- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hepimiz "Ermeni protokolü"ne odaklanmış, "zafer" sarhoşu iken ajanslara sessiz sedasız bir haber geçti...
Trabzon'da bulunan meşhur Sümela Manastırı ayine açılıyormuş...
Açılımın mimarlarından Beşir Atalay oraya da el atmış...
Hani şu, 4. YY'da Atina'lı Barnabas ile Sophronios tarafından Maçka'da kayalara oyulan meşhur manastır.
Yaklaşık yüz yıldır "müze" olarak kullanılan Sümela Manastırı'nın açılmasında güdülen "maksat" ve umulan "fayda" ne?
Tabii ki "demokratik açılım"...
AB'ye kaş-göz veya yörenin tabiri ile "işmar"...
Yüz yıldır kapalı, bin yıldır metruk Kilise ve Manastırlar ihya edilerek, müzeler "ibadete" açılarak AB'ye göz kırpılıyor...
Böylece "inançlara" ne kadar saygılı olduğumuz Avrupalı dostlarımıza gösterilmiş oluyor...
Bu işte ne kadar samimi olduğumuz icraatlarımızla ortada...
İşte bin yıl sonra ayağa kaldırdığımız Akdamar...
Gerici Müslümanların elinden son anda kurtarılan Aziz Dimitrios Kilisesi...
Bin yıl önce Camiye dönüştürülen, ama nihayet bu "yanlıştan" kurtarılan 12 Havari Kilisesi...
Hükümetimiz tüm bu "samimi" gayretlerine, yüz yıllardır başımızı ağrıtan, Avrupalı dostlarla aramızda probleme yol açan ve çözümü ile bırakın komşuları tüm Hristiyan alemi ile "sıfır" problem "idealine" bizi ulaştıracak bir fikri "nacizane" sadretmek isterim...
Açılıp, saçılan hükümetimiz Ermeni kardeşlerimizin gönlünü ederek Avrupalının gönlünde yer etmişken...
Ve "komşularla sıfır problem" şiarı ile yüz yıllık düşmanlarımızı bile sermest etmişken...
Hadi gelin...
Öldürücü darbeyi vuralım...
Tolerans neymiş gösterelim şu Avrupalılara...
Hükümetimiz Ayasofya'yı da "müze" olmaktan kurtarsın...
Ayasofya'yı ibadete açsın...
Yanlış anlaşılmasın "cami"ye dönüşsün demeyeceğim; Avrupalı dostları üzmeyeceğim...
Ayasofya öz kimliğine kavuşturulsun, kilise olarak ibadete açılsın...
Böylece "açılım" taçlandırılsın...
Ve hatta, bu işe başlamışken...
Trabzon'u tekrar Trapezus yapalım...
"Gâvur" İzmir'i, dindar Smyrna...
Konya'yı Ikonium...
Hükümetimizin "açılım" projesinin merkezinde yer alan Fener Rum Patriğinin memleketi İstanbul zaten Konstantinople olmuştu...
Diyar-ı Bekr'i yapalım Amed...
"Türkiye" de neymiş, aslına dönsün her şey...
Yapalım onu da Diyar-ı Rûm...
Taçlansın açılım...
Gelmeyelim öyle gaza...
"Sıfır problem"li komşularımızda Camiler yıkılırken...
Müslümanlar özgür "Müftüsünü" seçemezken...
Komşulardaki Türkler "istisnasız" zulme tabi tutulmuşken...
"Bu yenilen haltlar neyin nesi" diyenleri boşverin...
Yapıverin şu işi...
Olsun Ayasofya tekrar Kilise...
Yaptığınız iş nihayete ersin...
Gönül kazanalım, gönül...
Ne demiş Dorlion'lu Yunus...
Sevelim, sevilelim / bu dünya kimseye kalmaz!...
Memet AKBAŞ
Trabzon'da bulunan meşhur Sümela Manastırı ayine açılıyormuş...
Açılımın mimarlarından Beşir Atalay oraya da el atmış...
Hani şu, 4. YY'da Atina'lı Barnabas ile Sophronios tarafından Maçka'da kayalara oyulan meşhur manastır.
Yaklaşık yüz yıldır "müze" olarak kullanılan Sümela Manastırı'nın açılmasında güdülen "maksat" ve umulan "fayda" ne?
Tabii ki "demokratik açılım"...
AB'ye kaş-göz veya yörenin tabiri ile "işmar"...
Yüz yıldır kapalı, bin yıldır metruk Kilise ve Manastırlar ihya edilerek, müzeler "ibadete" açılarak AB'ye göz kırpılıyor...
Böylece "inançlara" ne kadar saygılı olduğumuz Avrupalı dostlarımıza gösterilmiş oluyor...
Bu işte ne kadar samimi olduğumuz icraatlarımızla ortada...
İşte bin yıl sonra ayağa kaldırdığımız Akdamar...
Gerici Müslümanların elinden son anda kurtarılan Aziz Dimitrios Kilisesi...
Bin yıl önce Camiye dönüştürülen, ama nihayet bu "yanlıştan" kurtarılan 12 Havari Kilisesi...
Hükümetimiz tüm bu "samimi" gayretlerine, yüz yıllardır başımızı ağrıtan, Avrupalı dostlarla aramızda probleme yol açan ve çözümü ile bırakın komşuları tüm Hristiyan alemi ile "sıfır" problem "idealine" bizi ulaştıracak bir fikri "nacizane" sadretmek isterim...
Açılıp, saçılan hükümetimiz Ermeni kardeşlerimizin gönlünü ederek Avrupalının gönlünde yer etmişken...
Ve "komşularla sıfır problem" şiarı ile yüz yıllık düşmanlarımızı bile sermest etmişken...
Hadi gelin...
Öldürücü darbeyi vuralım...
Tolerans neymiş gösterelim şu Avrupalılara...
Hükümetimiz Ayasofya'yı da "müze" olmaktan kurtarsın...
Ayasofya'yı ibadete açsın...
Yanlış anlaşılmasın "cami"ye dönüşsün demeyeceğim; Avrupalı dostları üzmeyeceğim...
Ayasofya öz kimliğine kavuşturulsun, kilise olarak ibadete açılsın...
Böylece "açılım" taçlandırılsın...
Ve hatta, bu işe başlamışken...
Trabzon'u tekrar Trapezus yapalım...
"Gâvur" İzmir'i, dindar Smyrna...
Konya'yı Ikonium...
Hükümetimizin "açılım" projesinin merkezinde yer alan Fener Rum Patriğinin memleketi İstanbul zaten Konstantinople olmuştu...
Diyar-ı Bekr'i yapalım Amed...
"Türkiye" de neymiş, aslına dönsün her şey...
Yapalım onu da Diyar-ı Rûm...
Taçlansın açılım...
Gelmeyelim öyle gaza...
"Sıfır problem"li komşularımızda Camiler yıkılırken...
Müslümanlar özgür "Müftüsünü" seçemezken...
Komşulardaki Türkler "istisnasız" zulme tabi tutulmuşken...
"Bu yenilen haltlar neyin nesi" diyenleri boşverin...
Yapıverin şu işi...
Olsun Ayasofya tekrar Kilise...
Yaptığınız iş nihayete ersin...
Gönül kazanalım, gönül...
Ne demiş Dorlion'lu Yunus...
Sevelim, sevilelim / bu dünya kimseye kalmaz!...
Memet AKBAŞ