"Yazıcıoğlu hakkında yalan söylettiler"
Tuncay Güney, Emniyet'te verdiği ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
MİT tarafından Ergenekon davasına bakan İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ses kayıtlarında, Tuncay Güney'in ifadesinin işkenceyle alındığı ortaya çıkarken, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun partiyi birlikte kurduğu dava arkadaşı Ökkeş Şendiller'den Vakit'e önemli açıklamalar geldi.
Tuncay Güney, önceki gün bir televizyon kanalında merhum Yazıcıoğlu için “Önüme dosyalar koydular. Bunları dikte ettiler. Yazıcıoğlu için Maraş katliamı, Sivas olaylarına katıldığını, TİP'lileri öldürdüğünü söylediler. Benden bunları anlatıldığı şekilde ifademde kullanmamı istediler. Bu bilgileri ise bana Veli Küçük'ün söylediğini aktarmamı istediler. Oysa ben Maraş katliamı'nda çocuktum. Ama söylemediğim takdirde ayağımı yerden kesmek ile tehdit ettiler. Bunları bana dikta ettirdiler. Ben bunları daha sonra Yazıcıoğlu'nu arayarak anlattım. Helallik istedim. O da ‘Helal olsun canım kardeşim, anlayabiliyorum' dedi” itiraflarında bulundu.
Güney'in merhum Yazıcıoğlu'na karanlık eller tarafından nasıl bir tertip hazırlandığı ortaya çıktı. Ortaya çıkan sinsi planları değerlendiren Şendiler ise, “Bu tertip ile o dönemde Aydınlık grubunun tertibi arasında fark yok. Bu kadar karanlık tertiplere rağmen dik durmayı başaran bir liderin ölümü hakkında şüphelerimizin olması gayet normal” diye konuştu.
“TERTİBİN BAŞINDA BULUNANLAR BUGÜN ETÖ SANIĞI”
Sahneye koyulan karanlık oyunların mimarlarının bugün Ergenekon davası ile deşifre olduğunu hatırlatan Şendiler, “Güney'e o gün birileri bunları söyletirken, Aydınlık grubu ve İşçi Partililer ise aynı iddiaları mahkemelerde ve yayın kuruluşlarında dillendiriyordu. Tüm iddiaları ise mahkeme kararları boşa çıkartıyordu. Ancak linç girişimi profesyonel bir ekip tarafından yürütülüyordu. İşte onların çoğunun bugün Ergenekon davasında sanık olduklarını görüyoruz” diye konuştu.
“İÇERİDEN VE DIŞARIDAN HEDEF HALİNDEYDİ”
Millete dayatılmaya çalışılan antidemokratik olayların karşısında Yazıcıoğlu'nun sürekli dik durduğunu vurgulayan Şendiler, “12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve Cumhurbaşkanlığı süreci. Tüm bunlar karşısında millete yapılan dayatmaların karşısında duran bir lider. Karanlık dönemlerde oyunları bozan ve deşifre etmekten korkmayan bir cesur yürek… Bundan dolayı elbette Muhsin Başkan içeriden ve dışarıdan bir kısım planlar içinde olanların hedefindeydi. Bu hedeflerin her karanlık hamlesini dik durarak savuşturmayı başardı. Karanlık güçlerin hedefinde olan birinin şüpheler dolusu bir helikopter kazası sonrası kaybetmemiz elbette bizi kuşkulandırıyor” dedi.
YAZICIOĞLU'NUN ARKADAŞI YETKİLİLERDEN NE İSTEDİ?
“Teknik araştırmalar ve uzman heyetlerin çalışmaları sürüyor” diyen Şendiller, “Ancak en önemli konu kazanın meydana geldiği ilk anlarda ‘Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopter bulundu', ‘Ambulans olay yerinde', ‘Başkan'ın sadece ayağı kırık ve şuuru açık' şeklinde yayılan haberin bilgi kaynağıdır. Eğer bir suikast varsa onu tertipleyenlerin a, b, c planları da hazırdır. Bu planlardan biri de en kaza geç ulaşılması olabilir. Planı yapanlar helikopterin düştüğünden emin olabilirler ama hedeflerindeki ismin yaşayıp yaşamadığından haber alamazlar. Olası bir hayat belirtisine karşın ise en kaza geç ulaşılarak yaralı olanların olay yerinde ölmesini sağlayabilirler. Çünkü o hava şartlarında 3 saat yaralı olarak kalan bir insan ne kadar dayanabilir? İşte İHA muhabiri kardeşimiz buna en iyi örnektir. Kayıtlar bunun belgesidir. Biz özellikle bu konuya bakılmasını istiyoruz.”
http://www.habervaktim.com/haber/67061/yazicioglu_hakkinda_yalan_soylettiler.html
Tuncay Güney, Emniyet'te verdiği ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
MİT tarafından Ergenekon davasına bakan İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ses kayıtlarında, Tuncay Güney'in ifadesinin işkenceyle alındığı ortaya çıkarken, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun partiyi birlikte kurduğu dava arkadaşı Ökkeş Şendiller'den Vakit'e önemli açıklamalar geldi.
Tuncay Güney, önceki gün bir televizyon kanalında merhum Yazıcıoğlu için “Önüme dosyalar koydular. Bunları dikte ettiler. Yazıcıoğlu için Maraş katliamı, Sivas olaylarına katıldığını, TİP'lileri öldürdüğünü söylediler. Benden bunları anlatıldığı şekilde ifademde kullanmamı istediler. Bu bilgileri ise bana Veli Küçük'ün söylediğini aktarmamı istediler. Oysa ben Maraş katliamı'nda çocuktum. Ama söylemediğim takdirde ayağımı yerden kesmek ile tehdit ettiler. Bunları bana dikta ettirdiler. Ben bunları daha sonra Yazıcıoğlu'nu arayarak anlattım. Helallik istedim. O da ‘Helal olsun canım kardeşim, anlayabiliyorum' dedi” itiraflarında bulundu.
Güney'in merhum Yazıcıoğlu'na karanlık eller tarafından nasıl bir tertip hazırlandığı ortaya çıktı. Ortaya çıkan sinsi planları değerlendiren Şendiler ise, “Bu tertip ile o dönemde Aydınlık grubunun tertibi arasında fark yok. Bu kadar karanlık tertiplere rağmen dik durmayı başaran bir liderin ölümü hakkında şüphelerimizin olması gayet normal” diye konuştu.
“TERTİBİN BAŞINDA BULUNANLAR BUGÜN ETÖ SANIĞI”
Sahneye koyulan karanlık oyunların mimarlarının bugün Ergenekon davası ile deşifre olduğunu hatırlatan Şendiler, “Güney'e o gün birileri bunları söyletirken, Aydınlık grubu ve İşçi Partililer ise aynı iddiaları mahkemelerde ve yayın kuruluşlarında dillendiriyordu. Tüm iddiaları ise mahkeme kararları boşa çıkartıyordu. Ancak linç girişimi profesyonel bir ekip tarafından yürütülüyordu. İşte onların çoğunun bugün Ergenekon davasında sanık olduklarını görüyoruz” diye konuştu.
“İÇERİDEN VE DIŞARIDAN HEDEF HALİNDEYDİ”
Millete dayatılmaya çalışılan antidemokratik olayların karşısında Yazıcıoğlu'nun sürekli dik durduğunu vurgulayan Şendiler, “12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve Cumhurbaşkanlığı süreci. Tüm bunlar karşısında millete yapılan dayatmaların karşısında duran bir lider. Karanlık dönemlerde oyunları bozan ve deşifre etmekten korkmayan bir cesur yürek… Bundan dolayı elbette Muhsin Başkan içeriden ve dışarıdan bir kısım planlar içinde olanların hedefindeydi. Bu hedeflerin her karanlık hamlesini dik durarak savuşturmayı başardı. Karanlık güçlerin hedefinde olan birinin şüpheler dolusu bir helikopter kazası sonrası kaybetmemiz elbette bizi kuşkulandırıyor” dedi.
YAZICIOĞLU'NUN ARKADAŞI YETKİLİLERDEN NE İSTEDİ?
“Teknik araştırmalar ve uzman heyetlerin çalışmaları sürüyor” diyen Şendiller, “Ancak en önemli konu kazanın meydana geldiği ilk anlarda ‘Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopter bulundu', ‘Ambulans olay yerinde', ‘Başkan'ın sadece ayağı kırık ve şuuru açık' şeklinde yayılan haberin bilgi kaynağıdır. Eğer bir suikast varsa onu tertipleyenlerin a, b, c planları da hazırdır. Bu planlardan biri de en kaza geç ulaşılması olabilir. Planı yapanlar helikopterin düştüğünden emin olabilirler ama hedeflerindeki ismin yaşayıp yaşamadığından haber alamazlar. Olası bir hayat belirtisine karşın ise en kaza geç ulaşılarak yaralı olanların olay yerinde ölmesini sağlayabilirler. Çünkü o hava şartlarında 3 saat yaralı olarak kalan bir insan ne kadar dayanabilir? İşte İHA muhabiri kardeşimiz buna en iyi örnektir. Kayıtlar bunun belgesidir. Biz özellikle bu konuya bakılmasını istiyoruz.”
http://www.habervaktim.com/haber/67061/yazicioglu_hakkinda_yalan_soylettiler.html
