Türkiye basit bir insansız uçak bile yapamayacak kadar aciz mi?

fatih pala

Banned
Katılım
1 Şub 2009
Mesajlar
240
Reaction score
0
Puanları
0
Yıllardır Türkiye'de insanlar "Neden biz uçak yapamıyoruz?, Neden silah alırken ABD ve İsrail'e milyarlarca dolar ödüyoruz?, Neden yerli bir markamız yok?" sorularını sorar durur. Zira öyle böyle değil, milyarlarca dolar para dönüyor savunma sektöründe. Hem kaynaklarımız tükeniyor, hem de savunma sanayimiz tamamen dışa bağımlı hale geliyor.

Yıllardır Türkiye'de insanlar "Neden biz uçak yapamıyoruz?, Neden silah alırken ABD ve İsrail'e milyarlarca dolar ödüyoruz?, Neden yerli bir markamız yok?" sorularını sorar durur. Zira öyle böyle değil, milyarlarca dolar para dönüyor savunma sektöründe. Hem kaynaklarımız tükeniyor, hem de savunma sanayimiz tamamen dışa bağımlı hale geliyor. Bu bağımlılıktandır ki, Kıbrıs Barış Harekatı'nda olduğu gibi NATO müttefikimiz(!) Amerika, anında bize "Silahlarımı kullanamazsın!" ambargosunu koyabiliyor.

Türkiye, NATO üyeliği ile Amerika'nın, üyelik başvurusu süreci dolayısıyla da AB'nin yörüngesinden çıkamıyor. 72 milyonluk, dünyanın en stratejik konuma sahip Türkiye'nin büyük devlet olmasının önüne geçmek için sanki sürekli set çekiliyor.. Büyük devlet olmak bir yana, ciddi devlet olma konumumuz bile tehlikeye atılıyor. Hava savunma ve saldırı alanında tamamen dışa bağımlı bir ülkeyiz. Daha 1930'larda başlayan havacılık sanayi girişimlerimiz hep birileri tarafından açıklanamayan nedenlerle akamete uğramış.

7 MİLYONLUK İSRAİL 70 MİLYONLUK TÜRKİYE

Kendi uçaklarını üreten bir ülke yerine bugün havacılık konusunda yerlerde sürünen bir konuma gelmişiz. Türkiye'nin şu anda satın aldığı uçak, helikopter vb. silahlara o kadar çok parası gidiyor ki, bu silahların yedek parçaları dahi uluslararası siyasette bir pazarlık unsuru haline gelebiliyor. Bugün, dünyanın bir çok ülkesinden önce başladığımız uçak sanayimiz, bilinmeyen "nedenlerle" tarihe gömüldü. Çölün ortasında işgal ettiği topraklardaki Filistinlilere soykırım uygulayarak dünya ile alay eden 3 milyonu Arap 7 milyon nüfuslu İsrail bile askeri teknolojide bize birçok silah ve uçak satarak milyarlarca dolarımızı alıyor. Ve bu paralarla geliştirdiği fosfor bombalarını Filistinli kardeşlerimizin üzerine yağdırıyor.

1926'da uçak üretiyorduk!

Cumhuriyet'in ilanından 16 ay sonra 16 Şubat 1925'te Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu. 1926 yılında Alman Junkers Fabrikasıyla işbirliğine gidilerek Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu ve aynı yıl Alman Junkers lisansıyla A-19 ve A-20 uçakları üretildi. Fabrika, 1929 yılında Milli Savunma Bakanlığı'na devredildi. 1935'te alınan Genel Kurul kararıyla ismi "Türk Hava Kurumu"na dönüştürülen Cemiyet, halktan topladığı bağışlarla on yılda 351 uçak satın alarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağışladı. 1931 yılında da, Pilot Vecihi Hürkuş, kendi atölyesinde ürettiği uçakla ufak bir Türkiye turu gerçekleştirdi. 1932 yılında Cemiyet'in yurt dışında eğitim gören mühendisi Selahattin Reşit Bey ve ekibi motor ve pervanesi dışında tüm parçaları Türk malı olan ilk "millî" tipteki uçağın (MMV-1) prototipini üretti. 1940 yılında ise Akköprü'deki fabrikada, İngiliz Miles Magister eğitim uçaklarının seri montajına başlandı. 1941 yılında Etimesgut Uçak Fabrikası kuruldu. 1944'te bu fabrikada Magister uçaklarının yanı sıra, THK-1, 3, 4, 7, 9, 13 planörleri ile THK-2, 5 ve 10 tiplerinde eğitim, sağlık ve nakliye uçakları üretildi, hatta Polonya'ya uçak satıldı.

İsrail ile ortaklıklarımız!

Türkiye ile İsrail arasında halen devam eden onlarca, savunma anlaşması, milyarlarca dolarlık ihaleler, istihbarat anlaşmaları, gizli operasyon ve ortak tatbikat anlaşmaları var. İşte bunlardan bazıları:

* Ortak füze kalkanı projesi

* Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yerleştirilen füze sistemleri

* Arrov füzelerinin ortak üretimi

* "Green Pine" (Yeşil Çam) radar sistemi

* Tanksavar füzeleri

* İnsansız uçaklar

* Türk F-16'ları için havadan karaya Popeye füzelerinin satışı

* Türk M-60 tankları için modernizasyon paketleri

* Sınırlarda kurulan İsrail elektronik dinleme istasyonları.

* Konya Ovası'nda İsrail pilotlarının eğitimi.

İran, radara yakalanmayan uçak yaptı

Türkiye, İsrail'den insansız casus uçak adı verilen Heron satın alırken, 30 yıldır ambargo altında olan İran, uzaya uydu fırlattıktan sonra geçtiğimiz günlerde hiçbir radara yakalanmayan casus uçak ürettiğini açıkladı. Nükleer enerji programı nedeniyle ABD ve İsrail tarafından sürekli vurulmakla tehdit edilen İran, uydu ve uzun menzilli füze çalışmalarının ardından düşman radarlarına yakalanmayan bir savaş uçağı üretmeyi başardı. Bu yıl içinde seri üretimine başlanacağı açıklanan casus uçakların hiçbir radara yakalanmadığı ve İranlı bilim adamları tarafından üretildiği belirtildi.

NİÇİN MİLLİ SANAYİ YOK?

"Türkiye'de niçin millî bir uçak sanayi kurulmadı?" sorusunu cevabını ta İnönü'nün Başkanlığındaki 1930'ların CHP iktidarından araştırmak gerekir. Kimlerin, hangi ülkelerin hatırına uçak sanayimizi engellediğini maalesef hâlâ tüm netliği ile bilemiyoruz. Kamuoyu artık dışa bağımlılıktan kurtulup kendi savunma sanayimizin kurulmasını istiyor. TSK'nın ihtiyacı olan teçhizatı da yerli mühendislerimiz ve işçilerimiz alınlarının akıyla yapabilir. Konunun uzmanları, TSK'nın bu işleri kendi ihale etmeyip İTÜ, TÜBİTAK, TAİ ve ASELSAN gibi kurumlar üzerinden yaptırmasının da Türkiye'nin çıkarlarına uygun olacağı görüşünde birleşiyor.

Heron uçakları hatalı çıktı!

Türkiye'nin İsrail'den alacağı İnsansız Hava Araçları Heronlar'ın hatalı olduğu ortaya çıktı. Aylar önce de aynı olay tekrarlanmış ve Heronların hatalı olduğu Türk basınında yazılmıştı. Geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye teslim edilen 3 Heron'un Batman'da gerçekleştirilen testlerinde irtifa ve görüntülemelerinin çok kötü olduğu anlaşıldı, kırık not aldı. İsrail'in 2008 Mayıs ayında teslim etmesi gereken 10 adet Heron'dan sadece 3'ünü teslim ettiği, 2008 Kasım ayında Batman'da yapılan testlerde de Heronlar sakat çıktı. 'Heron'ların üzerine Aselsan'ın ürettiği Aselflir termal görüntüleme sisteminin entegre edilmesi üzerine sorun çıkarttı. En az 30 bin fite çıkması gereken uçakların 24 bin fitte kaldıkları, 24 saat uçamadıkları ve alınan görüntülerin de net olmadığı belirlendi.

ABD istemese uçaklarımız vuramayacak!

Türkiye, ABD'nin de aralarında bulunduğu dokuz ülkenin ortaklaşa üretecekleri F-35 saldırı uçakları projesi içerisinde yer alıyor. Ancak bu uçaklar bizim istediğimiz hiçbir hedefe saldıramayacak. Türk pilotlarının kullanacağı ve hedefe yaklaştıracağı uçaklar, istediği hedefi vuramayacak çünkü bunu engelleyen ve uçağın ana beynini oluşturan yazılım bunu önleyecek. Uçaklar ancak ABD'nin belirlediği hedefleri vurabilecek. Amerika'nın kendini ve dostlarını bu teknoloji ile satmış olduğu uçakların bile menzilinden dışarıda tutması normal aslında. Önemli olan Türkiye'nin kendini geliştirmesi ve kullanacağı uçağın vuracağı hedefin yazılımı için ABD veya İsrail gibi bir ülkeye muhtaç olmaması.

Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan:

Uçak fabrikası mobilya atölyesi oldu!

"Sene 1939, harp ilân edilmiş, dışarıdan bir şey ithal etmek imkânı yok. İşte ilk defa o zaman yeniden bizde makina imalâtı mecburen başlamıştır. Bu devrede Türkiye'de uçak bile imâl edilmiştir. Ankara'da bir uçak fabrikası kurulmuştur.. O devirde uçaklar da yapıldı. Ve bu uçaklardan 4 tanesi Danimarka'ya bile satıldı. Fakat maalesef o harp içerisindeki zihniyet öyleydi ki, bizim kendi ordumuzun talim uçakları bile kendi fabrikamıza sipariş verilmedi. Birtakım komisyoncuların tesiriyle, onlar dahi dış memlekete sipariş verildi. Uçak yapmış olan bu fabrika bugün mobilya fabrikası olarak çalışıyor. Masa, sandalye yapıyor.. Ama ne vakit ki, ikinci Cihan Harbinden sonra dış yardımlar gelmeye başladı, bizdeki imalâtçı sanayi yine durdu."

(Erbakan'ın, 1973 yılında Millî Gazete gecesinde verdiği konferanstan.)

Mustafa Kemal Atatürk:

Güçlü bir hava ordusuna ihtiyacımız var!

"Uçak filolarımızı oluşturmak için büyük ulusumuzun yüce duygularını heyecanla anmak borcumdur. Son uluslararası olaylar Türk ulusu için kuvvetli bir hava ordusunun ne denli önemli olduğu konusunda bir kanıt olmalıdır... Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya hazır kahramanlardır... Güçlü bir hava ordusu kurma yolunda iyi sonuçlara doğru güvenle yürümekte olduğumuzu belirtirken hava saldırılarına karşı ulusun hazırlanması konusunda ayrıca ilginizi çekmek isterim.

(Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin V. Dönem, 2. Yasama yılını açış konuşmaları- Millet Meclisi Tutanak Dergisi d. V, c. 13, sa. 4) 1 Kasım 1935

Adaleti Savunanlar Derneği Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi:

Teknoloji var, irade yok!

"İnsansız uçaklar veya çeşitli silahları yapabilecek teknoloji, birkaç gömlek düşük de olsa Türkiye'de var. Ancak bu noktada 3 konu çok önemli. Öncelikle teknolojiye sahip olacaksınız. Sonra mali kaynak ve bu kaynağı sürdürebilir hale getirmek için pazar bulmanız gerekir. 60 tane İslam ülkesi var. Ve hepsinin de bu silahlara ve uçaklara ihtiyaçları var. Ancak bunu gerçekleştirecek siyasi irade yok. Türkiye'nin İslam ülkelerine açılmasıyla pazar sorunu giderilebilir. Ve bu konuda ileri teknolojiyi yakalayacak kaynak da temin edilmiş olur. Bir silahı üretmek için bir fabrika yapabiliriz, ancak seri üretime geçerek maliyeti düşürmek gerekir. ABD, bizim gibi ülkelere silahı veya uçağı satıyor ama modernizasyonunu İsrail'e yaptırın diyor. Dolayısıyla ABD ve İsrail'e bağımlılık oluşuyor. Ve bu sektörde dehşet paralar dönüyor. İslam ülkeleri ortak hareket ederek silah sanayini geliştirirse, hem bağımlılıktan kurtulur, hem de kaynaklarını dışarı akıtmazlar. Bu gerçekleşirse, Irak, Afganistan ve Filistin gibi halkı Müslüman olan ülkelerin işgal edilmesinin önüne geçecek güçlü bir irade de ortaya konulmuş olur."






KAYNAK http://www.milligazete.com.tr/haber/israil-e-mâhkum-degiliz-114850.htm

tartısılması gereken gercek konulardan sadece bırısı turbandı dındardı dınsızdı laıktı bos tartısmaları bırakması lazım artık sıyasılerımızın
 
bizi dini vecibelerimizden alıkoyacak

dünya işleri ile uğraştırmayınız lütfen.....................................!
 
türkiyeyi bu hale getirdiler işde din ülkesi iran bile kendi uçağını kendi yapıyor bizse herşeyi diğer ülkelerden alıyoruz vah türkiyem vah ne hale getirildin
 
bizi dini vecibelerimizden alıkoyacak

dünya işleri ile uğraştırmayınız lütfen.....................................!

anlamadım ne dedıgını kardes acık yazarsan dını ıslerımız derken ALLAH her bakımdan ıbadet sanat teknolojı savunma esıt haklar adalet ve bırcok dunya konusunda yapılması gerekenlerı peygamberlerı ve alımlerı gorevlendırerek soylemıs bu konu ıcınde savunma sını yapamassa bır ulke yok olur ve dınıde kalmaz degılmı anlamadıgım ıcın yorum yaptım art nıyetın yoksa ustune alma
 
Atatürk'ün "İSTİKBAL GÖKLERDEDİR" diyerek Kayseri'de kurdurduğu Kayseri Teyyare Fabrikası zamanının çok ilerisindeki teknolojisi ile üretim yapmakta ve bunu yurtdışına özellikle Avrupa'ya ihraç etmekte idi. Ancak adı batasıca İNÖNÜ Atatürk'e olan hıyaneti ve nefretini sadece paralardan Atatürk'ün resimlerini veya Ulus meydanındaki Bozkurtlu heykelleri kaldırarak değil KAYSERİ TEYYARE FABRİKASI'nı da kapatarak göstermişti.
 
biz senin partin benim partim diye birbirimizi yemeye devam edersek
partilerimizi lider sultasından kurtaracak düzenlemeyi yapmazsak
dokunulmazlığı kaldıramayıp ceylan derisi koltuklarda oturanları hesap verir hale getiremezsek
siyasi şaklabanlığa dönen seçim sistemimizi değiştiremezsek
ve o koltuklara gerçekten vatanını seven temiz dürüst akıllı ve çalışkan insanları oturtmayı başaramazsak
miletçe üretmeden tüketmeye devam edersek
siyasi fikri dini ve tüm farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak değilde kamplaşmak gruplaşmak için ana sebep olarak görüp ona göre yetiştirilip ona göre yaşamaya devam edersek
değil insansız uçağı
o uçağın koltuğunun kumaşını bile yurtdışından almaya mahkumuz
 
yok yok telaş etmeyin yapıyoruz


İnsansız Uçak Ürettik

Türkiye yıllardır İsrail�den aldığı insansız uçakları artık kendisi üretiyor. Bir Türk şirketi tarafından geliştirilen insansız hava aracı Türkiye�nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını sona erdirecek.
Vestel Savunma Sanayi A.Ş.�nin geliştirdiği �KARAYEL� adlı Taktik İnsansız Hava Aracı yüzde yüz yerli imkanlar kullanılarak yapıldı ve bugüne kadar gerekli bütün testleri başarıyla geçti. Türkiye�nin özgün gereksinimlerini karşılayacak en yeni teknolojinin kullanıldığı �KARAYEL�i çalıştıracak yazılımları da Türk mühendisler geliştirdi.
KARAYEL, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak üretildi. Görevi her türlü askeri istihbarat toplamak olan bu modern askeri izleme-gözleme sistemi içinde 4 adet insansız uçak 1 adet uçağı uzaktan kumanda etme-görüntü alma-görüntü işleme birimi ve 1 adet uçak fırlatma platformu bulunuyor. 10 saat kesintisiz gözlem yapabilen sistemin bütün modülleri hareketli olduğundan farklı görev bölgelerine kolayca intikal edebiliyor.

Nasıl Çalışıyor?

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi'nin kullanım amacı �keşif, gözetleme ve izleme yapmak� olarak tanımlanıyor. �KARAYEL�i yöneten yer istasyonundan 150km uzaklığa kadar bütün alanda temin ettiği görüntü ve bilgiler canlı olarak alınabiliyor. Bu bilgiler yer istasyonundaki bağımsız ünitede incelenip, geri sarılabilir, kesip-kopyalanabilir ve istenen bir yere aktarılabiliyor. Diğer yandan uçağın çektiği görüntülerin tamamı ya da bir kısmı ağ üzerinden paylaşılabiliyor. Bu sayede de başka bir şehirdeki bilgisayarlardan izlenebiliyor. NATO Standartlarında geliştirilmiş alt yapı sayesinde uçak ve faydalı yük, uzak bilgisayarlardan kumanda edilebilir.
Tüm bunlara ek olarak uçağın görev yaptığı bölge içerisinde bulunan birliklere acil olarak bilgilerin gönderilme ihtiyacı doğduğunda bu ihtiyaca yönelik olarak KARAYEL, 30 km içerisinde sahip olduğu şifreli yayın yapma kabiliyeti sayesinde, elinde alıcı bulunan kara hava ya da deniz birimlerine (örneğin arazideki bir askerin kol saati ekranına) ham görüntüyü aktarabiliyor.
Taktik ölçekteki bir İnsansız Hava Aracı, mini sistemlerden farklı olarak, sivil havacılıkta halen kullanımda olan uçaklara pek çok yönden benziyor. Farklı alt sistemlerden ve bunların eş güdümlü çalışmasından oluşan üst taktik sistemlerinin geliştirilmesi, havacılık alanında atılan büyük bir adım olarak görülüyor.

Bir Sonraki Adımda Denizaltında Kullanılacak

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi geliştirilirken sivil havacılık sektöründe, çağdaş uçakların tasarımında kullanılan geliştirme süreçleri izlendi. Bu yaklaşımla yürütülen kapsamlı çalışmalar sonucunda, üretimi tamamlanan uçak her bakımdan sertifikalandırılabilir durumda olacak. Eş zamanlı olarak geliştirilen çeşitli alt sistemler de ilerde farklı kullanımlar için tasarlanacak diğer insansız hava, kara, su üstü ve denizaltı araçlarında, sivil havacılık sanayiinde ve başka savunma uygulamalarında da başarıyla kullanılabilir durumda olacak.

Yüzde 100 Yerli

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi, VESTEL Savunma Sanayi A.Ş. bünyesinde, Türk mühendisler tarafından, yerli imkan ve kabiliyetlerle geliştirildi. Sistem, Türkiye'nin özgün gereksinimlerini karşılayacak biçimde ve en son teknolojik özelliklerle donatılarak geliştirilmekte ve test edildi.
Sistemdeki elektronik aksamlar ve bunların üzerinde koşan yazılımlar, uçağın yapısal ve aerodinamik tasarımı, otopilotla kumanda, fırlatma-kalkış, paraşütle hasarsız iniş ve yer kontrol istasyonu sistemlerin geliştirilmesi ve işleyiş analizleri ve testleri tamamen Türk mühendislerin ürünü. İlk uçakların geliştirildiği bu süreçte, imal edilen uçak parçalarının ve sistemlerinin analiz edileceği ve deneneceği çeşitli test sistemleri de eş zamanlı olarak geliştirilmektedir.

http://www.populerbilim.com.tr/arsiv/0901/b00.htm




bizde herşey var merak etmeyin.bilmiyorsak öğrenmeyi, öğrenmiyorsak susmayı biliyoruz biz türkiyeliler.
 
yok yok telaş etmeyin yapıyoruz


İnsansız Uçak Ürettik

Türkiye yıllardır İsrail�den aldığı insansız uçakları artık kendisi üretiyor. Bir Türk şirketi tarafından geliştirilen insansız hava aracı Türkiye�nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını sona erdirecek.
Vestel Savunma Sanayi A.Ş.�nin geliştirdiği �KARAYEL� adlı Taktik İnsansız Hava Aracı yüzde yüz yerli imkanlar kullanılarak yapıldı ve bugüne kadar gerekli bütün testleri başarıyla geçti. Türkiye�nin özgün gereksinimlerini karşılayacak en yeni teknolojinin kullanıldığı �KARAYEL�i çalıştıracak yazılımları da Türk mühendisler geliştirdi.
KARAYEL, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak üretildi. Görevi her türlü askeri istihbarat toplamak olan bu modern askeri izleme-gözleme sistemi içinde 4 adet insansız uçak 1 adet uçağı uzaktan kumanda etme-görüntü alma-görüntü işleme birimi ve 1 adet uçak fırlatma platformu bulunuyor. 10 saat kesintisiz gözlem yapabilen sistemin bütün modülleri hareketli olduğundan farklı görev bölgelerine kolayca intikal edebiliyor.

Nasıl Çalışıyor?

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi'nin kullanım amacı �keşif, gözetleme ve izleme yapmak� olarak tanımlanıyor. �KARAYEL�i yöneten yer istasyonundan 150km uzaklığa kadar bütün alanda temin ettiği görüntü ve bilgiler canlı olarak alınabiliyor. Bu bilgiler yer istasyonundaki bağımsız ünitede incelenip, geri sarılabilir, kesip-kopyalanabilir ve istenen bir yere aktarılabiliyor. Diğer yandan uçağın çektiği görüntülerin tamamı ya da bir kısmı ağ üzerinden paylaşılabiliyor. Bu sayede de başka bir şehirdeki bilgisayarlardan izlenebiliyor. NATO Standartlarında geliştirilmiş alt yapı sayesinde uçak ve faydalı yük, uzak bilgisayarlardan kumanda edilebilir.
Tüm bunlara ek olarak uçağın görev yaptığı bölge içerisinde bulunan birliklere acil olarak bilgilerin gönderilme ihtiyacı doğduğunda bu ihtiyaca yönelik olarak KARAYEL, 30 km içerisinde sahip olduğu şifreli yayın yapma kabiliyeti sayesinde, elinde alıcı bulunan kara hava ya da deniz birimlerine (örneğin arazideki bir askerin kol saati ekranına) ham görüntüyü aktarabiliyor.
Taktik ölçekteki bir İnsansız Hava Aracı, mini sistemlerden farklı olarak, sivil havacılıkta halen kullanımda olan uçaklara pek çok yönden benziyor. Farklı alt sistemlerden ve bunların eş güdümlü çalışmasından oluşan üst taktik sistemlerinin geliştirilmesi, havacılık alanında atılan büyük bir adım olarak görülüyor.

Bir Sonraki Adımda Denizaltında Kullanılacak

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi geliştirilirken sivil havacılık sektöründe, çağdaş uçakların tasarımında kullanılan geliştirme süreçleri izlendi. Bu yaklaşımla yürütülen kapsamlı çalışmalar sonucunda, üretimi tamamlanan uçak her bakımdan sertifikalandırılabilir durumda olacak. Eş zamanlı olarak geliştirilen çeşitli alt sistemler de ilerde farklı kullanımlar için tasarlanacak diğer insansız hava, kara, su üstü ve denizaltı araçlarında, sivil havacılık sanayiinde ve başka savunma uygulamalarında da başarıyla kullanılabilir durumda olacak.

Yüzde 100 Yerli

KARAYEL Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi, VESTEL Savunma Sanayi A.Ş. bünyesinde, Türk mühendisler tarafından, yerli imkan ve kabiliyetlerle geliştirildi. Sistem, Türkiye'nin özgün gereksinimlerini karşılayacak biçimde ve en son teknolojik özelliklerle donatılarak geliştirilmekte ve test edildi.
Sistemdeki elektronik aksamlar ve bunların üzerinde koşan yazılımlar, uçağın yapısal ve aerodinamik tasarımı, otopilotla kumanda, fırlatma-kalkış, paraşütle hasarsız iniş ve yer kontrol istasyonu sistemlerin geliştirilmesi ve işleyiş analizleri ve testleri tamamen Türk mühendislerin ürünü. İlk uçakların geliştirildiği bu süreçte, imal edilen uçak parçalarının ve sistemlerinin analiz edileceği ve deneneceği çeşitli test sistemleri de eş zamanlı olarak geliştirilmektedir.

http://www.populerbilim.com.tr/arsiv/0901/b00.htm




bizde herşey var merak etmeyin.bilmiyorsak öğrenmeyi, öğrenmiyorsak susmayı biliyoruz biz türkiyeliler.

bak bu bildiklerini unakıtana sakın anlatayım deme
yoksa abd den döner dönmez orayıda özelleştirir
 
İnsansız uçak projesi öyle birilerinin düşündüğü gibi uzaktan kumandalı model uçak projesi değildir.
Bu 2 konuda çok yüksek düzeyde teknoloji isteyen bir iştir. Resmen uzay teknolojisi ister. O yüzden bu teknoloji çok az ülkenin elinde mevcuttur.
Bir insansız hava taşıtının iş yapabilmesi için uçması ve uzaktan yönetilmesi yetmez.
Gelişmiş bir görüş gücüne ve güvenli bir kontrol sistemine sahip olması gerekir.

Gelişmiş görüş gücü denilen şey yüksek hassasiyette görüş sistemleridir. Çok yüksek teknoloji ile üretilmiş 5-10km mesafeden çok yakın ve detaylı görüntü alabilen kamera üretmek gerekir. Bu kamerayı hareketli bir cisim üzerinde nano metre düzeyinde hassas stabilizasyona oturtmak gerekir. 5km yukarıdaki kameranın merceği rüzgardan türbülanstan 1 mm oynasa görüntüde 10-50 metrelik kaymalar olur. Fotoğrafçılık hobim olduğu için görüntü stabilizer sistemlerin ne denli zor, pahalı olduğunu bilirim. Uzay ve askeri sistemlerde kullanılanları bırakın amatör çekimler için bile kamera sabitleyiciler çok pahalıdır ve istenilen stabiliteye sahip olmadığı için çekimlerde şaryo denilen sarsılmaz raylı sistemler konulur kameranın altına....
Türkiye'nin tarih boyunca hiç sahip olmadığı bir sektör optik sektörü. Türkiye'de insansız uçak yaptım diyen model uçak yapmış üzerindeki optik sistemi ithal etmiş demektir. Türkiye'de bir teleskopun yerli imkanlar ile üretildiğini duyduğunuzda bu uçakları yapabilme kapasitemiz var diyebilirsiniz.

Diğer ve çok önemli bir konuda güvenliktir. Sizin insansız uçağınız havaya sinyaller gönderir sizinle haberleşmek için. Siz de aleti kontrol etmek için sinyaller gönderirsiniz. Bu sinyaller kriptolu şifrelidir. Yükesek miktarda akan verinin şifrelenmesi için gelişmiş AES RSA veya DES algoritmaları kullanılır. Ve anlık veri transferinde online çalışabilmek için çok aşırı büyük anahtar kullanma şansı fazla yoktur. Bu şifreleme algoritmanın kırılması demek düşmanın sizin uçağınızın gönderdiği verileri aynen görebilmesi hatta sizin uçağınızı kontrol edebilmesi demektir.
Türkiye'de kullanılan şifreleme sistemlerinin %90'ı yurt dışından gelmektedir. Özel sektör, internet veya televizyon hep dış kaynaklı şifreleme sistemleri kullanan bir ülkeyiz. Senelerce digitürk ün kullandığı cryptoworks sistemi üzerine hobi olarak uğraşmış biri olarak söyleyebilirim ki Türkiye de kriptografi üzerine çalışan kafa yoran insan sayısı çok az. Digitürk ün şifreleme sistemi cryptoworks de philips tarafından üretilen bir şifreleme sistemi...

Bu 2 zor alanda teknolojik atılım yapıldığında türkiye kendi insansız savaş uçağını üretir.
O zamana kadar uçak ürettim diyenlere sormak lazım optik malzemeyi nereden ithal etmişler, mikrochipleri hangi ülkeden almışlar, kimin icat ettiği şifreleme sistemini kullanmışlar. Bu kalemler dışında kalanlar ise sadece uzun menzilli model uçak projesidir.

Atatürk'ün "İSTİKBAL GÖKLERDEDİR" diyerek Kayseri'de kurdurduğu Kayseri Teyyare Fabrikası zamanının çok ilerisindeki teknolojisi ile üretim yapmakta ve bunu yurtdışına özellikle Avrupa'ya ihraç etmekte idi. Ancak adı batasıca İNÖNÜ Atatürk'e olan hıyaneti ve nefretini sadece paralardan Atatürk'ün resimlerini veya Ulus meydanındaki Bozkurtlu heykelleri kaldırarak değil KAYSERİ TEYYARE FABRİKASI'nı da kapatarak göstermişti.

Müdür yanlış biliyorsun. Kayseri Teyyare Fabrikasını kapatan İnönü değil Menderes'tir.
Hatta Kayseri deki fabrika yurt dışından gelen teknoloji ile taşeron üretim yapan bir tesisti. Asıl gerçek Türk uçak fabrikası Ankara Etimasgut ta 40 larda kurulmuştur. Gazi Uçak fabrikası ve Gazi uçak motoru fabrikası tamamen yerli çizim ve yerli üretim uçak motoru ve uçak imalatı yapmıştır.

Marshall yardımları uğruna ileri görüşlü Menderes tarafından önce uçak motoru fabrikasının kapısına kilit vurulmuştur sonra uçak fabrikası uçak bakım atölyesine çevrilmiştir. İslamcı arkadaşların çok sevdiği Tayyip'in duayeni Menderes in ilk icraatlarından biridir.

Durmadan mnderes ne kadar geniş bulvarlar yaptı çok ileri görüşlüydü der islamcı ve adalet partisi tayfası. Adam uçak fabrikalarına kilit vurmuş hiç biri hatırlamaz.

O devirde uçak üretimi yapan ülkelerin hemen hemen tamamı uzaya uydu atabiliyorlar.
Biz de ilk fettonotumuzu göndeririz inşallah. Fethullahçı astronota FETTONOT denebileceğini düşündüm.

Tek fark bizimkiler katı yakıtlı roket teknolojisini değil okuyup üfleme teknolojisini kullanacaklar uzaya yükselmek için...
 
Atatürk'ün "İSTİKBAL GÖKLERDEDİR" diyerek Kayseri'de kurdurduğu Kayseri Teyyare Fabrikası zamanının çok ilerisindeki teknolojisi ile üretim yapmakta ve bunu yurtdışına özellikle Avrupa'ya ihraç etmekte idi. Ancak adı batasıca İNÖNÜ Atatürk'e olan hıyaneti ve nefretini sadece paralardan Atatürk'ün resimlerini veya Ulus meydanındaki Bozkurtlu heykelleri kaldırarak değil

KAYSERİ TEYYARE FABRİKASI'nı da kapatarak göstermişti.

menderesle inönüyü birbirine karıştırmışsın....

amerikan güdümünde olanlar marsall yardımlarını fabrikaları kapatarak madenleri 50 senelik sınırlı bir şekilde kullanmak kaydi ile almışlardır yani kendi madenlerini kaynaklarını kafana göre işleyip kullanamazsın 50 sene.

ilk başlarda marshall yardımları askeri işbirliği olarak rus tehdidine önlem olarak inönü tarafından müzakere ediliyordu fakat menderes gelince politikanın rengi askeri işbirliği olmaktan çıkıp amerikan güdümü altına sokacak milli menfeatleri zedeleyecek bir hale geldi bunun acısını bugünlerde yaşıyorsan sebebi menderes tir. allah kitap diyerek iktidara gelen menderes emperyalist projelerin kuklası olup halkı kutuplara ayıran bir siyaset izlemiş ve bunun bedelini feci bir şekilde ödemiştir.

menderesin dönemi yaşadığımız şu zamana ne kadar çok benziyor tek başlarına iktidar oldukları halde yemez içmezler inönüye sataşırlar muhalefete muhalefet yapar iktidar olmanın şuurunda olmazlardı...

ırakta 16000 kişinin katili amerika bu suça Türk Ordusunuda alet etmek istemişti eğer unutmadıysan Er dog anın tezkere için yırtındığını 2 dünya savaşından Türk Milletini koruyan Türk Milletine babalık yapan İnönüye haksızlık yapmaz ve inönünün yerinde menderes olsaydı yada tayyip olsaydı savaşın içinde olup emperyalistlerin kuklası olacağını bilirdin....
 
anlamadım ne dedıgını kardes acık yazarsan dını ıslerımız derken ALLAH her bakımdan ıbadet sanat teknolojı savunma esıt haklar adalet ve bırcok dunya konusunda yapılması gerekenlerı peygamberlerı ve alımlerı gorevlendırerek soylemıs bu konu ıcınde savunma sını yapamassa bır ulke yok olur ve dınıde kalmaz degılmı anlamadıgım ıcın yorum yaptım art nıyetın yoksa ustune alma


söylemek istediğim

bizdeki ilim ve bilim işlerini

dinciler

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11024322.asp?gid=229

böyle kullanıyor
 
Arkadaşlar bırakın uçak üretmeyi Türk ihracatının lokomatif sektörü olan tekstilde dahi makinelerin tamamına yakınını dışarıdan alıyoruz. Üstelik tekstil makinalarını üretebilmek için uzay teknolojisi falan da kullanmaya gerek yok. Çin bile yabancı makineleri inceleyip benzerlerini tasarlamayı becerirken, Türk Tekstil sanayi makine parkuru bakımından, bilerek ve istenerek dışarı bağımlı hale getirilmiş durumda. Devletin bilime ve teknoljik gelişmeye verdiği önemle de alakalı şeyler bunlar tabiiki. Üniversiteleri nicelik olarak arttırmak yerine nitelik olarak arttırmaya uğraşılmış olsaydı, bizimde dünyada bilim ve teknolojiye önemli katkılarımız olurdu. Dünyanın en zeki milleti Türkler olmasına rağmen sürdürülegelen yanlış politikalar yüzünden bilim ve teknolojide dışa bağımlı bir yapı benimsenmiş durumda.
 
bız dıyoruz ulke mızın durumu ne halde dısa bagımlı olmusuz sorgulamak gerekır dıyoruz ve ucak lardan konu actık bazıları da ınsansız ucaktan falan bahsetmıs arkadasım sen parcaları al bırlestır alın ucak yaptım dıyenlerdensın bız dıyoruzkı % 100 yerlı yapmak lazım yarın obur gun savas olursa kımseye muhtac olmadan aslanlar gıbı savasalım cunku dusman larımız halen dusman barıs yok ortada her kulllanılan malzemelerde yerlı olması lazım enerjı v.s en onemlısıde hava savunma sıstemı fuzeler yapmak lazım
 
Geri
Üst