Şamil Tayyar'a inanılmaz gözdağı

TuğяuL

Banned
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,259
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ne gülüyorsun bu anlattığım senin hikayen!
2199g2a.jpg

Ergenekon harmanına dalınca sırtım dirgen izleriyle doldu. Yetmedi; ailem, çocuklarım tarifsiz acılar çektiler.

Tuncay Özkan, sahibi olduğu Kanaltürk'te günlerce aşağılık yayınlar yaptı. Bana etmediği hakareti ve küfrü bırakmadı. Eşime dahi dil uzattı. Yanı başında oturan Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, “ayıptır” diyemedi.

Kanaltürk'ün internet sitesinde sinkaflı küfürler birbirini izledi. Ne şahsım kaldı, ne eşim, ne çocuklarım, ne yakınlarım...

Uğur Dündar'ın eşi için ayağa kalkanlar, aşağılık oyunu, kah gülerek, kah ellerini ovuşturarak izlediler.

Dava açtım. Mahkeme, küfürler için bin 250 lira takdir etti. Bu rakam, alt limitti. Küfürler bu kadar aleni olmasa, ceza bile vermeyeceklerdi.

O günleri zor atlattım. Bir ucu Gavurdağı'na diğer ucu Trabzon'a uzanan aile yakınlarım infiale kapıldı. Kanaltürk'ü kana bulamalarından korktum, günlerce uykusuz kaldım.

Bunca ağır hakaret ve küfre rağmen, Tuncay Özkan'ın eşi veya sevgilisiyle ilgili ima yollu bile olsa tek satır yazmadım. Kavgamı delikanlıca verdim, ama o, belden aşağı vurdu.

Sekreterle ceza verdiler
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Habertürk'teki bir yorumuma tepki göstermek için aradığında bana küfür edip telefonu kapattı, sonra sicil amiri olduğu sekreterini tanık gösterip hakkımda dava açtı. Hakim, iki tanığımı yalancı ilan etti, sekretere inandı, hiçbir maddi delil aramadı, 1 yıl ceza verdi.

Yargıtay, bu kararı onarsa, isteyen milletvekili sekreterini tanık göstererek, istediği gazeteciyi hapse attırabilir.

Ergenekoncuların dostu CHP'li Şahin Mengü, Kanaltürk'te şahsım için ağzına geleni söyledi, dava açtım, yerel mahkemede kazandım, ama garabet gerekçeyle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı bozdu.

Can Ataklı, Ergenekonculara “Kaçırın Şamil Tayyar'ı, alın elindeki bilgileri” diyerek tüyo verdi. Suç duyurusunda bulundum. Savcı, dava açmak için zorunlu 60 günlük süreyi bekledikten sonra zaman aşımından takipsizlik verdi. Yapması gereken, 60 gün içinde Can Ataklı'nın ifadesini almaktı.

Hakkımdaki suç duyurularına adeta atlarcasına sahiplenen Savcı Ali Çakır, ifade almaya bile gerek duymadan patır patır dava açtı. Soruşturma safhasında savunma hakkı tanımadılar. Birinden de 1 yıl 3 ay hapis cezası aldım.

Bu karar hukuk tarihine “kara leke” olarak geçti. İlk kez bir iddianamenin haber yapılması, cezalandırıldı.

Yargı kuşatması

Tercüman gazetesi, sürmanşette fotoğrafımı yayınlayarak terör örgütüne hedef gösterdi. Yine suç duyurusunda bulundum. Savcı, terörle mücadelede kamu görevlisi olmadığım gerekçesiyle reddetti.

Oysa, Tuncay Özkan, aynı gerekçeyle hakkımda suç duyurusunda bulunduğu zaman savcı hemen dava açtı. Tuncay'ın kamu görevlisi olup olmadığını bakmadı.

Üstelik, iddianameyi kabul eden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, kararı şahsıma resmi olarak tebliği etmediği için 7 gün içinde itiraz hakkımı kullanamadım. Mahkeme ayrıca, görevsizlik verip dosyayı İstanbul'a gönderdi. Madem işin değildi, neden iddianameyi kabul ettin?

İşçi Partisi, Operasyon Ergenekon kitabımla ilgili suç duyurusunda bulundu. Savcı, takipsizlik verdi. Bu kez karşıma Sincan Hakimi Osman Kaçmaz çıktı, takipsizlik kararını bozdu.

Kitapla ilgili yargılamam devam ediyor. Dava savcısı mütalaasında cezalandırılmamı istedi. Gerekçe olarak gösterdiği kitaptaki bölümlerin neredeyse tamamına yakını, davayla ilgili değildi.

Malatya misyonerler davasıyla ilgili belgeler, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi üyelerinin telefon konuşmaları, Muzaffer Tekin'in Danıştay sorgusundaki ifadeleri, Ergenekon soruşturması kapsamında değerlendirildi.

Maksat, ceza vermek...

Jandarma evimi bastı

Mahkeme tebligatları bile Kandil'e operasyon gibi yapıldı. Bir gece saat 21.00 sularında jandarma evimi bastı. Ellerinde ağır silahlar, binayı çevrelediler, bir kaçı bahçe demirlerinden atlayarak kapıya dayandılar.

Tesadüfen, o gece, Kadir Çelik'in Objektif programı için İstanbul'dayım. Çelik ve programın diğer konuğu emekli Astsubay Hüseyin Oğuz, olaya tanıktır.

Eşim, heyecanla arayınca haberdar oldum. Ertesi gün davam varmış, saat 09.00'da falanca mahkemede olmam gerekiyormuş. Hemen jandarma üsteğmeni aradım, özür dilemezlerse canlı yayında baskını anlatacağımı söyledim.

Özür dilediler, ertesi gün çaya davet ettiler. Gitmedim.

Çocuklarımı okullarında taciz ettiler. Ağlayarak geldikleri günleri hiç unutamam. Tehdit ve küfür dolu telefonlar, elektronik postalar...

Sadece şahsıma ve aileme küfür için internet siteleri kuruldu. Sözlük adı altında yalan, dolan, iftira ve küfürlerle sayfalar açıldı.

Yaşadıklarımızın bir kısmını yazdık, bir kısmını sineye gömdük. Aile efradının infiale kapılma riskini düşünerek, hukuka inanarak...

Olmadı.

30'u aşan davada 100 yıla yakın hapis cezası istendi, tazminat talepleri eski parayla 1 trilyonu buldu.

Adalet aradım

Yargı, hak arama çabalarımın önüne yüksek bariyerler dikti. Hukukun bittiği yerde, kendi adaletimi aradım.

“Namussuz ve şerefsiz” diyen ahlaksıza “lan” dedim. Küfre sütun açmaya yeltenen zata “dalaksız” diye seslendim. MHP'li vekilin hakaretleri karşısında “alın şu adamı başımdan” diye serzenişte bulundum. Beni düelloya davet ederken “onun bunun gazetecisi” diyen emekli paşaya, kendi lisanından “onun bunun generali” lafını çaktım.

Ne hikmetse; Metin Ataç Paşa gibi beyaz kıyafetler içinde helikopterden inmediğim halde, bana “evliya” muamelesi yaptılar. Hazreti Yusuf sabrı, İmamı Azam bilgeliği, Mevlana hoşgörüsü, Yunus Emre olgunluğu beklediler.

Oysa basit ve sıradan bir Anadolu insanıydım. Etten kemikten yaratılmış, zaafları, duyguları ve nefsi olan biri...

Bana taşıyamayacağım kadar ağırlık yüklediler. Küfür, hakaret ve iftiralara boynunu eğ, haksızlıklara direnme...

Evet...

Belki “Kamil” değildim, ama Şamil olduğumu unuttular.


Ne diyordu Mehmet Akif; Yumuşak başlıyım amma kim demiş uysal koyunum/ Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/ Kanayan bir yara gördüm mü kanar ta ciğerim/ Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim/ Adam aldırmada geç git diyemem aldırırım/ Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.

Hapis cezası vermişler, 5 yıl denetime almışlar, kimin umurunda? Hayatından vazgeçmiş adam için ne ifade eder?

Madem öyle, sözüm odur; inceldiği yerden kopsun...

ŞAMİL TAYYAR-STAR
 
dağdaki terörden hiçbir zaman korkmayacaksın.çünkü niyeti belli ona göre hazırlık yapabilirsin.peki ya devletin önemli yerlerinde bulunan bu zorbalara halk nasıl bir önlem alacak bilemiyorum.ama şuda var şapka düştü kel göründü bu ergenekon davası bunların hepsinin ipliğini pazara çıkaracak.
 
Dün Şamil Tayyar ın bu yazsını okuyunca hemekendisne bir destek email gönderdim.

O email anynen burayada yazıyorum


Sayın Şamil Bey. Bugünkü yazıyınızı okuyup bize gerçekleri anlatmak için nelere katlandığınızı öğrenince inan ki çok üzüldüm.

Vergi kaçırdıkları gerekçesiyle maliye denetimine tabi tutulmayı "Basına sansür uygulanıyor yada özgür basın susturulmak isteniyor" şeklinde sunmaya çalışanların size yapılanlar karşısında dut yemiş bülbüle dönmeleri çok düşündürücü.


Evinizin jandarma tarafından basıldığını söylemişsiniz. Oysa ergenekon kapsamında göz altına alınanlar için " Bu kadar önemli insanların evleri basılır mı ? Bu insan haklarına aykırı. davet edilseler kendileri gelmez miydi ?" diyerek ortalığı aya kaldıranların yaşadıklarınıza ne tepki vereceklerini çok merak ediyorum.

Sizden tek isteğmiz bu derin çetenin üzerine korkusuzca gitmenizdir

Namuslu insanlarda en az namussuzlar kadar cesur olmadıkca bu düzen değişmez.
 
peki şamil amca neden aslında üzerinde gizlilik akrarı olan bir davanın dosyalarını gazetelerde çarşaf çarşaf haber yapıp suç işlediğini ama bu yerden yer vurduğu adlet mekanizmasının işlemediğini neden yazmıyor.

peki bu şamil amca neden aslında üzerinde gizlilik karrı olan ve dışarıya verilmesi suç olan o belgleri nasıl ve kimlerden aldığını ve hatta kendisine servis edilidğini neden yazmıyor.



nalıncı keseri diye bir keser vardır. hep kendine yontar odunu.
 
Cahil olmak böyle bir şey olsa gerek . Zatın birisi demiş ki "Üzerinde gizlilik kararı olan bir dava ile ilgi neden açıklma yapıyorsun"

Nerden bilsin bu zat o gizli dediği iddianamanin mahkeme tarafından kamuoyuna açıklandığını

Nerden bilsin google dan arattığında o gizli dediği bilgiye ulaşma imkanının olduğunu

nerden bilsin zaten bu saçmalığa isyan ettiğimizi

yani gizli olmayan bir bilgiye CHP yandaşı yargı tarafından ceza veildiğini

işte cahillik böyle bir şey
 
evet cehalet kötü birşey.

o iddaname mahkeme tarafından açıklanmak şöyle dursun daha yazımı sürerken birileri tarafıdan "bazı medya kuruluşlarına servis edilidğini" bilmemek cahilliğin dik alasıdır. ve hatta bunu bilmeden iddaneme hakmede okunduktan sonra açıklama yapıldığını söylemekte tuzu biberidir cahilliğin.
 
evet cehalet kötü birşey.

o iddaname mahkeme tarafından açıklanmak şöyle dursun daha yazımı sürerken birileri tarafıdan "bazı medya kuruluşlarına servis edilidğini" .

Bilseydik hukuk sistemimizi ergenekoncyların zevkleri ve istekleri için değiştirirdik.

Ne demek mahkeme tarafından açıklanmak şöyle dursun

Savcılar iddianamelerini yazarlar mahkemeye sunarlar mahkemede iddanameyi kabul ederse kamuoyuna açıklar

bu bugüne kadar hep böyle uygulandı. Ergenekoncu abilerinizin yediği naneler ortaya çıkmasın diye bu uygulama ya kötü demek şimdi mi aklınıza geldi

yürülükte olan uygulama Ergenekonculara dokunuyorsa kötü dokunmuyor iyi

oldu başka isteğiniz
 

Bilseydik hukuk sistemimizi ergenekoncyların zevkleri ve istekleri için değiştirirdik.

Ne demek mahkeme tarafından açıklanmak şöyle dursun

Savcılar iddianamelerini yazarlar mahkemeye sunarlar mahkemede iddanameyi kabul ederse kamuoyuna açıklar

bu bugüne kadar hep böyle uygulandı. Ergenekoncu abilerinizin yediği naneler ortaya çıkmasın diye bu uygulama ya kötü demek şimdi mi aklınıza geldi

yürülükte olan uygulama Ergenekonculara dokunuyorsa kötü dokunmuyor iyi

oldu başka isteğiniz



Yorumu yanlış anlamışsın sanırım. Birdaha oku istersen. Oda öle diyor zaten daha iddaname mahkeme tarafından açıklanmamışken hatta yazımı sürerken bu adamın eline nasıl geçiyor? Sanırım bunu sorguluyor arkadaş.

Nerden nereye bağlamışsın mevzuyu. Komik olmuş. Düzeltme yap istersen...
 
Yorumu yanlış anlamışsın sanırım. Birdaha oku istersen. Oda öle diyor zaten daha iddaname mahkeme tarafından açıklanmamışken hatta yazımı sürerken bu adamın eline nasıl geçiyor? Sanırım bunu sorguluyor arkadaş.

Nerden nereye bağlamışsın mevzuyu. Komik olmuş. Düzeltme yap istersen...

Asıl siz komik oluyorsunuz. Yorum yapmadan önce konuyu okuyun isterseniz.

Okuduğunuz halde hale anlayamıyorsanız kusura bakmayın ama biz burada okuduğunu anlayamayanlara kurs vermiyoruz

Zaten Şamil Tayyar ın isyanı da ; "Mahkeme tarafından kamuoyuna açıklanmış ve herkes tarafından bilinen bir bilgiyi ben köşemde yazdığım için nasıl böyle bir ceza alırım isyanı

Şuan internette olan bir bilgi suç olmuyor ama bunu Köşesinde yazan Şamil Tayyar ceza alıyor.

Var mı böyle bir saçmalık.
 
Asıl siz komik oluyorsunuz. Yorum yapmadan önce konuyu okuyun isterseniz.

Okuduğunuz halde hale anlayamıyorsanız kusura bakmayın ama biz burada okuduğunu anlayamayanlara kurs vermiyoruz

Zaten Şamil Tayyar ın isyanı da ; "Mahkeme tarafından kamuoyuna açıklanmış ve herkes tarafından bilinen bir bilgiyi ben köşemde yazdığım için nasıl böyle bir ceza alırım isyanı

Şuan internette olan bir bilgi suç olmuyor ama bunu Köşesinde yazan Şamil Tayyar ceza alıyor.

Var mı böyle bir saçmalık.




asıl anlamayn ve anlamamakta direnen sensin.


bu bilgiler mahkemeye bile gelmeden önce star, zaman, yeni şafak gibi gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyordu.

galiba sen o aralar bir bilinç kaybı yaşadın ve bu olanları hatırlamıyorsun. bütün gazeteler ve hukuk adamları bas bas bağırıyordu siz bu gizli bilgileri kimden ve nasıl alıyorsunuz diye.

ve hatta emniyette sorgusu süren adamın sorguda ne söylediği sabah baskısına yetiştiriliyordu.


umarım bu sefer anlarsın.

lütfen anlağınızı açarak ve savunmaya geçmeden okuyun ve görün bişeyleri artık.
 
Çekemezken şıh abbasın kahrını kıçımızdan bide kıllı avana çıktı hesabı tayyar efendinin durumu...
 
Dün Şamil Tayyar ın bu yazsını okuyunca hemekendisne bir destek email gönderdim.

O email anynen burayada yazıyorum


Sayın Şamil Bey. Bugünkü yazıyınızı okuyup bize gerçekleri anlatmak için nelere katlandığınızı öğrenince inan ki çok üzüldüm.

Vergi kaçırdıkları gerekçesiyle maliye denetimine tabi tutulmayı "Basına sansür uygulanıyor yada özgür basın susturulmak isteniyor" şeklinde sunmaya çalışanların size yapılanlar karşısında dut yemiş bülbüle dönmeleri çok düşündürücü.


Evinizin jandarma tarafından basıldığını söylemişsiniz. Oysa ergenekon kapsamında göz altına alınanlar için " Bu kadar önemli insanların evleri basılır mı ? Bu insan haklarına aykırı. davet edilseler kendileri gelmez miydi ?" diyerek ortalığı aya kaldıranların yaşadıklarınıza ne tepki vereceklerini çok merak ediyorum.

Sizden tek isteğmiz bu derin çetenin üzerine korkusuzca gitmenizdir

Namuslu insanlarda en az namussuzlar kadar cesur olmadıkca bu düzen değişmez.

doğru söze ne denir ki teşekkürler
 
Geri
Üst