Kemal Derviş'in Türkiye'ye Kazığı

ghost031

New member
Türkiye Erezyonla Mücadele Vakfı (TEMA) Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, ABD ve AB'de de tarıma verilen sübvansiyonlar sürekli arttırılıyorken Kemal Deşviş'in bakanlığı döneminde destekleri yüzde 50 oranında azaltmasının yıkıcı sonuçlarının bugün ortaya çıktığını söyledi. TEMA'nın İş Bankası ile birlikte yayınladığı 'Dünyanın Durumu 2009' kitabının gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdiğini vurgulayan Hayrettin Karaca, Kemal Derviş'in tarıma desteği azaltarak ülkeye en büyük kötülüğü yaptığını vurguladı ve Derviş'in misyonunu , “Kemal Derviş gelmiş, etmiş, gitmiş' diye özetledi.
Kemal Derviş, bakan olduğu dönemde tarıma ayrılan desteği 5,6 milyar dolardan 3,2 milyar dolara kadar geriletmişti. Son yıllarda destek miktarı tekrar artışa geçti ve yıllık 5,5 milyar dolar seviyesine çıkarıldı.

Kemal Derviş'in tarıma desteği yüzde 50 azaltmasıyla 2002'de 21,8 milyar dolara gerileyen Türkiye'nin toplam tarımsal üretimi, yeni teşviklerle geçen yıl 50 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Aynı dönemde ihracat da 4 milyar dolardan 10 milyar dolara yaklaştı. Tarımda 2013 yılı perspektifini açıklayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, önümüzdeki 4-5 yılda sektörün üretim değerini 60 milyar dolara, ihracatını ise 35 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Havza Modeli'yle tarımsal desteklemeye yeni bir yaklaşım getirdiklerini vurgulayan Bakan Eker, iklim ve toprak şartlarına göre belirlenen 30 havzada 16 ürünün destekleneceğini kaydetti.

KAYNAK: http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=240093
 

VolkaN

Altın Üye
yazına kaynak linki eklermisin
 

MG_eVİL

New member
Tayyip yanına mı almaya çalışmıştı...? güldürme beni.. Hemen CHP sahip çıkmıştı...
Recep Tayyip Erdoğan: Kemal Derviş AKP'ye Çok Yakışır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı büyük oy kaybınının faturasını bazı bakanlara çıkartarak bakanlar kurulunda bir takım değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerde en çok dikkati çeken Dışişleri bakanlığındakidir.

Başarısız Ali Babacan'ın yerine, bugüne kadar AKP'den Dışişleri Bakanı olanlara akıl ve yön veren, adeta gölge bakan olan Ahmet Davutoğlu getirilmiştir.

Kabineye dışarıdan atanması ve medyanın ismi üzerinde süslü cümleler kurması üzerine tüm dikkatler Ahmet Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmıştır.

Bu değişikliği MHP Lideri Devlet Bahçeli "Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus ise, büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin, Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır." Şeklinde yorumlamıştır. MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir koalisyon hükümetinin parçası değil, tek başına iktidar konumunda bulunan AKP'ye meclis iradesine saygı hatırlaması yapmış ve yukarıdaki sözlerinin devamında "Elbette Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin atanmasının; Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini ifade etmek isterim." demiştir.

Bu haklı değerlendirmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Liderine cevabı yine o bilinen üslubu ile şu şekilde olmuştur: Elma ile armutu birbirine karıştırıyor. Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak. Kendi koalisyon hükümetinizde battınız ve batarken dışarıdan ABD'den Sayın Derviş'i hükümetinize dışarıdan aldınız. Kendi yaptığınızda oluyor da, bir başkası yaparken niçin olmuyor?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Derviş kıyaslaması ile elma ve armutu asıl kendisi karıştırmaktadır.

Kemal Derviş, 57.hükümet döneminde 'Koalisyonun DSP kanadının kendi içinde revizyonu' olarak göreve başlamıştır. MHP'nin kendi iradesinde olmayan bir durumu, tek başına iktidar olduğu halde, AKP'nin yapmış olduğu dışarıdan bakan atamayla eşitleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımını siyasi mantık ve siyasi ahlak açısından kabul etmek mümkün değildir.

DSP kendine bağlı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na tamamen kendi inisiyatifinde yapmış olduğu bir atama ile Kemal Derviş'i görevlendirmiştir. Kemal Derviş sadece ekonomiden sorumlu olması için merhum Bülent Ecevit tarafından ABD'den getirilmiş ama Kemal Derviş koltuğa oturduktan sonra ekonomik alanda değil tamamen siyasi tezgâhlarla adı anılmış ve bu tezgâhları kurgulayan kişi olarak siyasi tarihe geçmiştir.

57.Hükümetin istikrarlı çalışmalarını zedeleyen ve DSP'yi bölen kadro içinde yeralan Kemal Derviş'e o dönem sürekli uyarılarda bulunan ve onun sadece ekonomi alanında faaliyet yürütmesi gerektiğini vurgulayan MHP olmuştur.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Derviş ile ilgili düşüncesini, 3 Kasım 2002 seçimlerine az bir zaman kala NTV'de yayımlanan 'Seçim Meydanı' programında "Koltuk sevdasıyla ne partiyi, ne de ülkemizi ateşe atamayız. Yararlı gördüğümüz konu ne olursa aynen yaparız. Bir gazeteci, Sayın Derviş daha yeni başlamıştı, 'Bu uygulamaları için ne diyorsunuz?' diye sordu. 'Eğer ülkeye yararı olacaksa zehir olsa içerim' demiştim. Evet, zehir olsa da içtim. Başından beri de zehir oldu. Seçimden sonra bu zehri içmek, biraz zor gibi geliyor." şeklindeki sözleri ile ortaya koymuştu.

Fakat AKP'nin tek başına iktidar olmasına rağmen Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan atanmasına gösterilen tepkilere, Kemal Derviş örneği veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 27.05.2002 tarihinde Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın "Kemal Derviş, 'yerini bulamamış; ancak siyasette var olmak isteyen' bir politikacı. Derviş siyaset yapacağı partiyi arıyor, bu AK Parti olabilir mi?" sorusuna aynen şu cevabı veriyordu: Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş partimize çok yakışır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş'e yönelik bu övgü dolu sözleri Türkiye'ye ilk geldiğinde değil, Kemal Derviş'in gerçek yüzünün tamamen ortaya çıktığı günlerde söylemiştir. 57.Hükümetin uyumunu bozan, DSP'yi ikiye bölen ve siyasete küresel çizgide yön vermeye çalışan rollerde bulunan Kemal Derviş niye bu kadar çok övülür ve AKP'ye çok yakıştırılır ki?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2002 tarihinde Kemal Derviş'i öve öve bitiremezken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 21 Ağustos 2002 tarihinde Kemal Derviş'le ilgili "Acaba, Sayın Kemal Derviş birleştirici mi, dağıtıcı mı? Önce buna karar versinler. Oldukça abartılarak, Türk siyasetini belli çevre ve odaklarla bir kişi adına meşgul ettiklerine inanıyorum. Her gece, her gündüz bir farklı siyasi partiyle temas kurarak, bir birleştirme arayışını biz çok yadırgıyoruz, doğru da bulmuyoruz." şeklinde doğru bir tespit yapıyordu.

AKP, her konuda tutarsız ve sadece siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir. Dün Kemal Derviş'i AKP'ye çok yakıştırmaları ve bugün Kemal Derviş üzerinden MHP'yi suçlamaya çalışmaları hep günü kurtarma ve siyasi menfaatlerini koruma çabalarıdır. MHP tutarlıdır ve siyasi mantığı zorlayan davranışları asla yoktur. Dün neyi söylemiş ve hangi konuda hassasiyetini belirtmişse, bugün de aynı tavrı sergilemektedir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan hükümete Dışişleri Bakanı olarak atanmasını meclis iradesine saygılı olunması noktasında ve AKP'nin tek başına iktidar gücüne bakarak mantık çerçevesinde değerlendirmiş ama Başbakan bunu anlamakta zorlanmıştır.

Ahmet Davutoğlu zaten kendisini bundan önceki Dışişleri Bakanına verdiği yönlendirme, akıl ve metodla göstermiştir. Dış politikanın mimarı olarak sunulduğuna ve ortada bırakın başarıyı, dış politikada ülkemizin itibarının her alanda yerle bir olduğuna göre Ahmet Davutoğlu'ndan çok farklı bir adım beklemek hayal olacaktır.

Aslında Ahmet Davutoğlu üzerine bir de dışarıdan Kemal Derviş kabineye girerse kare tamamlanmış olur. Ne de olsa "Derviş partimize çok yakışır." sözü arşivlerde bulunuyor.

MHP'nin de aynaya bakmasına gerek yok… Aynaya bakan kendini görür, MHP de bakınca Kemal Derviş'i görmüyor… Ama AKP bakarsa 3 Kasım 2002 sürecinin öncesi ve sonrasında aynada Kemal Derviş'i rahatlıkla görür…

http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?yid=&makale=Recep+Tayyip+Erdo%F0an%3A+Kemal+Dervi%FE+AKP%26%2339%3Bye+%C7ok+Yak%FD%FE%FDr&id=3806

Tayyip Erdoğan: Rakibimiz Kemal Derviş

Tayyip Erdoğan, yeni kuracağı partinin stratejisini oluştururken, kısa bir süre sonra siyasete, kendileriyle devlet Bakanı Kemal Derviş arasındaki rekabetin yön vereceğini savundu.

Tayyip Erdoğan'ın kuruluş çalışmaları süren partisinin programı ile kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ortaya çıkmaya başladı. Hareketin kurmaylarınca yürütülen çalışmalarda önümüzdeki dönem siyasetine ilişkin beklentiler de netleşiyor. Bu çalışmalar sırasındaki değerlendirmeler, Tayyip Erdoğan'ın kuracağı partiye rakip olarak Kemal Derviş etrafındaki şekillenebilecek bir yeni oluşumu gördüğü öğrenildi.

Erdoğan'ın kurmaylarınca yapılan çalışmalarda, yaz aylarında başlayacak ve Sonbaharda iyice hızlanarak tüm siyaseti etkileyecek yeni oluşumların partilerde büyük sarsıntılara neden olacağına vurgu yapıldı. Erdoğan ve kurmaylarınca kurulacak partinin stratejisi ise şu saptamalarla belirlendi:

"İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz."

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-245674

Chp Mi Atlamışş...Yoksa AKP Satın mı Almak İstemiş Buna MHP Mİ Karşı Çıkmış.. Ya Bana Atmasyon Konuşma Diye Kaç Defa Söyledim Ama Anlamıyon Sen Sanırsam... :goz:
 

AK_Türk

Banned
Ecevite bile kazık atmıştı partiden ayrıldı

sonra hüsamattin özkan ve ismail cem le birlikte parti kuracaktı onlara da kazık atıp Baykal a koştu

yani hayatı hep kazıklamalarka geçmiş

bu yüzden şaşırmamak gerek
 

ghost031

New member
Recep Tayyip Erdoğan: Kemal Derviş AKP'ye Çok Yakışır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı büyük oy kaybınının faturasını bazı bakanlara çıkartarak bakanlar kurulunda bir takım değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerde en çok dikkati çeken Dışişleri bakanlığındakidir.

Başarısız Ali Babacan'ın yerine, bugüne kadar AKP'den Dışişleri Bakanı olanlara akıl ve yön veren, adeta gölge bakan olan Ahmet Davutoğlu getirilmiştir.

Kabineye dışarıdan atanması ve medyanın ismi üzerinde süslü cümleler kurması üzerine tüm dikkatler Ahmet Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmıştır.

Bu değişikliği MHP Lideri Devlet Bahçeli "Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus ise, büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin, Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır." Şeklinde yorumlamıştır. MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir koalisyon hükümetinin parçası değil, tek başına iktidar konumunda bulunan AKP'ye meclis iradesine saygı hatırlaması yapmış ve yukarıdaki sözlerinin devamında "Elbette Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin atanmasının; Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini ifade etmek isterim." demiştir.

Bu haklı değerlendirmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Liderine cevabı yine o bilinen üslubu ile şu şekilde olmuştur: Elma ile armutu birbirine karıştırıyor. Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak. Kendi koalisyon hükümetinizde battınız ve batarken dışarıdan ABD'den Sayın Derviş'i hükümetinize dışarıdan aldınız. Kendi yaptığınızda oluyor da, bir başkası yaparken niçin olmuyor?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Derviş kıyaslaması ile elma ve armutu asıl kendisi karıştırmaktadır.

Kemal Derviş, 57.hükümet döneminde 'Koalisyonun DSP kanadının kendi içinde revizyonu' olarak göreve başlamıştır. MHP'nin kendi iradesinde olmayan bir durumu, tek başına iktidar olduğu halde, AKP'nin yapmış olduğu dışarıdan bakan atamayla eşitleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımını siyasi mantık ve siyasi ahlak açısından kabul etmek mümkün değildir.

DSP kendine bağlı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na tamamen kendi inisiyatifinde yapmış olduğu bir atama ile Kemal Derviş'i görevlendirmiştir. Kemal Derviş sadece ekonomiden sorumlu olması için merhum Bülent Ecevit tarafından ABD'den getirilmiş ama Kemal Derviş koltuğa oturduktan sonra ekonomik alanda değil tamamen siyasi tezgâhlarla adı anılmış ve bu tezgâhları kurgulayan kişi olarak siyasi tarihe geçmiştir.

57.Hükümetin istikrarlı çalışmalarını zedeleyen ve DSP'yi bölen kadro içinde yeralan Kemal Derviş'e o dönem sürekli uyarılarda bulunan ve onun sadece ekonomi alanında faaliyet yürütmesi gerektiğini vurgulayan MHP olmuştur.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Derviş ile ilgili düşüncesini, 3 Kasım 2002 seçimlerine az bir zaman kala NTV'de yayımlanan 'Seçim Meydanı' programında "Koltuk sevdasıyla ne partiyi, ne de ülkemizi ateşe atamayız. Yararlı gördüğümüz konu ne olursa aynen yaparız. Bir gazeteci, Sayın Derviş daha yeni başlamıştı, 'Bu uygulamaları için ne diyorsunuz?' diye sordu. 'Eğer ülkeye yararı olacaksa zehir olsa içerim' demiştim. Evet, zehir olsa da içtim. Başından beri de zehir oldu. Seçimden sonra bu zehri içmek, biraz zor gibi geliyor." şeklindeki sözleri ile ortaya koymuştu.

Fakat AKP'nin tek başına iktidar olmasına rağmen Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan atanmasına gösterilen tepkilere, Kemal Derviş örneği veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 27.05.2002 tarihinde Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın "Kemal Derviş, 'yerini bulamamış; ancak siyasette var olmak isteyen' bir politikacı. Derviş siyaset yapacağı partiyi arıyor, bu AK Parti olabilir mi?" sorusuna aynen şu cevabı veriyordu: Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş partimize çok yakışır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş'e yönelik bu övgü dolu sözleri Türkiye'ye ilk geldiğinde değil, Kemal Derviş'in gerçek yüzünün tamamen ortaya çıktığı günlerde söylemiştir. 57.Hükümetin uyumunu bozan, DSP'yi ikiye bölen ve siyasete küresel çizgide yön vermeye çalışan rollerde bulunan Kemal Derviş niye bu kadar çok övülür ve AKP'ye çok yakıştırılır ki?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2002 tarihinde Kemal Derviş'i öve öve bitiremezken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 21 Ağustos 2002 tarihinde Kemal Derviş'le ilgili "Acaba, Sayın Kemal Derviş birleştirici mi, dağıtıcı mı? Önce buna karar versinler. Oldukça abartılarak, Türk siyasetini belli çevre ve odaklarla bir kişi adına meşgul ettiklerine inanıyorum. Her gece, her gündüz bir farklı siyasi partiyle temas kurarak, bir birleştirme arayışını biz çok yadırgıyoruz, doğru da bulmuyoruz." şeklinde doğru bir tespit yapıyordu.

AKP, her konuda tutarsız ve sadece siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir. Dün Kemal Derviş'i AKP'ye çok yakıştırmaları ve bugün Kemal Derviş üzerinden MHP'yi suçlamaya çalışmaları hep günü kurtarma ve siyasi menfaatlerini koruma çabalarıdır. MHP tutarlıdır ve siyasi mantığı zorlayan davranışları asla yoktur. Dün neyi söylemiş ve hangi konuda hassasiyetini belirtmişse, bugün de aynı tavrı sergilemektedir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan hükümete Dışişleri Bakanı olarak atanmasını meclis iradesine saygılı olunması noktasında ve AKP'nin tek başına iktidar gücüne bakarak mantık çerçevesinde değerlendirmiş ama Başbakan bunu anlamakta zorlanmıştır.

Ahmet Davutoğlu zaten kendisini bundan önceki Dışişleri Bakanına verdiği yönlendirme, akıl ve metodla göstermiştir. Dış politikanın mimarı olarak sunulduğuna ve ortada bırakın başarıyı, dış politikada ülkemizin itibarının her alanda yerle bir olduğuna göre Ahmet Davutoğlu'ndan çok farklı bir adım beklemek hayal olacaktır.

Aslında Ahmet Davutoğlu üzerine bir de dışarıdan Kemal Derviş kabineye girerse kare tamamlanmış olur. Ne de olsa "Derviş partimize çok yakışır." sözü arşivlerde bulunuyor.

MHP'nin de aynaya bakmasına gerek yok… Aynaya bakan kendini görür, MHP de bakınca Kemal Derviş'i görmüyor… Ama AKP bakarsa 3 Kasım 2002 sürecinin öncesi ve sonrasında aynada Kemal Derviş'i rahatlıkla görür…

http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?yid=&makale=Recep+Tayyip+Erdo%F0an%3A+Kemal+Dervi%FE+AKP%26%2339%3Bye+%C7ok+Yak%FD%FE%FDr&id=3806

Tayyip Erdoğan: Rakibimiz Kemal Derviş

Tayyip Erdoğan, yeni kuracağı partinin stratejisini oluştururken, kısa bir süre sonra siyasete, kendileriyle devlet Bakanı Kemal Derviş arasındaki rekabetin yön vereceğini savundu.

Tayyip Erdoğan'ın kuruluş çalışmaları süren partisinin programı ile kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ortaya çıkmaya başladı. Hareketin kurmaylarınca yürütülen çalışmalarda önümüzdeki dönem siyasetine ilişkin beklentiler de netleşiyor. Bu çalışmalar sırasındaki değerlendirmeler, Tayyip Erdoğan'ın kuracağı partiye rakip olarak Kemal Derviş etrafındaki şekillenebilecek bir yeni oluşumu gördüğü öğrenildi.

Erdoğan'ın kurmaylarınca yapılan çalışmalarda, yaz aylarında başlayacak ve Sonbaharda iyice hızlanarak tüm siyaseti etkileyecek yeni oluşumların partilerde büyük sarsıntılara neden olacağına vurgu yapıldı. Erdoğan ve kurmaylarınca kurulacak partinin stratejisi ise şu saptamalarla belirlendi:

"İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz."

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-245674

Chp Mi Atlamışş...Yoksa AKP Satın mı Almak İstemiş Buna MHP Mİ Karşı Çıkmış.. Ya Bana Atmasyon Konuşma Diye Kaç Defa Söyledim Ama Anlamıyon Sen Sanırsam... :goz:
Bukadar uzun süren bir yazıyı kopyalayıp yapıştırmana gerek yoktu. Bu kadar uzun yazının içinde sadece şu cümle her şeyi açıklıyor zaten . ""İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz.""

Kemal Derviş ve Akparti arasındaki farkın GECE ile GÜNDÜZ kadar bariz olduğunu göremiyorsan. Ben sana ne diyeyim. Bütün geçmişi bırak son bir yıla bak. Bütün medya , Tüsiad , siyaset vs.baskısına rağmen İMF ile anlaşmaya yanaşmayan. Sadece bizim kurallarımızla anlaşma olur diyen bir Akparti ile 57. hükümet üyelerine Bütün maddeleri imzalayın ve çabucak İMF ile anlaşın diyen bir kemal derviş aynı kefede nasıl durur var bunun hesabını sen yap.
Birde zahmet olmazsa aşağıdaki linke bir tıklayıp Hasan Karakayanın yazısı okuyabilirsen Bugün hükümette neden Akparti var ve neden MHP yok daha iyi anlarsın..

http://www.cafesiyaset.com/haber/20090506/Devlet-Bahceli-hic-Kemal-Dervisi-unutabilir-mi.php
 

MG_eVİL

New member
Bukadar uzun süren bir yazıyı kopyalayıp yapıştırmana gerek yoktu. Bu kadar uzun yazının içinde sadece şu cümle her şeyi açıklıyor zaten . ""İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz.""

Kemal Derviş ve Akparti arasındaki farkın GECE ile GÜNDÜZ kadar bariz olduğunu göremiyorsan. Ben sana ne diyeyim. Bütün geçmişi bırak son bir yıla bak. Bütün medya , Tüsiad , siyaset vs.baskısına rağmen İMF ile anlaşmaya yanaşmayan. Sadece bizim kurallarımızla anlaşma olur diyen bir Akparti ile 57. hükümet üyelerine Bütün maddeleri imzalayın ve çabucak İMF ile anlaşın diyen bir kemal derviş aynı kefede nasıl durur var bunun hesabını sen yap.
Birde zahmet olmazsa aşağıdaki linke bir tıklayıp Hasan Karakayanın yazısı okuyabilirsen Bugün hükümette neden Akparti var ve neden MHP yok daha iyi anlarsın..

http://www.cafesiyaset.com/haber/20090506/Devlet-Bahceli-hic-Kemal-Dervisi-unutabilir-mi.php
Beni Ne AKP Ne MHP İlgilendiriyor Konuda Konuya Atlama..=))) Stop Ben MHP'ci Değilim Tanrı Yazdıysa Bozsun..=))

İMF'in Kapısında Yatıp Kalkan Ve Dünya Sıralamasında Ön Saflarda Bulunan Türkiye'ye Kemal Derviş Hatta AKP'ye Karşı Ne Güzel İş Ya..=))

http://www.tumgazeteler.com/?a=1807637

Yakayı IMF´ye kaptırmanın faturası ağır oluyor

AKP Hükümeti`nin IMF ile olan ilişkilerine baştan bu yana karşı çıkanların başında bulunuyoruz. Çünkü, IMF`nin, ekonomik ve sosyal hayatımızı felce götürmekte olduğunu her zaman görmüşüzdür. Halkımızın gittikçe fakirleşmesinde ve hayat pahalılığında hiç kuşkusuz IMF`nin çok önemli bir rolü bulunmaktadır.




IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp,son yaptığı açıklamada, elektrik fiyatlarına zam yapılması gerektiğini üstü kapalı olarak Hükümete bildirmiş bulunuyor.




Daha önce dikkat edilecek olursa, Başbakan Erdoğan da bu konuda `Enerji KİT`lerinden doğan yük, mutlaka halkla paylaşılmalı` diyerek, dolaylı olarak elektriğe zam yapılacağı mesajını vermişti. IMF ile yapılan görüşmelerde bu konuda uzun zamandan bu yana belirli tartışmaların yaşandığı ve pazarlıkların yapıldığı da bu şekilde ortaya çıkmış bulunuyor.




ZAMMA HAZIR OLALIM




Dünya`da enerjiyi en pahalı kullanan ülkelerin başında yer alıyoruz. Su,elektrik ve doğalgazı en pahalı kullanan ülkeler sıralamasında da yine ilk sıralarda bulunuyoruz. Nitekim, bu pahalılık yüzünden özellikle sanayicilerin sıkıntıları bitmiyor. Yatırımcılar da bu pahalılık nedeni ile yatırım yapmaktan kaçınıyorlar.




IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp`ın şu sözlerinin altını çizmek istiyoruz:




`Türk enerji KİT`lerinin ,artan enerji maliyetleri sonucu zarar etmesinin, sürdürülebilir bir durum olmadığı görülüyor. Bunun oluşturacağı risk istikrara zarar verir. Dünya enerji fiyatlarındaki artışı karşılamak için ya tüketicilerin daha çok ödemesi ya da enerji KİT`lerinin zararlarının Türk vergi mükellefleri tarafından ödenmesi gerekir. Biz, bu yükün fiyat artışları ile karşılanmasından yanayız.`




Bunun açılımı, kısa zaman sonra elektrik fiyatlarının artacağıdır. Milletin sırtına yeni bir yükün vurulacağıdır. Hayat pahalılığının biraz daha artacağıdır.




Şimdi şu konuyu dikkatlerinize sunuyoruz:




AKP iktidarında 2006 yılında petrol fiyatlarına gelen zam ortalama yüzde 36 olmuştur. Yine 2006 yılında doğalgaza 4 kez zam yapılmış ve doğalgaz fiyatlarına yüzde 34 oranında zam yapılmıştır. Şimdi elektrik zammı kapıda bulunuyor. Aldığımız bilgilere göre ilk önce yüzde 5 olarak yansıyacak olan elektrik zammı kademeli olarak sürdürülecek. 2007 yılı içinde de elektriğe en az yüzde 25 oranında zam yapılacağı tahmin ediliyor.




Bu saydıklarımız sadece enerjiyi kapsayan zamlardır. Hükümet olanlar ise yakayı IMF`ye kaptırmışlar ve enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü söyleyerek millete masal anlatmaktadırlar.




ZAM HAZIRLIKLARI BAŞLADI




Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Al Babacan IMF ile ilişkileri değerlendirirken aynen şunları söylemişti:




`IMF`nin istekleri dışında hareket etmeyeceğiz.`




Şimdi, IMF ısrarla elektriğe zam yapılmasını ve bunun da halka yansıtılmasını istediğine göre, bu istek yerine getirilmeyecek mi? Elbette ki getirilecek. Nitekim, bunun hazırlıklarına da başlanılmış bulunuyor.




Enerji Bakanı Hilmi Güler, zamma dört bakan ile birlikte karar vereceklerini açıkladı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Ali Babacan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile Enerji Bakanı Hilmi Güler, Aralık ayı içinde bu zammı belirleyecek.




IMF`ye yakayı kaptırmanın hiç kuşkusuz bedeli de ağır oluyor. Ancak, her zaman olduğu gibi bu bedel yine milletten çıkarılıyor. Enerjiye zam yapmamakla övünenlerin, bugüne kadar enerji alanında ne kadar zam yaptıkları ortada duruyor.




Emekliye, memura, işçiye,dul ve yetine geçinebilecekleri oranda zam vermeyenlerin, vergi yükünü ve enerji zammını bu kesimin üzerine yıkmaları acaba ne ile anlatılabilir?




Kaldı ki, piyasadaki zamlar sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor. Her ay çıkarılan enflasyon rakamları da bu nedenle gülünç kalıyor. Alay konusu oluyor. Hiçbir kesim de çıkan enflasyon rakamlarına inanmıyor.




Özetleyecek olursak, IMF`ye yakayı kaptırmış olan ve IMF`nin emirlerini uygulamakla görevli olan AKP Hükümeti şimdi yine IMF`nin emri doğrultusunda elektriğe zam yapacak. Bu zam da halka yansıyacak, sanayiciye yansıyacak. Sonra da yüzleri kızarmadan yine enflasyon rakamlarını düşük çıkaracaklar.

Bak Bakalım IMF'ten Para Gelmiyor Mu Anlarsın Zamlardan... Ayrıca Kendi Ağızıyla Söylemiyor Mu...

""İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz.""

Ne Demek Buradaki.. Ecevit'in Yaptığı Gibi Ne Olur Yetiş Kemal Amca.. Bunu Anlamak 5 Yaşındaki Bile Anlar..=)) Bunu Bana Yöneltmen Saçma Zaten..=))
 

kamer28

DOLUNAY
Bir Ara Tayyip'te Takımına Almaya Çalışmıştı Unutma..=))

Ayrıca Kendi İçinizdeki İthalleri Unutma.. =))
ben kimimki içinizdekiler diyorsun ....
hangi ara yolculuk yaptıkta tanıdın beni...
tayyip ne zaman almaya çalıştı onuda duymadım..
ama doğru almasada aldı derlerrr....
 

ghost031

New member
Beni Ne AKP Ne MHP İlgilendiriyor Konuda Konuya Atlama..=))) Stop Ben MHP'ci Değilim Tanrı Yazdıysa Bozsun..=))

İMF'in Kapısında Yatıp Kalkan Ve Dünya Sıralamasında Ön Saflarda Bulunan Türkiye'ye Kemal Derviş Hatta AKP'ye Karşı Ne Güzel İş Ya..=))

http://www.tumgazeteler.com/?a=1807637

Yakayı IMF´ye kaptırmanın faturası ağır oluyor

AKP Hükümeti`nin IMF ile olan ilişkilerine baştan bu yana karşı çıkanların başında bulunuyoruz. Çünkü, IMF`nin, ekonomik ve sosyal hayatımızı felce götürmekte olduğunu her zaman görmüşüzdür. Halkımızın gittikçe fakirleşmesinde ve hayat pahalılığında hiç kuşkusuz IMF`nin çok önemli bir rolü bulunmaktadır.




IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp,son yaptığı açıklamada, elektrik fiyatlarına zam yapılması gerektiğini üstü kapalı olarak Hükümete bildirmiş bulunuyor.




Daha önce dikkat edilecek olursa, Başbakan Erdoğan da bu konuda `Enerji KİT`lerinden doğan yük, mutlaka halkla paylaşılmalı` diyerek, dolaylı olarak elektriğe zam yapılacağı mesajını vermişti. IMF ile yapılan görüşmelerde bu konuda uzun zamandan bu yana belirli tartışmaların yaşandığı ve pazarlıkların yapıldığı da bu şekilde ortaya çıkmış bulunuyor.




ZAMMA HAZIR OLALIM




Dünya`da enerjiyi en pahalı kullanan ülkelerin başında yer alıyoruz. Su,elektrik ve doğalgazı en pahalı kullanan ülkeler sıralamasında da yine ilk sıralarda bulunuyoruz. Nitekim, bu pahalılık yüzünden özellikle sanayicilerin sıkıntıları bitmiyor. Yatırımcılar da bu pahalılık nedeni ile yatırım yapmaktan kaçınıyorlar.




IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp`ın şu sözlerinin altını çizmek istiyoruz:




`Türk enerji KİT`lerinin ,artan enerji maliyetleri sonucu zarar etmesinin, sürdürülebilir bir durum olmadığı görülüyor. Bunun oluşturacağı risk istikrara zarar verir. Dünya enerji fiyatlarındaki artışı karşılamak için ya tüketicilerin daha çok ödemesi ya da enerji KİT`lerinin zararlarının Türk vergi mükellefleri tarafından ödenmesi gerekir. Biz, bu yükün fiyat artışları ile karşılanmasından yanayız.`




Bunun açılımı, kısa zaman sonra elektrik fiyatlarının artacağıdır. Milletin sırtına yeni bir yükün vurulacağıdır. Hayat pahalılığının biraz daha artacağıdır.




Şimdi şu konuyu dikkatlerinize sunuyoruz:




AKP iktidarında 2006 yılında petrol fiyatlarına gelen zam ortalama yüzde 36 olmuştur. Yine 2006 yılında doğalgaza 4 kez zam yapılmış ve doğalgaz fiyatlarına yüzde 34 oranında zam yapılmıştır. Şimdi elektrik zammı kapıda bulunuyor. Aldığımız bilgilere göre ilk önce yüzde 5 olarak yansıyacak olan elektrik zammı kademeli olarak sürdürülecek. 2007 yılı içinde de elektriğe en az yüzde 25 oranında zam yapılacağı tahmin ediliyor.




Bu saydıklarımız sadece enerjiyi kapsayan zamlardır. Hükümet olanlar ise yakayı IMF`ye kaptırmışlar ve enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü söyleyerek millete masal anlatmaktadırlar.




ZAM HAZIRLIKLARI BAŞLADI




Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Al Babacan IMF ile ilişkileri değerlendirirken aynen şunları söylemişti:




`IMF`nin istekleri dışında hareket etmeyeceğiz.`




Şimdi, IMF ısrarla elektriğe zam yapılmasını ve bunun da halka yansıtılmasını istediğine göre, bu istek yerine getirilmeyecek mi? Elbette ki getirilecek. Nitekim, bunun hazırlıklarına da başlanılmış bulunuyor.




Enerji Bakanı Hilmi Güler, zamma dört bakan ile birlikte karar vereceklerini açıkladı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Ali Babacan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile Enerji Bakanı Hilmi Güler, Aralık ayı içinde bu zammı belirleyecek.




IMF`ye yakayı kaptırmanın hiç kuşkusuz bedeli de ağır oluyor. Ancak, her zaman olduğu gibi bu bedel yine milletten çıkarılıyor. Enerjiye zam yapmamakla övünenlerin, bugüne kadar enerji alanında ne kadar zam yaptıkları ortada duruyor.




Emekliye, memura, işçiye,dul ve yetine geçinebilecekleri oranda zam vermeyenlerin, vergi yükünü ve enerji zammını bu kesimin üzerine yıkmaları acaba ne ile anlatılabilir?




Kaldı ki, piyasadaki zamlar sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor. Her ay çıkarılan enflasyon rakamları da bu nedenle gülünç kalıyor. Alay konusu oluyor. Hiçbir kesim de çıkan enflasyon rakamlarına inanmıyor.




Özetleyecek olursak, IMF`ye yakayı kaptırmış olan ve IMF`nin emirlerini uygulamakla görevli olan AKP Hükümeti şimdi yine IMF`nin emri doğrultusunda elektriğe zam yapacak. Bu zam da halka yansıyacak, sanayiciye yansıyacak. Sonra da yüzleri kızarmadan yine enflasyon rakamlarını düşük çıkaracaklar.

Bak Bakalım IMF'ten Para Gelmiyor Mu Anlarsın Zamlardan... Ayrıca Kendi Ağızıyla Söylemiyor Mu...

""İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz.""

Ne Demek Buradaki.. Ecevit'in Yaptığı Gibi Ne Olur Yetiş Kemal Amca.. Bunu Anlamak 5 Yaşındaki Bile Anlar..=)) Bunu Bana Yöneltmen Saçma Zaten..=))
Bende üşenmeden yazının tamamını okudum. Acaba beni bu konuda aydınlatacak birşey var mı diye. Ah arkadaşım ahh.. 2006 yılında petrolun uluslararası borsalarda fiyatının 35 dolardan 140 dolara kadar çıktığını hatırlatmama gerek var mı bilmem. Sonra beni itham ediyorsun konudan konuya atlama diye maalesef sabah bu konuyu açarken kemal derviş ve tarım desteklemeleri ile ilgili olduğunu sanıyorum sen tuttun konuyu Akpartiye Devlet Bahçeliye getirdin. Bende cevap hakkımı kullandım. Bu arada MHP'den bu kadar iğrenecek ne var Allah yazdıysa bozsun demişsin sana gücendim.
Gelelim Hayal mahsülü yazına. Ben somut deliller isterdim ama sen soyut olanları kullanmayı yeğlemişsin. Canın sağolsun. 2007 yılında % 25 zam yapılacak yada 2048 yılında % 35 zamyapılacağı tahmin ediliyor vs. Bu arada anlayışına hayran kaldım .Ali Babacan Lep demeden sen leblebi diyorsun onada eyvallah. Akpartiden önce elektrikteki artış aylık % 10-15 olurdu bunuda hatırlatmak istedim. Ben yedi yıldır İMF'ye yada kemal amcaya gel yetiş diyen bir hükümet görmedim. Aksine tüm mahalle baskısına ve kriz gelir tehditlerine rağmen Eğer İMF ile anlaşma olacaksa bizim şartlarımızda olacak diyen Başı dik Mağrur Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti gördüm .. Kendileri ile gurur duyuyorum.
 

SEGMEN

İstiklal Mahkemesi Hakimi
ben kimimki içinizdekiler diyorsun ....
hangi ara yolculuk yaptıkta tanıdın beni...
tayyip ne zaman almaya çalıştı onuda duymadım..
ama doğru almasada aldı derlerrr....

1- verilen kaynağı incelersen
http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?yid=&makale=Recep+Tayyip+Erdo%F0an%3A+Kemal+Dervi%FE+AKP%26%2339%3Bye+%C7ok+Yak%FD%FE%FDr&id=3806
sana kapak olmasını engeller


2- ithal bakanlarımızdan AKP li
sn mehmet şimşekte bulunmaktadır

http://www.yorumla.net/ates-hatti/621509-mehmet-simsekin-bakanligi-kabul-edilmez.html
 

kamer28

DOLUNAY
al bi tane daha ..
kardeşim ben akpli felan değilim...
dikkat ette kapak sana gelmesin...
 

ghost031

New member
Mehmet Şimşek ithal bakan falan değildir. Son derece demokratik bir şekilde Akpartiden milletvekili adayı olarak 22 temmuz 2007 de meclise girmiş ve Kabinede bakanlık verilmiştir. Kemal derviş ise yurt dışından hatta okyanus ötesinden bir can simidi olarak getirilmiş ve Her türlü yetki ile donatılmış bir kişidir. Birisi Kapak mı dedi.
 

olimpiyat

New member
Bir Ara Tayyip'te Takımına Almaya Çalışmıştı Unutma..=))

Ayrıca Kendi İçinizdeki İthalleri Unutma.. =))
konuyu çarpıtsanda gerçekler bakidir... :durdurun kemal dervişi kim başımıza ekonomi profesörü getirdi? tabiki cumhuriiyet tarihinde hiç bir zaman ekonomik başarı gösterememiş Rejimi kendi tekeline alıp sömüren sol...
 

HTML

Üst