TERÖR TEZGÂHIYLA DARBE AÇILIMI
Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesi olayının; başbakanın ABD ziyareti sırasında ve Türkiye’nin Afganistan’a asker gönderilmesi talebinin reddi sonrasında yapılmış olması, bu olayın Ergenekonun uluslar arası kanalı ve yöneticisi olan Masonlarla irtibatlı JİTEM tarafından yapılma olasılığını güçlendiriyor. Zira olay bölgesinden hızla uzaklaştığı gözlemlenen sahta plakalı kiremit renkli TOROS, çapraz ateş,…gibi şeyler tamamen JİTEM işi. Bu kadar istihbarat akışını olduğu bir yerde sorumluların hala tespit edilememiş veya gizlenmiş olmasında aranmalıdır. Genelkurmayın dinleme birimi ve ses bankası birimleri saldırı sonrası dinlemeleri tespit ettiği gibi saldırı öncesi konuşmaları tespit edemezler mi ederler elbette ama bu durumda bölgede jandarma neden önlem almadı ve saldırganlar tespit edildiği gibi neden yakalanamadı gibi sorulan muhatabı bir GENELKURMAY YÖNETİMİ halka nasıl hesap verecek?
Milli mücadelenin temel dinamosu olan İslam dininden Lozan anlaşması sonra vazgeçilerek din adı altında; Atatürk Milliyetçiliği ve laiklik ideolojisi halka dayatıldı. İngilizlerin Osmanlıya karşı Arap milliyetçiliğini körüklemesi gibi masonların yönetimindeki ittihat terakki yöneticileri Araplara ve Avrupalılara karşı İslam yerine Türk milliyetçiliğine yöneldiler. Tüzüğünde Şamanizmi din olarak benimsemiş olan Ergenekon Terör Örgütü davası bir terör örgütü davası olmaktan çıkmış seksen beş yıldır dipçik dayatmasıyla sürdürülen; asgari ücret-askeri rejim kısırdöngüsü içinde insanları fakirlikte eşitlemeyi öngören gizli bir komünist rejimin yargılanması davası haline gelmiştir.
Osmanlı devletinin de etrafında tehdit yüklü devletler vardı. Ancak Osmanlı halkını tehdit unsuru olarak görmediği için 600 yıl yaşadı. Osmanlı devleti aslında 1918 de değil 1908 de bitmişti. Yani balkan savaşlarının ve birinci dünya savaşlarında kaybedişimizin sorumlusu it yöneticileridir. İç tehdit diye Müslüman halkı kendine düşman olarak görenlerin kurtuluş savaşında ülkemizi işgal eden; İngilizden, Fransızdan, Rustan ve Yunandan ne farkı var? Onların yapmak istedikleri şeyler Lozan Anlaşması’ndan sonra inkılaplarla yapıldı zaten.
Artık darbeci baronlar konseyinin karşılarında 1920–1930’ların savaştan yeni çıkmış ittihatçı subayların tehditleriyle hazırolda duran, öğretilmiş çaresizlik girdabındaki bir sindirilmiş bir halk yok. Artık bölgede öldürülen 45 000 vatandaşın neden ve niçin öldürüldüğünü sorgulayan, her gün haberleri izleyen, gazetelerin satır aralarını okuyan, interneti kullanmayı öğrenmiş araştıran ve sorgulayan bir toplum var. Şimdi CHP Yönetimine sesleniyorum; Yüreğiniz yiyorsa Atatürk’ün boşandığı karısının anılarını bastırıp meclis kürsüsünden canlı yayında okutun. . Açalım o zaman arşivleri Dersim İsyanı nasıl bastırılmış? İstiklal mahkemelerinde binlerce masum insan nasıl idam edilmiş? İşte o anda CHP’nin de TSK’nin Anayasa Mahkemesinin de Ergenekon’da da işi biter ittihatçı masonik bürokratik oligarşik dikta rejimi yıkılır. Kürsüden kuru sıkı konuşacağınıza dürüst olun mert olun.
1960-1971-1980-1997 darbeleriyle revize edilen sözde demokratik rejim, halkın sorunlarını çözmekten ve ihtiyaçlarına cevap vermekten iyice uzaklaşmıştır. Ergenekon Terör Örgütünün tıpkı İttihat ve Terakki gibi; Masonik Hücresel Yapılanma Yoluyla başta ORDU-YARGI-BASIN-ÜNİVERSİTELER olmak üzere devletin tüm birimlerine sızarak; seçilmiş siyasilerin halkın ihtiyaçlarını karşılayacak somut çözümler üretmelerine engel olmaktadırlar. Nitekim milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırılmasında ısrar eden CHP, bürokratların dokunulmazlığı gündeme gelince hemen yan çizmektedir. Bu nedenle halkın hür iradesiyle yapılan seçimlerle işbaşına gelen SEÇİLMİŞLERE saygı göstermeyen ve onlara karşı diyalog kurma yerine darbe planları yapan bir ORDU ve YARGI’NIN kendilerinin yanlışlıkları sorgulanınca itibarlarını ve bağımsızlıkların öne sürmelerini kaçak güreşme olarak görüyorum.
ABD’nin TÜRK SUBAYLARINA verdiği isim: our boys=bizim çocuklar.Yani ordunu asıl görev rejimi korumak adına; Lozan anlaşması ve gizli ikili anlaşmalar gereği Türk halkını Yahudilerin kölesi yapmak ve sömürmektir.
Konunun daha iyi anlaşılması için şu soruları sormak ihtiyacını duydum:
Sayın Genelkurmay Paşaları terörü ortadan kaldırıcı önlemler almak yerine SİVİL HALKIN İRADESİ İLE İŞ BAŞINA GELMİŞ HÜKÜMETİ DEVİRME VE HALKI KÖLELEŞTİRME ÜZERİNE PLAN ÜZERİNE PLAN yapmaktadırlar. Bu durumda PAŞALARIN APODAN NE FARKI VAR?
Ülkemizde yakalanan tonlarca uyuşturucun neredeyse tamamını POLİS yakalıyor. Peki, sınırları bekleyen ASKER, dağları bekleyen JANDARMA neden UYUŞTURUCU yakalayamıyor? Yoksa bölgedeki ASKER ile PKK arasında silah-uyuşturucu-insan kaçakçılığı konusunda örtülü bir dayanışma mı var? Bölgede görev yapmış olan Emekli paşaların albay, vd.üst rütbeli subayların mal varlıkları ve banka hesaplarının araştırılmasına var mısınız yok musunuz?
Terörle mücadele de son derece başarılı olan ÖZEL HAREKÂT TİMLERİ neden bölgeden çekildi? Bölgede sürdürülen birçok çatışmada PKK timleri imha edilmek üzereyken Ankara’dan BIRAKIN GİTSİNLER talimatını kimler verdi?12 Eylül’de bir günde biten terör güneydoğu ve doğuda 25 yıldır neden bitmiyor? 700 000 kişilik TSK 5000 kişilik PKK’yı neden bitirmiyor?
Lozan Anlaşması’nda Suriye ve Irak sınırlarının düz arazi yerine dağlık engebelik araziden geçirilmesini kimler ve neden göz yumdular? Yoksa Büyük İsrail projesi ve onun taşeronu PKK o zaman mı planlandı? Gerek bölgenin korunması ve gerek Türkiye’nin ekonomik çıkarları için son derece önemli olan Musul ve Kerkük’ten neden vazgeçildi?
Dindar, mutaassıp bir toplumda Marksist pozitivist PKK-DTP nasıl taban bulabildi?”
Denetimi dernekler kanununa tabi masonların toplantısına ve Ercümend-i Daniş toplantılarına; mason olmayan bir hükümet komiseri gidebiliyor mu bizim millet olarak bürokratların ve siyasilerin hangilerinin mason olduğunu bilmeye hakkımız yok mu masonların o kritik makamlarda ne işi var?
Bölge halkının sözüne çok güvenilirdi-misafirperverdi-fedakârlık üst düzeydeydi-namus kavramı önemliydi- ve bunun gibi birçok özellik bizi birbirimize (İslamla birlikte ki buda önemli bir etkendir.) yaklaştıran bir-beraber olmamızı sağlayan etkenlerdi. Ancak Marksist bir örgüt olan PKK bölgede yaptığı siyasal çalışmaların getirisini yeni yeni almaya başladı. Devlet adaletsiz, yersiz güç kullandığı, vatandaşının üzerine askeri birlikler sürdüğü için PKK güçlendi ve taban buldu. PKK, tezleri güçlü olduğu, vatandaşa sevimli geldiği için değil, devletin itici tavırlarından ve yaptıklarından dolayı bu hale geldi. Devlet elindeki gücü hukukun, sosyolojinin ve siyaset biliminin gerçeklerini dikkate almadan kullandı ve DTP bölgede %70-80’lere varan oylar alabildi
Devletin, derin devletin ve askerlerin bölgede adaletsiz, dışlayıcı, rencide edici güç kullanmasıdır. İnsanları adam yerine koymaksızın, dillerini ve kimliklerini inkâr ederek dönüştürmeye çalışmasıdır. Örgüte destek vermekle itham edilen, mağduriyetten Kürtçülüğe savrulan Güneydoğu insanı yıllarca PKK’ya itibar etmemiş, örgüte anarşist bir güruh olarak bakmıştı. Militanlar köylerden yiyecek ekmek bile alamıyorlardı başlarda. Ama devlet, düşmana karşı savaşmak üzere eğitilen askeri bölgenin üzerine saldı, köyler yakıldı yıkıldı; yollar 10 km. de bir kesildi, akşamları bölge karanlığa gömüldü, köyler boşaltıldı, insanlar örgütle devletin şiddeti arasında sıkışıp kaldı. Vatandaş PKK’nın zorbalığı, haracı, cinayetleriyle uğraşırken, derin devletin kurup kullandığı Hizbullah musallat oldu. Paramiliter guruplar güya devleti PKK elinden kurtarmak, vatandaşa gözdağı vermek için her türlü cinayeti, zulmü işledi. …..
Bu gün PKK her olumlu adımı, açılımı silahlı mücadeleye bağlamakta ve “biz olmasaydık bunlar olmazdı” diyerek, otoritesini pekiştirmeye, bölge insanını bütünüyle teslim almaya çalışmaktadır.
Bir taraftan demokratik seviye, özgürlükler yükseltilirken, öte yandan şiddet kullanan, hukuksuz eylemler yapan, milletin camını çerçevesini indirenlerin ve bunları örgütleyenlerin üzerine gidilmeli, elebaşları içeriye tıkılmalıdır. Dağdaki teröristle ise profesyonel, özel eğitimli, sivil otoriteye bağlı timler mücadele etmelidir. Ayrıca bölgede görev yapan tüm personelin ve asker-sivil bürokratların dindar ve sivil halka yakın diyalog içersinde olmaları gerekmektedir. Buna rağmen bölge halkını ve halkın temel dini değerlerini düşman unsur olarak gören bir ordunun hataları bölge halkını terör örgütünün kucağına itmiştir. Türkiye’de terör problemini çözme niyetinde problem vardır. Yoksa en ücra indeki teröristin bile bulunup imha edilmesi işten değildir ve bu imkânlara devletimiz sahiptir.
Kendi halkını düşman unsur gören TSK kimi dost görüyor? İsrail ABD ve NATO silahlı kuvvetlerini öylemi? Bu durumda; Türkiye İsraille savaşırsa o zaman TSK yönetimi doğal olarak İsrailin tarafını tutacağına göre biz halk olarak niye bu duruma seyirci kalalım? Tüm halk olarak ETÖ davasına müdahil olalım. Ayrıca ETÖ. davası ile ilgili yayın yasağı ve buna dayanak teşkil eden hükümleri kaldırın. Bizde milletçe ETÖ davasını canlı olarak izleyelim. Siz Ergenekon davasıyla ilgili haber yapmayı TCK hükümleri ile yasaklarken Türkiye Cumhuriyeti, A.İ.H.M.’ de ceza üstünü ceza alırken, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Evet, taraf sayesinde herkes tarafını seçti. Değişimciler ile mevcut düzenden nemalananları ayıran Taraf gazetesi oldu. Hak batıldan ayrılır. Hakkın nuru yayılır. Hak emrine uymayanlar zalimlerden sayılır. Allah Taraf gazetesi yazarlarına ve çalışanlarına hidayet ve zafer nasip etsin. Allah darbecilerin ve onların şer ittifakının şerrinden milletimizi kurtarsın.
Demokratik açılımın çıkış noktası teröristleri af etmiş gibi sunmak olmamalıydı. AKP burada hata yaptı. Esas ÇÖZÜM PLANI; yargı reformu, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, ailenin yanlış dizi ve programlardan korunması, işsizliğin önlenmesi ve bankaların sömürüsünden halkın ve girişimcilerin kurtarılması,…vd. GİBİ AÇILIMLARI İÇERMELİDİR.Masonlar Bitmeden Ergenekon,Ergenekon bitmeden TERÖR bitmez. Terör bitmeden KÜRT AÇILIM OLMAZ.
Adamlar her türlü kanunsuzluğu ve insanlık dışı şeyleri yapıyorlar. Ondan sonra biz bunları yapmadık diyorlar. Nasıl ispatlayacaksın peki? Telefon dinlemesi lazım bu da; ancak hakim kararı ile yapılır. Bu devlet hakim kararı olmadan dinleme yapacak kadar sorumsuz olamaz. Niye adalet bakanı kalkıp bu dinlemeler yasal işte hakim kararı diyemiyor? TİB Başkanı BAŞBAKAN 7 YILDIR DİNLENDİ diyor. Savcı belge soruyor. TİB başkanı gazete olarak gazete kupürlerini gösteriyor. Bu kadar önemli bir kurumun başındaki adamın söylediği sözün başlıklı, imzalı ve mühürlü belgesini yani mahkeme kararını ortaya koyması gerekirdi. Yargının içindeki Ergenekoncular temizlenmeden ne Ergenekon davası ne demokratikleşme açılımı ne de sivil anayasa reformu başarılı olamaz.
Ordu artık sahibinin sesi konumunda itibarını gün geçtikçe kaybediyor. Direnebilmek için saldırmayı ve tehdidi kendine yöntem olarak görüyor. Ama arada yine hukukun üstünlüğüne dem vuruyorlar. Demek ki içeri tıkılınca iyi halden daha az ceza almayı umuyorlar.
YAKAMAZ-AYIŞIĞI-ELDİVEN-KAFES Eylem planındaki diğer operasyonlar ise PKK taraftarlarının kışkırtılarak sokaklara dökülmesi, anarşinin hortlatılması ve böylece iç savaş çıkarılması....DİKKAT EYLEM PLANI faal olarak halen devrede...Yani malum zinde güçler TERÖRÜ teşvik ederek SİYASİ İKTİDARİ TERÖRÜN SORUMLUSU İLAN EDEREK VE BUNA DARBE GEREÇESİ YAPARAK SEÇİLMİŞ İKTİDARİ SİLAHLA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMAK İSTEMEKTEDİRLER.
Geçenlerde internette Kenan Evren Paşa’nın mason olduğu yayınlanmıştı. PKK’nın ilk eylemleri 1984 de başlamıştır. Türkiye 1983 yılında tekrar çok partili siyasi hayata dönmüştür. PKK kartı ile Türkiye’yi yöneten Masonların ve Askerlerin verdiği mesaj şudur: Bu ülke demokrasi yoluyla sivillerle yönetilemez. Bu ülkeyi MASONİK BÜROKRATİK OLİGARŞİK DİKTA YÖNETEBİLİR. Bu durum her şeyi açıklıyor: Sivillerde biraz uyanma olunca anarşi ve terör çıkartıp bunları darbe gerekçesi yaparlar. Genelkurmayın sitesine şu reklam SLOGANINI öneriyorum: İTİNAYLA DARBE YAPILIR.
http://www.engelsizadalet.com/haber.php?hayns=2&yazilim=haberler&osmanli=hdetay&sece=1&aid=95
Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesi olayının; başbakanın ABD ziyareti sırasında ve Türkiye’nin Afganistan’a asker gönderilmesi talebinin reddi sonrasında yapılmış olması, bu olayın Ergenekonun uluslar arası kanalı ve yöneticisi olan Masonlarla irtibatlı JİTEM tarafından yapılma olasılığını güçlendiriyor. Zira olay bölgesinden hızla uzaklaştığı gözlemlenen sahta plakalı kiremit renkli TOROS, çapraz ateş,…gibi şeyler tamamen JİTEM işi. Bu kadar istihbarat akışını olduğu bir yerde sorumluların hala tespit edilememiş veya gizlenmiş olmasında aranmalıdır. Genelkurmayın dinleme birimi ve ses bankası birimleri saldırı sonrası dinlemeleri tespit ettiği gibi saldırı öncesi konuşmaları tespit edemezler mi ederler elbette ama bu durumda bölgede jandarma neden önlem almadı ve saldırganlar tespit edildiği gibi neden yakalanamadı gibi sorulan muhatabı bir GENELKURMAY YÖNETİMİ halka nasıl hesap verecek?
Milli mücadelenin temel dinamosu olan İslam dininden Lozan anlaşması sonra vazgeçilerek din adı altında; Atatürk Milliyetçiliği ve laiklik ideolojisi halka dayatıldı. İngilizlerin Osmanlıya karşı Arap milliyetçiliğini körüklemesi gibi masonların yönetimindeki ittihat terakki yöneticileri Araplara ve Avrupalılara karşı İslam yerine Türk milliyetçiliğine yöneldiler. Tüzüğünde Şamanizmi din olarak benimsemiş olan Ergenekon Terör Örgütü davası bir terör örgütü davası olmaktan çıkmış seksen beş yıldır dipçik dayatmasıyla sürdürülen; asgari ücret-askeri rejim kısırdöngüsü içinde insanları fakirlikte eşitlemeyi öngören gizli bir komünist rejimin yargılanması davası haline gelmiştir.
Osmanlı devletinin de etrafında tehdit yüklü devletler vardı. Ancak Osmanlı halkını tehdit unsuru olarak görmediği için 600 yıl yaşadı. Osmanlı devleti aslında 1918 de değil 1908 de bitmişti. Yani balkan savaşlarının ve birinci dünya savaşlarında kaybedişimizin sorumlusu it yöneticileridir. İç tehdit diye Müslüman halkı kendine düşman olarak görenlerin kurtuluş savaşında ülkemizi işgal eden; İngilizden, Fransızdan, Rustan ve Yunandan ne farkı var? Onların yapmak istedikleri şeyler Lozan Anlaşması’ndan sonra inkılaplarla yapıldı zaten.
Artık darbeci baronlar konseyinin karşılarında 1920–1930’ların savaştan yeni çıkmış ittihatçı subayların tehditleriyle hazırolda duran, öğretilmiş çaresizlik girdabındaki bir sindirilmiş bir halk yok. Artık bölgede öldürülen 45 000 vatandaşın neden ve niçin öldürüldüğünü sorgulayan, her gün haberleri izleyen, gazetelerin satır aralarını okuyan, interneti kullanmayı öğrenmiş araştıran ve sorgulayan bir toplum var. Şimdi CHP Yönetimine sesleniyorum; Yüreğiniz yiyorsa Atatürk’ün boşandığı karısının anılarını bastırıp meclis kürsüsünden canlı yayında okutun. . Açalım o zaman arşivleri Dersim İsyanı nasıl bastırılmış? İstiklal mahkemelerinde binlerce masum insan nasıl idam edilmiş? İşte o anda CHP’nin de TSK’nin Anayasa Mahkemesinin de Ergenekon’da da işi biter ittihatçı masonik bürokratik oligarşik dikta rejimi yıkılır. Kürsüden kuru sıkı konuşacağınıza dürüst olun mert olun.
1960-1971-1980-1997 darbeleriyle revize edilen sözde demokratik rejim, halkın sorunlarını çözmekten ve ihtiyaçlarına cevap vermekten iyice uzaklaşmıştır. Ergenekon Terör Örgütünün tıpkı İttihat ve Terakki gibi; Masonik Hücresel Yapılanma Yoluyla başta ORDU-YARGI-BASIN-ÜNİVERSİTELER olmak üzere devletin tüm birimlerine sızarak; seçilmiş siyasilerin halkın ihtiyaçlarını karşılayacak somut çözümler üretmelerine engel olmaktadırlar. Nitekim milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırılmasında ısrar eden CHP, bürokratların dokunulmazlığı gündeme gelince hemen yan çizmektedir. Bu nedenle halkın hür iradesiyle yapılan seçimlerle işbaşına gelen SEÇİLMİŞLERE saygı göstermeyen ve onlara karşı diyalog kurma yerine darbe planları yapan bir ORDU ve YARGI’NIN kendilerinin yanlışlıkları sorgulanınca itibarlarını ve bağımsızlıkların öne sürmelerini kaçak güreşme olarak görüyorum.
ABD’nin TÜRK SUBAYLARINA verdiği isim: our boys=bizim çocuklar.Yani ordunu asıl görev rejimi korumak adına; Lozan anlaşması ve gizli ikili anlaşmalar gereği Türk halkını Yahudilerin kölesi yapmak ve sömürmektir.
Konunun daha iyi anlaşılması için şu soruları sormak ihtiyacını duydum:
Sayın Genelkurmay Paşaları terörü ortadan kaldırıcı önlemler almak yerine SİVİL HALKIN İRADESİ İLE İŞ BAŞINA GELMİŞ HÜKÜMETİ DEVİRME VE HALKI KÖLELEŞTİRME ÜZERİNE PLAN ÜZERİNE PLAN yapmaktadırlar. Bu durumda PAŞALARIN APODAN NE FARKI VAR?
Ülkemizde yakalanan tonlarca uyuşturucun neredeyse tamamını POLİS yakalıyor. Peki, sınırları bekleyen ASKER, dağları bekleyen JANDARMA neden UYUŞTURUCU yakalayamıyor? Yoksa bölgedeki ASKER ile PKK arasında silah-uyuşturucu-insan kaçakçılığı konusunda örtülü bir dayanışma mı var? Bölgede görev yapmış olan Emekli paşaların albay, vd.üst rütbeli subayların mal varlıkları ve banka hesaplarının araştırılmasına var mısınız yok musunuz?
Terörle mücadele de son derece başarılı olan ÖZEL HAREKÂT TİMLERİ neden bölgeden çekildi? Bölgede sürdürülen birçok çatışmada PKK timleri imha edilmek üzereyken Ankara’dan BIRAKIN GİTSİNLER talimatını kimler verdi?12 Eylül’de bir günde biten terör güneydoğu ve doğuda 25 yıldır neden bitmiyor? 700 000 kişilik TSK 5000 kişilik PKK’yı neden bitirmiyor?
Lozan Anlaşması’nda Suriye ve Irak sınırlarının düz arazi yerine dağlık engebelik araziden geçirilmesini kimler ve neden göz yumdular? Yoksa Büyük İsrail projesi ve onun taşeronu PKK o zaman mı planlandı? Gerek bölgenin korunması ve gerek Türkiye’nin ekonomik çıkarları için son derece önemli olan Musul ve Kerkük’ten neden vazgeçildi?
Dindar, mutaassıp bir toplumda Marksist pozitivist PKK-DTP nasıl taban bulabildi?”
Denetimi dernekler kanununa tabi masonların toplantısına ve Ercümend-i Daniş toplantılarına; mason olmayan bir hükümet komiseri gidebiliyor mu bizim millet olarak bürokratların ve siyasilerin hangilerinin mason olduğunu bilmeye hakkımız yok mu masonların o kritik makamlarda ne işi var?
Bölge halkının sözüne çok güvenilirdi-misafirperverdi-fedakârlık üst düzeydeydi-namus kavramı önemliydi- ve bunun gibi birçok özellik bizi birbirimize (İslamla birlikte ki buda önemli bir etkendir.) yaklaştıran bir-beraber olmamızı sağlayan etkenlerdi. Ancak Marksist bir örgüt olan PKK bölgede yaptığı siyasal çalışmaların getirisini yeni yeni almaya başladı. Devlet adaletsiz, yersiz güç kullandığı, vatandaşının üzerine askeri birlikler sürdüğü için PKK güçlendi ve taban buldu. PKK, tezleri güçlü olduğu, vatandaşa sevimli geldiği için değil, devletin itici tavırlarından ve yaptıklarından dolayı bu hale geldi. Devlet elindeki gücü hukukun, sosyolojinin ve siyaset biliminin gerçeklerini dikkate almadan kullandı ve DTP bölgede %70-80’lere varan oylar alabildi
Devletin, derin devletin ve askerlerin bölgede adaletsiz, dışlayıcı, rencide edici güç kullanmasıdır. İnsanları adam yerine koymaksızın, dillerini ve kimliklerini inkâr ederek dönüştürmeye çalışmasıdır. Örgüte destek vermekle itham edilen, mağduriyetten Kürtçülüğe savrulan Güneydoğu insanı yıllarca PKK’ya itibar etmemiş, örgüte anarşist bir güruh olarak bakmıştı. Militanlar köylerden yiyecek ekmek bile alamıyorlardı başlarda. Ama devlet, düşmana karşı savaşmak üzere eğitilen askeri bölgenin üzerine saldı, köyler yakıldı yıkıldı; yollar 10 km. de bir kesildi, akşamları bölge karanlığa gömüldü, köyler boşaltıldı, insanlar örgütle devletin şiddeti arasında sıkışıp kaldı. Vatandaş PKK’nın zorbalığı, haracı, cinayetleriyle uğraşırken, derin devletin kurup kullandığı Hizbullah musallat oldu. Paramiliter guruplar güya devleti PKK elinden kurtarmak, vatandaşa gözdağı vermek için her türlü cinayeti, zulmü işledi. …..
Bu gün PKK her olumlu adımı, açılımı silahlı mücadeleye bağlamakta ve “biz olmasaydık bunlar olmazdı” diyerek, otoritesini pekiştirmeye, bölge insanını bütünüyle teslim almaya çalışmaktadır.
Bir taraftan demokratik seviye, özgürlükler yükseltilirken, öte yandan şiddet kullanan, hukuksuz eylemler yapan, milletin camını çerçevesini indirenlerin ve bunları örgütleyenlerin üzerine gidilmeli, elebaşları içeriye tıkılmalıdır. Dağdaki teröristle ise profesyonel, özel eğitimli, sivil otoriteye bağlı timler mücadele etmelidir. Ayrıca bölgede görev yapan tüm personelin ve asker-sivil bürokratların dindar ve sivil halka yakın diyalog içersinde olmaları gerekmektedir. Buna rağmen bölge halkını ve halkın temel dini değerlerini düşman unsur olarak gören bir ordunun hataları bölge halkını terör örgütünün kucağına itmiştir. Türkiye’de terör problemini çözme niyetinde problem vardır. Yoksa en ücra indeki teröristin bile bulunup imha edilmesi işten değildir ve bu imkânlara devletimiz sahiptir.
Kendi halkını düşman unsur gören TSK kimi dost görüyor? İsrail ABD ve NATO silahlı kuvvetlerini öylemi? Bu durumda; Türkiye İsraille savaşırsa o zaman TSK yönetimi doğal olarak İsrailin tarafını tutacağına göre biz halk olarak niye bu duruma seyirci kalalım? Tüm halk olarak ETÖ davasına müdahil olalım. Ayrıca ETÖ. davası ile ilgili yayın yasağı ve buna dayanak teşkil eden hükümleri kaldırın. Bizde milletçe ETÖ davasını canlı olarak izleyelim. Siz Ergenekon davasıyla ilgili haber yapmayı TCK hükümleri ile yasaklarken Türkiye Cumhuriyeti, A.İ.H.M.’ de ceza üstünü ceza alırken, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Evet, taraf sayesinde herkes tarafını seçti. Değişimciler ile mevcut düzenden nemalananları ayıran Taraf gazetesi oldu. Hak batıldan ayrılır. Hakkın nuru yayılır. Hak emrine uymayanlar zalimlerden sayılır. Allah Taraf gazetesi yazarlarına ve çalışanlarına hidayet ve zafer nasip etsin. Allah darbecilerin ve onların şer ittifakının şerrinden milletimizi kurtarsın.
Demokratik açılımın çıkış noktası teröristleri af etmiş gibi sunmak olmamalıydı. AKP burada hata yaptı. Esas ÇÖZÜM PLANI; yargı reformu, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, ailenin yanlış dizi ve programlardan korunması, işsizliğin önlenmesi ve bankaların sömürüsünden halkın ve girişimcilerin kurtarılması,…vd. GİBİ AÇILIMLARI İÇERMELİDİR.Masonlar Bitmeden Ergenekon,Ergenekon bitmeden TERÖR bitmez. Terör bitmeden KÜRT AÇILIM OLMAZ.
Adamlar her türlü kanunsuzluğu ve insanlık dışı şeyleri yapıyorlar. Ondan sonra biz bunları yapmadık diyorlar. Nasıl ispatlayacaksın peki? Telefon dinlemesi lazım bu da; ancak hakim kararı ile yapılır. Bu devlet hakim kararı olmadan dinleme yapacak kadar sorumsuz olamaz. Niye adalet bakanı kalkıp bu dinlemeler yasal işte hakim kararı diyemiyor? TİB Başkanı BAŞBAKAN 7 YILDIR DİNLENDİ diyor. Savcı belge soruyor. TİB başkanı gazete olarak gazete kupürlerini gösteriyor. Bu kadar önemli bir kurumun başındaki adamın söylediği sözün başlıklı, imzalı ve mühürlü belgesini yani mahkeme kararını ortaya koyması gerekirdi. Yargının içindeki Ergenekoncular temizlenmeden ne Ergenekon davası ne demokratikleşme açılımı ne de sivil anayasa reformu başarılı olamaz.
Ordu artık sahibinin sesi konumunda itibarını gün geçtikçe kaybediyor. Direnebilmek için saldırmayı ve tehdidi kendine yöntem olarak görüyor. Ama arada yine hukukun üstünlüğüne dem vuruyorlar. Demek ki içeri tıkılınca iyi halden daha az ceza almayı umuyorlar.
YAKAMAZ-AYIŞIĞI-ELDİVEN-KAFES Eylem planındaki diğer operasyonlar ise PKK taraftarlarının kışkırtılarak sokaklara dökülmesi, anarşinin hortlatılması ve böylece iç savaş çıkarılması....DİKKAT EYLEM PLANI faal olarak halen devrede...Yani malum zinde güçler TERÖRÜ teşvik ederek SİYASİ İKTİDARİ TERÖRÜN SORUMLUSU İLAN EDEREK VE BUNA DARBE GEREÇESİ YAPARAK SEÇİLMİŞ İKTİDARİ SİLAHLA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMAK İSTEMEKTEDİRLER.
Geçenlerde internette Kenan Evren Paşa’nın mason olduğu yayınlanmıştı. PKK’nın ilk eylemleri 1984 de başlamıştır. Türkiye 1983 yılında tekrar çok partili siyasi hayata dönmüştür. PKK kartı ile Türkiye’yi yöneten Masonların ve Askerlerin verdiği mesaj şudur: Bu ülke demokrasi yoluyla sivillerle yönetilemez. Bu ülkeyi MASONİK BÜROKRATİK OLİGARŞİK DİKTA YÖNETEBİLİR. Bu durum her şeyi açıklıyor: Sivillerde biraz uyanma olunca anarşi ve terör çıkartıp bunları darbe gerekçesi yaparlar. Genelkurmayın sitesine şu reklam SLOGANINI öneriyorum: İTİNAYLA DARBE YAPILIR.
http://www.engelsizadalet.com/haber.php?hayns=2&yazilim=haberler&osmanli=hdetay&sece=1&aid=95
)
