game006
New member
DEMOKRASİYE komplo belgesi olarak adlandırılan belgenin "ıslak imzalı" orijinalinin "ihbarcı bir subay" tarafından Ergenekon savcılarına yollandığı ve ekinde başka belgelerin de bulunduğu iddiasına iyiden iyiye inandırıldık.
Belgenin "varlığından" artık hiç kimsenin şüphesi yok.
Yarın öbür gün bunun yalan olduğu ortaya çıksa bile kimse inanmaz.
Ancak benim merak ettiğim bazı noktalar var.
Özellikle de "ihbarcı subayla" ilgili.
Demokrasiye komplo belgesi olarak adlandırılan çalışmanın varlığı Taraf Gazetesi aracılığıyla basına yansıyalı hemen hemen 5 ay oldu. Önce Taraf Gazetesi belgeyi yayınladı. Sonra biz belgenin orijinalinin ortada olmadığını ve savcılıktakinin fotokopi olduğunu duyurduk.
Ortalık birbirine girdi.
Fotokopiden bir tespit yapılamayacağı söylendi ve belgenin orijinaline kimse ulaşamadı. Aradan 5 aya yakın bir süre geçti.
Ve birdenbire "ıslak imzalı orijinal" belge ortaya çıktı.
Ergenekon savcılarından dün yapılan açıklamaya göre belge savcılığa 14 Ekim günü yollanmış.
Oysa ihbarı yapan kişiye göre bu belgeyle ilgili Genelkurmay'daki "yok etme operasyonu" haberin basında yer aldığı gün, yani 5 ay önce yapılmış.
Buna göre ihbarcı, Genelkurmay'daki bu belgeyi 5 ay önce "yürütmüş" olmalı ki, Genelkurmay'daki temizlik sırasında bu belge bulunamamış ve yok edilememiş.
Şimdi benim merak ettiğim şu:
Meşhur ihbarcı subayımız bu belgeyi hangi amaçla 5 ay boyunca saklamış?
Belgenin varlığını neden önce Genelkurmay Başkanı'na kimliğini saklayarak da olsa bildirmemiş?
5 ay boyunca kendine sakladığı bu belgeyi bugün ortaya çıkarmasına neden olan etken ne?
İhbarcı subay eğer dediği gibi mahkemede şahitlik yaparsa bu soruların yanıtını öğrenme şansımız olacak.
Tabii sorulursa.
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
Belgenin "varlığından" artık hiç kimsenin şüphesi yok.
Yarın öbür gün bunun yalan olduğu ortaya çıksa bile kimse inanmaz.
Ancak benim merak ettiğim bazı noktalar var.
Özellikle de "ihbarcı subayla" ilgili.
Demokrasiye komplo belgesi olarak adlandırılan çalışmanın varlığı Taraf Gazetesi aracılığıyla basına yansıyalı hemen hemen 5 ay oldu. Önce Taraf Gazetesi belgeyi yayınladı. Sonra biz belgenin orijinalinin ortada olmadığını ve savcılıktakinin fotokopi olduğunu duyurduk.
Ortalık birbirine girdi.
Fotokopiden bir tespit yapılamayacağı söylendi ve belgenin orijinaline kimse ulaşamadı. Aradan 5 aya yakın bir süre geçti.
Ve birdenbire "ıslak imzalı orijinal" belge ortaya çıktı.
Ergenekon savcılarından dün yapılan açıklamaya göre belge savcılığa 14 Ekim günü yollanmış.
Oysa ihbarı yapan kişiye göre bu belgeyle ilgili Genelkurmay'daki "yok etme operasyonu" haberin basında yer aldığı gün, yani 5 ay önce yapılmış.
Buna göre ihbarcı, Genelkurmay'daki bu belgeyi 5 ay önce "yürütmüş" olmalı ki, Genelkurmay'daki temizlik sırasında bu belge bulunamamış ve yok edilememiş.
Şimdi benim merak ettiğim şu:
Meşhur ihbarcı subayımız bu belgeyi hangi amaçla 5 ay boyunca saklamış?
Belgenin varlığını neden önce Genelkurmay Başkanı'na kimliğini saklayarak da olsa bildirmemiş?
5 ay boyunca kendine sakladığı bu belgeyi bugün ortaya çıkarmasına neden olan etken ne?
İhbarcı subay eğer dediği gibi mahkemede şahitlik yaparsa bu soruların yanıtını öğrenme şansımız olacak.
Tabii sorulursa.
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi