AKP'den ABD'ye Darbe Uyarısı

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell




AKP'den ABD'ye darbe uyarısı


AKP 2004 ve 2005 yıllarında ABD'yi darbe olabileceği yolunda uyarmış.


AK Parti hükümeti, 2004 ve 2005’te Washington’u Türkiye’de darbe girişimi olabileceği konusunda iki kez uyarmış.

AK Parti hükümeti, 2004 ve 2005’te Washington’u Türkiye’de darbe girişimi olabileceği konusunda iki kez uyarmış; ancak ne hükümet, ne de ABD kaynaklarında Ergenekon davasının özünü oluşturan Ayışığı ve Sarıkız girişimleriyle ilgili somut bilgi sahibi olmadığı için herhangi bir adım atılamamış.

O dönem ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Eric Edelman, Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş'a darbe planlarıyla ilgili açıklamalar yaparak, “Ordudan kimse bana bu konuda konuşmadı. Ama gelseydiler ABD’nin seçilmiş hükümetlerin devrilmesi için anayasa dışı yollara başvurulmasına karşı olduğunu söylerdim.” dedi.

DARBE KAYGILARI

Dönemin en kritik tanıklarından biri olarak konuyla ilgili sessizliğini bozan Edelman “2004 kışı ve 2005 baharında AK Parti liderliğine yakın isimler birkaç defa darbe olabileceği kaygısını iletti. Ancak kaygının ötesinde ne olduğuna dair somut bir veri ya da kanıt yoktu” dedi.
ABD Elçisi, hükümet temsilcileri-ni ‘Washington’un seçilmiş hükümetin anayasa dışı yollarla devrilmesine karşı olduğu’ sözleriyle rahatlatmış.

Hükümet çevrelerinin askeri müdahale kaygıları, özellikle 2004 kışı ve 2005 ilkbaharında başlayıp Ağustos 2005’teki Yüksek Askeri Şûra toplantısı öncesinde yoğunlaşmış.
Bu zamanlama, kamuoyunda Sarıkız ve Ayışığı olarak adlandırılan ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un inisiyatifinde olduğu iddia edilen süreçle eşzamanlı.

Emekli Büyükelçi, şimdi geriye bakarak Ankara’daki görev süresinde gelişen bazı olayları Ergenekon’da ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında yorumluyor. Geriye dönüp baktığında, hükümetin artan endişelerini Ayışığı ve Sarıkız’la ilişkilendiriyor.

Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerle ortaya çıkan ve Ergenekon davasının da özünü teşkil eden bu darbe planları, 2003-2004’te Hava, Kara, Deniz ve Jandarma komutanları arasında gizli buluşmalarda gündeme gelmiş, ancak Genelkurmay Başkanı Özkök’ün uyarı ve engellemesiyle son bulmuştu.
Ergenekon iddianamesindeki bilgilere göre, 2003 sonunda devreye giren Sarıkız, 2004 Nisan’ında Annan Planı referandumuyla rafa kalktı. Ancak günlüklere göre, Eruygur daha sonra 2004’ün ikinci yarısında Ayışığı ve Yakamoz planlarını hazırlatarak, diğer kuvvet komutanlarının itirazlarına rağmen darbe ortamı yaratmak konusunda ısrarcı olmuştu.

O döneme tanıklık eden farklı ABD’li yetkililerle sohbetler, orduda bazı kademelerde AK Parti’den rahatsızlık olduğunu bildikleri, ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün ordudaki kontrol gücüne güvendiklerini gösteriyor.

‘BİZİM KAYNAKLARDA YOK’

Edelman o dönem Amerikalıların istihbari olarak planlardan ne ölçüde haberdar oldukları hakkında “Bizim kaynaklarımızdan gelen bir şey yoktu” diyor.

Amerikalılar Ankara’da birçok kişi gibi o dönem binbaşı ve albaylar seviyesinde rahatsızlık ve bazı çalışmalar olduğu dedikodularını duymuş; ancak gerçekten komuta kademesinin içinde olduğu bir plan olduğuna ihtimal vermemiş. Genelkurmay Başkanı Özkök’ün liderliğine güvenmişler.

DAVETLERE GELMEMİŞLER

Büyükelçinin anlattıklarından en çarpıcı olanı, darbe planladığı iddia edilen kuvvet komutanlarının kendisiyle birebir görüşmekten kaçınması, Amerikan elçiliğindeki davetlere gelmemesi ve hatta bazı durumlarda ABD elçisinin özel randevu talebini geri çevirmesi.
Bu durum şaşırtıcı çünkü gerçekten darbe girişiminde olan bir grubun ilk yapmak isteyeceği şey, Washington’la sağlam bir ilişki kurmaya çalışmak olmaz mı?
ABD elçiliği 2004’te komutanlardan gelen bu ilgisizliği 4 Temmuz Süleymaniye Çuval Skandalı’ndan kalma bir tavır olarak yorumlamış.

Ancak yeni bilgiler ışığında Edelman bu durumu kuvvet komutanlarının Genelkurmay Başkanı Özkök’ten çekinmesine; darbeyi engellemek isteyen Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkan Org. İlker Başbuğ’un karargâh dışı temaslar konusunda sıkı bir disiplin kurmasına yoruyor.
İlginçtir ki, Ankara’da Amerikan Elçiliği’nin kapısını çalmayan bazı kuvvet komutanları, yurtdışı seyahatlerinde, ısrarla ‘Amerikalılarla temas kurma’ girişiminde bulunmuş.
Bu bilgiyi, o dönem Ankara’da görev yapan bir başka üst düzey Avrupalı diplomat doğruluyor. Darbe planları tartışılırken kuvvet komutanları Avrupa gezilerinde Amerika’yla ‘özel kanal’ arayışına girmiş, Washington’la temas kurmak istemişler.
Ancak ABD’li yetkililerin buna yanaşmaması ve görüşmeler için Ankara’daki elçiliği adres göstermesiyle bu girişim başarısız olmuş.

Günlüklerde komutanlar arasındaki tartışmalarda ABD’nin AKP’ye yönelik tavrı eleştiriliyor, sık sık Wahington’un hükümeti desteklediği dile getiriliyor.

Bu süreçte Eruygur’la hareket eden 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon da ABD’ye yönelik sert açıklamalarıyla öne çıkıyor.

Darbe fikri, 2004’te Kara Kuv. Ko. Org. Aytaç Yalman’ın ayrışması, 2005’teki ise Tolon, Hava Kuv. Komutanı İbrahim Fırtına ve Örnek’in emekliye ayrılmasıyla tamamen son buluyor.

Edelman “Kimse bana bu konuda konuşmadı. Gelmiş olsalardı, böyle bir hamlenin, askeri ilişkimizin kesilmesine neden olacağını söylerdim.”

Edelman, Başkan Bush’un Tayyip Erdoğan’ı 11 Eylül sonrası Washington’da görkemli bir biçimde ağırladığını hatırlatarak Türkiye’nin Bush yönetimi için ‘İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğinin’ önemli bir sembolü olduğunu hatırlatıyor.

EDELMAN ZOR DÖNEMDE ANKARA’DAYDI

2003-2005 yılları arasında Ankara’da büyükelçilik yapan Eric Edelman, belki de 1974 silah ambargosundan bu yana Türk-Amerikan ilişkilerinin en çalkantılı dönemine tanıklık etti.

Edelman’ın büyükelçiliği, 2003 Irak Savaşı sonrası Amerikan karşıtlığının ve ulusalcılığın tavan yaptığı bir döneme denk gelmişti.

Vaktinin çoğunu 1 Mart tezkeresi sonrası ikili ilişkileri toparlamak ve Türkiye’de yükselen Amerikan karşıtlığıyla mücadeleye ayırmak zorunda kalan büyükelçi, kendisi de bu dalganın hedefi oldu. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in makamında çalışmış olması nedeniyle Türkiye’de ‘neo-con’ olarak görüldü. Daha Ankara’ya varmadan internette dolaşan ve sahte bilgiler içeren email zincirleri, antisemitik ifadelerle büyükelçiyi gittiği ülkeleri ‘bölmekle’ suçluyordu. Bush yönetiminin şahin kanadıyla özdeşleştirildiği için bir dönem Türkiye’de adeta ‘istenmeyen adam’ muamelesi gören Edelman ve ailesi, Ankara’da zor yıllar yaşadı.

Ayrılmadan önce Başbakan Erdoğan’dan altı hafta boyunca randevu alamaması, Irak Savaşı sonrası Türk-Amerikan ilişkilerinin girdiği zorlu yolun bir sembolü oldu.
Edelman 2005’te Türkiye’den ayrıldıktan sonra daha da çetrefil bir göreve, Amerika iki ayrı cephede aynı anda sıcak savaşın içindeyken, Pentagon’da iki numara koltuğuna atandı. Elçi, Barack Obama’nın seçilmesiyle ABD bürokrasisindeki bir geleneğe uyarak kendi isteğiyle Pentagon’daki görevinden ayrıldı.

Kaynak
 
kuru sıkı bunlar bekleme yapma devam et
 
Komedi mi yoksa paranoya mı? Karar vermek o kadar güç ki?

Cumhuriyetin bütün kazanımlarını tek tek alttan alttan aşındırmaya başlayacaksın. Vatanını satacaksın. Sonra da amerikalı abine ağlayıp dert yanacaksın. Yok yok komedi bu.....
 
akp nin kime uşaklık ettiğinin kimler için iktidarda olduklarının açık ispatı.
 
abdye usaklık fln dionuz ama sizin adamlarda yurt dısına cıkınca ilk amerikayla gorusmek istiomus ne iş.hukumet darbelerin amerikanın izni olmadan yapılamıyacagını bildigi için haberinis warmı gibilerinden soruomus.kimin kime usaklık ettigini biras daha dusunun sora atıp tutun
 
yazıyı dikkatli okuyun çelişkilerle dolu.şu bir gerçekki her kurum,birey devlet var olmak için kendine bir düşman seçer.işleyen demir pas tutmaz misali askerde boş vakitlerinde kağıt üstünde komplo teorileri üretmiş.askerin mücadele etmekle yükümlü olmadığı bir türkiyede asker pasivize olur.koruyacağı bir değer mücadele edeceği bir düşman olmaz ise tsk nın da bir önemi kalmaz.siyasi partilerde böyle.aslında danışıklı dönüş.sık sık isim değişteren tatlı rekabet gibi.görevi kötüye kullanma zamanla etik değerlere duyarsızlaşarak olur.RANT varsa kişilerin şahsi çıkarları devletin,milletin çıkarları önüne geçti hep.bu zamana kadar hep böyle oldu.ergenekonu asıl kuranlar üzerinden prim yapanlardır.nasılki zamanında anasol-meee kabinesini kurdurmak için bölücübaşını hediye paketi yaptılar şimdide paket darbeciler.HADİ CANIM SİZDE BU ADAMLAR DEĞİL DARBE FINDIKLI KEK YAPAMAZLAR.yeter kandırdınız milleti...
 
AKP nin kapatılma davası ve sonuçlarını unutmayalım.
Anlı açık olanlar vicdan sahibi olanlar böyle bir şeye tevessül edebilirmi?
 
Geri
Üst