OrDuYa SöVMe AÇıLıMı . . .

Leke

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
alı gününden beri hastayız. Dün sabah geleneksel turumuzu zor tamamladık. Kafamızın dönmesine aldırmıyoruz ama, tansiyonumuzu görünce şaşırdık. Büyük 19.8, küçük 12.1. Düşük ayarlı metabolizma için hayli yüksek. 'Ağaçlar ayakta ölür' deyip, 'Ateşe devam' kararı aldık.
...
'İlle de yazma ısrarı'mızın sebebi var. Uyarı sonucu internetten izlediğimiz 'CNN'deki ahlaksızlık' ilk neden. Deniz Bayramoğlu'nun pişekarlık yaptığı Mehmet Altan'ın, Genelkurmay Başkanı'na saldırısı. Altan Sülalesi'nin 'Karl Marks sakallısı', Türk Silahlı Kuvvetleri düşmanlığını tavana vurdurdu. Kömür madenindeki kazayı bile TSK'ne bağladı. 'Kendi gemisini vuran donanma'dan tutun daha neler neler... Bunların işbirliği yaptığı yayın organları, anında bu rezilliği sitelerine oturttular. Bir yerde, 'El öptükleri zatı getirme gayretleri'nde silah gibi kullandılar. Gazetecilik, yorumculuk gibi değerli kavramların yok olduğunu görmekteyiz. Onlarca ekrandan ya da gazete ve dergiden beslenen ahlaksızlar sürüsü türedi. 'Ben gençliğimde komünistim' diyorlar. Deniz Baykal'la polemikte 'Hala aynı noktadayım' şeklinde konuşuyorlar. Ardından kanal kanal gezip, 'Torba dolduruluyor'. Hepsi 'PKK sempatizanı, Mehmetçik düşmanı'.

***
Bugün size '3 saniyenin altı' adlı yazıyı okumanızı tavsiye edeceğiz. ([email protected])'a girmeniz yeterli. Başar Ergün'ün elektronik postası kısa olunca yer verme şansımız oldu:
'Bu demokrasi, provokasyon gibi lafları kullananlara bakınca insan çıldırıyor. Evini, arabanı, işyerini, çocuğunu cayır cayır yaksınlar, ülkende yabancı konumuna düşürsünler, oğlunun asker ocağından şehit haberi gelsin. Ama sen sukuneti bozmayacakmışsın. Oyunlara gelmeyecekmişsin. Peki ülkeyi savaş alanına çevirenler? Onlar ise demokratik hakkını kullanıyor. Ben bu ülkede vergi veriyorum, Devlet beni hukuk ile güvenlik güçleri ile korusun diye. Karşılığını görmek istiyorum. Dağdan kalaşnikofla inenler değil, sanırım benim bu hukuk ve güvenlik hakkına sahip olmam gerekir'.
...
Yaşar Usluer'in mesajı da yayına uygun:
'Farkında mısınız yine çifte standart uygulanıp, Alevi Çalıştayı'nda fırtına kopartılıyor. Nedense demokrasi, insan hakları hep bu sözde demokratlar için var. Yılmaz Güney bir savcıyı öldürüyor, ceza alıyor, kaçıyor. Bu katil değil ama Maraş olaylarında adı geçen, yargılanıp beraat eden, 'Bu olaylar dış güçlerin tertibidir' diye kitap yazan Ökkeş Şendiller katil! Taş atıp polisin gözünü kör eden çocuklar, 30 bin kişinin celladı masum. İşte bunların anladığı demokrasi. Sevsinler böyle demokratları'.


Burhan Ayeri

Gün Gelecek TSK'ya saldıranlar cezasını bulacak
 
alıntı yazıdan;
___________
'Bu demokrasi, provokasyon gibi lafları kullananlara bakınca insan çıldırıyor. Evini, arabanı, işyerini, çocuğunu cayır cayır yaksınlar, ülkende yabancı konumuna düşürsünler, oğlunun asker ocağından şehit haberi gelsin. Ama sen sukuneti bozmayacakmışsın. Oyunlara gelmeyecekmişsin.



e işte bunu söylüyoruz; o askerler şehit gelecek, bu pkk denyoları istediğini yapacak ,azdıkça azacak ama sen bingöldeki 33 erin hesabını şimdilerde ancak aradan 15-20 yıl geçtikten sonra olan biteni sorunca hain diyeceksin... bak üstte bir haber daha var, 0 ,33 erden birinin henüz cenazesini bile alamamış gözü yaşlı baba... ama aynı askeri pkk lı şöförlere teslim eden paşalarım albaylarım dışarda kamera önünde birbirini yedi 2 gece evvel. suçu birbirine atarak... şöföre dirisini teslim et, babaya cesedini vereme... bunların hesabını soranlar hain öylemi;?? hainler belli oluyor... tek tek çıkartmassak bizede yuh olsun.
 
Asker düşmanları son dönemde Türkiye'nin her yerinde, özelliklede yazılı basında çok arttı.

TSK'ya karşı düşmanlık bir yana karalama ve iftira kampanları aldı başını gidiyor.

Tabii ki bunların bir gün hesap sorulacaktır...

Ben konu sahibine yapmadan edemeyeceğim. Sende mi Leke?
 
ATATÜRK'ÜN TÜRK SUBAYLARINA KONUŞMASl

ATATÜRK'ÜN TÜRK SUBAYLARINA KONUŞMASI

insiyakimilli_ataturk-bayrak.jpg


AFYONKARAHİSAR KOLORDU DAİRESİNDE SUBAYLARA HİTABEN KONUŞMA



EFENDİLER,



Eski silah arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdanî zevk hissediyorum. Sizinle oturup uzun hasbıhal etmek isterdim. Fakat çoksunuz, müsait yer de yoktur. Bu sebeple hissiyatımı birkaç cümle ile mülahaza etmekle yetineceğim.



Arkadaşlar! İngilizler ve yardımcıları milletimizin bağımsızlığını imhaya karar vermişlerdir. Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir. Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık vermez. Milletlerde tabiaten ve yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvetle, mücadele ile mahfuz bulundurulur. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkûm ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.



Dünyada hayat için, insanca yaşamak için bağımsızlık lazımdır. Bağımsızlık sahibi olmak için kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder.



Kuvvet ordudur. Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanî imanıdır.



İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvelâ onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silâhlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüze ve taarruza başladılar. Askerlik izzetinefsini yok etmeye gayret ettiler. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler.



Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak plânını takip ettiler ve ediyorlar.


Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayı mahvetmek, aşağılamak lâzımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz.



Bu hakikat karşısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti, ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar. Milletimiz hür ve bağımsız yaşamak huzuruna tam bir iman ile kani olmuş ve buna kati azim ile karar vermiştir. Zaman zaman şurada burada üzüntü verici karaktersizliklerin görülmüş olması hiçbir vakit milletimizin genel kanaatine, hakiki imanına sekte vurmamıştır ve vuramayacaktır.



Dolayısıyla kuvvetin, ordunun vücudu için lâzım olduğunu söylediğim kaynak -ki milletin vicdanî imanıdır- mevcuttur. Ordu ise, arkadaşlar, ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulunur. Malûm bir askeri hakikat, felsefi hakikattir; "ordunun ruhu subaylardadır. ". O halde subaylarımız, düşmanlarımız tarafından yıkılmak istenilen ordumuzu tamir edecek ve canlandıracak ve ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir.



Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların, subayların yüce olan vazifesi budur.

Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler.



Şahsi ve hususi itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıflarının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Hâlbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.



Dolayısıyla subay için "YA İSTİKLÂL, YA ÖLÜM!" vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız.



Mustafa Kemal

(31TEMMUZ 1920)
 
ee böyle bir konuyada böyle bir yazı olmassa şaşardım... paravan arkasına gizlenen gerçeklerin tek tek su yüzüne çıkması sonucunda, her konuda olduğu gibi suratlara önce bir M. KEMAL maskesi geçirilir, o günün şartlarında dış düşman için ordumuzun önem ve gerekliliği üzerine bir toplantı konuşması bulunur, konuyla alakası bile düşünülmeden, sanki 1920 lerde ki ordu nun düşmanıyla şimdi korku imparatorluğu tesisi için lazım gelen içerdeki düşman aynıymış gibi ,bugüne göre cümleler karartılır, ayarlanır, üzerine birazda hamaset nutukları eklenir süslenir püslenir ve konuya angaje edilir, '' al sana, 33 erin -bingölün ,aktütünün,dağlıcanın,12 eylülün hesabını soracak olan varsa çıksın meydana'' bu maske bizde olduğu sürece siz hiçbir şeyi sorgulayamaz, hesap soramaz, militarizmin gölgesinden demokrasiye geçemez, postal yalamaya devam edeceksiniz'' mantığıyla böyle şablon kilişeleri bir süreriz ortaya, işin içine Atatürkümüzü bir sokarız, hiç kimse tık diyemez)))

her konuya bulunacak o kadar sözü vardırki M. kemalin türkiye söförler ve otomobilciler federasyonu bile balıkesirde koskoca bir tabela yaptırmıştı binalarının tepesine.'' türk söförü en asil bir görevin mümesilidir'' gibisinden... (sanki türkiyede o tarihte otobanlar, otomobil fabrikaları ,sayıları binleri milyonları bulan araç sayısı ve şöför sayısı vardıda)) uydurmadğımız bir o alan kalmıştı..))

ah gerçek Mustafa Kemal sevdalıları ile maskeci kemalistlerin farkını bir anlayabilse şu milletim..
 
kimsenin askere sövdüğü yokta..
bu kadar ilahlaştırmak haşa doruk noktalara taşımaktaki amaç ne...
insanları ateşten korkutur gib...aman askere bişi deme ..aman askere öyle bakma..nedir kardeşim bu...
kimsenin orduya laf attığı yok...ordu dediğin benim zaten...ordu sensin zaten ..
 
''Laik Devletin Askeri Şehit Olmaz '' Diyen kahpeler/papazlar yok yaniii biz hayal görüyoruz kimse askerimize küfür etmiyor saldırmıyor yani öylemiiiii...
 
''Laik Devletin Askeri Şehit Olmaz '' Diyen kahpeler/papazlar yok yaniii biz hayal görüyoruz kimse askerimize küfür etmiyor saldırmıyor yani öylemiiiii...

dediğim aynen devam..
kimsenin askere küfür ettiği yok..
eden varsada alayı kendine ..ama askerlik gibi namuslu bir mesleğin ve kutsal bir görevin ardına sığınarak,,türlü kepazelik yapanlar hakkında,, sana ait olan yorumunu alalım...
bu konuda cevabını sen ve senin gibi düşünenlerden bekliyorum...
 
Yasal Uyarı: TurkMedya internet sitelerinde yayınlanan haberler ve köşe yazılarının tüm hakları TurkMedya Yayın Grubuna aittir. Kaynak gösterilerek dahi haberin veya köşe yazısının tamamı yazılı izin alınmaksızın kullanılamaz.
Sadece alıntı yapılan haberin veya köşe yazısının bir bölümü, alıntı yapılan habere/yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yazınınson bülümünde bu uyarı var..
bir sıkıntı olmasın Leke kardeş...
 
yazıyı hiç okumadım baslık yeter bana bu dusuncede olan bircok yazı okudum.yorumum su kimsenin durduk yere kimseye sowdugu yoq askerin içinden cıkan ergenekoncuların neler yaptıgı ortada.şimdi hepimis askere saygı duyuyos sehitleri sewioz fln ya bunun üzerinden olayı acite etmeye calısıolar.eskiden Atatürk üzerinden yapıolardı son 1 2 aydır asker uzerinden sonra ne war merak ediorum.
 
Ortada iftira ve çamur var, pasta yemek için oraya buraya saldırıda bulunmaktan

çekinmeyen kendilerine yazar sıfatı yakıştırılan kimseler var.Avukatlar var savcılar

var .Herkes herşeyi biliyor ya ondandır onların bu dayatmaları.Senin yalunda sana

yarenlik edenler vakti zamanı gelince ,yolunu senin yolundan ayıracaktır.
 
alıntı yazıdan;
___________
'Bu demokrasi, provokasyon gibi lafları kullananlara bakınca insan çıldırıyor. Evini, arabanı, işyerini, çocuğunu cayır cayır yaksınlar, ülkende yabancı konumuna düşürsünler, oğlunun asker ocağından şehit haberi gelsin. Ama sen sukuneti bozmayacakmışsın. Oyunlara gelmeyecekmişsin.



e işte bunu söylüyoruz; o askerler şehit gelecek, bu pkk denyoları istediğini yapacak ,azdıkça azacak ama sen bingöldeki 33 erin hesabını şimdilerde ancak aradan 15-20 yıl geçtikten sonra olan biteni sorunca hain diyeceksin... bak üstte bir haber daha var, 0 ,33 erden birinin henüz cenazesini bile alamamış gözü yaşlı baba... ama aynı askeri pkk lı şöförlere teslim eden paşalarım albaylarım dışarda kamera önünde birbirini yedi 2 gece evvel. suçu birbirine atarak... şöföre dirisini teslim et, babaya cesedini vereme... bunların hesabını soranlar hain öylemi;?? hainler belli oluyor... tek tek çıkartmassak bizede yuh olsun.

Dostum bişey dikkatini çekti mi?Bu tür ajitasyon haberler birileri tarafından ortaya atılıyor...ama hemen sonra da olayın ilgili kişisi;''ben böyle bişey demedim...bunu yayınlayanlar uydurmuş...hatta ben bu yayın kuruluşuyla görüşmedim bile'' diye açıklamada bulunuyorlar.Bu olaydan sağ kurtulan Gazi gibi...araştır ve bul istersen...sanırım bu da yalanlanır bir kaç güne...askerin şehidine ,gazisine nasıl sahip çıktığını...diğer bürokrat ve siyasetçilerin ise hiç de samimi olmadan sadece oy uğruna hamasetlerde bulunduğunu bizzat görüyoruz(istisnaları tabii ki vardır)....
 
Türkiye Tarihini bırakın;Dünya Tarihinde dahi, DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI kavramlarını bu kadar fazla diline dolayan, bunlar üzerinden siyasi rant elde eden ama söylediklerinin tamamen tersine; DEMOKRASİYİ KATLEDEN ve İNSAN HAKLARINI HİÇE SAYAN bir iktidar görülmemiştir...ve sanırım görülmeyecektir de...
 
Geri
Üst