Başlığı böyle atmak gerekiyor. Anlayamadığım Elazığ Milletvekili
İşbaşaran’ın niçin hızla disiplin kurulan sevk edildiği.
AKP içinde yolsuzluk yaptığı belgelenen genel başkan yardımcısı
hala parti içinde. Görevinden alınması, bir milyon dolarlık yolsuzluğu
örtmüyor. Şaban Dişli hemen disipline verilmedi. Tüm kamuoyuna
yansıyan, büyük yolsuzluğa rağmen partiden atılma noktasına gelmedi.
O halde Feyzi İşbaşaran’a o öfke niye?
Polislerle tartışması, küfretmesini kimse savunamaz.
Lakin teraziye vurduğumuzda, “İşbaşaran – Dişli” hadiselerinin
tahribatı göz önüne alındığında, dengesizlik göze çarpıyor.
Bir milyon rüşvet aldığı belgelenen partide siyasete devam
ediyor, polisle kavga eden İşbaşaran “ihraç” istemiyle jet hızıyla
disipline sevk ediliyor.
İşin diğer tuhaflığı Elazığ Milletvekili İşbaşaran’ın söyledikleri:
“Polis içinde çeteler var. Tuzak kuruyorlar. Amaç hükümetle
Genelkurmay’ı kavga ettirmek…Bu son suikast hadisesinde iş
ortaya çıktı. O işin hikaye ve yalan olduğu ortaya çıktı. Yok
ağızdan kağıt falan... Olacak iş mi...” demesi.
“(İnternet Haber - Zübeyr Kındıra – 24 Aralık 2009)
İhraç istenmesinin altında yatanlardan bir tanesi yukarıdaki söyledikleri.
Yoksa polisle adli vaka şeklinde tartışmasına Başbakanın aldıracağına inanmak zor.
Diğer tuhaflık İşbaşaran’ın o sözleri kamuoyuna düşünce, polisle tartıştığı
CD’nin, medyaya pompalanması. “Çete” söylemini örtebilir mi “çeteleşme”
ithamı? Örtemez.
Bu işte tuhaflık var.
Ya İşbaşaran birilerini kızdırdı, ya da işin içinde başka işler var.
Bu arada Feyzi İşbaşaran’ın sözlerinin iyi tahlili gerekiyor.
Sümen altı etmek yanlış olur. Polis içindeki o grupların hem kendi
arasında çatışıp, hem de “çete” şeklinde bazı faaliyetlere girdiğini
söylemek, soruşturma konusu olacak kadar önemli.
İşte o zaman son yıllarda, anlam veremediğimiz bazı tuhaflıklarda çözülmüş olur.
* * *
Danıştay, Ergenekon hakim ve savcılarının yargılanması yolunu açtı
Basından…Akşam.. Ali Ulusoy.. 25.12.2009
Kamuoyu farkına varmadı.
Ama geçtiğimiz günlerde Danıştay'ın en üst yargısal karar mercii olan
Dava Daireleri Kurulu çok önemli bir emsal karar verdi. Yargıç ve savcıların
görevleri esnasında suç işledikleri iddia edildiğinde, yargılanmalarının önünü açtı.
* *
Peki bu karar öncesinde yargıç ve savcılar suç işlediğinde yargılanamıyor muydu?
Evet, bu mümkündü. Ama Kanun, yargıç ve savcılar hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapılmasını Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi kıldığından, ancak Bakanlığın
onay verdiği yargıç ve savcı yargılanabiliyordu. Ergenekon davaları gibi davalara
bakan savcı ve yargıçların yargılanmasına Bakanlık onay vermediğinde, bu
yargılama hukuken mümkün değildi. Kanun, bakanlığın yargılama izni
vermemesi kararına karşı itiraz yolu da öngörmediğinden, böyle bir iznin
verilmemesi yargı yolunu tamamen kapatıyordu. Danıştay'ın yeni kararının
önemi de burada.
Yüksek Mahkeme'nin en üst seviyesinde alınan ve web sayfasında da yayımlanan
bu karara göre, Bakanlığın bir savcı veya hakim hakkında verdiği yargılamaya izin
vermeme kararına karşı idari yargı'ya gidilebilecek. İdari yargı, Bakanlığın izin
vermeme kararını iptal ederek, hakim veya savcının ceza mahkemelerinde
yargılanmasını sağlayabilecek.
Böylece Ergenekon davası gibi politik yönü ve etkileri de bulunan davalarda görev
alan savcı ve yargıçlar için Adalet Bakanlığı'nın hukuki koruması ortadan kalkmış oldu.
* * *
Açıklama:
Yargı iktidardan bağımsız olmalı. İktidar elini HSYK’dan çekmeli.
Yargı da, yargıya hesap verebilmeli. Ümraniye soruşturmasını yürütenlerin,
Osman Kaçmaz’dan farkı olmamalı. Bunun nesi zigzag?
Bakanlık yargıya baskı kuruluyor. Birçok örneği mevcut. Yargıtay Başkanı ”
yargı savunmada “ dedi. Tercümesi “yargıya saldırı var.” Aynısı TSK söylüyor.
Üzerine bu kadar gidilen ve siyasallaştırılmaya çalışılan yargı, yarın hem iktidara
hem de herkese gerekebilir kısaca.
NEVAL KAVCAR
AKP?li İşbaşaran?dan ?Polis içinde Çete? İddiası - Neval Kavcar - Makaleler - Sonsayfa Haberler Son Dakika
İşbaşaran’ın niçin hızla disiplin kurulan sevk edildiği.
AKP içinde yolsuzluk yaptığı belgelenen genel başkan yardımcısı
hala parti içinde. Görevinden alınması, bir milyon dolarlık yolsuzluğu
örtmüyor. Şaban Dişli hemen disipline verilmedi. Tüm kamuoyuna
yansıyan, büyük yolsuzluğa rağmen partiden atılma noktasına gelmedi.
O halde Feyzi İşbaşaran’a o öfke niye?
Polislerle tartışması, küfretmesini kimse savunamaz.
Lakin teraziye vurduğumuzda, “İşbaşaran – Dişli” hadiselerinin
tahribatı göz önüne alındığında, dengesizlik göze çarpıyor.
Bir milyon rüşvet aldığı belgelenen partide siyasete devam
ediyor, polisle kavga eden İşbaşaran “ihraç” istemiyle jet hızıyla
disipline sevk ediliyor.
İşin diğer tuhaflığı Elazığ Milletvekili İşbaşaran’ın söyledikleri:
“Polis içinde çeteler var. Tuzak kuruyorlar. Amaç hükümetle
Genelkurmay’ı kavga ettirmek…Bu son suikast hadisesinde iş
ortaya çıktı. O işin hikaye ve yalan olduğu ortaya çıktı. Yok
ağızdan kağıt falan... Olacak iş mi...” demesi.
“(İnternet Haber - Zübeyr Kındıra – 24 Aralık 2009)
İhraç istenmesinin altında yatanlardan bir tanesi yukarıdaki söyledikleri.
Yoksa polisle adli vaka şeklinde tartışmasına Başbakanın aldıracağına inanmak zor.
Diğer tuhaflık İşbaşaran’ın o sözleri kamuoyuna düşünce, polisle tartıştığı
CD’nin, medyaya pompalanması. “Çete” söylemini örtebilir mi “çeteleşme”
ithamı? Örtemez.
Bu işte tuhaflık var.
Ya İşbaşaran birilerini kızdırdı, ya da işin içinde başka işler var.
Bu arada Feyzi İşbaşaran’ın sözlerinin iyi tahlili gerekiyor.
Sümen altı etmek yanlış olur. Polis içindeki o grupların hem kendi
arasında çatışıp, hem de “çete” şeklinde bazı faaliyetlere girdiğini
söylemek, soruşturma konusu olacak kadar önemli.
İşte o zaman son yıllarda, anlam veremediğimiz bazı tuhaflıklarda çözülmüş olur.
* * *
Danıştay, Ergenekon hakim ve savcılarının yargılanması yolunu açtı
Basından…Akşam.. Ali Ulusoy.. 25.12.2009
Kamuoyu farkına varmadı.
Ama geçtiğimiz günlerde Danıştay'ın en üst yargısal karar mercii olan
Dava Daireleri Kurulu çok önemli bir emsal karar verdi. Yargıç ve savcıların
görevleri esnasında suç işledikleri iddia edildiğinde, yargılanmalarının önünü açtı.
* *
Peki bu karar öncesinde yargıç ve savcılar suç işlediğinde yargılanamıyor muydu?
Evet, bu mümkündü. Ama Kanun, yargıç ve savcılar hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapılmasını Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi kıldığından, ancak Bakanlığın
onay verdiği yargıç ve savcı yargılanabiliyordu. Ergenekon davaları gibi davalara
bakan savcı ve yargıçların yargılanmasına Bakanlık onay vermediğinde, bu
yargılama hukuken mümkün değildi. Kanun, bakanlığın yargılama izni
vermemesi kararına karşı itiraz yolu da öngörmediğinden, böyle bir iznin
verilmemesi yargı yolunu tamamen kapatıyordu. Danıştay'ın yeni kararının
önemi de burada.
Yüksek Mahkeme'nin en üst seviyesinde alınan ve web sayfasında da yayımlanan
bu karara göre, Bakanlığın bir savcı veya hakim hakkında verdiği yargılamaya izin
vermeme kararına karşı idari yargı'ya gidilebilecek. İdari yargı, Bakanlığın izin
vermeme kararını iptal ederek, hakim veya savcının ceza mahkemelerinde
yargılanmasını sağlayabilecek.
Böylece Ergenekon davası gibi politik yönü ve etkileri de bulunan davalarda görev
alan savcı ve yargıçlar için Adalet Bakanlığı'nın hukuki koruması ortadan kalkmış oldu.
* * *
Açıklama:
Yargı iktidardan bağımsız olmalı. İktidar elini HSYK’dan çekmeli.
Yargı da, yargıya hesap verebilmeli. Ümraniye soruşturmasını yürütenlerin,
Osman Kaçmaz’dan farkı olmamalı. Bunun nesi zigzag?
Bakanlık yargıya baskı kuruluyor. Birçok örneği mevcut. Yargıtay Başkanı ”
yargı savunmada “ dedi. Tercümesi “yargıya saldırı var.” Aynısı TSK söylüyor.
Üzerine bu kadar gidilen ve siyasallaştırılmaya çalışılan yargı, yarın hem iktidara
hem de herkese gerekebilir kısaca.
NEVAL KAVCAR
AKP?li İşbaşaran?dan ?Polis içinde Çete? İddiası - Neval Kavcar - Makaleler - Sonsayfa Haberler Son Dakika