MARCUSX
New member
Sözcü Gazetesi Emin Çölaşan’ın yazısı: Açılım Fiyasko İle Bitti
DAHA dün kaç şehit verdiğimizi Tayyip’e mi soralım?
Haftalar boyunca bar bar bağırdılar: “Kürt açılımı başlatıyoruz!” Bendeniz kulunuz, Emin Çölaşan’da bu köşeden bar bar bağırdım! “Yapmayın etmeyin, bu kürt açılımdan bir şey çıkmaz. Bu, doymak bilmeyen bir canavardır, sonunu getiremezsiniz.”
Bütün yazılarım arşivde. İnanmayan, unutan açsın baksın. Nitekim adını ağzına bile alamadıkları “Türk Milletini” en hafif deyimiyle işlettikleri, bu işlerin acemisi olduklarını bir kez daha kanıtladılar.
Adına Kürt açılımı dedikleri nesneyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar ve şimdi, ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Daha da çook düşünecekler.
Hadise bitmiştir. Adına açılım dedikleri nesne fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Peki geriye ne kaldı?
Geriye, Goğu ve Güneydoğu’da, hatta İstanbul ve İzmir gibi illerimizde yapılan ayaklanma provaları, güvenlik güçleriyle girilen çatışmalar, molotof koktylleri, sis bombaları, biber gazları, ölen ve yaralanan insanlarımız kaldı.
Geriye, Habur’dan giriş yapan o terörist müfrezesini bıraktığı kirli izler, sinir bozucu görüntüler, heriflerin ayağına gönderilmek için oluşturulan seyyar mahkemeler, Tayyip’e bile “Aman Kardeşlerim, Bu Kadarı da Olmaz Yani” dedirten o görüntüler kaldı.
Ülkemizi yöneten yabancı güçlere, özellikle ABD ve AB’ye hoş görünmek için yarattıkları KÜRTÇÜLÜK canavarı, bu yeteneksiz iktidarı elleriyle boğdu, posasını çöp tenekesine attı. Dahası, onları gülünç duruma düşürdü.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da kan gövdeyi götürürken, yeni Kürt isyanları yaşanırken, siz Tayyip’in veya İçişleri Bakanı’nın konuştuğunu, anlamlı bir şey söylediğini hiç duydunuz mu?
Efendim bu olayların nedeni, İmralı’daki katilin odasının biraz küçültülmesi imiş! Bunlar işin hikayesidir. O katili isterseniz İstanbul Boğazında bir yalı dairesinde oturtun, rezalet yine devam edecektir.
Adam neredeyse hergün orada Avukatlarıyla görüşme yapıyor, mesajlarını onlar aracılığı ile bütün Dünyaya ve bizim Kürtçü kesime iletiyor.
Bunlar nasıl Avukattır? Bu adama o görüşmeler hangi nedenle yaptırılıyor? Buna nasıl göz yumuluyor? Sen eğer devletsen, kestir şu avukat görüşmelerini, görelim bakalım sonucunu!
Kestiremezler, korkarlar. Niçin oluyor bütün bunlar?
Türkiye’yi yöneten ABD ve AB istediği için oluyor.
“Aman onları karşımıza almayalım” anlayışıyla göz yumuluyor. Utanmazlığın, pespayeliğin, onursuzluğun bu kadarına pes!
İki paralık bir katil, onun savunucusu olan kürtçü bir siyasi parti ve acemi bir iktidar Türkiye’yi ayağa kaldırırken, milletimizi birbirine düşman ederken, insanları Türk, Kürt, Çerkez, Gürcü, Laz v.s. diye ayırıma tabi tutarken, bu ülkeye şan ve şerefle hizmet vermiş nica pırıl pırıl insanımız tek tek tutuklanıyor, ifade için çağırılıyor!
Bu ülkenin Kuvvet Komutanları, Orgeneralleri, Subayları, Astsubayları, Gazetecileri, Rektörleri ve hatta MİT’in üst düzey görevlileri bile tek tek etkisiz duruma getiriliyor, Üç yılda tam 113Bin kişinin telefonları dinleniyor. Devletin en gizli bilgi ve belgeleri AKP – Fethullah medyasına ya polis, yada savcılar tarafından servis edilip yayınlanması sağlanıyor.
Ne uğruna yapılıyor bütün bunlar?
AKP’ye karşı olanlar sindirilsin, ses soluk kesilsin diye!..
Ve Genel Kurmay Başkanlığı sık sık açıklama yapıyor! “Bu yayınlar hakkında tarafımızdan suç duyurusunda bulunulmuştur!” Aman maşallah! Suç duyurularının sonucu da, çıkmaz ayın son çarşambasında gelir inşallah!
Evet, Türkiye’nin dört bir yanında isyan provaları yapılıyor ve kan gövdeyi götürüyor. Kimdir bunun sorumlusu? Herhalde biz değiliz!
Tek sorumlu, bu işe çanak tutan, azgın Kürtçülük canavarını semirten AKP iktidarıdır.
Bundan bir süre önce bu iktidarın bir Diyarbakır Valisi vardı. Adı Efkan Ala. Şimdi Tayyip tarafından terfi ettirildi ve Başbakanlık Müsteşarı yapıldı. Diyarbakır’da yakın geçmişte yine kan gövdeyi götürürken, kıyamet koparken, cam çerçeve indirilirken bu Valinin tarihe geçecek bir lafı vardı:
“Önemli değil. Cana Geleceğine Cama Gelsin.”
Anayasa Mahkemesi bugün DTP davasını görüşmeye başlayacak.
Bir vatandaş olarak, bu partinin kapatılmasını dilerim. Sadece bu değil, AKP’de kapatılmalıydı ama Anayasa Mahkemesi’nde direkten döndü, para cezasıyla yırttı. Benim ülkeme zarar veren, DTP gibi terör, AKP gibi irtica odağı olan tüm partilerin kapatılmasından yanayım.
Efendim yerine yenisi kurulurmuş, şu veya bu olurmuş, hiç farketmez. Türkiye artık bu tehditleri, blöfleri, şantajları umursayacak lükse sahip değildir.
İşte, bize “Kürtçülük açılımı” adı altında bir “Lüks” daha yaşatmaya yeltendiler ve sonucu hep birlikte gördük. Rezil oldular. Kendilerini bitirdiler. Acemi mühendis AKP’nin inşaatı çöktü! Hazır olun bundan sonra nice çöküşler yaşayacağız.
Yazımın başındaki soruyu bir kez daha soruyorum
“Daha dün kaç şehit verdiğimizin hesabını Tayyip Bize Nasıl Verecek?”
KAYNAK
DAHA dün kaç şehit verdiğimizi Tayyip’e mi soralım?
Haftalar boyunca bar bar bağırdılar: “Kürt açılımı başlatıyoruz!” Bendeniz kulunuz, Emin Çölaşan’da bu köşeden bar bar bağırdım! “Yapmayın etmeyin, bu kürt açılımdan bir şey çıkmaz. Bu, doymak bilmeyen bir canavardır, sonunu getiremezsiniz.”
Bütün yazılarım arşivde. İnanmayan, unutan açsın baksın. Nitekim adını ağzına bile alamadıkları “Türk Milletini” en hafif deyimiyle işlettikleri, bu işlerin acemisi olduklarını bir kez daha kanıtladılar.
Adına Kürt açılımı dedikleri nesneyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar ve şimdi, ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Daha da çook düşünecekler.
Hadise bitmiştir. Adına açılım dedikleri nesne fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Peki geriye ne kaldı?
Geriye, Goğu ve Güneydoğu’da, hatta İstanbul ve İzmir gibi illerimizde yapılan ayaklanma provaları, güvenlik güçleriyle girilen çatışmalar, molotof koktylleri, sis bombaları, biber gazları, ölen ve yaralanan insanlarımız kaldı.
Geriye, Habur’dan giriş yapan o terörist müfrezesini bıraktığı kirli izler, sinir bozucu görüntüler, heriflerin ayağına gönderilmek için oluşturulan seyyar mahkemeler, Tayyip’e bile “Aman Kardeşlerim, Bu Kadarı da Olmaz Yani” dedirten o görüntüler kaldı.
Ülkemizi yöneten yabancı güçlere, özellikle ABD ve AB’ye hoş görünmek için yarattıkları KÜRTÇÜLÜK canavarı, bu yeteneksiz iktidarı elleriyle boğdu, posasını çöp tenekesine attı. Dahası, onları gülünç duruma düşürdü.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da kan gövdeyi götürürken, yeni Kürt isyanları yaşanırken, siz Tayyip’in veya İçişleri Bakanı’nın konuştuğunu, anlamlı bir şey söylediğini hiç duydunuz mu?
Efendim bu olayların nedeni, İmralı’daki katilin odasının biraz küçültülmesi imiş! Bunlar işin hikayesidir. O katili isterseniz İstanbul Boğazında bir yalı dairesinde oturtun, rezalet yine devam edecektir.
Adam neredeyse hergün orada Avukatlarıyla görüşme yapıyor, mesajlarını onlar aracılığı ile bütün Dünyaya ve bizim Kürtçü kesime iletiyor.
Bunlar nasıl Avukattır? Bu adama o görüşmeler hangi nedenle yaptırılıyor? Buna nasıl göz yumuluyor? Sen eğer devletsen, kestir şu avukat görüşmelerini, görelim bakalım sonucunu!
Kestiremezler, korkarlar. Niçin oluyor bütün bunlar?
Türkiye’yi yöneten ABD ve AB istediği için oluyor.
“Aman onları karşımıza almayalım” anlayışıyla göz yumuluyor. Utanmazlığın, pespayeliğin, onursuzluğun bu kadarına pes!
İki paralık bir katil, onun savunucusu olan kürtçü bir siyasi parti ve acemi bir iktidar Türkiye’yi ayağa kaldırırken, milletimizi birbirine düşman ederken, insanları Türk, Kürt, Çerkez, Gürcü, Laz v.s. diye ayırıma tabi tutarken, bu ülkeye şan ve şerefle hizmet vermiş nica pırıl pırıl insanımız tek tek tutuklanıyor, ifade için çağırılıyor!
Bu ülkenin Kuvvet Komutanları, Orgeneralleri, Subayları, Astsubayları, Gazetecileri, Rektörleri ve hatta MİT’in üst düzey görevlileri bile tek tek etkisiz duruma getiriliyor, Üç yılda tam 113Bin kişinin telefonları dinleniyor. Devletin en gizli bilgi ve belgeleri AKP – Fethullah medyasına ya polis, yada savcılar tarafından servis edilip yayınlanması sağlanıyor.
Ne uğruna yapılıyor bütün bunlar?
AKP’ye karşı olanlar sindirilsin, ses soluk kesilsin diye!..
Ve Genel Kurmay Başkanlığı sık sık açıklama yapıyor! “Bu yayınlar hakkında tarafımızdan suç duyurusunda bulunulmuştur!” Aman maşallah! Suç duyurularının sonucu da, çıkmaz ayın son çarşambasında gelir inşallah!
Evet, Türkiye’nin dört bir yanında isyan provaları yapılıyor ve kan gövdeyi götürüyor. Kimdir bunun sorumlusu? Herhalde biz değiliz!
Tek sorumlu, bu işe çanak tutan, azgın Kürtçülük canavarını semirten AKP iktidarıdır.
Bundan bir süre önce bu iktidarın bir Diyarbakır Valisi vardı. Adı Efkan Ala. Şimdi Tayyip tarafından terfi ettirildi ve Başbakanlık Müsteşarı yapıldı. Diyarbakır’da yakın geçmişte yine kan gövdeyi götürürken, kıyamet koparken, cam çerçeve indirilirken bu Valinin tarihe geçecek bir lafı vardı:
“Önemli değil. Cana Geleceğine Cama Gelsin.”
Anayasa Mahkemesi bugün DTP davasını görüşmeye başlayacak.
Bir vatandaş olarak, bu partinin kapatılmasını dilerim. Sadece bu değil, AKP’de kapatılmalıydı ama Anayasa Mahkemesi’nde direkten döndü, para cezasıyla yırttı. Benim ülkeme zarar veren, DTP gibi terör, AKP gibi irtica odağı olan tüm partilerin kapatılmasından yanayım.
Efendim yerine yenisi kurulurmuş, şu veya bu olurmuş, hiç farketmez. Türkiye artık bu tehditleri, blöfleri, şantajları umursayacak lükse sahip değildir.
İşte, bize “Kürtçülük açılımı” adı altında bir “Lüks” daha yaşatmaya yeltendiler ve sonucu hep birlikte gördük. Rezil oldular. Kendilerini bitirdiler. Acemi mühendis AKP’nin inşaatı çöktü! Hazır olun bundan sonra nice çöküşler yaşayacağız.
Yazımın başındaki soruyu bir kez daha soruyorum
“Daha dün kaç şehit verdiğimizin hesabını Tayyip Bize Nasıl Verecek?”
KAYNAK