Kürdistan’ı Tanıma Turları

ramo46

New member
HH Üyesi
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
1,913
Reaction score
0
Puanları
0
"Neval Kavcar

Son birkaç yıldır Türkiye’nin “Irak Bölgesel Hükümetini”, yani “coğrafi Kürdistan’ı” tanıması için oyun üzerine oyun

döndüğünü biliyoruz. Geçmişte koordinatörlük bunlardan biriydi. Gaye Bölgesel hükümet ile el sıkışmaya dönük projeleri

etkin hale getirmekti. 2007 yılında Erdoğan – Gül ikilisi “Türkiye’nin menfaati için, gerekirse Irak’ın Kuzeyindeki

hükümet ile masaya oturabileceklerini” ifade etmişlerdi. Türkiye’nin menfaatinden kasıt PKK’yı bitirmek. PKK bitince

problem bitiyor mu? Devlet adamlığı dağın ardını da görmektir.

Araya seçimler girdi. Sivil Anayasa, türban tartışmaları ve AKP’nin kapatılmaması dava sürecini yaşadık. Erdoğan- Gül

ikilisinin politikası bugünlere sarktı.

Irak’ın yönetim kademesi A’dan Z’ye Kürtlerin elinde olmakla birlikte, ABD “Büyük Kürdistan” peşinde. Enerji havzaları

ilk elden kontrol edebilmek için oluşturdukları kalıcı üssün adının “Kürdistan” olarak tanınmasını istiyor.

BOP usulüne uygun ilerliyor. Sınırların değişeceği, demokratikleşme denilen oyunun “kanlı mı kansız mı” olacağı

sorusunun cevabını O.Doğu’daki halkların tavırları belirleyecek demişti Abant Platformunda Mete Tuncay. Bu bağlamda

BOP eş başkanı Erdoğan görevini sürdürüyor.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı Irak’a gönderdi. Gaye “PKK ile ortak mücadele”. İşgal altındaki Irak ve ABD’nin

stratejik ortağı Türkiye aynı masaya oturunca mı PKK bitecek? Evet, aynen öyle. Hele o masaya K.Irak’ın bölgesel

Kürt yönetiminden birisi oturur, anlaşmaya varılan metinin altına imzasını atarsa ballı börek olur.

AKP İktidarı, Türkiye İçişleri Bakanını Irak’a, malum oyunun parçası olmaya göndermiştir.

* * *

Kürt Yönetimi İçişleri Bakanı Masada

“Türk heyet masaya oturduğunda buz gibi dondu” ifadeleri bugün ki haber kanalının ortak yalanı idi. Bu tür

toplantılarda, masada kimlerin olacağı önceden bellidir. Yani Kürt yönetimi İçişleri Bakanı Kerim Sincari ile

aynı masaya oturacakları önceden bellidir.

Rahatsızlık olmuş olsa idi, Türk tarafının masayı terk etmesi gerekirdi.

Kısa süre içinde PKK’nın tasfiye edilecek oluşu, Türkiye açısından problemin biteceği anlamına gelmez.

Turpun büyüğü heybede.

ABD işleri plan dâhilinde yürütüyor. Önce Talabani Çankaya’ya davet edildi. Ardından Başbakan Erdoğan çelik yelek

giyip Irak’a giderek, “PKK ile ortak mücadelede” yardımları için Bölgesel Hükümete teşekkür etti. Oyunun yeni

perdesinde Barzani Hükümeti ile ortak masaya oturmak var. Beşir Atalay bunu icraa etmeye gitti.

Hatta sırada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de var. Kürt yönetimi sınırları içindeki Erbil’de uyduruktan açılışlara

katılma ihtimalinden söz ediliyor.

Çok değil AKP iktidar olana kadar, “savaş sebebi” saydığımız çapulcu oluşumla bugün Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin

bakanı aynı masayı paylaşıyor. Görünürde “Irak, Türkiye ve ABD” nin oturacağı masaya oturan PKK’nın hamileri ile

yapılan görüşmeden ne çıktı biliyor musunuz? Koca bir hiç. Bush’un yanında bacak çelmeyi marifet zanneden Başbakan,

son icraatı ile koskoca bir devleti aciz duruma düşürmüştür.

Neticede dağ fare bile doğurmamış, “Yakın Takip Komitesi” kurulması kararı alınmıştır. “Yakın Takip Komitesi”

gibi trajikomik bir karar için Irak’a gidilmiş oldu neticede. Ne büyük başarı. Tabii “Irak Bölgesel Hükümeti”

ve ABD açısından.

1 Ocak 2009’dan itibaren ise Türkiye, Irak hava sahasına girmek için izin almak zorunda kalacak.

“Yakın Takip Komitesi” TSK için mi kurulacak bu hesaba göre?

* * *

Fehmi Koru’nun Sahte Muhalefeti

Abdullah Gül’ün arkadaşı, AKP’nin kayıtsız şartsız destekçisi son günlerde niçin Başbakan’a muhalefet ediyor?

Rivayet muhtemel. Kimileri diyor ki, sahte bir muhalefet. Kimileri de diyor ki Erdoğan, Başbuğ’a “doğru yerde

duruyorum” mesajını verdiğinden rahatsız.

Türkiye’de cemaat ehli olanlar “millet” ayrımını önemsemiyor gibi yapar fakat genlerinden gelen içgüdüsel davranışın

esiri olmaktan kurtulamaz, diyenlerde var. “Fehmi Koru’da Arnavut inadı var, hem Anayasanın değişmesini ister, hem de

başbakanın 36 etnik köken söylemini destekler.”

Özeti, Başbakan Erdoğan’ın “Kürt Sorunu” diye başladığı yolculuğu kestiğine inanıyormuş Koru. Bana kalırsa

tamamen oynuyor. Denildiği gibi olmuş olsa, İçişleri Bakanının Irak’ta işi ne? Her şey plan dâhilinde yürüyor,

Fehmi Korugilde dikkatleri üzerine çekiyor.

Yanlış yapanı “silerim” demesi ise demagoji. Silerse silineceğini en iyi kendisi biliyor.

Olup bitenin özeti budur.


http://www.bozok.org/modules.php?name=News&file=article&sid=7375
 
kılıçdaroğlu çoktandır tanıyor anlaşılan. :D


965120081125122252836.jpg
 
Kürtlere Özerlik Değil Türkiye’yi Tasfiye


"Neval Kavcar

“Kürt Sorunu” denilen bölücü fikrin geldiği nokta, kelimenin tam anlamıyla sonu karanlık bir macera .
Batı emperyalizminin 1. Dünya Savaşında kurmaya çabaladığı “Büyük Kürdistan”’ın temeli, bugün Irak’ın
kuzeyinde atıldı. Umulmayan şeyse Türklerin Kurtuluş Savaşı idi. İşte bu yüzden “Mustafa” filmi çekiliyor,
iktidar partisi “Atatürk”ü Anayasa’dan çıkarmaya çalışıyor. Çıkınca ne olacak “değişemez maddeler”
ortadan kalkacak ve ülkenin etnik kökenlere bölünme süreci başlayacak.

AKP medyasının yazarı, eski solculardan Gülay Öztürk:
“Özerkliğin” konuşulamadığını söylüyordu çıktığı programda. Nereye verilmek isteniyor kendini yönetme
hakkı? Güney Doğuya. Bunun içinde önce Anayasa değişerek, “Değişmesi teklif dahi edilemeyecek” maddelerin
çıkarılması gerekiyormuş. Korkut Özal öyle diyor. Dili çıkmış, bu millete adeta küfrediyor. O programda
Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen’de onlara uydu. “Kürt Sorunu” konuşmaktan bahsetti.
Nesini konuşacaksın?

Yani “Türkiye Cumhuriyeti Türklerindir” anlamının ortadan kalkacak olduğu, değişemez maddelerin,
özerkliğin konuşulacak bir yanı mı var? . Kürtler başta olmak üzere yeni azınlıklar oluşturmaya çalışan
AB-D, önce devleti Türklerin elinden almaya çalışıyor. Bilen, bilmeyen de bu sürece hizmet ediyor.

Netice itibariyle Türklerin Anadolu’yu kontrol altında tuttukları devletimizi istemiyorlar.
“Üniter” model bu çağda olmazmış. Fransa’ya, İngiltere’ye Almanya’ya uyan model nedense bizde olmuyor.

Üç beş kendini bilmez vatan toprağının geleceğini Batının laboratuarında oluşturulmuş kimliklere
vermeye çalışıyor. Anadolu’yu vatanlaştırdığımız 1071 tarihinde atam Alparslan Bizanslılarla savaşmış,
kazanmış. Özet; "Bu toprakları Bizanslılardan almışız." Bugün hesap günü ise o hesap Bizanslılarla
görülür. Ortada böyle bir devlet artık yok. O halde niçin topraklarımızın bir kısmında Batılılar
istiyor diye, özerk yapı oluşturacağız?

Ortada “Kürt Sorunu” değil, PKK terörü problemi vardır. Siyasiler TSK gibi dik durmasını beceremiyorsa,
bırakıp gitmelidir o makamı.

Türk Milletine sorulmalıdır. Topraklarınızı verecek misiniz diye. Üç beş çapulcunun yanına AB-D'yi
alarak silâh sıkması, vatanımızdan vazgeçeceğiz anlamı taşımaz.

* * *

Bölgede yaşayan onca Türk var. Sanki bölge tamamen Kürtlerden oluşmuş gibi bir hava estiriliyor.
Türkiye’nin hemen her yerine dağılmış insanları zorla, G. Doğuya toplamaya çalışıyorlar. Birbirlerini
anlamıyorlar diye televizyon ile ortak Kürtçe oluşturulmaya hizmet ediliyor.

Adı konmamış savaşın adını koyalım. Türkiye Cumhuriyeti yıkılmak, Türkler azınlık yapılmak isteniyor.

“Kürt Sorunu” falan yok. 1. Dünya Savaşı sonrasında, Anadolu’ya gömdüğümüz çakalların yavruları geri döndü.

Askerin dağda kazandığı zaferi, hezimete dönüştürüp bizleri “verin kurtulun” noktasına sürüklüyorlar.

İç savaş çıkarmaya çalışıyorlar.

Buna bilerek, bilmeyerek alet olan herkes bir an önce aklını başına toplamalıdır.

http://www.bozok.org/modules.php?name=News&file=article&sid=7386
 
kılıçdaroğlu çoktandır tanıyor anlaşılan. :D


965120081125122252836.jpg

yazıda kılıçdaroğlundan bahsediliği yeri ben görmedim.............

ben mi es geçtim sen mi kendini avutuyon.......

Kılıçdaroğlunun geneleve gitmesi para zimmete geçirmesi ya da öcalanla yiyişmesi

tayyibin BOP EŞBAŞKANI OLDUĞU GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRİR Mİ?????????*
 
Geri
Üst