MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Kürt açılımı startıyla ortaya acayip bir manzara çıktı..
AKPye kayıtsız şartsız destek sloganı altında buluşan bazı milliyetçi-muhafazakârlar ile Milli Görüşçü, İslamcı yazarlar hemen ortalığa döküldü..
Zaten hep ortalıktaydılar diyeceksiniz..
Evet doğru..
Bu sefer farklı..
Niye mi?
İki kesim de bugüne kadar konuyla pek ilgilenmemişti..
Milliyetçi-muhafazakârlar için Kürt sorunuyla ilgilenmek, halkların kardeşliğini savunmak, ana dili özgürlüğünü istemek solcu jargonuydu..
Solcu hayalperestliği, komünist nostaljisi..
Milli Görüşçülerin tek bir şemsiyesi vardı, din..
Ümmetçi kesim mezhep ayrılığını normal buluyor ama ırk temelli farklılaşmayı reddediyordu..
Şii-Sünni ayrımı olabilirdi ama..
Türk-Kürt-Arap-Çerkez-Acem ayrımı olmazdı..
*
AKP Kürt açılımı deyince mecburen hep birlikte ekranlara düştüler.. Yazmaları gerekiyordu, konuşmaları gerekiyordu, destek çıkmaları gerekiyordu..
Ekranlara koşuştular..
Çoğu alelacele Kürt Sorununu Öğrenmek İsteyenler İçin El Kitabını okuyup gelmiş gibiydi..
AKPye destek olacağız diye öyle şeyler söylemeye başladılar ki Allah!..
Kimi, 1989daki Yeşilyurt köylülerine b.k yedirme olayını dün olmuş gibi anlatmaya başladı.. Ne yapsın, yeni duymuştu..
Kimi, 15 yıl önceki faili meçhul cinayetleri yeniymiş gibi sunmaya kalktı..
O da ne yapsın, dinsiz sempatizanların kayboluvermesini o günlerde önemsememişti!.
*
PKK Marksist örgüttü, dinsizdi.. Onların anaları, babaları, ağabeyleri, kız kardeşleri de..
Sonuçta hepsi Kürttü.. Memleketi karnıyarık gibi bölmek istiyorlardı..
*
İnsan haklarıyla uğraşmak da komünist işiydi.. Sermaye düşmanlığı gibi.. Din şemsiyesi varken insan hakları diye sayfa açmaya ne hacet!.
*
Kürt meselesiyle düne kadar solcular ilgilenirken meydanı aniden milliyetçi-muhafazakârlarla, İslamcı yazarlar parselledi..
Açılıma destek adına Kürtleri haklı, PKKyı da kader kurbanı göstermeleri gerekiyordu..
Yazının başındaki acayip manzaradan kastım budur..
Olmadı.. Sol söylemi kullanmaya kalktılar, dillerine oturmadı.. Eğreti durdu, sırıttı..
Samimiyetsiz bir hava yarattı..
*****
BAŞBAKAN DOKUZ DOĞURTTURUYOR
Başbakanın Kürt veya demokrasi açılımı konusunda ser verip sır vermemesine en çok onlar bozuluyor..
AKPye geçen milliyetçi-muhafazakâr yazarlarla..
Milli Görüşçüler, İslamcılar..
Yazılarını okuyorum, ekranlarda izliyorum.. Kıvırdıkça kıvırıyorlar.. Bir lafı on kere tekrarlıyorlar..
Başbakanın iki dudağının arasına bakıyorlar; ne olur bir cümle daha..
Çünkü, analar ağlamasın, çocuklar ölmesin, dostluk kardeşlik, bin yıllık geçmişimiz... dışında söyleyecekleri bir şey yok..
Hepsi beylik laf..
Peki sizce ne yapılmalı diye bir soru geldiği zaman renkten renge giriyorlar.. Cümleleri lastik gibi uzatıp bir şeyler söylüyormuş gibi yapıyorlar..
Niye mi?
Ofsayta düşmemek için..
Misal, yazarlardan biri çıkıp, PKK affı gerekli derse Başbakan ertesi gün ne affı, kim çıkardı diye fırçalarsa..
Maazallah!
******
BU KADAR CAHİLLİĞE YUH DENİR!
Kürt meselesiyle yeni tanıştıkları için şaşırmış haldeler..
Destek çıkmaya çalışıyorlar ama bilgisizlikten akım derken b.kum da diyorlar..
Mesela..
Tayyip Erdoğanı Martin Luther Kinge benzetmezler mi?
Alakaya bak!
Bağı şöyle kuruyorlar; King,1963te Bir hayalim var derken somut bir proje sunmamıştı..
Erdoğan da Kürt açılımında somut proje sunmuyormuş..
Benzerliğe bak!
King; Bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla, yine bir zamanlar köle sahibi olanların evlatları Georgianın kızıl tepelerinde birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler demişti..
Erdoğan da Şivan Perweri hatırlattı, Cudi ve Munzur dağlarının eteklerinde kardeşlik mayası çalan Dengbejlerden söz etti..
İşte sana ikinci benzerlik..
Pes!
Bu ne cehalettir!.
BİR: Kürtler hiçbir zaman köle olmadı..
İKİ: Türklerle Kürtler arasında kölelik - sahiplik ilişkisi yok, kardeşlik ilişkisi var..
ÜÇ: Erdoğan hak arayan Kürt halkının lideri değil, Başbakan..
DÖRT: Türklerle Kürtler şu anda aynı sofraya oturup yemek yiyor.. Kiminin anası, kiminin babası, kiminin eşi, Türk, Kürt.. Her gün beraberler..
..::MEHMET TEZKAN::..
AKPye kayıtsız şartsız destek sloganı altında buluşan bazı milliyetçi-muhafazakârlar ile Milli Görüşçü, İslamcı yazarlar hemen ortalığa döküldü..
Zaten hep ortalıktaydılar diyeceksiniz..
Evet doğru..
Bu sefer farklı..
Niye mi?
İki kesim de bugüne kadar konuyla pek ilgilenmemişti..
Milliyetçi-muhafazakârlar için Kürt sorunuyla ilgilenmek, halkların kardeşliğini savunmak, ana dili özgürlüğünü istemek solcu jargonuydu..
Solcu hayalperestliği, komünist nostaljisi..
Milli Görüşçülerin tek bir şemsiyesi vardı, din..
Ümmetçi kesim mezhep ayrılığını normal buluyor ama ırk temelli farklılaşmayı reddediyordu..
Şii-Sünni ayrımı olabilirdi ama..
Türk-Kürt-Arap-Çerkez-Acem ayrımı olmazdı..
*
AKP Kürt açılımı deyince mecburen hep birlikte ekranlara düştüler.. Yazmaları gerekiyordu, konuşmaları gerekiyordu, destek çıkmaları gerekiyordu..
Ekranlara koşuştular..
Çoğu alelacele Kürt Sorununu Öğrenmek İsteyenler İçin El Kitabını okuyup gelmiş gibiydi..
AKPye destek olacağız diye öyle şeyler söylemeye başladılar ki Allah!..
Kimi, 1989daki Yeşilyurt köylülerine b.k yedirme olayını dün olmuş gibi anlatmaya başladı.. Ne yapsın, yeni duymuştu..
Kimi, 15 yıl önceki faili meçhul cinayetleri yeniymiş gibi sunmaya kalktı..
O da ne yapsın, dinsiz sempatizanların kayboluvermesini o günlerde önemsememişti!.
*
PKK Marksist örgüttü, dinsizdi.. Onların anaları, babaları, ağabeyleri, kız kardeşleri de..
Sonuçta hepsi Kürttü.. Memleketi karnıyarık gibi bölmek istiyorlardı..
*
İnsan haklarıyla uğraşmak da komünist işiydi.. Sermaye düşmanlığı gibi.. Din şemsiyesi varken insan hakları diye sayfa açmaya ne hacet!.
*
Kürt meselesiyle düne kadar solcular ilgilenirken meydanı aniden milliyetçi-muhafazakârlarla, İslamcı yazarlar parselledi..
Açılıma destek adına Kürtleri haklı, PKKyı da kader kurbanı göstermeleri gerekiyordu..
Yazının başındaki acayip manzaradan kastım budur..
Olmadı.. Sol söylemi kullanmaya kalktılar, dillerine oturmadı.. Eğreti durdu, sırıttı..
Samimiyetsiz bir hava yarattı..
*****
BAŞBAKAN DOKUZ DOĞURTTURUYOR
Başbakanın Kürt veya demokrasi açılımı konusunda ser verip sır vermemesine en çok onlar bozuluyor..
AKPye geçen milliyetçi-muhafazakâr yazarlarla..
Milli Görüşçüler, İslamcılar..
Yazılarını okuyorum, ekranlarda izliyorum.. Kıvırdıkça kıvırıyorlar.. Bir lafı on kere tekrarlıyorlar..
Başbakanın iki dudağının arasına bakıyorlar; ne olur bir cümle daha..
Çünkü, analar ağlamasın, çocuklar ölmesin, dostluk kardeşlik, bin yıllık geçmişimiz... dışında söyleyecekleri bir şey yok..
Hepsi beylik laf..
Peki sizce ne yapılmalı diye bir soru geldiği zaman renkten renge giriyorlar.. Cümleleri lastik gibi uzatıp bir şeyler söylüyormuş gibi yapıyorlar..
Niye mi?
Ofsayta düşmemek için..
Misal, yazarlardan biri çıkıp, PKK affı gerekli derse Başbakan ertesi gün ne affı, kim çıkardı diye fırçalarsa..
Maazallah!
******
BU KADAR CAHİLLİĞE YUH DENİR!
Kürt meselesiyle yeni tanıştıkları için şaşırmış haldeler..
Destek çıkmaya çalışıyorlar ama bilgisizlikten akım derken b.kum da diyorlar..
Mesela..
Tayyip Erdoğanı Martin Luther Kinge benzetmezler mi?
Alakaya bak!
Bağı şöyle kuruyorlar; King,1963te Bir hayalim var derken somut bir proje sunmamıştı..
Erdoğan da Kürt açılımında somut proje sunmuyormuş..
Benzerliğe bak!
King; Bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla, yine bir zamanlar köle sahibi olanların evlatları Georgianın kızıl tepelerinde birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler demişti..
Erdoğan da Şivan Perweri hatırlattı, Cudi ve Munzur dağlarının eteklerinde kardeşlik mayası çalan Dengbejlerden söz etti..
İşte sana ikinci benzerlik..
Pes!
Bu ne cehalettir!.
BİR: Kürtler hiçbir zaman köle olmadı..
İKİ: Türklerle Kürtler arasında kölelik - sahiplik ilişkisi yok, kardeşlik ilişkisi var..
ÜÇ: Erdoğan hak arayan Kürt halkının lideri değil, Başbakan..
DÖRT: Türklerle Kürtler şu anda aynı sofraya oturup yemek yiyor.. Kiminin anası, kiminin babası, kiminin eşi, Türk, Kürt.. Her gün beraberler..
..::MEHMET TEZKAN::..