'Aleviler psikolojik baskı görüyor'

poll1965

New member


MADDE 1 :Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
MADDE 2 : Herkes; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka inançlarına bakılmaksızın eşit haklara sahiptir. ınsanlar ulusal ve toplumsal kökenleri, zenginlikleri, doğuş farklılıkları ya da herhangi başka bir ayrım gözetilmeksizin bu bildirgede belirtilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilirler.

MADDE 3 : Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
MADDE 4 : Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü biçimiyle yasaktır.
MADDE 5 : Hiç kimseye işkence yapılamaz; kıyıcı, insanlık dışı, onur kırıcı ceza ve davranışlar uygulanamaz.
MADDE 6 : Herkes nerede olursa olsun, yasal haklarının tanınması hakkına sahiptir.
MADDE 7 : Herkes yasalar karsısında eşittir ve ayrımsız olarak yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin, bu bildirgeyle belirtilen haklarına ters düşen ayırt edici davranışlar için yapılacak kışkırtmalara karşı eşit korunma hakkı vardır.

MADDE 8 : Herkesin, kendisine anayasa ya da yasalarla tanınan temel haklarının yok edilmesi ya da zedelenmesi girişimine karsı ulusal mahkemelere başvuru hakkı vardır.
MADDE 9 : Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alı konamaz ya da sürülemez.
MADDE 10 : Herkes, haklarının, görevlerinin ya da kendisine cezai sorumluluk yükleyecek herhangi bir suçlamanın belirlenmesinde tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adilane ve acık olarak görülmesi hakkına sahiptir.
MADDE 11 :
a) Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli tüm koşulların sağlandığı açık bir yargılanma sonucunda yasalarca suçlu olduğu saptanmadıkça suçsuz sayılır.
b) Hiç kimse, işlendikleri sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan eylemlerden ya da ihmallerden dolayı mahkum edilemez. Bunun için, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.

MADDE 12 : Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine konut dokunulmazlığına ya da yazışma özgürlüğüne keyfi olarak karışılamaz; kimsenin onur ve ününe karşı kötü davranışlarda bulunulamaz. Herkesin bu karışma ve kötü davranışlara karşı yasalarla korunma hakkı vardır.
MADDE 13 :
a) Herkesin, herhangi bir devletin toprakları üzerinde serbestçe yolculuk yapma ve yasama hakkı vardır.
b) Herkes, kendi ülkesi içinde olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yine dönmek hakkına sahiptir.
MADDE 14 :
a) Herkesin, baskı ve kıyıcılık karsısında başka ülkelere sığınma ve bu ülkeler tarafından sığınık olarak kabul edilmesi hakkı vardır.
b) Bu hak, adi bir suçun işlenmesi ya da Birleşmiş Milletlerin ilke ve amaçlarına ters düşen etkinliklere dayanan kovuşturmalar durumunda ileri sürülemez.
MADDE 15 :
a) Herkesin bir vatandaşlığa hakkı vardır.

b) Hiç kimse keyfi olarak vatandaşlığından ya da vatandaşlığını değiştirmek hakkından yoksun bırakılamaz.
MADDE 16 :
a) Evlilik cağına varan her erkek ve kadın, ırk, vatandaşlık ya da din bakımlarından hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına sahiptir. Evlilik bakımından, kadın ve erkek evliliğin sürdürülmesinde, bozulmasında eşit haklara sahiptir.
b) Evlenme bağıtı ancak evlenecek kişilerin özgür ve tam isteğiyle yapılır.
c) Aile, toplumun doğal ve temel öğesidir; toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahiptir.
MADDE 17 :
a) Herkes tek basına ya da başkalarıyla birlikte mal ve mülk edinme hakkına sahiptir.
b) Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılamaz.

MADDE 18 : Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Buna göre, herkes din ya da inanç değiştirmekte özgürdür. Ayrıca dinini ya da inancını tek başına ya da toplulukla birlikte açık olarak ya da özel olarak öğretim, uygulama, ibadet ve ayinlerle açıklama özgürlüğüne sahiptir.
MADDE 19 : Herkesin düşünme ve anlatma özgürlüğü vardır. Buna göre, hiç kimse düşüncelerinden dolayı rahatsız edilemez. Ayrıca ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve düşünceleri her türlü araçla aramak, sağlamak ve yaymak hakkına sahiptir.
MADDE 20:
a) Herkes barışçıl yollarla toplantı yapmak, dernek kurmak ve derneğe katılmak hakkına ve özgürlüğüne sahiptir.

b) Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
MADDE 21 :
a) Herkes, doğrudan doğruya ya da serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığıyla, ülkesinin devlet işleri yönetimine katılma hakkına sahiptir.
b) Herkesin, ülkesindeki devlet hizmetinden eşitlikle yararlanma hakkı vardır.
c) Hükümet yetkisinin temeli halkın iradesidir; halk bu iradesini gizli ya da açık bir şekilde özgürce oy vermelerinin sağlandığı devreli ve dürüst seçimlerle belirtir.
MADDE 22 : Herkesin, toplumun bir üyesi olması nedeniyle sosyal güvenliğe hakkı vardır. ınsanların onur ve kişiliklerinin özgürce gelişmesi için zorunlu olan ekonomik, toplumsal ve kültürel hakların, ulusal cabalar ve uluslararası işbirliği yoluyla her devletin örgütleri ve kaynaklarıyla orantılı olarak gerçekleştirmesine hakları vardır.
MADDE 23 :
a) Herkes, çalışma, işini özgürce seçme, adil ve uygun çalışma şartlarının sağlanması ve işsizlikten korunma haklarına sahiptir.
b) Herkesin, hiçbir ayrım gözetilmeksizin, eşit çalışma karşılığında eşit ücret almaya hakkı vardır.
c) çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşam sağlayan ve gerekirse her türlü toplumsal koruma araçlarıyla da tamamlanan adil ve uygun bir ücrete hakkı vardır.
d) Herkesin, çıkarlarını korumak için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
MADDE 24 : Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma suresinin uygun biçimde sınırlanmasına ve belirli devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
MADDE 25 :
a) Herkesin gerek kendisine gerekse ailesi için, beslenme, giyim, barınma, sağlık ve öteki sosyal hizmetler de içinde olmak üzere; sağlığını ve güvencini sağlayacak, uygun bir yaşam düzeyine hakkı vardır. ışsizlik, hastalık, dulluk, yaşlılık ya da geçim olanaklarından kendi isteği ve iradesi dışında yoksun kalma gibi durumlarda sosyal güvenlik hakkına sahiptir.

b) Analık ve çocukluk, özel koruma ve yardım görme hakkına sahiptir. Bütün çocuklar, evlilik içinde ya da dışında doğsunlar aynı sosyal korunmadan yararlanırlar.
MADDE 26 :
a) Herkes eğitim görme hakkına sahiptir. Eğitim parasızdır; hiç değilse ilk ve temel eğitim aşamalarında böyle olmalıdır. ılk öğrenim ve eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki öğretimden herkes yararlanabilmelidir. Yüksek öğretim, diğerlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
b) Eğitimin amacı, insan kişiliğinin tam ve özgürce gelişmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygının güçlenmesi olmalıdır. Bütün milletler, ırk ve din grupları arasındaki anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın sürdürülmesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
MADDE 27 :
a) Herkes, toplumdaki kültürel çalışmalara serbestçe katılmak, güzel sanatlarla ilgilenmek, bilimsel ilerlemenin getirdiği yararlara ortak olmak ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
b) Herkesin, sahibi bulunduğu her türlü bilim, edebiyat ya da sanat yapıtlarından doğan moral ve maddi çıkarların korunması hakkı vardır.
MADDE 28 : Herkesin, bu bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin tam uygulanmasını sağlayacak bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.
MADDE 29 :

a) Herkesin kişiliğinin tam ve özgür gelişmesi, içinde yaşadığı topluma karşı görevlerini yerine getirmesiyle olanaklıdır.
b) Herkes, haklarını kullanmak ve özgürlüklerinden yararlanmak konusunda; ancak yasalarla sırf başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve bunlara saygı gösterilmesini sağlamak amacıyla ve toplumun ahlak, düzen ve genel gönencinin gereklerini karşılamak için belirlenmiş kurallara bağlıdır.
c) Bu hak ve özgürlükler hiçbir şekilde Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine ters düşecek biçimde kullanılamaz.
MADDE 30 : Bu bildirgenin hiçbir yargısı, içinde yayınlanan hak ve özgürlüklerin bir devlet, sınıf ya da kişi tarafından yok edilmesini güden bir çalışmaya girişmeye ya da eylemli olarak bunu islemeye herhangi bir hak getirir nitelikte yorumlanamaz.


' Aleviler psikolojik baskı görüyor r'



Mahalle baskısının bazı yüzleri Denizli'de de kendini gösteriyor...

İşte Birgün Gazetesi'nin yazı dizisi

DENİZLİ’DE KADINLAR CEMAAT ÇEMBERİNDE

Bir başka ‘Anadolu Kaplanı’ Denizli, inişli çıkışlı ekonomik yaşantısını sürdürürken, tartışılan Mahalle Baskısı için çarpıcı örnekler oluşturuyor...

Metin Özuğurlu’nun deyimiyle “Son iki asırlık toplumsal tarihi tekstil sektörünün el tezgâhlarından ‘küresel fabrika’ organizasyonuna” uzanan bir geçmişe sahip Türkiye’nin bir başka “Anadolu Kaplanı” Denizli… “Küresel fabrika”nın temelinde ise iki dokumacı kasaba var: Babadağ ve Buldan… Çalışkanlıkları ile tanınan bu yöre insanları için dokuma tezgâhları yaşamın en önemli parçası.

Denizli, 1990 yılında Türkiye’nin ilk Dokumacı Grevi’ni yaşar… 10 gün sürer grev. Politik olarak hareketlidir Denizli. Son yıllarda ise artan cemaat ilişkileri ile gündemdedir Denizli. Her zaman olan cemaat ilişkileri muhafazakâr iktidarlarla birlikte gücünü pekiştirir. Denizli açısından “mahalle baskısı” dendiğinde her şeyi belirleyen cemaat ilişkileridir. Denizli de geçmişte de tarikatların hayli etkili olduğu ancak bu kadar görünür olmadığı anlatılırken, Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a çok yakın bir isim olduğu, hatta geçen yıl başında Radikal gazetesinin AKP’nin yerel uygulamaları için Denizli’yi model aldığına dair bir manşet haberine dikkat çekiliyor. Üniversite nedeniyle kent merkezinin varoşlara göre daha iyi durumda olduğu anlatılırken, Pamukkale Üniversitesi Rektörü’nün eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun damadı olmasına vurgu yapılıyor.

Çalışmamızı gerçekleştirirken diğer kentlerde de olduğu gibi, kadınlar, gençler, kamu, Aleviler, işadamları ve esnafla konuştuk. Kadınlar genelde tekstil atölyelerinde istihdam ediliyor. Tekstil atölyelerinde biraz da sağlık açısından türban ya da başörtüsü yaygın, açık olanların da çalışırken başını örttüğü sıklıkla ifade edildi. Bazı tekstil atölyeleri sadece türbanlı kadın işçi istihdam ederken, iş bulabilmek için iş görüşmesine türbanlı gidildiği belirtildi.

Kent merkezinde başı açık dolaşılabildiği ancak varoşlarda, türbanın çok yaygın olduğu, açık giyinenlere hoş gözle bakılmadığı bilgisi verildi.

YOKSULLUK VE İŞSİZLİK YİNE GÜNDEMDE

Bu kesimlere mesafeli duranlara zaman zaman davetler yapıldığı belirtilirken, açık bir baskı yapmak yerine daha yumuşak yaklaşıldığı anlatıldı. Kent merkezinde önceki yıllara oranla daha fazla türbanlı ve çarşaflı bulunduğu belirtilirken, bunun biraz da görünürlük yaratma isteğinden kaynaklandığı söylendi. Kent merkezindeki kafe, çay bahçesi gibi ortak alanlarda birlikte oturulduğunu anlatan kadınlar açık giyinenlerin fiziki bir tacize uğramadığını anlattı. Görüşme yaptığımız bir genç kız ise iş dönüşü çarşaflı bir grup kadının sözlü tacizine uğradığını anlattı. Kent merkezinde yaşanan bu olayda, kadınlar genç kıza “Neden açık giyiniyorsun, utanmıyor musun?” diye laf atınca, genç kız “Siz kapandıkça ben açılacağım” yanıtını verdiğini, kadınların bunun üzerine yanından ayrıldığını anlattı.

Özellikle işsiz ailelere yaklaşan tarikat mensuplarının ekonomik yardımlarla aileyi yanına çektiği ve bu ailedeki kadın ve kızların başını örtmesi için telkinde bulunduğu anlatıldı. Belediye otobüslerinde türbanlıların açıklara yer vermediği ifade edilirken, görüşülen kadınların bazıları bu olaya bizzat tanık olduğunu söyledi.

Denizli’nin dışarıdan hayli modern bir kent gibi görünmesine karşın, varoşlar ile kent merkezinin zıtlık içinde olduğunu anlatan kadınlar, ekonomik durumu genele göre biraz daha iyi olanların varoşlardan kent merkezine geçmeyi tercih ettiğini vurguladılar. Varoşlarda kendilerinin de eşlerinin de şortla balkona çıkamadığını, bakkala gidemediğini, ilk başlarda böyle davrananların da tepki gördüğünü anlattılar.

Varoşlarda yalnız yaşayan kadınların cemaatler tarafından “çember”e alındığı söylendi. Özellikle ekonomik yardımlarla bu insanlarla temas kurulduğu belirtilirken, bu kadınların da kapanmaya başladığı anlatıldı. Bu arada Denizli’de boşanma oranın yüksekliğine dikkat çekildi. Buna gerekçe olarak da erken yaşta evlendirilen kızların, tekstil sektöründe çalışarak ekonomik özgürlüğe kavuştuğunda, genelde istemeden gerçekleşen bu erken evlilikleri sürdürmemesi gösterildi.

Belediyenin düzenlediği sosyal etkinlikler konusunda da görüşülen kadınların büyük kısmı, bu etkinliklerin kendileri için cazip olmadığını, boş zamanlarını evde geçirdiklerini, zaman zaman da şehir merkezindeki çay bahçelerine gittiklerini anlattılar. Örnek olarak da Kutlu Doğum Haftası’nda bir hafta boyunca abartılı etkinlikler düzenlendiğini ancak bu etkinliklere AKP tabanı ile varoşlardaki insanların rağbet ettiğini anlattılar. Geçen yıllardan kalan festival türü etkinliklerin ise yasak savar anlayışla yapıldığını ve giderek içinin boşaldığını anlattılar.

GENÇLER İÇİN DURUM DEĞİŞMİYOR…

Üniversite öğrencisi bir genç kız yaz ve kış arasında kentteki durumun farklı olmadığını söyledi. Denizli’de Pamukkale Üniversitesi’nde 26 bin öğrenci bulunduğunun altını çizen genç kız kampusta herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını erkek arkadaşlarıyla rahat dolaşabildiklerini, benzer biçimde kent merkezinde de önemli bir sıkıntı yaşamadıklarını ancak varoşlardan uzak durduklarını ifade etti. Öğrenci evleri kentin Kınıklı adlı bölgesinde yoğunlaşıyor. Denizli’de anlatılan ilginç bir durum da kent halkının bekara ev vermezken öğrenciye ev vermesi. Bu durum ekonomik nedenlerle açıklanıyor. Öğrenci evleri normalden daha pahalı. Ayrıca kentte çok sayıda “Işık Evi” bulunduğu belirtildi. Bu evlere giren çıkanların kampusta diğer öğrencilerle bir sürtüşme yaşamadığını, hatta sık sık bu evlere davet edilen arkadaşları olduğunu anlatan bir kız öğrenci kampüste zaman zaman Ülkücülerle “Doğulu öğrenciler”in çatışma yaşadığını aktardı. Kınıklı dışında kalan varoş bölgelerde oturan öğrencilerin kapalı ve türbanlı olduğu vurgulanırken, açık giyinen öğrencilerin Kınıklı bölgesi ve kent merkezi ile yaşamlarını sınırladığı, varoşlardan uzak durdukları aktarıldı. Öğrenciler genellikle üniversitenin etkinliklerine katılıyor, belediyenin etkinlikleri ise pek tercih edilmiyor.

Gençlerle yaptığımız görüşmelerde uzun saçlı ve küpesi olan bir genç erkek, merkezde bir sıkıntı yaşamadığını ama varoşlarda küpeli bir gencin iyi gözle karşılanmadığını anlattı. Şortla merkezde dolaşabilirken, varoşlarda bunun pek mümkün olmadığını belirten üniversiteli bir erkek de kız arkadaşlarıyla merkezde rahat olduklarını, ama yine de yer yer bakışlarla rahatsız edildiklerini anlattılar.

Gençler, bazı ev sahiplerinin içki içildiği gerekçesiyle evin boşaltmasını istediğini, arkadaşlarının da boşalttığını söylediler. Daha önce Orman Müdürlüğü’ne ait mesire yerinde toplanıp piknik yapabildiklerini ve bira içebildiklerini söyleyen gençler, artık belediyenin bunu yasakladığını ve içki içilmesi halinde özel güvenlik görevlilerinin müdahale ettiğini anlattılar.

MEMURLARIN CUMA SENDROMU…

Denizli’de Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı yerlerde türbanlı çalışanların bulunduğu öğrenildi. Özellikle de dışarıdan hizmet alımıyla gelen kadın çalışanların çoğunun kapalı ve türbanlı olduğu anlatılırken, bazen şefler tarafından ev toplantılarına gidilmesinin telkin edildiği anlatıldı. Cuma namazında cumaya gitmeyen memurlara, Alevi olduğu bilinen memurlara “Espri” adı altında “Hadi sen gelmiyor musun namaza?” denildiği, bazı şeflerin gündelik iş akışı içinde “Söyle bakalım İslam’ın şartı kaç?” gibi sorular sorduğu aktarıldı.

Bu konuda en çok sıkıntıyı öğretmenlerin yaşadığı, doktorların biraz daha rahat olduğu gözlendi. Ancak aile hekimliği konusunda pilot il olan Denizli’de özellikle muhafazakâr doktorların aile hekimi seçildiği, pek çoğunun prosedür gereği aile hekimi özelliği taşımamasına karşın, aradaki ücret farkı nedeniyle muhafazakârların aile hekimi yapıldığı anlatıldı.

Öte yandan eskiden Denizli’de cuma namazı zamanı dükkanların kapanmadığı, genellikle dükkanda bir kişi bırakılarak namaza gidilirken, şimdi “Cuma’dayım” yazılı kağıtların kapılara yapıştırıldığı ve bu yazıların adeta birer referans haline getirildiği söylendi. AKP’li yönetim ile birlikte eskiden başörtüsü tabir edilen biçimin giderek türbana dönüştüğü anlatıldı. Bu konuda ikinci konu olarak gösterilen alkole karşı açık bir mücadeleye girişildiği kaydedildi. Kent merkezinde özellikle insanların boş zamanlarını geçirdiği, Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde hiçbir yere alkol ruhsatı verilmediği anlatıldı.

KIRMIZI BÖLGE GİRİŞİMİ…

Denizli’de 2004 yılından bu yana alkol ruhsatı verilmediği, son dönemde sadece Denizli Forum Çamlık, Teras Park ve Tabakhane bölgesinin içkili alan olarak belirlendiği belirtildi. İçki ruhsatı olanlar da yerlerini devredemiyorlar, nitekim devirden sonra ruhsat yenileme işlemi yapılmıyor. Denizli’deki ruhsat sorunu karşısında çözüm olarak dernek-lokal girişimleri başlamış. Nitekim, son dönemde açılan dernek sayısı artmış.

Ne var ki, Dernekler Kanunun’da yapılan değişiklikle içki servisi yapan lokallerin 2008 Mart ayından itibaren şehir dışına çıkmaları tebliğ edilmiş. Uygulama itirazlarla bir yıl ertelenmiş. Şehir dışı olarak gösterilen (Kırmızı Bölge) Tabakhane mevkii ise halen tabak esnafının bulunduğu, hiçbir altyapısı olmayan ve kent merkezine uzak bir bölge. Lokaller ya buraya gidecek ya da içki servisini kaldıracak. Belediye Meclisi içkili lokaller için Tabakhane’yi belirlemiş ama bu bölgedeki insanlar da karara karşı çıkıyor. İçkili yerlerin bölgelerine gelmesini istemiyor. Şu ana kadar yalnızca bir birahanenin buraya taşındığı vurgulandı.

Valilik ile belediyenin içkili yerlerde “terör estirdiği”, tekel büfelerinin 00:24’ü bir dakika geçe açık olduğu için ceza yediği anlatıldı. Kent merkezinde lokallerin dışında pek mekân bulunmadığı, insanların genelde Antalya-Acıpayam yolu üzerindeki içkili yerleri tercih ettiği belirtildi. Cuma, cumartesi ve pazar günleri bu güzergâh üzerindeki alkol denetimlerin arttırıldığı, hatta alternatif güzergâhlarda bile kontrollerin yapıldığı anlatıldı.

Ramazanda, kent içindeki belli içkili yerlerin ramazan mönüsüne geçtiği, pek çoğunun da ramazan boyunca “tadilat” gerekçesiyle kapattığı belirtildi. Denizli’ye ilişkin ilginç bir nokta da alkol kullananların Perşembe gecesi içmediği yolunda. Anlatımlarda, perşembe içmeyen kişinin cuma akşam arabasına atlayıp ya, yol üstü mekânlara ya, yakın bölgedeki yazlığına ya da turistik ilçelere gittiği vurgulandı. Bu gidenler arasında muhafazakâr görünen esnafın da bulunduğu anlatıldı. Buna örnek olarak aktarılan olay şöyle: “Muhafazakâr tanınan bir işadamı Denizli’den çıkar çıkmaz arabasında üzerine değiştirip şortunu giyip yoluna devam eder, eğlencesini yapar döner.”

Kentin büyük iki market zincirinde içki satılmıyor. Bu marketlerden birisi muhafazakârlara ait diğeri de sosyal demokrat bilinen ancak yine müşteri kaybetmemek için içki satmayan bir zincir.

Bazı mahallerde tarikat mensuplarının bakkalları dolaşarak içki satmaması yönünde telkinde bulunduğu anlatıldı. Denizli Belediyesi’ne ait alkol de satan bütün büfelerin kaldırıldığı, hatta engelli bazı kişilerin işlettiği bu büfelerin kaldırılmasıyla pek çok kişinin mağdur edildiği ifade edildi. Bir yerel gazeteci 2002 yılında yaşadığı bir olayı şöyle anlattı:

“Bir emniyet müdürümüz vardı, tekel büfesinden siyah poşetle çıkan birini görünce aracını durdurup iner, poşetteki biraları açıp sokağa dökerdi”

Yüz yüze görüşmelerde “Mahalle Baskısı”nın kimi yerde cemaatlerce kimi yerde ise yerel yönetim ve mülki idare tarafından uygulanan bir “Devlet Baskısı’na dönüştüğünü söylemek, Denizli için abartı sayılmaz.

***

‘Aleviler psikolojik baskı görüyor’

Komşularının sıklıkla “Ne var başını kapatsan” telkinlerinde bulunduğunu belirten bir Alevi kadın, Alevilerin topluca yaşadıkları bir yerin Denizli’de olmadığını, dağınık durumda olduklarını, sadece Güzelköy denilen bir Alevi köyünün bulunduğunu anlattı.

Denizli’de Cem Evi bulunmadığını, cenazelerin genelde evden mezarlığa götürüldüğünü anlatan Aleviler, Ramazanda oruç konusunda telkinler yapıldığını, Muharrem Ayı’nda oruç tuttuklarını söylemelerine rağmen, “Ramazan’da da tutun ne olur?” denildiğini dile getirdiler. Zaman zaman piknikler düzenlendiğini, Hacı Bektaş Derneği’nin Denizli’de bir şubesinin bulunduğunu, derneğin bu tür sosyal etkinlikler yaptığını aktardılar.

Aleviliği farklı algılayan Sünnilerin kendilerine saygı göstermediğini kaydeden Aleviler, okullarda baskıların yaşandığını söylediler. Özellikle din derslerinde Alevi öğrencilerin öğretmenler tarafından zor durumda bırakıldığı, not silahının kullanıldığı altı çizilerek ifade edildi. Alevilerin suskun ve çekingen bir halde olduğu, pek çok Alevi’nin de kimliğini gizlemeye çalıştığı vurgulandı. Ramazanda bazı Alevi ailelerin sahurda odalarından birinin ışığını açık bıraktığını anlatan bir kadın, oruçluymuş gibi davrananlar bulunduğunu söyledi. Mahallelerdeki ev toplantılarına davet edildiğini anlatan kadın, komşuluk ilişkileri kullanılarak bu toplantılara götürülmek istendiğini, komşuluk ilişkisi nedeniyle bu toplantılara giden Alevilerin bulunduğunu söyledi. Dini sohbet ve Kuran okunan bu toplantıların hemen her mahallede çok sıklıkla ve çok sayıda evde yapıldığını anlatan kadın, bu davetleri kabul etmeyenlerin (kendisinin de başına gelmiş) bir süre sonra dışlandığını, selamın sabahın kesildiğini anlattı. Alevi esnafın da cuma namazı saatinde dükkanını kapattığı ifade edildi. Evlerine gelen açık giyimli misafirlerin bile psikolojik tacize uğradığını anlatan kadın, ürkütücü gözlerle izlendiklerini söyledi.

SİZCE BASKI VARMI YOKMU

KAYNAK KAYNAK

http://www.habercem.com/Aleviler-psikolojik-baski-goruyor_58917.html
 

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Hocam;
Önce şuna karar verin;

1_Bu forum dahil bir çok yerde tartışıldı,işi ibadet ile çözmeye çalıştığımız vakit"aleviler de namaz kılıyor,oruç tutuyor,ibadet ediyor" dendi.Bu şartları yerine getiren zaten müslümandır.Adı yada kimliği neye mensup olursa olsun.
2_Eğer ki;peygamberi tanımıyor,kuran'ı saymıyor,ibadeti farklı bir şekilde yapıyorsan bidat uyguluyorsundur ki;bu da müslümanlığa girmez.

Ve son olarak;
alevi-sünni olayını hortlatan yine alevilerin kanına giren sözde islamcılardır ki,her yol onlara tek inandıklrı Allah'ları olan abd doları olarak döner.

İsteyen istediği gibi yaşasın,ama ne kadar saygı istiyorsan o kadar da saygı göstereceksin.
 

YaRpAK.

New member
Hocam;

İsteyen istediği gibi yaşasın,ama ne kadar saygı istiyorsan o kadar da saygı göstereceksin.
yanlış söyledin hocam

saygı istendiği kadar görülecek bir şey değildir gösterdiğin kadar görülecek bir şeydir.


Cumhuriyetimizin Kanunlarına Kurallarına Devrimlerine Saygı Gösterdiğin Ölçüde Saygı görürsün.

Kimsenin inancı Cumhuriyetimizi esir alamaz Kimsenin inancı Cumhuriyetimizden üstün değildir.

Cumhuriyetime saygı gösterene saygı saygı gösteririm.

Cumhuriyetime saygılı olmayanın inancına tükürürüm.

Cumhuriyetimiz sahipsiz değildir bölücüye yobaza işbirlikçi hainlere karşı her zaman savunmak Türk Gençliğinin Görevidir.
 

SKYP

Banned
zaten hep öyledir aleviler ve kürtler baskı görüyor o dedigin bildirgeyi yayınlıynalar uyuyormu merak ediyorum haberlerde izliyorum türkiyede böyle böyle oldu ama kendi ülkelerinde adam silahı yere koyup teslim oluken adama her yandan ateş edip vahşiçe öldürüyolar zaten alevileri ben hiç anlamıyorum devlet laik ama devleten laik olmayan bir şeyler istiyorlar ama adamları tebrik ediyorum 55 milyon sırf müslüman 10 milyon yakın alevi için türkiye seferber olmuş yükkesimlerde alevi polis yargı hükümet

bükemedigin eli öpeceksin :clap tebrik ediyorum seslerini duruyorlar işsiz ordusu açlık sınırına dayanmış insanlarımız ses çıkarmasın onlara bravo :clap yaşasın türkiye keşke bu ülkede dogmasaydım ama taşına topragına sevdalıyım kahretsin ah şu sorunlar olmasaydı

kürt alevi şeritçı seriatçı olmayan sag sol kapitalist emperyalist abdci rusyayalı cerkez
işsizlik
ülkemizde ne yoki acaba bu hale nasıl geldik çok merak ediyorummm

zaten hep öyledir aleviler ve kürtler baskı görüyor türklerin ve müslümanların sorunu yok o dedigin bildirgeyi yayınlıynalar uyuyormu merak ediyorum haberlerde izliyorum türkiyede böyle böyle oldu ama kendi ülkelerinde adam silahı yere koyup teslim oluken adama her yandan ateş edip vahşiçe öldüren ler kendini eleştirmiyor zaten alevileri ben hiç anlamıyorum devlet laik ama devleten laik olmayan bir şeyler istiyorlar ama adamları tebrik ediyorum 55 milyon sırf müslüman ülkede 10 milyon yakın alevi için türkiye seferber olmuş

:clap tebrik ediyorum seslerini duruyorlar işsiz ordusu açlık sınırına dayanmış insanlarımız ses çıkarmasın onlara bravo :clap yaşasın türkiye keşke bu ülkede dogmasaydım ama taşına topragına sevdalıyım kahretsin ah şu sorunlar olmasaydı

kürt alevi şeritçı seriatçı olmayan sag sol kapitalist emperyalist abdci rusyayalı cerkez
işsizlik
ülkemizde ne yoki acaba bu hale nasıl geldik çok merak ediyorummm
 

Aesir

New member
zaten hep öyledir aleviler ve kürtler baskı görüyor o dedigin bildirgeyi yayınlıynalar uyuyormu merak ediyorum haberlerde izliyorum türkiyede böyle böyle oldu ama kendi ülkelerinde adam silahı yere koyup teslim oluken adama her yandan ateş edip vahşiçe öldürüyolar zaten alevileri ben hiç anlamıyorum devlet laik ama devleten laik olmayan bir şeyler istiyorlar ama adamları tebrik ediyorum 55 milyon sırf müslüman 10 milyon yakın alevi için türkiye seferber olmuş yükkesimlerde alevi polis yargı hükümet

bükemedigin eli öpeceksin :clap tebrik ediyorum seslerini duruyorlar işsiz ordusu açlık sınırına dayanmış insanlarımız ses çıkarmasın onlara bravo :clap yaşasın türkiye keşke bu ülkede dogmasaydım ama taşına topragına sevdalıyım kahretsin ah şu sorunlar olmasaydı

kürt alevi şeritçı seriatçı olmayan sag sol kapitalist emperyalist abdci rusyayalı cerkez
işsizlik
ülkemizde ne yoki acaba bu hale nasıl geldik çok merak ediyorummm

zaten hep öyledir aleviler ve kürtler baskı görüyor türklerin ve müslümanların sorunu yok o dedigin bildirgeyi yayınlıynalar uyuyormu merak ediyorum haberlerde izliyorum türkiyede böyle böyle oldu ama kendi ülkelerinde adam silahı yere koyup teslim oluken adama her yandan ateş edip vahşiçe öldüren ler kendini eleştirmiyor zaten alevileri ben hiç anlamıyorum devlet laik ama devleten laik olmayan bir şeyler istiyorlar ama adamları tebrik ediyorum 55 milyon sırf müslüman ülkede 10 milyon yakın alevi için türkiye seferber olmuş

:clap tebrik ediyorum seslerini duruyorlar işsiz ordusu açlık sınırına dayanmış insanlarımız ses çıkarmasın onlara bravo :clap yaşasın türkiye keşke bu ülkede dogmasaydım ama taşına topragına sevdalıyım kahretsin ah şu sorunlar olmasaydı

kürt alevi şeritçı seriatçı olmayan sag sol kapitalist emperyalist abdci rusyayalı cerkez
işsizlik
ülkemizde ne yoki acaba bu hale nasıl geldik çok merak ediyorummm
Sen insana ben sana saygı gösteriyorum dediğin zaman saygı göstermiyor da olabilirsin. Laik devletin bir yapısı olan Diyanet İşleri başkanlığında bırakın uzmanı bir tane bile alevi hademe yokken ben senin inancına nasıl saygı duymalıyım. Unutma Alevi heryerdedir. Tıpkı burada benim olduğum gibi. Ve aleviler devletten dedeler için maaş istemiyor Aleviler verilmesi planlanan o maaşı Mehmetçik vakfına bağışlıyor. Tabiki Sünni Dinci (!) (Buraya dikkat dindar ile dinci farklı şeylerdir) şeriatçıların taptığı o para bugün kü kaotik ortamın da baş aktörüdür. Şekli değişiktir sadece yumurta veya mısır şeklinde olabileceği gibi gemicik, elmas, altın, Deniz feneri yardımı şeklinde de olabilir.

İnsanlar alevi olduğu için başhekimlikten alınıyorsa, yine alevi olduğu için komser vs olamıyorsa, kestiği kurban mundar sayılıyor devlet hizmetleri bu insanlara verilmiyorsa bu nasıl bir saygıdır. VE HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ SEN BU İNSANLARDAN NASIL SAYGI BEKLEYEBİLİRSİN.

Sen insanlara mumsöndü gibi şeytanın bile iğreneceği bir iftirayı atarak saygı gösteriyorsan bu senin anlayışındır. İNSAN KENDİSİNİN YAPTIĞI ŞEYLERİ BAŞKASINA YAKIŞTIRIRMIŞ.

Ve anlamıyorum Alevi demek başka bir IRK MIDIR.

ALEVİLER BU TOPRAKLARIN ASIL VE ASİL SAHİBİ ÖZ TÜRKLERDİR. Tarih bunu kanıtlamışken siz istediğiniz kadar uğraşın bu gerçeği değiştiremezsiniz. Ayrıca Terör örgütlerine katılmış 10 da 1 alevi olduğu için alevilerin bütününü terörist ilan eden zihniyetin mantığına göre kalan % 90'lık SÜNNİ TERÖRİST grubu yüzünden SÜNNİLERİN TAMAMINI ASMAK GEREKİR. İşte siz bunu anlamadıkça ve alevileri hem müslümanlıktan hemde Türklükten ayırmaya çalıştıkça bizde İNADINA SAVAŞACAĞIZ.

İNADINA MÜSLÜMAN ÖLÜMÜNE TÜRKÜZ...

HURCUNU ŞALINI TAKAN
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?
MEMLEKETE NİFAK SOKAN
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


MADEM GÜNAH İMİŞ SAZLAR
ÇALSIN SİZİN DAVULBAZLAR
ÇEMBER SAKALLI YOBAZLAR
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


GERİCİ TAKKESİ GİYEN
OLMADIK HERZELER YİYEN
ATATÜRK'E GAVUR DİYEN
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


İZMİR MENEMENDE ESEN
İSYAN BAYRAĞINI ASAN
TEĞMEN KUBİLAYI KESEN
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


ÖLME PİRSULTANIM YAŞA
YANDI SİVAS BAŞTAN BAŞA
ELİKANLI HINZIR PAŞA
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


KERBELANIN SUSUZ ÇÖLÜ
ESER DURUR BİR SAM YELİ
EHLİBEYT'E KIYAN DELİ
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?


MUAVİYE HİN OĞLU HİN
OĞLU YEZİD ONDAN HAİN
İBN-İ MÜLCİM DENEN HAİN
KIZILBAŞMI KARABAŞMI ?
 

zerkli

New member
zaten hep öyledir aleviler ve kürtler baskı görüyor o dedigin bildirgeyi yayınlıynalar uyuyormu merak ediyorum haberlerde izliyorum türkiyede böyle böyle oldu ama kendi ülkelerinde adam silahı yere koyup teslim oluken adama her yandan ateş edip vahşiçe öldürüyolar zaten alevileri ben hiç anlamıyorum devlet laik ama devleten laik olmayan bir şeyler istiyorlar ama adamları tebrik ediyorum 55 milyon sırf müslüman 10 milyon yakın alevi için türkiye seferber olmuş yükkesimlerde alevi polis yargı hükümet

bükemedigin eli öpeceksin :clap tebrik ediyorum seslerini duruyorlar işsiz ordusu açlık sınırına dayanmış insanlarımız ses çıkarmasın onlara bravo :clap yaşasın türkiye keşke bu ülkede dogmasaydım ama taşına topragına sevdalıyım kahretsin ah şu sorunlar olmasaydı

kürt alevi şeritçı seriatçı olmayan sag sol kapitalist emperyalist abdci rusyayalı cerkez
işsizlik
ülkemizde ne yoki acaba bu hale nasıl geldik çok merak ediyorummm



birinci oalrak şunu düzelteyim. türkiyedeki alevi nüfusu 10 milyon değil en az 20 milyondur
ikinci oalrak alevilerin hangi isteği laiklik akrşıtıdır. bide onu söyle tam olsun.
cem evlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması isteğimi?
sünnni-hanefi öğretisinin zorla öğretilmesinin engellenmesini istemelerimi?
cem ayinin "sazlı sözlü eğlence" değilde "ibadet" olarak görülmesini istemelerimi?

bu ülkede dış işleri bakanı ali babacan çıktı bakanı olduğu devleti yabancı ülkelere şikayet etti
"türkiyede müslümanlar özgür değil" diye

söyle bana bakan neredeyse şeriat ilan edilecek bir ülkede müslümanalrın istediği gibi ibadet edemediklerini savunurken alevileride akttımı işin içine? yoksa sadece sünni-hanefilerdenmi bahsetti?


evet bu ülkede aleviler ve kürtler ezilmektedir. ama ne alevilerin ne de kürtlerin bu ülkeden gitmek yada bölmek gibi bir düşüncesi vardır. sadece ezilenler aleviler ve kürtlerde değildir. lazlar, yezidiler, süryaniler ve daha nice büyüklü küçüklü toplum vardır ezilen. ve benim devletim ve yılalrdır gelen hükümetler sorunalrı görmezden gelerek , yok sayarak üstesinden gelmeye çalışmışlarıdr.
yok sayarak düzeltemessin. aksine adam yerine koyarak, karşına alıp konuşark çözersin meseleleri.
 

Aesir

New member
Ta ezelden hür milletiz,
Soyu-sopu gür milletiz,
Kandan, candan bir milletiz,
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî, Kızılbaş!

Aynı mayadan yoğrulur,
"Türk", "Türkmen" diye çağrılır
Aynı kıbleye doğrulur...
Secdeye konan aynı baş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Dedemiz bir. Torunlarız,
Dün, bugün, ve yarınlarız
Yüceleriz, derinleriz...
Yunus Emre, Hacı Bektaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Oğuz'un yirmi dört boyu,
Yüce Türk'ün şanlı soyu,
Dede, baba, amca; dayı,
Bibi, teyze, bacı, kardaş..

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Olmaz aynılıkta huzur,
Olmaz münafıkta özür,
Olmaz karavaştan vezir...
ALKAEVLİ, KINIK, YAZIR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Soysuza verirsen değer
Döner ecdadına söğer...
Haydi, haykır Türk'sen eğer!
YAPARLU, DODURGA, DÖGER
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!


Fitne, fesat., bir kör kuyu
Bir olmaktır Türk'ün huyu
Vatanımın kırk bin köyü
KARAEVLİ, BAYAT, KAYI
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Gönlüm Küskün, bağrım ezik
Ne fidanlar düştü; yazık
Unutma ey sütü bozuk!
EYMÜR, SALUR, ÇEPNİ, KIZIK
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bu gök, bu deniz, bu hava,
Bu yayla, bu dağ, bu ova...
Kanımızla geldi tava!
ALAYUNTLU, BÜGDÜZ, YIVA
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Birlikte bayrak açana,
Koş birlik andı içene..
Lanet birlikten kaçana!
ÇAVULDUR, İĞDİR, BEÇENE
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Öz kardaşlar olmaz dargın
Dargın olsa, düşer yorgun
Haydi, ey YÜREĞİR, KARGIN!
Haykır gece, gündüz hergün:
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bir gövdede bir can yaşar
Çetin yollar dağdan aşar
Haydi, durma sen de başar..
BEGDİLİ, BAYINDIR, AVŞAR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bilsin bunu ar edenler.
Söz, canına kâr edenler...
Soyunu inkâr edenler
Haram zadedir; ey kardaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!
 

MG_eVİL

New member
ya bırakın adamlar nasıl inanıyorsa inansınlar sizene... din konusunu öyle abartıyorsunuz ki.. o tanrıyla kendi arasında olan bişey... ayrıca aleviyse hz.ali değil miydi hz.muhammed'in yanında savaşan onu korumaya çalışan... değil miydi.. hz.ali din bezirganları tarafından öldürülen... ben alevi değilim ancak bırakın nasıl inanıyorlarsa nasıl düşünüyorlarsa... yeterki CUMHURİYETİME karşı bi bölücü bi teşiri olmasın ülkesini bayrağını sevsin neye inanırsa inansın...
 

ottoman86

New member
hocam bence abartı ile yazılmış bir yazı vede kasıt var
kendim ilk sene üniversitede oradyadım hiç de anlatıldığı gibi değil çalışma fırsatımda oldu insanlarıyla görüşme fırsatımda oldu ama anlatıldığı gibi bir şey kesinlikle görmedim
öyle ki oranın yerek halkının kızlarının çok ileri giderek bazı hareketlerde bulunduğunu bile gördüm bunlar gayet de aşikardı
bence taraflıca yazılmış bir yazıdır
hemde sen bir ülke de eğer azınlıksan sesin çoğunlık kadar bence çıkmamalı diye düşünüyorum..........
 

sergahcan

New member
ottoman86 ne dediğini bilmiyorsun sen, aleviler azınlık değil, vatandaş, yani kimse kimseden çok diye daha çok hak sahibi değil. git anayasayı oku gel. sen sayısı çok olan sayısı az olanı ezer diyorsan dikkat et bu mantıkla çok zalim bir insan olup çıkarsın.saygılarımla...
 

HTML

Üst