçbir yasa tanımadan, yabancı ülkelerdeki görüşmeleri dinler, bilgisayarlara girip tüm yazışmaları okur.
NSA, 96 ülkede yılda yaklaşık 3 milyon görüşmeyi dinlemektedir.
Gizli tutulsa da, NSA’da çalışan eleman sayısının yaklaşık 30 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.
NSA’nin resmi logosunun altında şu sözler yer almaktadır:
“Ulusumuzu Savunma, Geleceğini Güven Altına Alma” .
NSA’yı askerler yönetiyor!
Günümüzde NSA’nın en tepesindeki üç yönetici şunlardır:
Başkan: Korgeneral Keith B. Alexander
Başkan Yardımcısı: Tuğgeneral Noel T. Jones
Başkan Yardımcısı: John C. Inglis. NSA’daki en yüksek sivil bürokrat.
Görüldüğü gibi, Amerikan ulusunun savunmasından ve geleceğinin güvence altına alınmasından sorumlu en üst resmi kuruluş olan NSA’nın başkanı asker, başkan yardımcılarından biri de askerdir.
ABD’de hiçbir kurum, kuruluş ya da kişi, NSA’nın bu yapısını eleştiremez, NSA uygulamalarına karşı çıkamaz!
Asker mi bizim geleceğimizi güven altına alacakmış, onlar kendi işine baksın!’diyebilecek bir gazeteci ortaya çıkamaz!
Senato ve Kongre, Dernek!
NSA’yı eleştirmeyi göze alacak bir gazeteci, New York’ta üçüncü sınıf bir lokantada bulaşıkçılık işi bile bulamaz, isterse iki tane üniversite diploması olsun!
ABD Başkanı J. F. Kennedy’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı yürütmüş, daha sonra bu konuda iki kitap yazmış olan başsavcı Jim Garrison şunları söylüyor:
“Korkunç ama yalın gerçek şudur ki, ABD’de gerçek hükümet, CIA ve Pentagon’un bileşimidir. Senato ve Meclis’ten oluşan Kongre ise, sıradan bir tartışma derneğine indirgenmiştir.”
Naziler gibi!
ABD’de rejime karşı çıkanın başına ne gelir?
Nazi Almanya’sında olduğu gibi vücudu hemen ortadan kaldırılmaz, çok daha kurnaz yöntemler uygulanır, ancak sonuç aynıdır.
Egemenlerin Amerikan halkını aldatması ve istediği gibi yönlendirmesi, aralarında akademisyenlerin ve aydınların da bulunduğu bazı çevrelerce, iktidarda olmanın doğal sonucu olarak kabul edilmektedir.
Amerikalı aydınların büyük bir kesimi, Beyaz Saray’ın ve Pentagon’un en sadık yandaşlarıdır.
Hollywood’u Pentagon yönlendirir!
ABD Savunma Bakanlığı karargâhının bulunduğu yerin adı, Pentagon’dur.
Pentagon demek, ABD ordusu demektir.
Pentagon demek, ABD generalleri demektir.
Pentagon, Hollywood’da çevrilen sinema filmlerini denetleme ve gerekli gördüğünde sansürleme yetkisine sahiptir.
Amerikalı sade vatandaşların bundan haberi yoktur.
Bu durumu bilen Amerikalı aydınların, akademisyenlerin, gazetecilerin, yazarların ve sivil toplum örgütlerinin de karşı çıkacak cesaretleri yoktur.
Savaş kararını Pentagon verir!
Pentagon, gerekli gördüğünde, sinema filmi yapımcılarını, senaryo yazarlarını çağırıp sorgular, resmi mektuplarla uyarır, kısacası sinema endüstrisini denetim altında tutar. Öyle ki, bazen bir sinema filminin kurgusunu yeniden yazdırtabilir, filmlerden bazı sahneleri çıkartabilir, hatta ana kahramanları bile değiştirebilir.
Aynı şekilde Pentagon’un medyada da dolaylı etkisi tartışılamaz.
Son bir şey; Amerika bir ülkeye karşı savaş açacaksa, ya da yabancı bir ülkeye asker gönderecekse, bunun kararını Amerikan hükümeti değil, Pentagon verir. Hükümet sadece onaylar.
Ve can alıcı tespit: Pentagon ve Siyonizm et ve kemik misalidir!
Demokrasi değil, görev!
Şimdi sunduğumuz bu bilgiler ışığında Pentagon ile TSK’yı ve ona yapılan alçakça hücumları değerlendirin lütfen!
Kuşkusuz ABD emperyal bir ülke yani
cihan devleti, yapılanması da ona göredir. Türkiye’de maalesef tarihi geçmişine layık şekilde yani bozulmadan ayakta kalabilen tek kurum TSK iken bu olgu bazılarını rahatsız etmiş
olacak ki şimdi o yapıyı tarumar etmeye çalışıyorlar!
Türkiye’deki asker düşmanı güruhu demokrasi stajı için bir süreliğine ABD’ye mi göndersek acaba?
Yok yok demokrasi bahane, görev şahane!
Sabahattin Önkibar