MARCUSX
New member
Çalışanın hakkı söz konusu olunca demokratlık nanay!
Uzman arkadaşlar hesaplamışlar; haberi geçtiler. Arada sadece “1 kilo et parası” kadar fark var. Memur sendikaları; 4 artı 4 zamma razı olmuşlar. Hükümet 2,5 artı 2,5’ta kalıyor.
Fark 25 lira.
Bir kilo et parası.
Ayda 1 kilo et alacak kadarcık gelir artışını memuruna veremeyen, vermekte zorlanan ekonomi yönetimini beceremeyenler; Türkiye’yi Orta Doğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da “Yeni Osmanlı” yapacaklar.
Kulağa hoş geliyor!
Böbürleniyoruz.
Böbürlenelim!
Hem Yeni Osmanlı olacağız!
Hem AB ölçüsünde demokrat!
Demokrat Osmanlı olacaksak iyi fakat “demokrasi bir bütün” değil midir? Demokrasinin havada, karada, denizde ayrı ayrı ölçüsü mü var? Kürt’le Türk’ü barıştırmak için “demokratik açılım” yapacaksın fakat “emek barışını kurmak için demokratik açılıma” kapılarını örteceksin.
***
7 yıl geçti.
Memurlar 7 yıl önce; “Hortumları keseceğim... Geliri adil ve eşit dağıtacağım” sözünü ağırlıklı olarak tekrarladığı için Tayyip Erdoğan’a oy attılar.
Memurlar 7 yıldır gözledi.
7 yıl geçti, gitti.
Demokratik hak gelmedi.
Memur sendikaları; Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak “emeğin demokratik haklarını” da istiyorlar.
Avrupa’da var.
Türkiye’de yok.
Türkiye’de olmayan demokratik istekler şunlar: Geçici işçi çalıştırmak emeği ve emekçinin hakkını istismardır, kaldırılsın. Sadece daimi kadrolar olsun. Taşeronluk sistemi de emeğin hukukunu kötüye kullanmadır, kaldırılsın. Memurlar arasında partizanca ayırım yapmayı durduracak AB’deki model Türkiye’ye de getirilsin. Memur sendikalarına, AB ülkelerinde olduğu gibi grev yapma hakkı ve toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisi verilsin.
Memurlar 7 yıldır bekliyor.
7 yıldır demokrasi özlüyor.
7 yıldır özlem yükseltiyorlar.
7 yıldır Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında bir iktidar var ve bu iktidar “demokratik açılımları” yaparak “mevcut antidemokratik düzeni değiştirme ve statükoyu delip geçme” edebiyatı yapıyor. Ancak memurun yani emeğin hakkı söz konusu olunca demokratlık nanay!
***
İnsaf edin!
55 yıl geçmiş.
Türkiye 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış. Bu sözleşmenin 11. maddesi; kamu görevlilerine (memurlara) toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesini şart koşuyor. Buna dayanarak Türkiye’deki memur sendikaları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuşlar, AİHM de 12 Kasım 2008 tarihinde açıkladığı kararla Türkiye’yi altına imza attığı sözleşmeyi ihlal etme suçlusu ilan etmiş.
Demokrat iktidara bak!
Memura grev hakkı tanımıyor. Toplu sözleşme imzalama hakkına kör bakıyor. Memur sendikalarını bölerek “iktidar yandaşı yaratma” manevralarına ağırlık veriyor.
Memur hakkını alamadı.
Diyeceksiniz ki:
Memurun hakkı ne?
Ekonomideki büyüme!
Pasta büyümüşse, memurun hakkının da büyümesi gerekir değil mi? Son 7 yılda yani 2002-2008 döneminde ekonomi her yıl ortalama yüzde 6,2 büyüdü. Bu 7 yıllık dönemde memurların geliri ancak yüzde 1 büyüdü. Faizciler, rantçılar, sermayedarlar, zenginler, patronlar, ithalatçılar, ihracatçılar, inşaatçılar, totocular, futbolcular, televoleciler, müteahhitler, iktidar yandaşları büyümeden haklarını aldılar, memurlar ise alamadı. Çalışanın hakkı söz konusu olunca; demokratlık nanay oldu!
7 yıl nanayla geçti!
Necati DOĞRU
Uzman arkadaşlar hesaplamışlar; haberi geçtiler. Arada sadece “1 kilo et parası” kadar fark var. Memur sendikaları; 4 artı 4 zamma razı olmuşlar. Hükümet 2,5 artı 2,5’ta kalıyor.
Fark 25 lira.
Bir kilo et parası.
Ayda 1 kilo et alacak kadarcık gelir artışını memuruna veremeyen, vermekte zorlanan ekonomi yönetimini beceremeyenler; Türkiye’yi Orta Doğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da “Yeni Osmanlı” yapacaklar.
Kulağa hoş geliyor!
Böbürleniyoruz.
Böbürlenelim!
Hem Yeni Osmanlı olacağız!
Hem AB ölçüsünde demokrat!
Demokrat Osmanlı olacaksak iyi fakat “demokrasi bir bütün” değil midir? Demokrasinin havada, karada, denizde ayrı ayrı ölçüsü mü var? Kürt’le Türk’ü barıştırmak için “demokratik açılım” yapacaksın fakat “emek barışını kurmak için demokratik açılıma” kapılarını örteceksin.
***
7 yıl geçti.
Memurlar 7 yıl önce; “Hortumları keseceğim... Geliri adil ve eşit dağıtacağım” sözünü ağırlıklı olarak tekrarladığı için Tayyip Erdoğan’a oy attılar.
Memurlar 7 yıldır gözledi.
7 yıl geçti, gitti.
Demokratik hak gelmedi.
Memur sendikaları; Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak “emeğin demokratik haklarını” da istiyorlar.
Avrupa’da var.
Türkiye’de yok.
Türkiye’de olmayan demokratik istekler şunlar: Geçici işçi çalıştırmak emeği ve emekçinin hakkını istismardır, kaldırılsın. Sadece daimi kadrolar olsun. Taşeronluk sistemi de emeğin hukukunu kötüye kullanmadır, kaldırılsın. Memurlar arasında partizanca ayırım yapmayı durduracak AB’deki model Türkiye’ye de getirilsin. Memur sendikalarına, AB ülkelerinde olduğu gibi grev yapma hakkı ve toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisi verilsin.
Memurlar 7 yıldır bekliyor.
7 yıldır demokrasi özlüyor.
7 yıldır özlem yükseltiyorlar.
7 yıldır Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında bir iktidar var ve bu iktidar “demokratik açılımları” yaparak “mevcut antidemokratik düzeni değiştirme ve statükoyu delip geçme” edebiyatı yapıyor. Ancak memurun yani emeğin hakkı söz konusu olunca demokratlık nanay!
***
İnsaf edin!
55 yıl geçmiş.
Türkiye 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış. Bu sözleşmenin 11. maddesi; kamu görevlilerine (memurlara) toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesini şart koşuyor. Buna dayanarak Türkiye’deki memur sendikaları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuşlar, AİHM de 12 Kasım 2008 tarihinde açıkladığı kararla Türkiye’yi altına imza attığı sözleşmeyi ihlal etme suçlusu ilan etmiş.
Demokrat iktidara bak!
Memura grev hakkı tanımıyor. Toplu sözleşme imzalama hakkına kör bakıyor. Memur sendikalarını bölerek “iktidar yandaşı yaratma” manevralarına ağırlık veriyor.
Memur hakkını alamadı.
Diyeceksiniz ki:
Memurun hakkı ne?
Ekonomideki büyüme!
Pasta büyümüşse, memurun hakkının da büyümesi gerekir değil mi? Son 7 yılda yani 2002-2008 döneminde ekonomi her yıl ortalama yüzde 6,2 büyüdü. Bu 7 yıllık dönemde memurların geliri ancak yüzde 1 büyüdü. Faizciler, rantçılar, sermayedarlar, zenginler, patronlar, ithalatçılar, ihracatçılar, inşaatçılar, totocular, futbolcular, televoleciler, müteahhitler, iktidar yandaşları büyümeden haklarını aldılar, memurlar ise alamadı. Çalışanın hakkı söz konusu olunca; demokratlık nanay oldu!
7 yıl nanayla geçti!
Necati DOĞRU