MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türkçe sözlükte “etik” sözcüğünün karşısında “töre bilim” yazıyor. Tanım, “Ahlâki kurallar bütünü” diye devam ediyor. Ayrıca bu sözcüğün halk arasında “ahlâk” sözcüğüyle eş anlamlı olarak kullanıldığı belirtiliyor!
Demek neymiş; etik, ahlâkmış...
***
Peki, aday belirlerken maddi çıkar sağlamakla ve ticari işlerde aracılık yapmakla suçlanan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen ne diyor?
“Yaptıklarım biraz etik dışı olabilir.”
Yani; ne demek istiyor?
“Biraz ahlâksızca davranmış olabilirim!”
Ona sahip çıkan Genel Başkanı Deniz Baykal da aynı görüşte:
“Sevigen etik dışı davranmıştır!”
Bu sözler ne anlama geliyor?
“Sevigen ahlâksızlık yapmıştır!”
***
Her şey ortada... Ama bu “ahlâksızlığın” faturası kesilemiyor.
Çünkü Genel Başkan, Sevigen’in istifasını istemiyor, isteyemiyor!
Bir başka deyişle, az ya da çok “ahlâksız” bir siyasetçinin Atatürk’ün kurduğu partide Genel Sekreter Yardımcılığı, Milletvekilliği ve Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yapmasında sakınca görmüyor...
Bu tavrıyla da sırf kendisine yakın bir “ahlâksız”ı korumak için, cumhuriyetimizle yaşıt CHP’yi ve onun değerlerini feda ediyor...
Düne kadar meydanlarda, televizyonlarda, “Adı kirli işlere bulaşan ve partiyi kirleten herkesten hesap soracağız ve suçsuzlukları kanıtlanana kadar partiyle ilişkilerini keseceğiz” diyen... Sırf parti içi muhalefetin liderliğine soyunduğu için dışladığı Mustafa Sarıgül’e, “Git aklan da gel” diye rest çeken Baykal, Sevigen’e gönüllü kalkan oluyor...
Böylece, “Benim ahlâksızım iyidir” modası başlatıyor...
Sakın yanlış anlaşılmasın: Bugüne kadar hiçbir yazımda kimseye “ahlâksız” demedim...
Şimdi de demiyorum!
Sadece Sevigen’in ve Baykal’ın sözlerini, halk diline çeviriyorum.
***
CHP’nin kurucusu Atatürk bir an için gözlerini açsa...
Partisinin bugün getirildiği içler acısı tabloya baksa...
Kendi koltuğunda oturan kişinin, ahlâksız işler yaptığını kabul eden bir parti yöneticisine sahip çıkmak uğruna CHP’yi nasıl harcadığını görse...
Acaba ne derdi?
*****
TOPUZ!
CHP’nin en eski üyelerinden biri olan ve halen Grup Başkanvekilliği görevini sürdüren Ali Topuz dün bir basın toplantısı düzenledi ve Sevigen hakkındaki iddialarla ilgili olarak, “Çok utanıyorum” dedi.
Daha da ileriye gitti; Sevigen’in her seçim döneminde aday adaylarıyla akçeli ilişkilere girdiğini öne sürdü.
Bu iddiaların da her defasında parti yönetimi tarafından görmezden gelindiğini iddia etti.
***
Baykal ve Sevigen istifa için kaset istiyor ya...
Elli yıldır CHP’nin “her şeyi” olan Topuz’un bu sözleri, o kasetteki sözlerden daha mı önemsiz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Bir kız çocuğunu taciz etmekle yargılanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez, son duruşmada kendisine yumurta atan kadınlardan şikâyetçi olmayacağını, “Avratlarla mı uğraşacağım” sözleriyle duyurmuş...
Peki; bu yüzyılda kadınlardan hâlâ “avrat” diye söz eden yaratıklara ne ad vereceğiz?
*****
Kimden bilecektik ki?
Başbakan dün Aksaray’da, Doğan Grubu’na verilen akıl almaz vergi cezasını ima ederek yine medyaya yüklendi:
“Devletin bir kurumu yasal bir işlem yapıyor. Hemen hükümete yüklenmeye başlıyorlar. Başınıza ne gelse bizden biliyorsunuz.”
***
Aylardır halkın önüne her çıktığında, bu gazeteleri okumamaları için çağrıda bulunan kim?
Milyonlarca liraya varan tazminat davalarıyla; gazetecileri, yazarları, karikatüristleri sindirmeye çalışan kim?
Bu gazetelerin, televizyonların muhabirlerini Başbakanlığa sokmama kararı alan kim?
Şişhane’deki açılış töreninde hedef gösterip, linç ettirmeye kalkışan kim?
Başbakan!
Şimdi ne diyor?
“Başınıza ne gelse bizden biliyorsunuz?”
***
Kimden bilecektik ki?
...::MUSTAFA MUTLU::...
Demek neymiş; etik, ahlâkmış...
***
Peki, aday belirlerken maddi çıkar sağlamakla ve ticari işlerde aracılık yapmakla suçlanan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen ne diyor?
“Yaptıklarım biraz etik dışı olabilir.”
Yani; ne demek istiyor?
“Biraz ahlâksızca davranmış olabilirim!”
Ona sahip çıkan Genel Başkanı Deniz Baykal da aynı görüşte:
“Sevigen etik dışı davranmıştır!”
Bu sözler ne anlama geliyor?
“Sevigen ahlâksızlık yapmıştır!”
***
Her şey ortada... Ama bu “ahlâksızlığın” faturası kesilemiyor.
Çünkü Genel Başkan, Sevigen’in istifasını istemiyor, isteyemiyor!
Bir başka deyişle, az ya da çok “ahlâksız” bir siyasetçinin Atatürk’ün kurduğu partide Genel Sekreter Yardımcılığı, Milletvekilliği ve Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yapmasında sakınca görmüyor...
Bu tavrıyla da sırf kendisine yakın bir “ahlâksız”ı korumak için, cumhuriyetimizle yaşıt CHP’yi ve onun değerlerini feda ediyor...
Düne kadar meydanlarda, televizyonlarda, “Adı kirli işlere bulaşan ve partiyi kirleten herkesten hesap soracağız ve suçsuzlukları kanıtlanana kadar partiyle ilişkilerini keseceğiz” diyen... Sırf parti içi muhalefetin liderliğine soyunduğu için dışladığı Mustafa Sarıgül’e, “Git aklan da gel” diye rest çeken Baykal, Sevigen’e gönüllü kalkan oluyor...
Böylece, “Benim ahlâksızım iyidir” modası başlatıyor...
Sakın yanlış anlaşılmasın: Bugüne kadar hiçbir yazımda kimseye “ahlâksız” demedim...
Şimdi de demiyorum!
Sadece Sevigen’in ve Baykal’ın sözlerini, halk diline çeviriyorum.
***
CHP’nin kurucusu Atatürk bir an için gözlerini açsa...
Partisinin bugün getirildiği içler acısı tabloya baksa...
Kendi koltuğunda oturan kişinin, ahlâksız işler yaptığını kabul eden bir parti yöneticisine sahip çıkmak uğruna CHP’yi nasıl harcadığını görse...
Acaba ne derdi?
*****
TOPUZ!
CHP’nin en eski üyelerinden biri olan ve halen Grup Başkanvekilliği görevini sürdüren Ali Topuz dün bir basın toplantısı düzenledi ve Sevigen hakkındaki iddialarla ilgili olarak, “Çok utanıyorum” dedi.
Daha da ileriye gitti; Sevigen’in her seçim döneminde aday adaylarıyla akçeli ilişkilere girdiğini öne sürdü.
Bu iddiaların da her defasında parti yönetimi tarafından görmezden gelindiğini iddia etti.
***
Baykal ve Sevigen istifa için kaset istiyor ya...
Elli yıldır CHP’nin “her şeyi” olan Topuz’un bu sözleri, o kasetteki sözlerden daha mı önemsiz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Bir kız çocuğunu taciz etmekle yargılanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez, son duruşmada kendisine yumurta atan kadınlardan şikâyetçi olmayacağını, “Avratlarla mı uğraşacağım” sözleriyle duyurmuş...
Peki; bu yüzyılda kadınlardan hâlâ “avrat” diye söz eden yaratıklara ne ad vereceğiz?
*****
Kimden bilecektik ki?
Başbakan dün Aksaray’da, Doğan Grubu’na verilen akıl almaz vergi cezasını ima ederek yine medyaya yüklendi:
“Devletin bir kurumu yasal bir işlem yapıyor. Hemen hükümete yüklenmeye başlıyorlar. Başınıza ne gelse bizden biliyorsunuz.”
***
Aylardır halkın önüne her çıktığında, bu gazeteleri okumamaları için çağrıda bulunan kim?
Milyonlarca liraya varan tazminat davalarıyla; gazetecileri, yazarları, karikatüristleri sindirmeye çalışan kim?
Bu gazetelerin, televizyonların muhabirlerini Başbakanlığa sokmama kararı alan kim?
Şişhane’deki açılış töreninde hedef gösterip, linç ettirmeye kalkışan kim?
Başbakan!
Şimdi ne diyor?
“Başınıza ne gelse bizden biliyorsunuz?”
***
Kimden bilecektik ki?
...::MUSTAFA MUTLU::...