Ananı da al gitmedi’ yetmedi, davalarla anasını ağlattılar

öncü06

New member
Başbakan Erdoğan’la tartışan ve‘Ananı da al git’ terslemesine maruz kalan Mersin’li çiftçi hakkında açılan davalar karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda





Ali ŞEN- Mustafa ERCAN/MERSİN

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın 11 Şubat 2006 tarihinde Mersin gezisinde “Çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı. Hangi yüzle geliyorsun buraya?” diyerek tepki gösteren ancak, Erdoğan'ın “Ananı da al git” sözleriyle karşılaşan 45 yaşındaki çiftçi Mustafa Kemal Öncel, ‘Başbakan'a hakaret' suçundan beraat ederken, 9 davadan 3’ünden toplam 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı, diğer 6 dava ise sürüyor.
Başbakan Erdoğan 11 Şubat 2006'da partisinin ilçe kongresinin yapıldığı Edip Buran Spor Salonu'na gelirken çiftçi Kemal Öncel bağırdı. Öncel'in üzerine yürüyen Başbakan korumaları ağzını kapatıp, onu yaka-paça uzaklaştırmak İstedi. Başbakan, korumalarına “Bırakın yanıma gelsin” diye talimat verince, uzun süre gündemde kalan tartışma oldu. Öncel, götürüldüğü karakolda ifadesi alındıktan sonra sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı. Öncel hakkında Mersin 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde ‘Kamu görevlisine hakaret' suçundan 3 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Öncel, bu davada yeterli delil elde edilemediği ve suç unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.
2004 yılında TBMM'deki eylemi nedeniyle de hakkında dava açılan Öncel, ‘Başbakan'a hakaret' davası devam ederken çeşitli yerlerde yaptığı basın açıklamaları ve çiftçi eyleminde Başbakan Erdoğan'a yönelik hakaret suçlamaları ile peş peşe yargılanmaya başlandı. Ceza aldığı davaların Yargıtay süreci devam ederken, Kemal Öncel'in TBMM'ye girişi de yasaklandı.
Merkeze bağlı Kuyuluk Beldesi'ndeki, kendisine ait narenciye bahçesinde, barakayı andıran bir evde zor koşullarda yaşamını sürdüren Öncel, 11 Şubat 2006'da Başbakan Erdoğan ile tartışmasından sonra hayatının tamamıyla kötüye gittiğini belirterek, şöyle dedi:
“Çok acı çektim. Yakında beni hapse atacaklarından endişe duymaktayım. Türk çiftçisi de kıymetimi bilmedi. Göreceksiniz her geçen gün çiftçi daha beter olacak. Ürün para etmeyecek. Çünkü çok oyunlar oynanıyor. Şu anda piyasada Arjantin ithal limonu kaynıyor ve kilosu 6 YTL. Vatandaşlığımdan utanç duyar hale geldim. Vatandaşlıktan azlimi istedim. Hala vermediler.”

“AVUKAT BULAMIYORUM”
Hakkında açılan davalar nedeniyle son iki yılda akli dengesinin tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen, ancak, “Kendi isteğimle yatmıyorum” diyerek tutanak imzalayıp, karşı çıkan Öncel, ekonomik sorunları nedeniyle avukatı bulunmadığını söyledi.
Eylemi sonrası Başbakanlık korumalarının kendisini karakolda tartakladığını, o dönemde Mersin Milletvekili olan, halen Adana Milletvekili olarak TBMM'de bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, kendisini ‘Psikopat' diye kendisini suçladığını söyleyen Öncel, hakkında açılan davalar nedeniyle toplam 15 yıl 8 ay hapsi isteniyor. Öncel, şunları anlattı:
“Hakkımda açılan davaların birinin iddianamesinde şerefli ordumuza hakaret ettiğime dair iddia var. Bu çok ağır bir iftiradır. Bir çiftçi mitingi sonrasında yaptığım eylemde Türk Ordusu'na dil uzattığım iddia ediliyor. Kayıtlar ortadadır. Ben böyle bir terbiyesizliği asla yapmadım. Bu davadan verilen 14 ay hapis cezası ertelendi. 11 Şubat 2006'daki eylemden sonra devlet-mafya işbirliği ile benden özür dilettirmeleri yetmiyormuş gibi dava kıskacına alındım. Bu beni üzüyor. Avukat tutamadım. Çünkü maddi gücüm yok. Adımı deliye çıkardılar. ‘Provokatör eylemci', ‘şovmen' gibi yakıştırmalar yapılması beni çok üzdü. Kimse bana ‘Bu eylemin altında ne var?' diye sormadı. Sbepsiz hiçbir hareketin içinde olmadım. Eylemin üzerinden 4 gün geçmişti. Akşam evim basıldı. AKP il ve ilçe teşkilatı ile bazı milletvekillerinin iki gün önceden planladıkları olayın içine düştüm. Evim basıldığında telefonumun fişi çekildi, bana paralar ve ihaleler teklif edilerek özür dilemem istendi. Özür dilememekte direttim. Daha sonra gelen il başkanı telefonla işi koordine ediyordu. Bir ara evimim perdesini açtırdılar, arka tarafta araçlar sıra sıra duruyordu. Devletin polisleri araçlar içinde bekliyordu. 8-10 aracı orda gördüm. Kapıyı açtırdılar sivil giyimli ellerinde telsiz olan kişileri gördüm. Kıyafetleri düzgün olan ve mafya tipi insanlar gördüm. Yine direndim. Özür dilemeyeceğim anlaşılınca, masayı yumruklayan kişi, ‘Yeğenlerinin Bilkent ve Ankara'da okuduğunu biliyoruz’ demeleri üzerine beynimden vurulmuşa döndüm. Bu nedenle özür dilediğimi basın toplantısı yaparak açıkladım.”

KOLUMU MÜHÜRLEDİLER
Evine gelen polislerce apar, topar İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğünü, kolunun mühürlediğini belirten Kemal Öncel, “Bizim toplumumuzda kötü kadınlar mühürlenir. Ama devlet kolumu mühürledi. Polis nezaretinde adli tıpa götürüldüm. Heyet başkanı ‘Niçin buradasınız? diye sordu. Ben de ‘Evrak elinizde’ dedim. Bana, ‘Hayrettin Kınacı sen misin? dedi. Olmadığımı söyleyince ‘Çık dışarı’ dedi. Muayene edilmedim. Çünkü, kuruma gönderilen evrak Ankara 11'nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde Cumhurbaşkanlığına sövmek, hakaret ve şahsiyetine alenen tahkir ve tevzi suçundan yargılanan Hayrettin Kınacı'ya aitti. Resmi evrakın üstünde Hayrettin Kınacı, altında benim adım yazıyor. Ben Başbakan’a hakaret suçundan götürüldüğümü biliyorum. Ama böyle bana ait olmayan bir evrakla boş yere İstanbul’a Adli Tıp Kurumu’na götürdüler. Eğer bir rapor verilmiş olsa, ömür boyu tımarhanede olurdum. Beni tekrar götürmek istediler. Bu sefer gitmedim. Şimdi beni yaka paça zorla götürmelerini bekliyorum” dedi.
Kemal Öncel Başbakan Erdoğan'ın 1 Temmuz'daki Mersin programı öncesi polis tarafından gözaltına alınmıştı. Mezitli Polis Karakolu’nda miting süresince misafir edilerek çay ikram edilen Öncel, bunun bir eylem yapmasını önlemek için yapıldığını söylemişti. Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer ise, bunun bir gözaltı olmadığını savunmuştu.

DAVALAR ZİNCİRİ


* 13.01.2004’te TBMM bünyesinde AKP Grup toplantısı sırasında eylemi nedeniyle Ankara 11’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nce hakkında itidal dışı davranmak sucundan 1-2 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bu davadan 15 ay ceza aldı, kararı temyiz etti.
* Mersin 1’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nde Başbakan Erdoğan'la girdiği diyalog sonrası açılan ‘Kamu Görevlisine hakaret’ davasında 3 yıl ağır hapis isteniyordu. 15.06.2006’da beraat etti.
* Mezitli İlçesi’nde 26.11.2006’da düzenlenen çiftçi eyleminde yaptığı basın açıklaması sırasında Başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle Mersin 4’ncü Sulh Ceza Mahkemesi’nde 2-3 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı. Dava hala sürüyor.
* Adliye binası önünde 07.06.2007’de yaptığı basın açıklamasında başbakan, yargı organları ve askeriyeyi alenen aşağılama suçundan 1’nci Sulh ceza mahkemesinde dava açıldı. Bu davadan aldığı 14 ay ceza ertelendi.
* 18.06.2007’de Defterdarlık önünde yaptığı basın açıklamasında başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında Mersin 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nce 3 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Dava sürüyor.
* 24.05.2006’da savcılığa verdiği bir şikayet dilekçesinde AKP eski Mersin milletvekili Mustafa Eyiceoğlu hakkında ‘Şerefsiz’ diye hakaret ettiği gerekçesiyle Mersin 4’ncü Sulh Ceza Mahkemesi’nde 3 yıl hapis istemiyle ‘Kamu görevlisine hakaret’ suçundan dava açıldı. Dava hala devam ediyor.
* 21.12.2006’da bir duruşma sırasında görevli hakime hakeret suçundan Ankara 11’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nce hakaret suçundan 1 yıl hapis istemiyle hakkında dava açıldı. 3 ay hapis cezası aldı, kararı temyiz etti.
* 12.01.2007’de yine katıldığı bir duruşma sırasında görevli savcı ve hakime hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında 2 yıl hapis istemiyle dava açıldı. 1 yıl 3 ay hapse çarptırıldı. Kararı temyiz etti.
* Ankara’da katıldığı duruşma sırasında savcı Haluk Aldoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle aynı savcı tarafından hakkında 10 bin YTL manevi tazminat davası açıldı. Dava sürüyor.
Dava kıskacına alınan Mustafa Kemal Öncel’in, Başbakan, Tarım Bakanı, Dengir mir Mehmet Fırat, İl ve İlçe yöneticileri, kendisine işkence yaptığını öne sürdüğü polisler hakkında yaptığı çok sayıda şikayet dilekçesinden ise bu güne kadar bir sonuç çıkmadı

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=900056&Date=23.09.2008&CategoryID=77
 

agni

New member
Daha o adamcağızın başına neler gelecek...Tayyibi eleştirenlerin vay haline...Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en hazımsız başbakanı...Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller ve Turgut Özal gibi pek çok siyasi acımasızca eleştirilmedilermi...Eleştirilmeninde ötesinde hakarete bile uğradılar...Ama hiçbiri çıkıpta mahkemeye vermedi kimseyi...Tahammülsüzlük, hazımsızlık böyle bir şey işte...Utanmadan o garibanın hayatını karartacaklar...Ama ne yazıkki bu memlekette tayyip faşizminin adı "demokratlık" olmuş...Hayır bide tayyip faşizmini savunan sahte demokratlar "demokrasi" naraları atmazlarmı...tayyip sadece kendine ve kendinden olanlara demokrattır...demokrasi savaşçısı tayyipp...
 

1001Design

330i ///M3 Design

cposs

New member
Çiftciyi koruyan arkadaşlar sizi ziyarete gelmiş bir kaymakama veya vali'ye veya sıradan bir komisere bile saygıda kusur etmemek için hoşgeldin der derdinide güzel bir uslupla söylersin.Biz atalarımızdan aldığımız terbiye gelenek göreneklerimiz bunu gerektirir.Bu çiftciki bu terbiyeden muhakkak yoksun değildir o zaman neden bir başbakana sen hangi yüzle geliyorsun buraya diyecek kadar kabalaşıyor.Ben mesala hayatta en nefret ettiğim siyasetçi Deniz baykaldır ama onu gördüğümde elimi uzatır tokalaşırım hoşgeldiniz derim.Lütfen bazı şeylere birbrinden ayrışdıralım.Ayrıca butun korumaları geçip posta koymakdan bahsetmiş bunuda erkeklikle özdeştirmiş arkadaşımada bir sözüm olacak sen bir başbakanın yanına kadar yaklaşıp ağzına geleni söyleyebiliyorsan bu senin başbakanın seni yanına çağırmakla büyük bir anlayış ve hoşgörü ile ilintili olduğunu unutma biz evet çok siyasetçi gördük ama halkının drek kendisiyle konuştuğunu ve hakaret ettiğini görmedik.Unutmayın ecevit döneminde meclisin yollarının halka kapandığını ve yazarkasanın havada uçuşduğunu.
 

RomeoMAD

JusT B€
Evet cok komık :]
Cıftcı dedıgınız adamın,kım oldugunu bılıyormusunuz?
Yok
yıyın bırbırınızı anasını satım ,bızde gulelım sıze boyle :]]
 

1001Design

330i ///M3 Design
Evet cok komık :]
Cıftcı dedıgınız adamın,kım oldugunu bılıyormusunuz?
Yok
yıyın bırbırınızı anasını satım ,bızde gulelım sıze boyle :]]
yorumlarina dikkat et romeo
sanki adami taniyorsun
gülmek istiyorsan kocaman geyik bölümü mevcut

VATAN haini ise
kaynak gösterin bizde ögrenelim gercek neymis

iyi forumlar
 

1001Design

330i ///M3 Design

VolkaN

Altın Üye
yorumlarınıza dikkat edin tekrar uyarılmayacaksınız
 

RomeoMAD

JusT B€
:] Tehdıt degıl mubarek kardesım,
Sen bana emrı vakı konusursan,bende sana ayna tutarım.

Kaynakmı ıstıyorsun?
Ecevıte yazarkasa fırlatan adamı hatırlıyormusun?
Ahmet çakmak.
çiftcinin adını soyadını ogren :]
Eger cok ogrenmek ıstıyorsan bıraz arastır aralarında baglantı oldugunu goreceksın
Selametle USLUBUNADA DIKKAT ET,BEN BOS KONUSMAM
 

.Murat.

New member
Sadece gülüyorum :]
sen böyle konulara yorum yapma bence
belliki maddi açıdan durumun çok iyi
çok iyi diyorum çünki hep senin gibiler
yani maddiyat yönünden sıkıntısı olmayanlar
bu hükümeti beğeniyor ve savunuyor
sana sorsam asgari ücret nedir veya
asgari ücretle geçinen bir ailenin nasıl ay sonunu
getirdiğini.nerden bileceksinki.sana yorum yapmaya bile deymez

BAYRAM GELMİŞ ÇOLUK ÇOCUĞUNA YENİ KIYAFET (BAYRAMLIK)ALAMAYAN AİLELER VAR
SEN KALKMIŞSIN SADECE GÜLÜYORUM DİYORSUN
UYAN EFENDİ UYANDA ETRAFINA BAK
 
ben akpye oy vermiş ir insan olarak butur bir tutumu kınıyorum nedir yani sacmalık bir insanada kadar yuklenilmez
 

RomeoMAD

JusT B€
sen böyle konulara yorum yapma bence
belliki maddi açıdan durumun çok iyi
çok iyi diyorum çünki hep senin gibiler
yani maddiyat yönünden sıkıntısı olmayanlar
bu hükümeti beğeniyor ve savunuyor
sana sorsam asgari ücret nedir veya
asgari ücretle geçinen bir ailenin nasıl ay sonunu
getirdiğini.nerden bileceksinki.sana yorum yapmaya bile deymez

BAYRAM GELMİŞ ÇOLUK ÇOCUĞUNA YENİ KIYAFET (BAYRAMLIK)ALAMAYAN AİLELER VAR
SEN KALKMIŞSIN SADECE GÜLÜYORUM DİYORSUN
UYAN EFENDİ UYANDA ETRAFINA BAK

Anlatamıyorumkı canım kardesım benım.
Sana burda ne desem boş,benı sadece Allah bılır.Ne durumda oldugumuda.
Yuksekten dusmeyı bılmem bılırmısın.Hemde cok yuksekten.
Hıc tatmamıssındır,umarım Rabbımde gostermez.
Cunku ınsanları ozaman tanımaya baslıyosun,Para varkenkı durumuma bakıyorum,bırde sımdıkı durumuma.Arada pek fark yok,sadece arabam daha ucuz,yedıklerım ve gıydıklerım.
Ve cevrem daha kalıtelı.
Yaradana sukurler olsun yınede calısıp,cabalıyoruz.
Dunyada maddıyat yonunden sıkıntısı olmayan adam yoktur,bunuda unutma.
En zengın ınsanına baksan bıle,bır sıkıntısı bır kederı vardır.
Ben burda Tayyıbın yaptıklarını tasvıp etmıyorum ama,sende kalkıp bır ulkenın Baskanına bu sekılde konusamazsın,Baskan Tayyıp elbettekı o adamın kım oldugunu,kımın konusturdugunuda bılıyor.
Sızde az cok elınızı vıcdanınıza koysanız,anlıyacaksınız.
Ama ulkemızde olan her sorunuda,temcıt pılavı gıbı Baskanın onune surmek,bıraz ayıp.

Umuyorumkı,su uyduruk krızı atlatırız hayırlısıyla
NOKTA
 

.Murat.

New member
Sanırım bende sana anlatamıyorum
dikkat ettiysen yukarda çiftçiyi
savunan bir açıklamam yok
genel olarak diyorum
başbakan görevini layıkıyla yerine getiremiyor veya getirmiyor
ülkemiz dahada kötü olmakta
Vestel gibi bir şirket işçi çıkarmaya başladı gerisini sen düşün artık
 

RomeoMAD

JusT B€
Nokta dıyorum cevap ıstıyorsun al kardeşim.



Vestel işçisi için Teknolojinin Türkçesi!

Vestel’i nasıl tanırsınız? Muhtemelen bir çoğunuz “Saniyede bir ürün satan dünya devi” ya da televizyon reklamlarından duymaya alıştığımız şekliyle “Teknolojinin Türkçesi” diye yanıt verecek. Reklamlara bakarsanız; tek derdi ülkeye yatırım yapmak!

Vestel de kendisini şöyle tanıtıyor: “Önce İnsan” ilkesi doğrultusunda tüm çalışanlarımıza verimli bir biçimde çalışacakları, ilişkilerin karşılıklı saygıya ve güvene dayandığı bir ortam yaratma çabası içindeyiz. Sürekli gelişim için en önemli unsurun sahip olduğumuz entelektüel sermaye olduğunun bilincindeyiz. Vestel’i Vestel yapan, her şeyden çok özveriyle çalışan yüksek nitelikli profesyonel kadrosudur.


2006 yılında 4 milyar dolarlık ihracat hedefleyen Vestel, Türkiye’nin ihracat şampiyonları arasında olduğu gibi, televizyon üretiminde 12 milyon adetle dünyanın üçüncü büyük TV üreticisi durumundadır.
Her yıl yüz milyon dolarlar kazanan, üretim ve ihracat şampiyonlukları olan, üstüne üstlük kendisini böyle tanıtan bir şirket elbette işçisini aç bırakmaz, sırtını pek tutar değil mi? Bunca kârı “özverili” çalışanı sayesinde yaptığını bilen bir firma, bu emeğin değerini verir!

En ufak hata götürür


Bakın, “dünya devi” olmasına güvenerek, benzer düşüncelerle Vestel’de çalışmaya başlayan bir işçi ‘Teknolojinin Türkçesi’ni nasıl anlatıyor: “İsim olarak dışarıdan çok iyi gözüküyor. Ancak çalışmaya başladıktan sonra çalışma ortamı, ücret kimseyi tatmin etmiyor. Bir buçuk yıldır çalışıyorum, 350 YTL maaş alıyorum. En ufak hatada dışarı atabiliyorlar. İnsanlar muhtaç. Çalışmak zorunda. Bir köle gibi çalışıyoruz. Adam dışarıda binlerce işsiz var bir gider bin gelir diyor.”

“On kez de şampiyon olsa benim için fark etmiyor. Vestel’in bir milyon televizyon ürettiğini biliyorum. İş şampiyon olmakta değil. Ben yine asgari ücretle çalışıyorum” diyor bir başka işçi.

Vestel’de işe başlayanlar önce “büyük bir yere kapak attıkları” düşüncesiyle, gelecek hayalleri kurmaya başlar. Fabrikaya girdiği andan itibaren ise tüm beklentiler suya düşer. Askeri bir bölgeye girdiği hissi, hızlı tempo, düşük ücret, her an işten atılma korkusu, bir müdüre ya da posta başına yanlış yapma kaygısı alır hayallerinin yerini.

Vestel City’de (Vestel Şehri) işçinin işi, kurallar, disiplin yönetmelikleri ve müdürün ağzından çıkacak bir cümle, amirin baskısıyla bir anda bitebilir. Büyük patronun fabrikayı teftişe geldiği zamanlarda sorgusuz sualsiz işçi atması Manisa halkının dilinde hikâyelere dönüşmüştür: “Ahmet Zorlu Vestel Elektronik’e geldiğinde 4-5 işçiyi sadece yaka kartları olmadığı için işten attı...”



YAZININ DEVAMI DAHADA KÖTU YAZMA GEREKSINIMI DUYMADIM,OKUMAK ISTIYORSAN BUYUR BAK HANGI SITE YAZIYOR BUNU.
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=5582
 

.Murat.

New member
ahmet zorlunun yakasına benmi yapışmam gerekiyor
yoksa devletmi? lafa geldimi 350 küsür milletvekilim var demesini biliyor
yasaları genişletsene işçinin yanında olsana yapamazki
bu ülkede başbakan olsa ne olur olmasa ne olur? yol yaptım tünel yaptım
eczanelerden ilaç alamıyordunuz almanızı sağladım
ne büyük iş yapmışsın ama vatandaşın geçineceği ücreti vermedin vermeyeceksinde
ama bu millet sana cezanı vermesini bilir hiç merak etme


romeo bu böyle uzayıp gider sen kendine göre ben kendime göre haklıyız dilerim biraz daha gerçekleri görürsün
 

KaranLık

"KaranLık"
konustuğu adam türküye cumhuriyetinin basbakanı... dikkatlı olucak arkadas... yoldan geçen biri değil o...
adam gibi konussa kimse ona bu davalarıda açmaz ananı al git de demez...
 

HTML

Üst