Atatürkçülük suç mu oldu ?

.DepresyoN

Banned
Katılım
3 Ocak 2009
Mesajlar
235
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vat
logo-pixel.gif


Atatürkçülük suç mu oldu ?

R08.jpg


Dostlar hatırlayalım, Erdoğan’ın dostu, gazeteci Fehmi Koru hem 28 Ocak günü Kanal 7 televizyonundaki konuşmasında hem de 1 Şubat günü Yeni Şafak’taki yazısında açıkça söylemişti: "Ergenekon Operasyonu 5 Kasım 2007 tarihli Bush-Tayyip görüşmesinde kararlaştırılmıştır”.

Amerika’nın Türkiye’nin iç işlerine doğrudan müdahelesi sayılabilecek bu olaydan sonra, önce ulusalcılık yani milliyetçilik terör kapsamına alınmış daha sonra hükümete muhalif, Atatürkçü birçok sima gözaltına alınmıştı.

Bu tutuklamalar Hurşit Tolon Paşa, Eski Jandarma Genel Komutanı, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay gibi toplum içinde saygınlığı bulunan ve herhangi bir yolsuzluğa karışmamış, gemicikler almamış, yumurta fabrikaları kurmamış kişiler terör suçlusu muamelesi ile kapıları kırılarak gözaltına alınmıştır.

Şimdiye kadar gözaltına alınanlarda dikkatimi çeken bazı ortak özellikler şunlardır:

* Atatürkçü olmaları
* Anti emperyalist olmaları
* Milli devleti savunmaları
* Kukla Kürt Devleti’ne karşı olmaları
* Amerika’nın Ortadoğu siyasetine karşı olmaları
* İktisadi ve siyasi bağımsızlık yanlısı olmaları
* Laik olmaları
* Gülen cemaati ve hedeflerine karşı doğrudan mücade etmeleri
* Sevr’i redetmeleri


Aslında genel olarak yukardaki özelliklerin hepsi tam bağımsız, milliyetçi, devletçi yani Cumhuriyet değerlerine sahip çıkanların ortak özelliğidir. Batı, Türkiye’yi sömürgeleştirmek için bu değerlere saldırmaktadır. Buna bağlı olarak verilen birkaç demeci hatırlayalım :

* Avrupa Parlamentosu Milletvekili Andrew Duff, Diyarbakır ve diğer bölgelere “otonomi” verilmesini önermiş ve Atatürk için, “Bu eski liderin fotoğrafları kamu binalarından indirilmeli. Türkiye Kemalizmle yüzleşmeli” demişti.
* Wolfgang Koydl ise “Türkiye her şeyden önce, her toplumsal ve politik gelişimini engelleyen taşlaşmış Kemalizmi kırmalıdır” şeklinde konuşmuştu.
* Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi Daniel Cohn-Bendit, “Avrupa Birliği’ne katılmak Türkiye’de Kemalizm’in sonu olabilir. Türkiye’nin önünde en sonunda, Bağdat mı, Barselona mı sorusu duruyor. Barselona’nın Türkiye için anlamı, geleneksel Kemalist köktenciliğin havaya uçurulmasıdır.”
* AB raportörü Hollandalı Arie Oostlander “Türkiye AB’ye girebilmek için Kemalizm’den vazgeçmeli” demişti.
* AB uyum yasaları ile özel okullardaki Atatürk köşesi kaldırılmıştır.
* AB, Sevr dayatmalarını geri istemektedir, Türkiye’nin bir kısmını Kürdistan olarak göstermektedir.
* Sözde Ermeni soykırımı tanımamızı istemektedir.
* Batı, KKTC’yi Rum kesmine ilhak etmek istemektedir.

Türkiye’yi önce kimliksizleştirip,Türksüzleştirmek isteyen AB’ye sözde İslamcıların girmek istemesinin asıl sebebi, Kemalizm’i tasfiye için Batı sömürgeciliği ile çıkar ortaklığı yapmalarıdır. Aslında ne AB bizi alacaktır, ne de sözde İslamcılar aslında AB’yi istemektedir. AB ve ABD sözde İslamcıları kullanarak Kemalizm’i ve milli devleti ortadan kaldırmaya çalışmakta, sözde İslamcılar da kendi din devletini kurabilmek için AB sürecini kullanmaktadır. Bu gidişatın Türkiye’yi hem duygusal, hem toplumsal hem de sınır olarak böleceği açıktır.

Orhan Pamuk’tan Elif Şafak’a kadar herkesin mahkemesinde, Türk yargısına saldıran AB yöneticileri, Atatürkçülerin tutuklanmasına bıyık altından gülmektedir. Tek bir olumsuz söz işitmediğimiz AB yetkilileri, Lagendijk’in ağzından da, Atatürkçülere sivil darbe olarak nitelenen bu gelişmelere tam destek vermektedir.

Bu gelişmelere en çok sevinen hiç şüphesiz ılımlı İslamcılar ve bölücülerdir. Ilımlı İslam ve bölücü kıskacına alınan Türkiye’yi aslında Batı sömürgeciliği’nin kıskancındadır çünkü hem ılımlı İslamcılar hem de bölücüler; maddi, manevi, fikirsel ve insani olarak Batı sömürgeciliği tarafından yönetilip kullanılmaktadır.

Türk gençliği için artık iki seçenek vardır, ya milli devleti savunmak ya da sömürgeciliğe hizmet etmek. Biz her solukta yeniliyoruz;

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.Başkenti Ankara’dır.”
http://turkcutoplumcu.org/index.php?option=com_content&task=view&id=594&Itemid=1
 
Atatürkçü olmak suc degilde

milletin Atatürk sevdasını kullanıp bunu oy aracı yapmak

Onu sevdiginden degil cıkarları için kullanmak şuç olsa gerek diye düşünüyorum=)

bilmem yalnıs mı düşünüyorum=)
 
çok doğru düşünüyorsun VOLKAN,hiç şüphen olmasın.. millette öyle düşünüyor ki sağduyusu yanılmıyor nice zamandır...
 
çok doğru düşünüyorsun VOLKAN,hiç şüphen olmasın.. millette öyle düşünüyor ki sağduyusu yanılmıyor nice zamandır...


Sağ duyu ile değil mantık ile harekat etmek gerekir yoksa içgüdüleriyle yaşayan hayvanlardan ne farkımız kalır.

sağduyu her zaman yanıltır, doğadaki şaşkın hayvanlar buna kanıttır.

zamanın gereklilikleri karşısında gelişimini eğitimini tamamlayamamış eziklik içinde yaşayan insanların mantıklarıyla harekat etmesi çok zordur .

mantıklarıyla düşünemeyen insanlar duygu sömürüsüyle kullanılmaya mahkumdur.
 
sagduyu =. Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim:
"Bu halk çocuğunun, sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır."- F. R. Atay.

kaynak

kelimelerin manasını bilmeden yorum yapmasak cok iyi olcak:)
 
sagduyu =. Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim:
"Bu halk çocuğunun, sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır."- F. R. Atay.

kaynak

kelimelerin manasını bilmeden yorum yapmasak cok iyi olcak:)


kardeşim akıl hayvandada var ben akıldan değil mantıktan bahsediyorum.

Dünyada aklı olmayan bir canlı varmı?

mantık ile akıl arasındaki farkı araştırmanı komik duruma düşmemen için tavsiye ederim
 
konuya bak nereye geldi :D

hayvanda akıl yoktur

hayvanlar yaptığı işleri içgüdü ile gerçekleştirirler bir nevi reaksiyon


depresif user insan ile hayvan arasındaki farkı araştırmanı komik duruma düşmemen için tavsiye ederim :D
 
konuya bak nereye geldi :D

hayvanda akıl yoktur

hayvanlar yaptığı işleri içgüdü ile gerçekleştirirler bir nevi reaksiyon


depresif user insan ile hayvan arasındaki farkı araştırmanı komik duruma düşmemen için tavsiye ederim :D


hayvanlarında aklı vardır insanlarında

hayvanların aklına iç güdüleri hakimdir zekisi en akıllısıda yunus hayvanıdır .(zeka algılayıp akletme yetisidir)

hayvanların aklı var hatta konuşuyorlar yafff yeni seçim yasasına göre oy bile atabilirler daha geçen gün seçmen listesi haberinde bir ahırda 20 seçmen kayıtlı görünüyordu .


allaha inanıyorsan canlılara akıl verdiğinede inanmanı tavsiye ederim imanın sakata gelmesin süleyman peygamberle muhabbet eden hayvanlar var yaff .eğer ateistsen öldükten sonra hayvan olabileceğin ihtimalini düşünmelisin (enerji dönüşüyo felan yaa)
 
depresif user irdeleyelim gel seninle :)

Bugüne kadar yapılan bazı araştırmalarla, hayvanların aklı olmadığını ortaya koyan sonuçlara ulaşılmış. Bazı bilim adamları bunu kabul ediyor, bazıları kabul etmiyor.

Şimdi, basitçe düşünecek olursak, hayvanlarda aklın olduğunu kabul edebilmek için, akıl olmadan yapılamayacak bazı davranışları hayvanlarda görmek gerekiyor.

Öncelikle “öğrenme” ile başlayalım. “Öğrenme nedir?” diye düşündüğümüzde, en yalın tanımıyla “İnsan davranışları üzerinde meydana gelen kalıcı izli davranış değişiklikleridir.” deriz. Öğrenmenin akılla yapıldığı tartışılamaz bir gerçektir. Yani kişi, öğrenmelerin gerektirdiği yaptırımları, aklını kullanarak yapar ve tam bir öğrenme gerçekleştirir. Peki, “Hayvanlar öğrenebiliyor mu?” diye düşünelim. Bence öğreniyor. Çünkü öğrenme olmadan gerçekleşmesi imkansız örnekler görüyoruz.

Bu örneklerden birisi “maymunlar” ın kapalı bir cam kafesin içindeki muzu alabilmeleri için çubuğu kullanmalarıdır. Bilim adamları önce cam ve içini gösteren bir kafese, üstten sarkacak şekilde birkaç tane muz asıyorlar. Sonra o muzların bir çubuk yardımıyla çıkarılabileceği bir delik açıyorlar. Çubuğu kafesin yanına bırakıp maymunu odaya alıyorlar. Maymun önce içgüdüsel davranışlarla kafesin üzerine çıkıyor. Üzerinde zıplıyor, kafese vuruyor, eliyle içeriden muzları çekmeye çalışıyor; fakat bir türlü alamıyor. Belki de “aniden öğrenme” teorisini örnekleyecek bir işlemle, hemen yandaki çubuk ile muzları alabileceğini düşünüyor ve çubuğu delikten sokarak muzu dışarı çıkarmayı başarıyor. Maymun, burada deneyerek bir şeyler öğreniyor ve içgüdüden çok uzak bir davranışla izlenebilir bir davranışta bulunuyor. Bu, hayvanlarda öğrenme olabileceğini düşündürüyor.

İkinci örnek, muhabbet kuşları veya papağanların şaşırtıcı “dil” gelişimleridir. İlgilenenler bilirler, özellikle dişi muhabbet kuşlarının çoğu, ev ortamında basit birkaç eğitimle sözcükleri çok iyi bir şekilde söyleyebilirler. Kuşkusuz kuşlar, teleffuz ettikleri sözcüklerin anlamlarını bilmiyorlar; fakat bir şekilde o sesleri bir yerlere kodluyorlar. Belki bunu hayvanların dillerinde bir takım değişiklikler yapmak ve onları taklit yoluyla insanlaştırmak diye algılanabilir; fakat papağanların insanları ayırt ederek bazı şeyler söylemeleri oldukça şaşırtırıdır. Papağanın çocuğa ayrı adla, annesine ayrı adla seslenmesi onun “hatırlama” ve “ayırt etme” gücüne sahip

olduğunun göstergesidir. Anımsama (hatırlama) işleminin gerçekleşebilmesi için, verilerin kaydedilebileceği bir yerin olması gerekiyor. Bu da hayvanlarda aklın var olduğuna işaret ediyor.

Bu konuda örnek çok. Ben son bir tane örneği de anlatayım. Psikoloji derslerinde meşhur “Pavlov‘un köpeği” deneyi ile anlatılan klasik koşullanmaya benzer bir “edimsel koşullanma” konusu vardır. Genellikle bu konuda şu örnek verilir: Dört tarafı kapalı bir kutu vardır. Kutunun bir köşesinde kendini çok belli etmeyen bir düğme vardır. Kutunun içine fare bırakılır. Fare biraz dolaşır oralarda. Acıkınca içgüdüsel olarak gezinip yiyecek arar. Rastlantı sonucu kutudaki düğmeye dokunur ve üstten bir parça peynir düşer. Fare ilk başta anlayamaz bunu. Yeniden acıkınca dolaşmaya başlar ve yine o düğmeye rastlantısal olarak basar. Yine peynir düşer ve fare artık düğme ile peyniri özdeşleştirmeye başlar. “Edim” e dayalı bir öğrenme sonucu fare, oradaki düğmeye basınca peynirin düştüğünü “öğrenir” ve acıkınca sürekli o düğmeye basar. Yavuz Tanyeri

Yukarıdaki örnekte fare, kesinlikle bir “öğrenme” gerçekleştiriyor. O düğmeye basıldığında peynirin düşeceğini öğreniyor. Bu da demektir ki, akıl temelinde yapılan bir işlem olan “öğrenme“, hayvanlar tarafından çok sıkça yapılıyor. İşte bu öğrenme ürünü davranışları temel alarak, bilim adamlarının bir kısmı, hayvanlarda da akıl olduğunu; fakat bu aklın çok sınırlı olduğunu kabul ediyorlar. Öyle örnekler var ki, akıl olmadan yapılması olanaksız şeyler gerçekten.

Din bilginleri, Allah‘ın “Ben insanları, akıl vererek üstün kıldım.” sözünden hareketle hayvanlarda aklın olmadığını, onlarda sadece “his, şevk, içgüdü” gibi duyguların olduğunu söylüyorlar. Hatta aklı ikiye ayırarak, “akl-ı maaş” ve “akl-ı maad” diye iki tür aklın var olduğuna ve “akl-ı maaş” ın hayvanlarda da olduğunu savunanlar da var.

Bir köpeğin sahibini 10 yıl sonra görse bile hatırlaması; bir ceylanın aslandan kaçmak için anlık olarak nereye doğru kaçacağını düşünmesi; bir sincabın cevizleri almaya boyu yetmeyince, çevreden tahtaları getirip onların üstüne çıkarak cevizleri alabilmek için hesap yapması; farenin peyniri alabilmek için düğmeye basmayı öğrenmesi… hep akıl ve zekâ temelinde gerçekleşebilecek işlemlerdir. Ayrıca bilim adamlarının kabul ettiği gibi “hayvansal ruh” a benzer bir “hayvansal akıl” ın var olabileceği düşüncesi de olasıdır.

Tüm bunlardan hareketle, hayvanlarda aklın olabileceğini; fakat bunun çok sınırlı olduğunu söylemenin doğru olabileceğini düşünüyorum.

Yani biz aslında hayvan ile insanı birbiriyle kıyaslayarak baştan yanlış yapıyoruz :D


ee ne demişler zararın neresinden dönersen kardır :p
 
herkes inandığı gibi düşünebilir zorlamayın beyler,,insan olduğumuz her halükarda belli ,birilerine ispat derdinemi düşüyorsunuz..hele hele ALLAHa karşı darwin severler varken ortamda boşuna yormasanıza kendinizi... ben sağduyudan bahsettim birileri karşılık olarak ,literatürde olmayan ''solduyu'' kavramını atamayınca ortaya,sıkıntı bastı.. içgüdülerle işimiz yok,milletin sağduyusu olur,akılla mantıkla laf kalabalığıyla uğraşmayın...boşverin gitsin..sonuçta birileri milleti ,istenilen yada zorlanan yere oy vermediler diye hor görecek ya ,ve bunuda ATATÜRKÇÜLÜKLE savunacakya,,olay bu....
 
Atatürkçü olmak suc degilde

milletin Atatürk sevdasını kullanıp bunu oy aracı yapmak

Onu sevdiginden degil cıkarları için kullanmak şuç olsa gerek diye düşünüyorum=)

bilmem yalnıs mı düşünüyorum=)

güzel demişsin, bence hiç bir yanlışı yok, eksiği var, ayrıca dini ve manevi duygularıda eklemeliydinki adil olsun. ama ne hikmetse onlarla ilgili değilde tam tersi dini sömürenlere muhalif olanların yargılandığı bir dava. hatta yanlış hatırlamıyorsam davos fatihi masalınada birileri Atatürkü alet etmişti. hatta orda hem dini değerlerle ve peşine Atatürke atıflar yapılarak sömürü yapılmıştı. suçmudur dersin. Atatürkü sevenleri Atatürkü kullanmakla suçlayanların, Atatürk düşmanlığı yapanlar olması ( kişisel değil, siyaset anlamında, kimse alınmasın ) ve ilginçtirki çoğu kez halkın dini değerlerini kullanarak oy toplayıp aslında ülke tarihindeki en büyük yolsuzluklara imza atmış olmaları acaba nedir. neyse bendeki sabit fikirler değişmez, ya sizdekiler değişirmi. gördüğüm kadarı ile imkansız. saygılarımla...
 
güzel demişsin, bence hiç bir yanlışı yok, eksiği var, ayrıca dini ve manevi duygularıda eklemeliydinki adil olsun.

din sömürü için amerikalı imamlar bi fetva verir sorun kalmaz o önemli değil :)

atatürkü çok sevdiklerinden dolayı ! atatürkün sömürülmesinden rahatsızlar herhalde :saskin

atatürkü sömürene dini sömürenden daha az ceza verilir öbür tarafta bunu herkes iyi bilir .ama ne hikmetse dini bütün geçinen insanlar din istismarı yapar oy toplarlar .geçmişlerinde kutsal mekanımız hacda atatürkçülük cumhuriyet düşmanlığı içeren konuşmaları basına çok kez yansıdı .cami çay ocağını seçim bürosu yapan akp lileride çok gördük . daha saymakla bitmicek kadar istismar .....

son söz

atatürküde dinide sömüren istismar eden kim varsa allah hepsinin bin belasını versin
 
neye inanırsanız inanın neyi savunursanız savunun bu topraklarda yaşayan herkes Atatürk'ü sevmek zorunda değil belki...

Ama saygı duymak zorunda... Buna mecbur....

Eğer Atatürk olmasaydı şu dakikalarda ingiliz egemenliği altında dedesi türk olan bir ingiliz veya yunanlı olacaktınız...

Atatürk tartışılamaz... Karalanamaz.... Öldürülemez....

İster sağcı olun ister solcu olun....

Atatürk e saygı duymak zorundasınız...

Diğer devletler Atatürk'ümüzü örnek insan diye okullarda öğrencilerine okutuyorlar...

Örümcek beyinliler hala karalamaya çalışıyor....

Karalamaya çalışan bilmiyorki Atatürk'ün saçının kılı bile olamaz...
 
gerçek atatürkçü isen ne mutLu sana ama VoLkan'ında dediği gibi ve + Atatürk iLkeLerini kendi çıkarLarı doğruLtusunda şekiLLendirip
Ortaya sermek ve bu saçmaLıkLa diğer insanLarı yargıLamak suçtur ve kimsenin haddine değiLdir.
BunLarı zaman zaman görüyoruz buna kimsenin hakkı yok.
 
vayşş eskici konuştu :)


bu tarz durumları zaman zaman değil herzaman görmek mümkün kokunç mod :D


siyaset bu demek zaten halkın önem verdiği değerleri halka pazarlayarak onlardan oy almak :)


oy için atatürk de kullanılır din de ırk da

nitekim türkiye siyasi partilerine bakarsan kimi atarürkçü dür kimi dinci kimi de ırkçı
 
vayşş eskici konuştu :)


bu tarz durumları zaman zaman değil herzaman görmek mümkün kokunç mod :D


siyaset bu demek zaten halkın önem verdiği değerleri halka pazarlayarak onlardan oy almak :)


oy için atatürk de kullanılır din de ırk da

nitekim türkiye siyasi partilerine bakarsan kimi atarürkçü dür kimi dinci kimi de ırkçı

İşde Kasdettiğim kişiLerden biri. =)
Benim ne dediğimi dahi anLamadan yada anlamak istemeden bişiLer yazmışsın...
Burdada ne kadar flu oLduğunu anLayabiLiyoruz ;)
Benim bahsettiğim konu atatürkçüLüğün farLIlaştırıLıp ortaya konması
Senin dediğine bak.
Ayrıca Nickimin anlamı eskici değil.İngiLizce'ni biraz daha iLerletmen lazım
TransLate ile çevirme =) ;)
 
neye inanırsanız inanın neyi savunursanız savunun bu topraklarda yaşayan herkes Atatürk'ü sevmek zorunda değil belki...

Ama saygı duymak zorunda... Buna mecbur....

Eğer Atatürk olmasaydı şu dakikalarda ingiliz egemenliği altında dedesi türk olan bir ingiliz veya yunanlı olacaktınız...

Atatürk tartışılamaz... Karalanamaz.... Öldürülemez....

İster sağcı olun ister solcu olun....

Atatürk e saygı duymak zorundasınız...

Diğer devletler Atatürk'ümüzü örnek insan diye okullarda öğrencilerine okutuyorlar...

Örümcek beyinliler hala karalamaya çalışıyor....

Karalamaya çalışan bilmiyorki Atatürk'ün saçının kılı bile olamaz...

yüregine sagLik
 
ATATÜRK'ÇÜ OLDUĞUNU iddia eden devleti yıllardır sömüren ve kendilerini yıllardır devlet sevdalısı olarak tanıtan ve iktidara kendilerinden biri geçmeyip halkın içinden Türkiye sevdalısı biri geçtiği için onun hakkında çeşitli komplo teorileri kuranların sonu geldi.
Unutmayın ki Tayyip erdeğan ın önceden beri üstüne gidiliyordu. çünkü bu kişilerin birgün saltanatını bitirecek kişinin geldiğini tahmin ediyorlardı.önceden gerici olarak niteleniyordu şimdide hırsız olarak pek bi fark yok ikiside yalan kelimeler değişik.

ÇAKMA ATATÜRKÇÜLERE İDAM YAKIŞIR
 
İşde Kasdettiğim kişiLerden biri. =)
Benim ne dediğimi dahi anLamadan yada anlamak istemeden bişiLer yazmışsın...
Burdada ne kadar flu oLduğunu anLayabiLiyoruz ;)
Benim bahsettiğim konu atatürkçüLüğün farLIlaştırıLıp ortaya konması
Senin dediğine bak.
Ayrıca Nickimin anlamı eskici değil.İngiLizce'ni biraz daha iLerletmen lazım
TransLate ile çevirme =) ;)

aga ayıp ettin be :(

senin ne dediğini gayet iyi anlayarak yorum yapmıştım oysaki :(

senin bahsettiğin konu atatürkçülüğün farklılaştırılmasının yanlış olması

benim bahsettiğim ise bunun siyaseten normal olduğu :durdurun

ayrıca nickinin anlamını sana sorduğumda bana anlamının eskici olduğunu söylemiştin :)

ben sana güvenerek eskici dedim:(

yoksa sana güvenmesemiydim :melek
 
Geri
Üst