Şaşırmayın; burası Türkiye Cumhuriyeti

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Şaşırmayın; burası Türkiye Cumhuriyeti

Sevgili okurlar; artık iş giderek çığrından çıkmaya başlıyor. Önce “darbe yapılacak” paranoyası yaratıp halkın zihnini bulandırmayı başaranlar, “zafer günlerinin” çok yakında olduğuna inanıyor olmalı ki, artık Türkiye Cumhuriyeti’ne, bu devletin kurucusu Atatürk’e, devrimlere ve sonuçta tüm Türkiye’ye duydukları kin ve öfkelerini kusarcasına haykırmaya başladılar.

Büyük kandırmaca

Televizyonlarda, gazete köşelerinde, manşetlerde, radyolarda, internette ve halka ulaşmak için akla gelen her iletişim aracında bir avuç faşistin hezeyan dolu düşmanlıklarına rastlamamak olanaksız. Bunları da Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, ülkesini seven, demokrasi ve hukuka inanan, insan hak ve özgürlüklerine saygılı insanların “namus ve ahlakını” sömürerek yapıyorlar.

Çaresiz bırakmak

Yüreği Türkiye ve insan sevgisiyle dolu milyonlarca insan demokratik namus ve hukuka bağlılıkları nedeniyle aşağılık saldırılara yine hukuk ve demokrasi kuralları içinde cevap vermeye çalışıyor. Ama bu ahlaklı ve namuslu tavır, faşistleri iyice tahrik ediyor, ellerine geçirdikleri demokrasi ve hukuk silahıyla bu ülkenin gerçek demokratlarını etkisiz hale getirmek için Türkiye’yi bir din devletine dönüştürmek isteyen zihniyetin esiri oluyorlar.

Tehlikeyi bilmek gerekiyor

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar büyük bir tehlike ile karşılaşmadı. Devletin neredeyse tüm birimleri belli zihniyetin sahipleri tarafından ele geçirildi. Türkiye’yi Türkiye yapan devrim ve ilkeler kâğıt üzerinde güya korunmasına rağmen sürekli ihlal ediliyor. Halk yalanlarla kandırılarak düşmanlık tohumları ekiliyor, bir iç çatışma çıkarmak için ellerinden geleni yapanlar hiçbir engelle karşılaşmıyor.

Her şeyi bilmek gerek

O halde gerçekten bu ülkeyi seven, içinde hiçbir düşmanlık ve husumet duygusu beslemeyen, kurulan korku imparatorluğuna ve emrindeki faşistlere rağmen korkmayan herkes öncelikle mutlaka korumamız gereken Cumhuriyet ilkelerini ve devrimlerini bilmek zorunda. Bugün, özellikle genç okurlar için bu devrimleri tekrar sıralamak istiyorum.

Saltanat’ın kaldırılması

Önce siyasal devrimlerden başlayalım. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitmesinden sonra ilk iş olarak koca Osmanlı İmparatorluğu’nu Batı emperyalizminin kuklası haline getiren hanedanın egemenliği 1 Kasım 1922’de sona erdirildi ve saltanat kaldırıldı. Padişah’ın yönetim yetkileri

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi.

Cumhuriyetin ilanı

Tarihler 29 Ekim 1923’ü gösterirken Cumhuriyet ilan edildi. Böylelikle saltanatın bittiği, yeni bir ailenin saltanat kuramayacağı, iradenin millete geçtiği de resmen ilan edilmiş oldu. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte dünya çağdaş yolda yürümeye ant içmiş yeni bir Türk devletiyle tanıştı.

Halifeliğin kaldırılması

Hemen bir yıl bile geçmeden 3 Mart 1924’te hilafet de kaldırıldı. Böylelikle din ve devlet işlerinin ayrılması, alınan kararların dini inanç ve yorumların etkisi altında kalmaması sağlandı. Emperyalizmin zulmünden kurtulmuş genç Türkiye dünya devletleri içinde hak ettiği yeri almak için en büyük adımlardan birini atmış oldu. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Kadınlara eşit haklar verilmesi

Gelelim Cumhuriyet’in toplumsal devrimlerine. Cumhuriyet’e kadar kadının adı bile yoktu. Kadın her zaman erkeğinin gerisindeydi. Seçme ve seçilme hakkı yoktu. Tek başına şahitliği sayılmıyordu, kendi başına iş kuramıyordu. 1926’dan 1934 yılına kadar yapılan düzenlemelerle kadınlarla erkekler tamamen eşit vatandaş oldular. Aynı dönemde pek çok “medeni” Avrupa ülkesinde bile olmayan haklar Cumhuriyet devrimleri ile kadının normal yaşamı haline getirildi. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Şapka ve kıyafet devrimi


25 Kasım 1925’te kılık kıyafet konusunda büyük bir devrim gerçekleştirildi. Erkeklerin başındaki fes çıkarıldı, yerine şapka takılması önerildi, kadınları esaret altında tutan peçe, çarşaf gibi giysiler kaldırıldı. Ancak Cumhuriyet hiçbir zaman kişilerin özel yaşamında ne giyeceğine karışmadı. Sadece disiplinin sağlanması için kılık kıyafet değişikliğini devlet hizmetinde zorunlu tuttu. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Tekke ve zaviyelerin kapatılması

Çok önemli bir devrim de 30 Kasım 1925’te yapıldı. O tarihe kadar hem siyasete müdahale eden hem de hurafelerle kendilerine müritler toplayan ve bunların yarattığı güçle egemenlik taslayan tekke, zaviye gibi yapılanmalar yasaklandı. Dini kendi siyasi amaçları için kullanan şeyhler, şıhlar, varlığı kendinden menkul sözde hocaların etkisi kırıldı. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Soyadı Kanunu

Cumhuriyet öncesi lakaplarla ya da baba adlarıyla anılan insanların birer “vatandaş” oldukları hatırlatılarak 21 Haziran 1934’te soyadı kanunu çıkarıldı. Böylelikle hem vatandaşlık haklarından yararlanmak için artık değişmeyecek bir kayıt sistemine geçilirken, her bireyin önemli olduğu da vurgulanmış oldu.

Lakap ve unvanların kaldırılması

26 Kasım 1934’te soyadı kanununa ek olarak lakap ve unvanların da kaldırılmasına karar verildi. Böylelikle feodal yapıyı devam ettiren ağa, şeyh, şıh gibi lakaplar kalkarken orduda da yeniden yapılanmaya gidildi ve başta paşa olmak üzere kullanılan bazı unvanların yerine yenileri konuldu.

Saat ve takvim devrimi

Her yönüyle çağdaş dünyanın bir parçası olmaya karar veren genç Türkiye Cumhuriyet’nin en önemli devrimlerinden biri de saat, takvim ve uzunluk-ağırlık ölçülerinde dünya standartlarını kabul etmesi oldu. Böylelikle Türkiye bu alanda da dünyadaki yerini aldı.

Mecelle’nin kaldırılması

Sıra hukuk devrimlerinde. Genç cumhuriyet hukuk alanındaki en önemli adımlarından birini Mecelle’yi yani dini kurallara uygun hukuk sistemini kaldırarak attı. Daha önce kadıların “kara kaplı kitabında” yazılı olan ve çoğu keyfe göre verilen hukuk kararları yerine çağdaş hukuk normları benimsendi. Bu devrim 1924’ten 1937’ye kadar yapılan düzenlemelerle sürdü. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Medeni Kanun’un kabulü

Evlilik ve aile hukukunu belirleyen Medeni Kanun da en önemli devrimlerden biridir. Böylelikle erkeğinin “boş ol” sözüyle evliliği biten ve hiçbir hak alamayan kadınlar, kadın-erkek eşitliğini bu alanda da kazanmış oldular. 1924’ten 1937’ye kadar süren düzenlemelerle Türkiye bu alanda adımlar atarak laikliği de kabul etti. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Tevhid-i Tedrisat Kanunu

Şimdi eğitim alanındaki devrimlere gelelim. 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat yani eğitimin birleştirilmesi kanunu çıkarıldı. O güne kadar Türkiye’de düzgün eğitim yoktu. Büyük kentlerde askeriyeye bağlı yerlerde ve genellikle yabancıların kurduğu okullarda modern eğitim yapılırken, diğer halk dini eğitimin tedrisatından geçerdi. Genç cumhuriyet eğitimi tek ele topladı ve ülkenin her yerinde ve her okulda aynı tedrisat uygulanmaya başlandı. (Bu, dönüşümcüleri ve yandaşı faşistleri deli ediyor.)

Harf Kanunu


1 Kasım 1928’de eski harfleri bırakıp Latin harflerine geçtik. Bizzat Atatürk hazırladığı 29 harfli alfabeyi kara tahtanın başına geçerek tanıttı. Harf devrimi, o sırada yüzde 4’ü bile bulmayan okuma yazma oranı nedeniyle çok hızlı biçimde başarıya ulaştı.

Ve diğerleri


1931-32 yıllarında Türk Dil ve Türk Tarih Kurumları kurularak Türklerin dili ve tarihleri üzerinde bilimsel çalışmalar başlatıldı. 31 Mayıs 1933’te üniversite eğitimi için kanun çıkarıldı ve eğitim laik hale getirildi.

Sahip çıkın

İşte Türkiye’yi dönüştürmeye çalışan zihniyet ve faşistlerin nefret kustuğu, yok etmek için ellerinden geleni yaptıkları Cumhuriyet devrimleri bunlar. Eğer iktidar bugün Türkiye’nin geldiği noktayı sanki kendi payı varmış gibi övünerek söylüyorsa, bu başarıyı bu devrimlere borçludur. Bunu asla unutmayın ve bu devrimlere yönelik saldırılara karşı çıkmayı bir görev sayın.

CAN ATAKLI
 
guzel yazı hazırlamıs kendisni tebrik ederim simdi dolarlar ama
 
Sayın Ataklı, ömrünüze bereket.
İyi ki de varsınız.
Olay budur.
Fazla lafa gerek yok.
Çağdaş bir toplum çağdaş değerlerle oluşturulur.
Saydıklarınızın hangisi akıl dışıdır.
Ülkemizi yücelmeye devam edecekse bu değerlere eskisinden kat be kat daha sıkı sarılmalıyız.
Sayın Can ATAKLI sizden her zaman bu tür yazıları zevkle okuyoruz
sevgili atamızın yolunda mücadelemize devam.....
saygılarımla
 
helel be aslanim iste olay bu kadar basit anlayana tabiiki
 
biri ''şimdi dolarlar ama '' falan demiş sataşma ruhundan,, yazı herzamanki gibi kışkırtma türevli akredite atraksiyon sevdası... yemiyor millet bunları...ama ben yine 2 kelam edeyim ;

yazının bir kaç yerinde ''faşistler'' falan diyede güya hedef göstermiş can ataklı ama ben şunu gördüm ; karikatürize edilen hitler bıyıklı öymen ler dururken, tek renk tek ırk sevdasına düşmüş şu yüzyılların coğrafyasındaki gerçek faşistlerin tamda şimdilerde chp ve mhp camiasından çıktığını görmek çok güzel bir tesbit olsa gerek.


dün aynı chp 80 lerde faşist diye kavgaya girdiği mhp lilerle bugün kolkola enternasyonal sosyalizmi mi gerçekleştiiryor acaba)))hitler bilseydi , türkiyede ruhunun reenkarnasyona uğrayacağını eminim boş yere intihar falan etmezlerdi. mussoliniyide koluna takar şimdilerde üye kaydı yaptırmaya gelirdi bu 2 partiye.

korktuklarınızdan emin değilisiniz, ürkmekte haklısınız...insanın ürkmeside bişeye benzemiyor hani.. o gediği açanlara küfretmek ibadetten sayıldıysa diyanet versin fetvanızı.
 
Can Ataklı yükselen tehlikeli girdabı gören bir kaç zeki vatansever gazeteciden biri, malum çok azaldılar...baskılar sebebi ile.
 
1)3 mart 1924 de hilafet kaldırılmadı makam meclise devredildi.hilafeti meclisden kaldıran rahmetli reisi cumhur özal idi
2)kadınlara eşit haklar verilmesi demek yanlış anlaşıldı ve kapitalist sistem kadını bir meta gibi kullanarak üzerinden gelir elde etti.en basit örnek teşhirci reklamlar ve ucuz pazarlama firmalarının pazarlamada bayan eleman kullanarak yozlaşmış toplum sömürgeciliği yapması.
3)şapka ve kıyafet devrimi diye bir devrim yoktur.yanlızca kıyafet devrimi vardır.akabinde sarık takmaktan idam cezasına çarptırılan iskipli atıf hocanın iade-i itibarı infazından 10 yıl sonra yerine getirimiştir
4)osmalının kullandığı mecelleler hala avrupada ve amerikada ders olarak işletilmekte ve adalet timsali osmanlının tarihe geçen politikaları günümüzde dış mihraklarca kullanılmakta.TARİH TEKERRÜRDEN İBARET BUNUDA İYİ ANLAMAK GEREK
5)günümüzde kullandığımız medeni kanun hala hukuk adamlarınca tartışılan türk aile yapısı ile örtüşmeyen ,bu gün toplum olarak ahlaki yönden çökmüş bulunan hollanda ve fıransa medeni kanunundan kopyala-yapıştır mantığı ile nakil edilmiştir.boş ol demek ben mihir vermeye razıyım demek.can ataklı bide mihiri tanımlasa değerli okurlarına.
6)ne yazıkki günümüz eğitim ve öğretim yapısı içi boş,düşünmeye ve üretmeye üşenen,vatan sevgisinden bihaber,atalarının kültürüne ve medeniyetine yabancı,maneviyatsız,şuursuz bir nesil yetiştirmektedir
 
1)3 mart 1924 de hilafet kaldırılmadı makam meclise devredildi.hilafeti meclisden kaldıran rahmetli reisi cumhur özal idi
2)kadınlara eşit haklar verilmesi demek yanlış anlaşıldı ve kapitalist sistem kadını bir meta gibi kullanarak üzerinden gelir elde etti.en basit örnek teşhirci reklamlar ve ucuz pazarlama firmalarının pazarlamada bayan eleman kullanarak yozlaşmış toplum sömürgeciliği yapması.
3)şapka ve kıyafet devrimi diye bir devrim yoktur.yanlızca kıyafet devrimi vardır.akabinde sarık takmaktan idam cezasına çarptırılan iskipli atıf hocanın iade-i itibarı infazından 10 yıl sonra yerine getirimiştir
4)osmalının kullandığı mecelleler hala avrupada ve amerikada ders olarak işletilmekte ve adalet timsali osmanlının tarihe geçen politikaları günümüzde dış mihraklarca kullanılmakta.TARİH TEKERRÜRDEN İBARET BUNUDA İYİ ANLAMAK GEREK
5)günümüzde kullandığımız medeni kanun hala hukuk adamlarınca tartışılan türk aile yapısı ile örtüşmeyen ,bu gün toplum olarak ahlaki yönden çökmüş bulunan hollanda ve fıransa medeni kanunundan kopyala-yapıştır mantığı ile nakil edilmiştir.boş ol demek ben mihir vermeye razıyım demek.can ataklı bide mihiri tanımlasa değerli okurlarına.
6)ne yazıkki günümüz eğitim ve öğretim yapısı içi boş,düşünmeye ve üretmeye üşenen,vatan sevgisinden bihaber,atalarının kültürüne ve medeniyetine yabancı,maneviyatsız,şuursuz bir nesil yetiştirmektedir

ne kadar boş ve ezberci değerlendirmeler aklı baliğ biri bunu yazarmı...heleki son madde....birde bunu yazanın desteklediği siyasi görüş 7 senedir bu ülkeyi yönetiyorsa...gülerim ağlanacak halimize..
 
Dostlarım şunu unutmamak gerekirki bu ülkededeki tüm medya kurululuşları yanlı haber yapmakta ve olayları bir kurumun çıkarı doğrultusunda değerlendirmekte...sağ ve sol tüm medyyaa söylüyorum.ben tarafsızım diyen kaç kişi varsa hepsine. yeri gelmişken bu can ataklı denilen adam daha 3-5 yıl önce cem uzanın bir numaralı adamı değilmiydi.... türk milleti olarak tarihimiz unutmamamk bize en büyük görevdir. söylenecek o kadar çok şey var ki son söz Bu devirde kimseye güvenmeyin hele medyaya hiç sağ ve sol hepsi...
 
Dostlarım şunu unutmamak gerekirki bu ülkededeki tüm medya kurululuşları yanlı haber yapmakta ve olayları bir kurumun çıkarı doğrultusunda değerlendirmekte...sağ ve sol tüm medyyaa söylüyorum.ben tarafsızım diyen kaç kişi varsa hepsine. yeri gelmişken bu can ataklı denilen adam daha 3-5 yıl önce cem uzanın bir numaralı adamı değilmiydi.... türk milleti olarak tarihimiz unutmamamk bize en büyük görevdir. söylenecek o kadar çok şey var ki son söz Bu devirde kimseye güvenmeyin hele medyaya hiç sağ ve sol hepsi...

Tayyipte daha düne kadar Afganistanlı din baronu ve savaş ağası Gülbeddin Hikmetyar ın dizleri dibinde poz vermiyormuydu.
 
ne kadar boş ve ezberci değerlendirmeler aklı baliğ biri bunu yazarmı...heleki son madde....birde bunu yazanın desteklediği siyasi görüş 7 senedir bu ülkeyi yönetiyorsa...gülerim ağlanacak halimize..

canım benim emin ol ben o iktidara değil oy gülücük bile vermem sonra aklı bağli ithamları hakaret boyutu taşıyor bununda farkında ol gerçek aklı bağli farkındalıktır.bu ders bir.ders 2 cevap yazmadan önce iyi oku ve araştır.yazdıklarım kişisel ideoloji içeren tespitler değil tamamı bilimsel ispatlanabilir gerçeklerdir
 
kardeşim helal olsun çok güzel yazı olmuş
 
İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım yerli malı varken kaçımız yabancı ürün kullanıyoruz kaçımızın şu forumlarda Türkçe takma ad kullandığı ortada hatta sitede bile nick yazıyor bu yazarı tanımam yazarların hemen hemen hiçbirisini tanımam makale okumak bana göre değil ama yazının içeriğinde göze çarpan gerçekler var araya uyduruk birkaç şeyde sıkıştırmış özü itibari ile ama iyi bir makalelerde önemli olan içerik bence yazara ait fikirler değil
 
Geri
Üst