MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan’a “açılım politikasında birlikte olmayız” mesajı veren Baykal, ancak onunla istediği zaman görüşebileceklerini bildirdi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin Kürt açılımıyla ilgili olarak kamuoyunun merakla beklediği yanıt mektubunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a dün gönderdi. Baykal, Erdoğan’ın geçen hafta perşembe akşamı gönderdiği tek sayfalık mektuba 3,5 gün süren bir çalışmanın sonunda yanıtını hazırladı. Hafta sonunda evinde hazırlık yapan Baykal, hazırladığı metne dün sabah kurmaylarıyla gözden geçirerek son şeklini verdi. CHP’den saat 14.00’te ayrılan koruma polisi Mehmet Güleç’in Başbakanlık Özel Kalem bürosuna zarf içinde teslim ettiği mektup 6 sayfadan oluşuyor.
Baykal’ın, öne çıkan mesajları şöyle:
POLİTİKA DEĞİL PROPAGANDA: “Anaların gözyaşını dindireceğiz, şehit cenazelerine son vereceğiz” şeklinde ifade edilen bir temenni ve iyi niyet beyanlarına dayalı bir politika ile karşı karşıyayız. Aslında bu bir politika değil bir propagandadır. Çünkü hangi tedbirler alınacak, hangi çareler uygulanacak, hangi tavizler verilecek belli değil.
GÜL’E ELEŞTİRİ: Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Artık şehit vermeden, kaynak ve enerji harcamadan, terör sorununu geride bırakmaya yarayacak yeni yöntemleri devreye sokma kapasitesine ulaştığımız” yolundaki sözleri, bu açılım politikasının temel zihniyetini yansıtmaktadır. Hangi yöntemlerle “şehit vermeden, para ve enerji harcamadan” bu amaca ulaşabileceğimizin iki aydır hâlâ açıklanmamış olması hem düşündürücü, hem de üzüntü vericidir.
ŞEHİT SAYISI 4 KATI: Anaların gözyaşını dindirme propagandası ile geçirdiğimiz son 2 ay civarındaki süre içinde ortaya çıkan can kaybımız, yeni hükümet kurulmadan önce, 2002 yılının tümünde gerçekleşen şehit sayısının tam 4 katıdır.
HAZMETTİRME: Kürt açılımı ile ilgili olarak bir anayasa değişikliği konusunda İçişleri Bakanı ile Başbakan’ın çelişkili açıklamaları güven kaybına neden olmuş, milletimizin kaygıları daha da derinleşmiştir. Hedefe “hazmettire hazmettire” yürüneceği açıklaması, bu sürece iyi niyetle bakan insanların inançlarını ve güvenini temellerinden sarsmıştır.
TARİHİ FIRSAT NE?: “Tarihi fırsat”ın ne olduğunu, ne zaman ve nasıl değerlendirileceğini bir an önce öğrenmek milletimizin hakkıdır. Öyle anlaşılıyor ki, bu iktidarın zihninde, bulunabilecek makul bir siyasal çözüm ile terör dönemine son vermenin mümkün olduğuna dair bir kanaat vardır. Açılım politikası da herhalde bu çözümü oluşturma süreci olarak anlaşılmıştır. Onun için, bu sürecin ucu açık tutulmuştur.
PKK’NIN PROJESİ: Türkiye’de yapay azınlıklar yaratma, etnik temelde milleti ayrıştırma, etnik anadili şimdilik seçmeli ders olarak eğitime yerleştirme mücadelesi hızla yürütülmektedir. Bunlar PKK’nın siyasi projesinin temel unsurlarıdır.
SİZİNLE OLMAYACAĞIMIZ ÇOK AÇIK: “Anaların gözyaşını dindireceğiz” söylemiyle bu milleti etnik bölünmeye tabi tutma politikasının haklı kılınamayacağının da farkındayız. Bu nedenlerle çok önemli tutarsızlıklar, çelişkiler, belirsizlikler içeren, tehlikeli tuzaklar barındıran bu “Açılım Politikası”nda hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız çok açıktır.
BAŞ BAŞA GÖRÜŞMEYE HAZIRIM: Bununla beraber mektubunuzdaki isteminiz doğrultusunda bu konuları daha kapsamlı ve daha ayrıntılı bir değerlendirmeye tabi tutabilmek amacıyla, sizinle CHP Genel Merkezi’nde, baş başa, ikili bir görüşme yapmaya hazırım.
KAMERA KAYDA ALSIN: Bu görüşmemizin toplumda büyük bir ilgiyle karşılanacağı açıktır. Ülkemizde bundan sonra yaşanacak gelişmeler açısından belki de bu değerlendirmelerimiz tarihi bir belge niteliğini de taşıyabilecektir. Toplumumuzun bu önemli konusunu kendi aramızda, kapalı kapılar arkasında ele almak ile yetinmemeliyiz. Milletimizin geleceği ile ilgili bu temel konuda, vatandaşlarımızın, bizim değerlendirmelerimizi birlikte dinleyerek, doğru bilgilenme ve doğru karar alabilme hakkına da saygı göstermeliyiz. Bu nedenlerle ne zaman ve nerede yayımlanacağına birlikte karar vermek üzere, görüşmemizin bir televizyon ekibi tarafından kayda geçirilmesinin yararlı olacağını sizin de takdir edeceğinizi umuyorum.
BİR GÜN ÖNCEDEN BİLDİRİN: Önümüzdeki bir hafta içinde, bir gün önceden bildirmeniz halinde, uygun göreceğiniz herhangi bir saatte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağım. Görüşme umuduyla ve saygılarımla.
İş Dolmabahçe’ye dönmesin sonra
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapılması planlanan açılım görüşmesinin kayıt altına alınması önerisini, “Kendine güvenen siyasetçi kayıttan korkmaz” diyerek yineledi. Baykal, TBMM’de gazetecilerle sohbetinde Başbakan ile eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe’de yaptıkları görüşmeyi ve yapılan eleştirileri anımsatarak, “Bu görüşmeye dönmemeli. Görüşme yayımlanacak diye bir ısrarımız yok. Zamanı gelince yayımlanmasına ortak karar verilebilir” dedi.
Görüşmenin nasıl bir sistemle kayıt altına alınacağının kararlaştırılabileceğini belirten Baykal, bu kaydın da Erdoğan ile alacakları karar sonrasında yayımlanabileceğini söyledi. Baykal, “Bu kayıtlar ister üç gün sonra yayımlanır, isterse çok daha sonra” dedi.
Görüşmeye hazırım
Erdoğan’ın açılımın bir an önce Meclis gündemine gelmesinde yarar gördüğüne ilişkin açıklamasını anımsatan Baykal, bu nedenle mektubunu, vakit kaybetmeden hafta başında ve dünden itibaren Başbakan ile görüşmeye hazır olduğunu belirterek, “Başbakan’ın gelmesini tercih ederim, kendisini bekliyorum. Görüşme kayıt altına alınmalıdır. Ben kendime güveniyorum. Kendinden emin olan siyasetçi kayıttan rahatsız olmaz. Ne zaman görüşmek isterse, sadece tarihi ve saati bir gün önceden söylemesi kaydıyla ben her zaman hazırım. Hatta 03.00’te görüşürüm derse, ben de ona göre hazırlanırım” dedi. Baykal, bu haftaki programını Erdoğan’dan gelecek yanıta göre ayarlayacağını, görüşmenin de büyük bir olasılıkla CHP Genel Merkezi’nde yapılacağını kaydetti.
3 YIL SONRA
Baykal, 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde kendisiyle görüşmüş, son olarak da CHP’nin yeni Genel Merkez binasının açılışı için Erdoğan “Hayırlı olsun” ziyareti için CHP’ye gelmişti. 2006 yazından bu yana Baykal, sık sık ekrana çağırmasına karşın Erdoğan ile bir araya gelememişti.
MEKTUBUN 3 EKİ VAR
Baykal, Erdoğan’a mektubunun ekinde kitapçık halinde bastırdıkları; “1989 Raporu”, “Türkçeden farklı dillerin kullanılması hakkında yasa teklifi (1991)” ve “Aralık 2008’de yenilenen CHP Programının Doğu ve Güneydoğu sorunları hakkında bölümlerini” de gönderdi.
...::KAYNAK::..
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin Kürt açılımıyla ilgili olarak kamuoyunun merakla beklediği yanıt mektubunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a dün gönderdi. Baykal, Erdoğan’ın geçen hafta perşembe akşamı gönderdiği tek sayfalık mektuba 3,5 gün süren bir çalışmanın sonunda yanıtını hazırladı. Hafta sonunda evinde hazırlık yapan Baykal, hazırladığı metne dün sabah kurmaylarıyla gözden geçirerek son şeklini verdi. CHP’den saat 14.00’te ayrılan koruma polisi Mehmet Güleç’in Başbakanlık Özel Kalem bürosuna zarf içinde teslim ettiği mektup 6 sayfadan oluşuyor.
Baykal’ın, öne çıkan mesajları şöyle:
POLİTİKA DEĞİL PROPAGANDA: “Anaların gözyaşını dindireceğiz, şehit cenazelerine son vereceğiz” şeklinde ifade edilen bir temenni ve iyi niyet beyanlarına dayalı bir politika ile karşı karşıyayız. Aslında bu bir politika değil bir propagandadır. Çünkü hangi tedbirler alınacak, hangi çareler uygulanacak, hangi tavizler verilecek belli değil.
GÜL’E ELEŞTİRİ: Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Artık şehit vermeden, kaynak ve enerji harcamadan, terör sorununu geride bırakmaya yarayacak yeni yöntemleri devreye sokma kapasitesine ulaştığımız” yolundaki sözleri, bu açılım politikasının temel zihniyetini yansıtmaktadır. Hangi yöntemlerle “şehit vermeden, para ve enerji harcamadan” bu amaca ulaşabileceğimizin iki aydır hâlâ açıklanmamış olması hem düşündürücü, hem de üzüntü vericidir.
ŞEHİT SAYISI 4 KATI: Anaların gözyaşını dindirme propagandası ile geçirdiğimiz son 2 ay civarındaki süre içinde ortaya çıkan can kaybımız, yeni hükümet kurulmadan önce, 2002 yılının tümünde gerçekleşen şehit sayısının tam 4 katıdır.
HAZMETTİRME: Kürt açılımı ile ilgili olarak bir anayasa değişikliği konusunda İçişleri Bakanı ile Başbakan’ın çelişkili açıklamaları güven kaybına neden olmuş, milletimizin kaygıları daha da derinleşmiştir. Hedefe “hazmettire hazmettire” yürüneceği açıklaması, bu sürece iyi niyetle bakan insanların inançlarını ve güvenini temellerinden sarsmıştır.
TARİHİ FIRSAT NE?: “Tarihi fırsat”ın ne olduğunu, ne zaman ve nasıl değerlendirileceğini bir an önce öğrenmek milletimizin hakkıdır. Öyle anlaşılıyor ki, bu iktidarın zihninde, bulunabilecek makul bir siyasal çözüm ile terör dönemine son vermenin mümkün olduğuna dair bir kanaat vardır. Açılım politikası da herhalde bu çözümü oluşturma süreci olarak anlaşılmıştır. Onun için, bu sürecin ucu açık tutulmuştur.
PKK’NIN PROJESİ: Türkiye’de yapay azınlıklar yaratma, etnik temelde milleti ayrıştırma, etnik anadili şimdilik seçmeli ders olarak eğitime yerleştirme mücadelesi hızla yürütülmektedir. Bunlar PKK’nın siyasi projesinin temel unsurlarıdır.
SİZİNLE OLMAYACAĞIMIZ ÇOK AÇIK: “Anaların gözyaşını dindireceğiz” söylemiyle bu milleti etnik bölünmeye tabi tutma politikasının haklı kılınamayacağının da farkındayız. Bu nedenlerle çok önemli tutarsızlıklar, çelişkiler, belirsizlikler içeren, tehlikeli tuzaklar barındıran bu “Açılım Politikası”nda hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız çok açıktır.
BAŞ BAŞA GÖRÜŞMEYE HAZIRIM: Bununla beraber mektubunuzdaki isteminiz doğrultusunda bu konuları daha kapsamlı ve daha ayrıntılı bir değerlendirmeye tabi tutabilmek amacıyla, sizinle CHP Genel Merkezi’nde, baş başa, ikili bir görüşme yapmaya hazırım.
KAMERA KAYDA ALSIN: Bu görüşmemizin toplumda büyük bir ilgiyle karşılanacağı açıktır. Ülkemizde bundan sonra yaşanacak gelişmeler açısından belki de bu değerlendirmelerimiz tarihi bir belge niteliğini de taşıyabilecektir. Toplumumuzun bu önemli konusunu kendi aramızda, kapalı kapılar arkasında ele almak ile yetinmemeliyiz. Milletimizin geleceği ile ilgili bu temel konuda, vatandaşlarımızın, bizim değerlendirmelerimizi birlikte dinleyerek, doğru bilgilenme ve doğru karar alabilme hakkına da saygı göstermeliyiz. Bu nedenlerle ne zaman ve nerede yayımlanacağına birlikte karar vermek üzere, görüşmemizin bir televizyon ekibi tarafından kayda geçirilmesinin yararlı olacağını sizin de takdir edeceğinizi umuyorum.
BİR GÜN ÖNCEDEN BİLDİRİN: Önümüzdeki bir hafta içinde, bir gün önceden bildirmeniz halinde, uygun göreceğiniz herhangi bir saatte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağım. Görüşme umuduyla ve saygılarımla.
İş Dolmabahçe’ye dönmesin sonra
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapılması planlanan açılım görüşmesinin kayıt altına alınması önerisini, “Kendine güvenen siyasetçi kayıttan korkmaz” diyerek yineledi. Baykal, TBMM’de gazetecilerle sohbetinde Başbakan ile eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe’de yaptıkları görüşmeyi ve yapılan eleştirileri anımsatarak, “Bu görüşmeye dönmemeli. Görüşme yayımlanacak diye bir ısrarımız yok. Zamanı gelince yayımlanmasına ortak karar verilebilir” dedi.
Görüşmenin nasıl bir sistemle kayıt altına alınacağının kararlaştırılabileceğini belirten Baykal, bu kaydın da Erdoğan ile alacakları karar sonrasında yayımlanabileceğini söyledi. Baykal, “Bu kayıtlar ister üç gün sonra yayımlanır, isterse çok daha sonra” dedi.
Görüşmeye hazırım
Erdoğan’ın açılımın bir an önce Meclis gündemine gelmesinde yarar gördüğüne ilişkin açıklamasını anımsatan Baykal, bu nedenle mektubunu, vakit kaybetmeden hafta başında ve dünden itibaren Başbakan ile görüşmeye hazır olduğunu belirterek, “Başbakan’ın gelmesini tercih ederim, kendisini bekliyorum. Görüşme kayıt altına alınmalıdır. Ben kendime güveniyorum. Kendinden emin olan siyasetçi kayıttan rahatsız olmaz. Ne zaman görüşmek isterse, sadece tarihi ve saati bir gün önceden söylemesi kaydıyla ben her zaman hazırım. Hatta 03.00’te görüşürüm derse, ben de ona göre hazırlanırım” dedi. Baykal, bu haftaki programını Erdoğan’dan gelecek yanıta göre ayarlayacağını, görüşmenin de büyük bir olasılıkla CHP Genel Merkezi’nde yapılacağını kaydetti.
3 YIL SONRA
Baykal, 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde kendisiyle görüşmüş, son olarak da CHP’nin yeni Genel Merkez binasının açılışı için Erdoğan “Hayırlı olsun” ziyareti için CHP’ye gelmişti. 2006 yazından bu yana Baykal, sık sık ekrana çağırmasına karşın Erdoğan ile bir araya gelememişti.
MEKTUBUN 3 EKİ VAR
Baykal, Erdoğan’a mektubunun ekinde kitapçık halinde bastırdıkları; “1989 Raporu”, “Türkçeden farklı dillerin kullanılması hakkında yasa teklifi (1991)” ve “Aralık 2008’de yenilenen CHP Programının Doğu ve Güneydoğu sorunları hakkında bölümlerini” de gönderdi.
...::KAYNAK::..