yüce_türk
Banned
- Katılım
- 8 Ocak 2009
- Mesajlar
- 972
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Kasımpaşa diplomasisi ve özür fiyaskosu !
Neymiş efendim?
Rasmussen İstanbul’da bütün İslam aleminden özür dileyecekmiş!
Dahası;
Roj TV’yi de hemen
kapattıracakmış!
Bitmedi...
Obama da bu taahütlerin garantörüymüş!
Aradan haftalar ya da aylar değil sadece iki gün geçiyor.
Rasmussen önce Roj TV olayını yalanlıyor.
Ve ardından ikinci sahne:
Rasmussen’in İstanbul konuşmasında özür falan da yok!
Söyler misiniz nedir bunun adı?
Hani özür dilenecekti, hani Roj TV kapatılacaktı, hani Obama da bütün bunlar için garantördü?
Sahi nedir şu birkaç gün içinde yaşananlar?
Aptal yerine konan devletimiz mi, milletimiz mi?
Tayyip Erdoğan ne yapmak istedi anlayabilen var mı?
Başbakan, Rasmussen’e neden karşı çıktı ve ertesi gün niçin çark etti?
Olli Rehn ve benzerlerinin tehdidi yüzünden mi?
Diyorlar ki, Erdoğan aslında başlangıçtan itibaren oyun oynadı yani politika yaptı!
Öyle ise politikası gümledi zira Türkiye’yi şantajla hızaya gelen ülke konumuna soktu.
Kazanım diye üfürülenlerin de hikaye olduğu Rasmussen’in dünkü tutumu ile kesinlik kazandı.
Hiç dolandırmadan söyliyelim bunun adı Kasımpaşa diplomasisidir.
Tribünlerin hoşuna gidecek şekilde bağırıp çağırmak ama zoru gördüğünde ülke onurunu düşünmeden tabanları yağlayıp kaçmak, yani çark etmek!
Yahu diplomasinin metotları vardır..
Rasmussen’e karşı isen bunu kapalı kapılar ardında dillendiririr ve direncini
sürdürürsün!
Yok, içerde sonuç alamayıp işi meydan okumaya götürdüysen, bunu da sonuna kadar sürdürmen gerekir. Maalesef Erdoğan’ın yaptığı tam tersidir.
Görünen, Tayyip Bey’in yine konuyu istismar etme arzusunda olduğu ve Müslüman dünyanın hamisi olmaya çalıştığıdır.
İyi de her zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor işte... Davos’da uyan hesap, İstanbul’da şaştı ve Rasmussen güya söz vermesine rağmen bir özrü bile çok gördü.
Sadece bu fotoğraf bile Türkiye’nin nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor.
Fransa’nın NATO’ya dönüşünde teknik itirazlarını seslendiremeyen ve pazarlık yapmayı aklından geçirmeyen Türkiye’nin, Olli Rehn’in tehdidi ile geri adım görüntüsüne girmesi aşağılanmanın ötesindedir.
Türkiye bu Kasımpaşa diplomasisinden kurtarılmalıdır.
BİLİYOR MUYDUNUZ?..
OBAMA meğer Medeniyetler Toplantısına gelmiş!
Obama’nın Ankara ziyareti iddia edildiği gibi yeni ABD yönetiminin Türkiye’ye verdiği önemin eseri değil.. Dün öğrendik ki, meğer Obama aslında Medeniyetler İttifakı Forumuna katılmak amacı ile Türkiye’yeyi programına almış. Amacı bu foruma katılıp İslam dünyasına mesajlar vermek ve Paxamericana’nın imajına katkı yapmakmış. G-20 ve NATO toplantılarının ardındaki bu etkinliğe katılma bunun içinmiş. Ancak bu durum Hillary Clinton Türkiye’ye geldiğinde Ankara’nın şiddetli itirazı ve ısrarına sebep olmuş ve Obama’nın Türkiye’ye gelmişken Ankara’ya uğramamasının yanlış anlaşılacağı söylenmiş. ABD yönetimi de bu teklifi makul görerek geziye Ankara bölümünü ilave etmiş. Eski diplomat Onur Öymen mahreçli olan bu haber fevkalade önemlidir ve kamuoyumuzun nasıl manipüle edildiğini gözler önüne sermektedir.
kaynak
Neymiş efendim?
Rasmussen İstanbul’da bütün İslam aleminden özür dileyecekmiş!
Dahası;
Roj TV’yi de hemen
kapattıracakmış!
Bitmedi...
Obama da bu taahütlerin garantörüymüş!
Aradan haftalar ya da aylar değil sadece iki gün geçiyor.
Rasmussen önce Roj TV olayını yalanlıyor.
Ve ardından ikinci sahne:
Rasmussen’in İstanbul konuşmasında özür falan da yok!
Söyler misiniz nedir bunun adı?
Hani özür dilenecekti, hani Roj TV kapatılacaktı, hani Obama da bütün bunlar için garantördü?
Sahi nedir şu birkaç gün içinde yaşananlar?
Aptal yerine konan devletimiz mi, milletimiz mi?
Tayyip Erdoğan ne yapmak istedi anlayabilen var mı?
Başbakan, Rasmussen’e neden karşı çıktı ve ertesi gün niçin çark etti?
Olli Rehn ve benzerlerinin tehdidi yüzünden mi?
Diyorlar ki, Erdoğan aslında başlangıçtan itibaren oyun oynadı yani politika yaptı!
Öyle ise politikası gümledi zira Türkiye’yi şantajla hızaya gelen ülke konumuna soktu.
Kazanım diye üfürülenlerin de hikaye olduğu Rasmussen’in dünkü tutumu ile kesinlik kazandı.
Hiç dolandırmadan söyliyelim bunun adı Kasımpaşa diplomasisidir.
Tribünlerin hoşuna gidecek şekilde bağırıp çağırmak ama zoru gördüğünde ülke onurunu düşünmeden tabanları yağlayıp kaçmak, yani çark etmek!
Yahu diplomasinin metotları vardır..
Rasmussen’e karşı isen bunu kapalı kapılar ardında dillendiririr ve direncini
sürdürürsün!
Yok, içerde sonuç alamayıp işi meydan okumaya götürdüysen, bunu da sonuna kadar sürdürmen gerekir. Maalesef Erdoğan’ın yaptığı tam tersidir.
Görünen, Tayyip Bey’in yine konuyu istismar etme arzusunda olduğu ve Müslüman dünyanın hamisi olmaya çalıştığıdır.
İyi de her zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor işte... Davos’da uyan hesap, İstanbul’da şaştı ve Rasmussen güya söz vermesine rağmen bir özrü bile çok gördü.
Sadece bu fotoğraf bile Türkiye’nin nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor.
Fransa’nın NATO’ya dönüşünde teknik itirazlarını seslendiremeyen ve pazarlık yapmayı aklından geçirmeyen Türkiye’nin, Olli Rehn’in tehdidi ile geri adım görüntüsüne girmesi aşağılanmanın ötesindedir.
Türkiye bu Kasımpaşa diplomasisinden kurtarılmalıdır.
BİLİYOR MUYDUNUZ?..
OBAMA meğer Medeniyetler Toplantısına gelmiş!
Obama’nın Ankara ziyareti iddia edildiği gibi yeni ABD yönetiminin Türkiye’ye verdiği önemin eseri değil.. Dün öğrendik ki, meğer Obama aslında Medeniyetler İttifakı Forumuna katılmak amacı ile Türkiye’yeyi programına almış. Amacı bu foruma katılıp İslam dünyasına mesajlar vermek ve Paxamericana’nın imajına katkı yapmakmış. G-20 ve NATO toplantılarının ardındaki bu etkinliğe katılma bunun içinmiş. Ancak bu durum Hillary Clinton Türkiye’ye geldiğinde Ankara’nın şiddetli itirazı ve ısrarına sebep olmuş ve Obama’nın Türkiye’ye gelmişken Ankara’ya uğramamasının yanlış anlaşılacağı söylenmiş. ABD yönetimi de bu teklifi makul görerek geziye Ankara bölümünü ilave etmiş. Eski diplomat Onur Öymen mahreçli olan bu haber fevkalade önemlidir ve kamuoyumuzun nasıl manipüle edildiğini gözler önüne sermektedir.
kaynak