Engin Ardıç Anıracak mı?

digiklan

New member
Yeniçağ, Engin Ardıç'ın peşine düştü anırtacak!

Yeniçağ, Engin Ardıç'ı Taksim'e çağırıyor. Nedeni ise Ardıç'ın Obama için okuyucularına verdiği bir söz!

Anırmak için neyi bekliyorsun? Hadİ Engin Ardıç. Bol keseden atıp tuttun! “Obama Başkan olsun eşek gibi anırırım” dedin. Hadi şimdi anır!

Yukarıdaki çağrı Yeniçağ gazetesine ait. Gazete bugünkü haberinde Engin Ardı'ça seslendi ve Taksim'de beklediklerini yazdı. İşte Yeniçağ'ın o haberi;

Engin Ardıç Akşam Gazetesindeki köşesinde, ’Adı Hüseyin olan biri ABD Başkanı olursa Taksim’de anırırım’ diye yazdı: “Hillary’nin en büyük rakibi Barack Obama’nın da göbek adı Hüseyin...

Düzeltiyorum: Göbek adı Barack, asıl adı Hüseyin. Kıl kapılmasın diye tersini kullanmaya çalışıyor. Onun da kampüs ya da bazı Hollywood ” mahfilleri “ dışında hiçbir ağırlığı yok. En büyük destekçisi, bizim koca popolu Girit kızı Jennifer Aniston. Adı Hüseyin olan biri Amerika’ya başkan seçilsin, çıkar Taksim Meydanı’nda anırırım.”

Gel zaman git zaman aradan bir yıl geçti. 4 Kasım 2008 günü ABD’liler 44. başkanlarını seçmek için sandığa gittiler. Yarışta öne çıkan iki adaydan biri ezici farkla kazanmıştı. Ama o da ne: bu adam bir zenci! Daha fenası adı Hüseyin! Artık Ardıç için geri sayım başlamıştı. Bu işler öyle iki yazıda bir ulusalcılara salça olmaya benzemezdi. Ortada belgelenmiş bir söz vardı.

5 Kasım 2008: Engin Ardıç’tan ses seda çıkmadı

6 Kasım 2008: Anırmak bir yana, Ardıç “Başkan olamaz” dediği Hüseyin’in ne kadar da Amerikalı olduğunu ispatlamak için “Obama dönemi, ”Amerikan emperyalizminin şekere bulanıp yutturulduğu“ bir dönem olacaktır” yazdı.
Sağıra yatmak da bir yere kadar, internet siteleri bir yandan biz bir yandan Adıç’a anırma vaktinin geldiğini hatırlattık.

7-8 Kasım 2008: Engin Ardıç yine anırmadı

9 Kasım 2008: Taksim trafiği yoğundur. ATV-Sabah binası da trafik keşmekeşinin en yoğun olduğu kavşaklardan birinde, belki her gün niyet ediyordur ama trafiğe takılıyordur diye, üşenmedik metro güzergahını tarif eden bir harita yayımladık

10 Kasım 2008: Engin Ardıç’tan yine ses seda yok. Söz konusu Atatürk ise senden beklenir, sakın “Dokuzu beş geçe anırmıştım ama siren seslerinden duyulmamıştır” diye kıvırmaya kalkışma, anırma nöbeti tutan bir ekibimiz takipte!..

11 Kasım 2008: Olur ya üzerinden sene geçti, samimi olarak unutmuşsundur, son bir haftadır bir gazete okumamışsındır, internet kullanmamışsındır diye bir kez daha hatırlatıyoruz: “Engin Ardıç bir yıl önce adı Hüseyin olan biri ABD Başkanı seçilirse Taksim’de anırırım” demiştin. Söz namustur Engin. Haydi artık anır Engin, çünkü senin için namus günüdür.

Kaynak
http://www.gazeteciler.com/news_detail.php?id=147715

Bakalım ona buna sallarken gösterdiği delikanlılığı verdiği sözü tutmada gösterebilecek mi?
 

Elasis

New member
Büyük konuşmamak lazım ne olacağı belli değil. Engin Ardıç anırmasada dahi bilgisayarda sanal ortamda anırtırlar. Söz verdiyse tutmalı . Konuyla alakalı değil ama zamanın da Chp genel başkanı Deniz Baykal da Rodosa yüzerim diye bir laf etmişti. Unutuldu gitti...
 

Horasan.

New member
engin ardıç anırdığında namuslu biri olduğunamı inanmalıyız?

engin ardıç kaale alınmamalıdır.
 

Vtnsvr

New member
Onun her gün yaptığı neydi ki? O zaten ABD'nin sömürüsüne hizmet için her gün anırıyor.
 

srcndrk

New member
Adam türkiyenin en sağlam kalemi..YENİÇAĞIN trajı kadar okuyanı var ...

Böyle şeyleride pek takmamak lazım....

deniz rodosa gitmez,diğeri mayo giymez, buda anırmaz...ne yani uğur dündar intihar mı etsin??
 

zerkli

New member
anırsa bu kadar duyulmazdı eminim

"eşekler tribünden engine seslendi"

"engin bizi ahıra götür"



yüre be engin kim tutar seni


at yarışında parayı eşekler kazandırır
 

LOOPUSED

Altın Üye
valla anırırmı anırmazmı o beni ilgilendirmiyor ama birilerini fena bağıtmış bu yazısından bakın ne demiş bu Engin bey;

"İlerici" eşekler

Tek parti devrim, çok parti karşıdevrim demekmiş... Altmış yıldır sandıktan hep gerici iktidarlar çıkıyormuş... İşte bu nedenle demokrasi zararlıymış...
Çevrenize bakınız, bu kafada olan kimbilir kaç kişi göreceksiniz. Bunlar "esas olarak" CHP taraftarı, bir kısmı da kendini sosyalist sanan tiplerdir.
"Sandıktan hep gerici iktidarlar çıkıyor" cümlesini de "bizim parti bir türlü çıkamıyor" şeklinde tercüme edebilirsiniz.
Sandıktan çıkan iktidarlar, kalkınmayı sağlayan, ekonomiyi canlandıran, kapitalizmi geliştiren, milli geliri arttıran, yani gerçekten "ilerici" iktidarlardır oysa! Bu nedenle halk hep onların yanında olmuştur.
Berikilerin ilericiliği, "senfoni orkestrası", "cumhuriyet öğretmeni", "maarif klasikleri" falan filan ilericiliğidir. "Geçen akşam Fazıl bir konçerto çaldı, vallahi Atatürkçülükten gözlerim yaşardı kardeş" basitliğidir.
"Eğitim şart" ucuzculuğu da bundan kaynaklanır.
Aha daha dün yazıyorlardı: Köy Enstitüleri kapatılmasalarmış Mardin katliamı yaşanmazmış. Çünkü bütün katiller eğitim görecekler, mandolinle Mozart çalacaklar, tenis oynayacaklarmış o zaman.
İçlerinde, "diploması olmayan oy veremesin" diyecek kadar sapıtanlar da görülmüştür. Bunlar "yalnızca yüksek okul mezunlarından oluşan ve bir kısmı da atamayla gelen bir üst meclis" fikrine de çok sıcak bakmışlardır, yarın bir anayasa değişikliği paketine "1961 senatosu" önerisi de girse, alkışlayacaklardır.
"Dağdaki çobanın oyuyla benim oyum bir olamaz" yaklaşımı da bu kafanın ürünüdür tabii.
Azıcık okusalardı, azıcık öğrenselerdi, Batı'da demokrasi mücadelesinin nerelerden geçip nerelere geldiğini bileceklerdi... Eğitim şart diyorlar ama kendilerini eğitmeye yanaşmıyorlar!
Çünkü eğitimden anladıkları, "kız muallim mektebi" eğitimi... Otuz beş kuruşa beyaz kapaklı Sophokles alıp okursan, iş bitiyor (Milli Şef'imizin önsözüyle tabii.)
İki yüz yıl kadar süren demokrasi mücadelesi, tam tersine, dağdaki çobanın oyuyla şehirli kibarın oyunu bir ve eşit duruma getirmek üzerine kuruluydu.
Bir dönem Fransa'da yılda belli bir oranda vergi ödeyemeyen oy kullanamazdı... 1830 devriminin önemli nedenlerinden birisi basın özgürlüğü kavgası, diğeri de yılda o zamanın parasıyla 300 Frank gelir vergisi olan "seçmenlik eşiğini" yılda 200 Frank'a indirmek olmuştur. Böylelikle, daha önce oy kullanamayan birçok küçük burjuva da seçmen olabilmiştir. Bu amaçla Paris sokaklarında kan dökülmüştür.
Ayrıcalıklar için değil, eşitliğin genişletilmesi için ölmüş ve öldürmüşlerdir Fransız devrimcileri!
Sonra da kısıtlamalar bütünüyle ortadan kalktı. Bunun için Fransa'da iki devrim, bir darbe, bir de iç savaş daha gerekti.
Bizim "eşek ilericiler" de tam tersine ayrıcalık istiyorlar!
"Sandıktan benim istemediğim partiler çıkıyor, cahil halk kime oy vereceğini bilemiyor, çobanın oyu bir oy sayılacaksa benimki iki sayılsın, ya da en iyisi okul bitirmeyen oy veremesin" diyenler ülkeyi demokrasi mücadelesinin en başlarına geri döndürmeyi önerdiklerinin farkındalar mı?
Demek ki asıl gerici onlardır!
Ne demişti Abraham Lincoln, demokrasi için?
"Halkın, halk için, halk tarafından yönetimi"...
Halk şu anda Çankaya köşkünde, başbakanlık konutunda, bakanlıklarda... Tornacının oğlu cumhurbaşkanı... Peki bu formülde otuzlu yılların iri kalçalı öğretmen hanımı nerede, kara kolluklu memur beyi nerede, sıfırcı profesörü nerede?
Yoklar. Dalkavukları da bu nedenle çatır çatır çatlıyorlar.


http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2009/05/09/ilerici_esekler
 

zerkli

New member
"""Peki bu formülde otuzlu yılların iri kalçalı öğretmen hanımı nerede, kara kolluklu memur beyi nerede, sıfırcı profesörü nerede?"""



eeee peki engin bey

o iri kalçalı öğretmen babanı okutmadımı ve dahi anneni

ve o sıfırcı profesörde seni okuttu


eee onlara eşek diyorsan seni de onlar okuttuğuna göre dillerinden anlıyorsun demektir.
 

srcndrk

New member
"""Peki bu formülde otuzlu yılların iri kalçalı öğretmen hanımı nerede, kara kolluklu memur beyi nerede, sıfırcı profesörü nerede?"""



eeee peki engin bey

o iri kalçalı öğretmen babanı okutmadımı ve dahi anneni

ve o sıfırcı profesörde seni okuttu


eee onlara eşek diyorsan seni de onlar okuttuğuna göre dillerinden anlıyorsun demektir.
Saçmalamışsın desem?
 

HTML

Üst