Amerikan Rüyasının çöküşü

electrogod

New member
Selam arkadaşlar. Biraz fikirlerimi paylaşmak istiyorum...

SON EKONOMİK KRİZ

Amerikan ekonomisi 90 lar itibariyle 3 unsura dayanıyordu. (Ellerinde Kalanlar)

Sermaye, Silah ve Uzay Sanayi, Taşaron Firmalar (marks and spencer vb)

Sermaye: Amerikanın en temel gelir kaynaklarından biridir ve Şu an yaşadıkları krizin asıl sebebidir. Amerikada sermayesi 600 milyar doları geçen yaklaşık 230 tane kişi grubu yada kurum vardır. Bu kişi grubu yada kurumlar dünyanın çeşitli yerlerine yatırım yaparlar yaptıkları karın büyük bölümünün kendi sermayelerine katarlar kalan bölümünün hepsinide çıkarlarını korumak için devlete verirler.
Örneğin İşte 800 milyar doları olan bir sermaye gider parasının bir bölümünü singapurda bir köprüler yapan bir şirkete, bir bölümünü işte ufak işlemciler yapan bir şirkete ortalama 5 yıllığına yatırır. Bu şirketler kar yapınca diyelim 800 milyar dolar 870 milyar dolar olur. Bu paranın 850 milyar doları gelecek yatırımlara kalır 20 milyar dolarını devlete verir. Böyle geçinir giderler.
Fakat dünya artık öyle sömürülmüştür ki Kar yapacak şirket bulmak kolay değildir. İşte bu sermaye grupları 1995 te yeni bir fikre imza attıklarını sandılar. O zamanlar bilişim şirketleri, yeni teknoloji şirketleri diye bir kavram atılmıştı ortaya. Bu şirketler devrimcilerdi yeni yönetim sistemleri acayip kalifiye elemanları süper kalite reklamları ile normalde yaptıkları karı 1.5 katına çıkaracaklardı. İşte bizim sermaye grupları bu şirketlere inandı ve paraları bunlara yatırdılar. Gelin görünki bu şirketler fos çıktı bu şirketlerden sadece apple firması kendini kurtardı ( ki onunda batma zamanı gelecek, sırf imajla dandik aletleri satmakla kurtulunmaz bu piyasada Mac i rezil duruma getirdiler iphone bi işe yaramıyo).
Konuya geri dönelim Bunlar bu şirketlere para yatırmakla acayip zarara girdile,r amerikan ekonomisi tehlike potasına girmek üzereydi. Hemen bir çözüm bulmak gerekiyordu. 1999-2002 krizi patlak verdi.

ÇÖZÜM: MORGAGE (ELLERİNDE PATLADI)

Bu şirketler can havliyle morgage kavramına sarıldılar ve hem zararlarını kapatmak için hemde eskisi gibi kar yapabilmek için bütün paralarını hemen hemen morgage Şirketlerine yatırdılar. Gelin görün ki bu ellerinde daha beter patladı. Zarar üstüne zarar. Örnekte verdiğim 800 milyar dolarlık sermaye 2007 itibariyle 960 milyar dolar olması gerekirken 530 milyar dolara düştü.

Ve su an asıl krizi yaratan şey ne biliyor musunuz?

Devlet bunların zararlarını kapatır ne yapar ne eder yardım eder kapatır zaten yardımda etti ama sorun ney biliyor musunuz?

Ellerindeki parayı yatıracak, kar edebilecek bir yer bu la mı yor lar....

Ve bir para öylece duruyorsa o paranın vay haline....


Silah Sanayi: Otomotiv elektronik ve başka üretimleri hep başka ülkelere kaptırdılar. Kayseriden kotu alıp üstüne levi's bastılar 5 katı fiyatla sattılar. Üretmeyi unuttular. Taşaron ülke oldular. Ellerinde bir tek silah sanayi kaldı.

Büyük bir hata yaptılar.

İki ülkeyi birbirine düşürüp savaştırmayı iyi bilirlerdi. Silahlar satıp iyi para kazanırlardı. Cumhuriyetçi parti başlarındaydı. Tam Faşist amerikan milliyetçileriydiler. Akılları başlarında değildi. Ve örgütlere ülkelere sattıkları silahlar, kazandıkları paralar yetmiyordu. En sonu bu cumhuriyetçiler bi akıllılık ettiklerini sandılar. 90 ların başında ''lan biz bunlara satıyoruz ama bunların alım gücü yok. Bizimde ekonomi boka sarıyo. Biz en iyisi kendimiz savaşalım'' dediler ve hayatlarının hatalarını yaptılar. Başladılar saldırmaya oraya buraya durdukları an ekonomileri batıyordu. zaten ''sermaye'' leri tökezlemekteydi şimdilik silah sanayi bu sıkışıklığı ferahlatabilirdi. Savaşmayı bıraktıkları an tökezlemeye başlıyolardı. Aslında en faşistleri bile bu kadar saldırgan olmak istemiyorlardı fakat elleri mahkumdu. Çünkü eskiden silah sattıkları bütün ülke ve örgütlerini kaybetmiş kendilerine düşman etmişlerdi... Saldırdılar saldırdılar saldırdılar.... Nereye kadar...


Taşaron firmalar: 1960 larda dünyadaki üretimin büyük bir bölümü amerikaya aitti. 1970 lerde almanya, japonya, iskandinav ülkeleri dişlerini göstermeye başladılar. Yavaş yavaş amerikan firmaları bu ülkelerin firmalarına ezildiler.

Ama aslı konu ''marka'' kavramı...

1970 lerde yine büyük bir hataya imza attılar. ''markalaşma'' olayını keşfettiler iyi bir halt yediklerini sandılar. ''lan olum herkes bizim markaları biliyo biz niye burda pahalıya üretelim bırakın kayseriden kot'u alalım kendi markamızı basıp 5 katı fiyata satalım, hem üretmeyle uğraşmamış oluruz '' gibisinden düşüncelerin sarhoşluğuna kapıldılar. 20 yıl boyunca manyak karlar yaptılar. 90 ların başında baktılar ki artık Dünya üretiminin %3 nü bile rasyonel olarak üretemiyolar. İşte bu taşaron firmalarında tahminen 15 yıllık ömrü kaldı...

Devam edeceğim...
 

digiklan

New member
Müdür çok tek taraflı temel iktisadi kavramlardan uzak bir yazı olmuş.
Tamamen komplo teorisi ama maalesef çok kabul görür referanslar üzerine bile inşaa edilmemiş.

Mesela Amerika Film sanayi Silah sanayisinden büyüktür.
Bilişim ve Teknoloji firmaları üretimlerini uzakdoğuda yapar ama Amerika merkezlidir.
Üretimlerini uzakdoğuda yaparlar çünkü kendi ülkelerinde üretim yaparlarsa batarlar.
Çünkü kendi ülkelerinde Çin de mal ettiklerinin 10 katına mal ederler neredeyse.
Yani taşeron firma kullanma kötü bir şey değil. O malı üreten 1 lira kazanır satan 10 lira.
Yani Çin e bilgisayar üretimi için 100 dolar veren bir Amerikan bilgisayar şirketi o bilgisayarı 1000 dolara satar %900 kazanır.
O para da firmanın amerikadaki pazarlama, geliştirme ve yönetim elemanlarına yüklü maaş olarak döner.
Buna markalaşma denir. Ve Çin gibi ucuza mal satanların karşısında sadece bu şekilde durulabilir.
Yani uyduruk çin mp3 playerı 30 lira ipod 300 lira mantığı ile. Oysa ipod mac a 30 liraya mal oluyordur muhtemelen.
Sen markalaşmayı bir hata olarak göstermişsin.
Amerika'daki krizin tek nedeni var o da Çin.

Dünya son 20 senedir yeni bir ekonomik düzene girdi.

2 çeşit ülke var. Bunları sürekli cari açık verenler ve cari fazla verenler diye sınıflandırabilirsin.

Cari Açık verenler: ABD, Brezilya, Meksika, Türkiye vs...
Cari fazla verenler: Çin, Japonya, Rusya, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri vs...

Bugüne kadar bu kadar yüksek cari açıkla finanse edilmeyen Amerikan ekonomisi nereye gittiğini göremedi. Doların değerini düşürerek ve petrol fiyatlarını arttırarak cari açığı dengelemeyi denediler.
Ama emlak piyasasında oluşan şişkinliği farkedemediler. Mortgage ve tüm emlak sistemi sallanmaya başlayınca paralarını bu sistemlere yatıran köklü finans kurumları göçmye başladı.

Olay tamamen Çin'den kaynaklanıyor. Artık kimse bir şey üretmiyor herkes Çin den alıyor.
Yani Çin kapitalist sistemin canına kapitalist sstemi kullanarak okuyor.
Çin de vergiler düşük, iş gücü ucuz, yok atmosferi kirletme, suları zehirleme derdi yok, işçi bol biri ölse sakat kalsa ne olur ne iş güvenliği ne işçi hakları var, büyük ülke hammade bol, maliyet dünyanın diğer yerlerine göre inanılmaz düşük.
Eeee... Bütün dünya oturuyor Çinliler üretiyor.
Problem tamamen buradan kaynaklanıyor...

Bu krizden tek çıkış yolu tüm dünyanın birleşip Çin e boykot uygulamasıdır.
Çünkü ticari olarak Çin ile kimse rekabet edemez. 1 milyar yoksulun günde bir iki dolara 16 saat çalışmaya razı olacağı başk aülke yok 1800 lerden beri...

saygılar
 

maho(sav)

Banned
taşeronlaşmanın önünü açanlar yüzünden bu gün tuzladaki(tersaneler) hayvani çalışma koşulları gündem oluşturmaktadır şimdi THY de taşeronlaştırılmaya çalışılıyor .

Fabrikalarımız yabancılara satılmakta Sanayimiz ise ağır vergilerle ezilmektedir.

Anayasamızdaki devrimcilik uygulanmamaktadır .Sanayimiz ,Tarımımız he geçen gün kötüye gitmektedir her geçen gün bağımlılığımız artmakta yabancıların pazarı olmaktayız.

ATAMIZIN başlattığı devrimlerin üzerindeki ümmetçi ölü toprağından silkelenmesi CUMHURİYETİMİZ için öncelikli vazifedir.

Sanayideki Tarımdaki Eğitimdeki devrimleri darbeleyen menderes bu gün iki pakete kendini satanların mimarıdır.

menderesten ,özaldan ders alamayanlar rte den ders alamaz emekli kuyruklarında hastane kuyruklarında kendilerine dost olarak allah değil soğukta titreyen köpekler olacaktır.

şimdikinin rtc leri emekli olduklarında eğer 65 e kadar yaşarlarsa emekli maaşı olarak asgari ücretin yarısını alacaklardır dostları gene sokakta titreyen köpekler olacak şikayet etmeye devam edecektir.
 

electrogod

New member
Müdür çok tek taraflı temel iktisadi kavramlardan uzak bir yazı olmuş.
Tamamen komplo teorisi ama maalesef çok kabul görür referanslar üzerine bile inşaa edilmemiş.

Mesela Amerika Film sanayi Silah sanayisinden büyüktür.
Bilişim ve Teknoloji firmaları üretimlerini uzakdoğuda yapar ama Amerika merkezlidir.
Üretimlerini uzakdoğuda yaparlar çünkü kendi ülkelerinde üretim yaparlarsa batarlar.
Çünkü kendi ülkelerinde Çin de mal ettiklerinin 10 katına mal ederler neredeyse.
Yani taşeron firma kullanma kötü bir şey değil. O malı üreten 1 lira kazanır satan 10 lira.
Yani Çin e bilgisayar üretimi için 100 dolar veren bir Amerikan bilgisayar şirketi o bilgisayarı 1000 dolara satar %900 kazanır.
O para da firmanın amerikadaki pazarlama, geliştirme ve yönetim elemanlarına yüklü maaş olarak döner.
Buna markalaşma denir. Ve Çin gibi ucuza mal satanların karşısında sadece bu şekilde durulabilir.
Yani uyduruk çin mp3 playerı 30 lira ipod 300 lira mantığı ile. Oysa ipod mac a 30 liraya mal oluyordur muhtemelen.
Sen markalaşmayı bir hata olarak göstermişsin.
Amerika'daki krizin tek nedeni var o da Çin.

Dünya son 20 senedir yeni bir ekonomik düzene girdi.

2 çeşit ülke var. Bunları sürekli cari açık verenler ve cari fazla verenler diye sınıflandırabilirsin.

Cari Açık verenler: ABD, Brezilya, Meksika, Türkiye vs...
Cari fazla verenler: Çin, Japonya, Rusya, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri vs...

Bugüne kadar bu kadar yüksek cari açıkla finanse edilmeyen Amerikan ekonomisi nereye gittiğini göremedi. Doların değerini düşürerek ve petrol fiyatlarını arttırarak cari açığı dengelemeyi denediler.
Ama emlak piyasasında oluşan şişkinliği farkedemediler. Mortgage ve tüm emlak sistemi sallanmaya başlayınca paralarını bu sistemlere yatıran köklü finans kurumları göçmye başladı.

Olay tamamen Çin'den kaynaklanıyor. Artık kimse bir şey üretmiyor herkes Çin den alıyor.
Yani Çin kapitalist sistemin canına kapitalist sstemi kullanarak okuyor.
Çin de vergiler düşük, iş gücü ucuz, yok atmosferi kirletme, suları zehirleme derdi yok, işçi bol biri ölse sakat kalsa ne olur ne iş güvenliği ne işçi hakları var, büyük ülke hammade bol, maliyet dünyanın diğer yerlerine göre inanılmaz düşük.
Eeee... Bütün dünya oturuyor Çinliler üretiyor.
Problem tamamen buradan kaynaklanıyor...

Bu krizden tek çıkış yolu tüm dünyanın birleşip Çin e boykot uygulamasıdır.
Çünkü ticari olarak Çin ile kimse rekabet edemez. 1 milyar yoksulun günde bir iki dolara 16 saat çalışmaya razı olacağı başk aülke yok 1800 lerden beri...

saygılar
Slm dostum eleştirilerin oldukça güzel teşekkür ederim... Aslında ortak bir çok noktamız var fakat seni eleştirmek istediğim bazı yönlerde var :

1. Sermaye ile ilgili ortak noktalarımız çok var fakat sermaye ile ilgili olan bölüm tamamen tahlilden ibaretti yani yorum yoktu. Amerikan sermayesinin kendilerine yaptıkları yorumlardı.

2. Amerika emperyalist değil amerikadaki sermaye emperyalistti(r). Bu şu demek Yarın öbür gün emperyalist sermaye başka ülkelere kaymış olabilir... Seninde söylediğin gibi...

3. Taşaronlaşma hakkındaki fikirlerinede katılıyorum fakat benim orda eklemek istediğim bir düşünce olacak. Amerikan şirketlerinin diğer ucuz işgücü ve hammadde bulduğu ülkelerde üretimi yapması genel olarak bir doğru olarak görülsede içinde büyük bir yanlış bulundurmaktadır. Benim görüşümce dünyada değerli iki şey vardır hammadde ve emek. Sermaye hammadde ihtiyacı ve emek niteliğinin devamlı değişimde olması sonucu değer kazanır.

Gelelim markalaşmaya : Ben zaten taşaronlaşmayı ve markalaşmayı eleştirmedim. Hata olduğunu söyledim. Ayrıca bence asıl taşaronlaşan mesela apple ın çinde ürettirdiği firmalar değil apple ın kendisidir. Çünkü eğer bir üretimi ucuz üretiyorsunuz diye çinde yaparsanız. Uzun bir müddet bundan kar edersiniz fakat bir zaman sonra üretim artık çinde kalır ve sizin o üretimden kazandığınız sanal imgenin (paranın) değeri kalmaz. Yani bir yumurtayı kendi ülkenizde 25 dolara üretiyorsanız ve 50 dolara satıyorsanız ve bunu çin'de 5 dolara üretip yine 50 dolara satıyorsanız iyi kar edersiniz fakat zamanla şöyle bir sorun oluşur. sizin 50 dolarınız kendi ülkenizde yumurtayı ürettiğiniz zamanlardaki 50 dolar kadar değerli olmaz. yani bu şu demek başka ülkede ucuza ürettiğin malla kazandığın paranın bir süre sonra bir anlamı olmaz zaten o süreçteyiz.

Amerikanın markalaşmadaki hatası şu olmuştur. Kendi ülkesinde kapitalizmin kuralı gereği yeni kar etme yolları aramak yerine yani kapitalizmin sorununu kapitalist yöntemlerle çözmek yerine empryalist politikalarla çözmeyi seçmiştir. Sonuçta kademeli olarak çöküş olacaktır. Amerikada üretilen bir şey bu kadar pahalı ise bu amerikanın buna çözüm üretememiş olmasıdır. Bulduğu çözüm çöküşün başlangıcı olmuştur.

Ben amerikan silah sanayiden bahsederken yanlış bir yorum yaptım amerikan silah sanayi deyince uzay sanayi bilim ve ilaç sanayi gibi dallarıda kattım.

Ayrıca bence bir yanlış yapıyoruz. BENCE Çİn bu durumun sebebi değil sonucudur. Yani amerika çin yüzünden batmamakta amerika ve kapitalizm in çelişkilerinden dolayı çin bu duruma gelmiştir. Ayrıca bence gelecek yüzyılın ekonomik prensleri amerika yada çin değil türkiye ukrayna arjantin gibi çinden daha iyi üretim yapıp artı değer olarakta rekabet edebilecek ülkelerin sermayeleri olacaktır.

Yorumlarımın yanlı olduğunu düşünmüyorum...

Dostum yorumlarını bekliyorum...
 

digiklan

New member
Slm dostum eleştirilerin oldukça güzel teşekkür ederim... Aslında ortak bir çok noktamız var fakat seni eleştirmek istediğim bazı yönlerde var :

1. Sermaye ile ilgili ortak noktalarımız çok var fakat sermaye ile ilgili olan bölüm tamamen tahlilden ibaretti yani yorum yoktu. Amerikan sermayesinin kendilerine yaptıkları yorumlardı.

2. Amerika emperyalist değil amerikadaki sermaye emperyalistti(r). Bu şu demek Yarın öbür gün emperyalist sermaye başka ülkelere kaymış olabilir... Seninde söylediğin gibi...

3. Taşaronlaşma hakkındaki fikirlerinede katılıyorum fakat benim orda eklemek istediğim bir düşünce olacak. Amerikan şirketlerinin diğer ucuz işgücü ve hammadde bulduğu ülkelerde üretimi yapması genel olarak bir doğru olarak görülsede içinde büyük bir yanlış bulundurmaktadır. Benim görüşümce dünyada değerli iki şey vardır hammadde ve emek. Sermaye hammadde ihtiyacı ve emek niteliğinin devamlı değişimde olması sonucu değer kazanır.

Gelelim markalaşmaya : Ben zaten taşaronlaşmayı ve markalaşmayı eleştirmedim. Hata olduğunu söyledim. Ayrıca bence asıl taşaronlaşan mesela apple ın çinde ürettirdiği firmalar değil apple ın kendisidir. Çünkü eğer bir üretimi ucuz üretiyorsunuz diye çinde yaparsanız. Uzun bir müddet bundan kar edersiniz fakat bir zaman sonra üretim artık çinde kalır ve sizin o üretimden kazandığınız sanal imgenin (paranın) değeri kalmaz. Yani bir yumurtayı kendi ülkenizde 25 dolara üretiyorsanız ve 50 dolara satıyorsanız ve bunu çin'de 5 dolara üretip yine 50 dolara satıyorsanız iyi kar edersiniz fakat zamanla şöyle bir sorun oluşur. sizin 50 dolarınız kendi ülkenizde yumurtayı ürettiğiniz zamanlardaki 50 dolar kadar değerli olmaz. yani bu şu demek başka ülkede ucuza ürettiğin malla kazandığın paranın bir süre sonra bir anlamı olmaz zaten o süreçteyiz.

Amerikanın markalaşmadaki hatası şu olmuştur. Kendi ülkesinde kapitalizmin kuralı gereği yeni kar etme yolları aramak yerine yani kapitalizmin sorununu kapitalist yöntemlerle çözmek yerine empryalist politikalarla çözmeyi seçmiştir. Sonuçta kademeli olarak çöküş olacaktır. Amerikada üretilen bir şey bu kadar pahalı ise bu amerikanın buna çözüm üretememiş olmasıdır. Bulduğu çözüm çöküşün başlangıcı olmuştur.

Ben amerikan silah sanayiden bahsederken yanlış bir yorum yaptım amerikan silah sanayi deyince uzay sanayi bilim ve ilaç sanayi gibi dallarıda kattım.

Ayrıca bence bir yanlış yapıyoruz. BENCE Çİn bu durumun sebebi değil sonucudur. Yani amerika çin yüzünden batmamakta amerika ve kapitalizm in çelişkilerinden dolayı çin bu duruma gelmiştir. Ayrıca bence gelecek yüzyılın ekonomik prensleri amerika yada çin değil türkiye ukrayna arjantin gibi çinden daha iyi üretim yapıp artı değer olarakta rekabet edebilecek ülkelerin sermayeleri olacaktır.

Yorumlarımın yanlı olduğunu düşünmüyorum...

Dostum yorumlarını bekliyorum...
Evet yorumlarımızda çok ortak nokta var kardeşim.
Ama sanırım seninle esas ayrıldığımız nokta senin Çin'i bu düzenin sonucu olarak görmen benim ise kaynağı olarak görmem.

Çin Sanayi Devriminden beri süregelen sömürü düzenin tersine çevirdi.
Yani İngilizlerin Amerikalıların sömürdüğü uzak doğu insanı artık kendi devleti tarafından sömürülüyor.
Çin devleti insanlarını Amerikan ın sömürmesine izin vermiyor bizzat kendisi sömürüyor.
Bu da modern kolonizmde İngiltere ve Amerika gibi emperyalistlerin kan kaybetmesine neden oluyor.

Sonuçta kimse delikanlı gibi söylemese de Batıdaki refahın kaynağı Sanayi devriminden itibaren son 30 seneye kadar süren sömürge düzenidir. Batılı kan emiciler doğunun ham madde ve kaynağını zorla 3 kuruşa alıp kendisine 30 kuruşa satmışlardır.
Yani Amerikan, Alman, İngiliz şirketleri uzakdoğu kaynaklı malları 3 liraya alıp gelişmekte olan ülkelere 30 liraya satmışlardır.
Bunun adına da taşeron üretim markalaşma ya da her ne isim veriyorsak verebiliriz.

Ancak Çin gelişmekte olan ülkere bir olanak sunmuştur. Kendi orta ölçekli markalarını yaratabilme imkanı.
Yani dostum demek istediğim bugün Sinbo Tefalin işlerini bozmuştur. Goldmaster yüzünden Alman elektronik devlerinin satışı düşmüştür. Bugün Datron Casper Exper Türkiye'de dell ve hp nin canına okumuştur. Hatta Uğur Derin dondurucunun getirdiği Mondial motorsikletleri peugoet, honda gibi dünya devi motor üreticilerinin Türkiye pazarını elinden almıştır. Yani gelişmekte olan ülkeler taşeron da üretim yapsa şişirilmiş katma değeri ile pahalı olan batılı markaların yerine kendi orta ölçekli markalarını çıkarmış daha ucuza ürün satmaya başlamıştır. Yani daha önce yüksek katma değerli markaların pahalı mutfak robotunu almaya gücü yetmeyen bir fakir kadın Sinbo alarak yaşam standardını arttırmıştır. Çünkü artık ithalat yapmak çok kolaydır, iletişim olanakları çok gelişmiştir, para transferleri jet hızıyla gerçekleşmektedir. (15-20 sene önce teleks ile yapılan haberleşme, aylar süren para transferleri, tekelde toplanmış distrübütörlükler artık yok)

Çin bütün dünyaya orta ölçekli markalaşma imkanı vererek, batı merkezli global markaların pazarlarının daralmasına neden olmuştur.

Pazarı daralan ürünlerin katma değerleri düşer. Sattıkları malın katma değeri düştüğü tüm hayat standartları düşmeye başlar. Yani Batılı markalar ellerindeki malların katma değerinin düşmeis sonucu fakirleşmeye başlamıştır. Bu katma değer düşüşü hayat standardını da düşürmüştür. Hayat standardı ve katma değeri düşük bir ülkenin emlak ve taşınmazlarının da değeri düşer.
Son 10 senedir bu düşüş ABD nin enerji politikaları ile aşılmaya çalışılmıştır. Ancak gelinen noktada başarısızlık ortadadır.
Çünkü 10-30 yıl vadeli mortgage piyasasına giren sermaye grupları düşük faizler ile mesela 100 trilyon dolarlık kredi kullndırmışlardır. Yani 100 trilyon lirayı emlak piyasasına bağlamışlardır. Düşen katma değerler ile birlikte alım gücü ve emlak piyasası da düşme eğilimine girmiştir. 20 sene önce 100 trilyon dolar eden mülkler bugün belki 70 trilyon dolara düşmüştür. Sonuçta tahsilat problemleri ve ipotekli(mortgage ingilizce ipotek demektir) mülkün değerinin düşmesi ile mortgage finans kurumları sıkıntıya girdiler.
Bu da Finansal krizin başlamasına neden oldu.

Yani dostum seninle ayrıldığımız nokta Çin'in problemin sonucunda mı kaynağında mı olduğu konusu. Ben Çin'in problemin başlamasına neden olduğunu yeni bir global ekonomik düzen yarattığını düşünüyorum.

İşin en acı ev ahlaksız yönü ise bize senelerdir sübvansiyonu kesin, devlet ticaretten elini çeksin diyen Batılıların açıkladığı son paketlerdir. Finans kurumları batmasın diye vergi veren sıradan vatandaşın parasını kapitalist sermayeyi ayakta tutmaya harcamaktadırlar.
Yani New York ta sokakta yatan yüzbinlerce adama kaynak ayırmayan ABD batan 3 büyük bankaya trilyon dolar seviyesinde sahip çıkmaktadır.

O zaman bizim şerefsiz politikacılara sormak lazım.
Bu ülkenin Tarımını, işçisini, üreticisini sübvanse etmeyen devlet, ne halt etmeye faizci yabancı kara para gruplarını yüksek faizle beslemektedir.
Bu ülkenin fındık üreticileri eylem yaptıklarında terörist damgası yerken, dünyanın en büyük fındık üreticisi fındığına liberal ekonomi diye sahip çıkmazken kıçı sıkışan ABD ve İngiltere sigorta ve finans kurumlarına nasıl sahip çıkmaktadır.

Demek ki liberal yalanlar sadece Sorrosçu köpeklerin kalemlerinde mantığa kavuşuyor.
Gerçek hayatta tam liberalizm ülkeyi ve insanlarını batırır.

Kapitalizmin ve liberalizmin ana felsefesi nedir?
"BIRAKIN YAPSINLAR BIRAKIN GEÇSİNLER!"

Ben de bu beceriksiz yönetilen finans kurumları için şunu söylemek istiyorum
BIRAKIN BATSINLAR BIRAKIN ÖLSÜNLER!!!

saygılar
 

shamur_80

New member
digikann o bırakın batsın dedigin finans kurumları battıgında seni de batagın içine çekip götürür , bunu bi sen bilmiyosun herhalde ama tüm dünya biliyor . su anki kriz sadece amerika yüzünden baslamış ve tüm dünyayı sarmış.... bu yüzden bırakın batsınlar demek kolay degildir
 

electrogod

New member
digiklan'a hak vermemek elde değil...

Yıllarca devletin kurumlarının başına sırf bile bile göz göre göre o kurumu batırmak için uğraşan adam getir. Adam batırsın sonra etrafta vır vır zarar ediyo niye satmıyoruz diye bağır...

Bursadaki merinos fabrikası %60 kapasiteyle çalıştığında sümerbank bütün fabrikalarının zararlarını karşılıyordu. İrili ufaklı bütün fabrikalarıyla ne kar ne zararsız çalışıyordu. 1 fabrikanın %60 kapasiteyle çalışması bile klan bilerek kapatılan 34 fabrikayı kurtarıyordu... Kaldıki merinosun kalitesinde bir kumaş kimse üretemiyordu. Yünsa rekabet edemiyordu. Kapanması lazım gelirdi.

Bizde güzelce yuttuk bunları... madem zarar ediyo satalım dedik... Bazılarına uğraşsalar bile zarar ettiremiyorlar ne komik ama utanmadan artık kurum kar etse bile ortada direnen kalmadığı için satıyorlar.

Amerika işine gelince nasılda kurtarıyor şirketlerini Elalemin zararını halk karşılaşın...

Ya neyse söylencek çok söz var ama kalsın...

Dediğim gibi bu ekonomik krizden etkilenen sadece amerikan markaları üzerinden geçinen türk ve yabancı üreticiler olacak ve Bilinki bu amerika yeni kar yapacak yerler bulamayacak paraları ellerinde patlayacak değersizleşecektir....
 

digiklan

New member
digikann o bırakın batsın dedigin finans kurumları battıgında seni de batagın içine çekip götürür , bunu bi sen bilmiyosun herhalde ama tüm dünya biliyor . su anki kriz sadece amerika yüzünden baslamış ve tüm dünyayı sarmış.... bu yüzden bırakın batsınlar demek kolay degildir
Kardeşim ben battım hem de küllerimden yeniden doğdum merak etme.
Bu ülke 2001 krizinde battı zaten.
Ben 2001 de işsiz kaldım hem de 2 ay maaş alamadığım için kredi kartı borcumu da ödeyemedim ve temerrüde girdi. İşten çıkaran firma ödemediği 2 maaşı ve 8 ay sonra tazminatı 1 sene sonra verebildi. 8 ay sonra aldığım maaşlar 300 liralık borcun faizini karşılayamaz hale gelmişti. ve ben bu 8 ayı işsiz geçirmiştim. Banka dediğimiz yasal tefecilik kurumu anlaşmaya yanaşmadı çünkü o da batmıştı.
Banka satıldı ve ben 300 liralık borç için 22 ay sonra banka ile anlaşma yapıp 7 bin liradan fazla para ödedim.

Eeee hani batıyorduk kardeşim? Bak ben batmışım bile. Hem de batıp çıkmışım.
Benim gibi milyonlar 2001 krizinde battı çıktı.

Devlet bana niye kaynak ayırmadı? Çünkü liberaldik değil mi? Devletin sorumluluğu sadece güvenlik müvenlik değil mi? Devlet ticari hayattan çekilsin vatandaş batarken, finans kurumları batarken üstlensin değil mi?
Benim verdiğim vergiler ile devletin zamanında yeterince denetlemediği için batan bankaların borçları hazineye aktarılır o zararlar benim ödediğim vergilerden karşılandı. Banka satıldı yabancılara gittim 7 bin lirada %400 bileşik faiz ile yabancılara ödedim.

Kimseye bir şey olmaz. ABD batarsa herkes batar yaklaşımı liboş kokoşların uydurduğu bir safsatadır.
ABD batarsa kimse ekmek yemeyecek mi?

Vatandaş batarken liberal ekonomi batan batsın kalan sağlar bizimdir de, kapitalist sermaye batarken sosyalist ekonomi olsun devletçi yaklaşımla sahip çık.
Ne kadar da toplumcu bi rbakış açısı, sosyal devlet kavramının yeniden yazılışı....

Kardeşim ABD de Türkiye gibi gelirin %80 i halkın %1'inin elinde.
Batan finans kurumlarında bin kişinin 100 milyon doları batar, 100 milyon kişinin 1000 doları batar.

Yani fakir halk batsa batsa ayda 400 lira batar. Senede 4800 lira batar.
Ama onların kanını emen paradan para kazananlar trilyon dolarlık batar.

Amerikan hükümeti 700 milyar dolarlık paket hazırlamış, kim için hazırlamış finans kurumları, paradan para kazanan büyük grupları garantiye almış. 700 milyar dolarlık paketin Amerikan nüfusuna maliyeti kişi başı 3500 dolardır.
Amerika New york ta sokakta yatana 35 dolar bütçe ayırmaz ama batan tefeciler için halktan 3500 dolar bütçe ayırır.

O zaman biz niye zarar ediyor diye sattık fabrikalarımızı?
Fındıkçımızı desteklemeyelim liberal ekonomi diyelim, ama batan bankalar ise tüm borçlarını hazineye aktaralım.
Ama zarar eden devlet fabrikası ise oradaki işçileri devlete zarar görelim onların zararını finanse etmeyelim.

Tam da Sorros'un istediği dünya sistemi.
5 milyar insan köpek gibi çalışsın, 5 bin insanın servetine servet katsın.
Ve iktisat okullarında da o 5 bin insan batarsa dünya batarmış gibi kuramlar öğretilsin.
Geçin bunları o 5 bin kişi batmadığı için dünyada açlıktan ölenler var zaten...

saygılar
 

zerkli

New member
bu forumda kişisel görüşlerin konu aşlığı altında yayınlanması yasak değilmi????
 

shamur_80

New member
tamam iyi hoş söylemissinde o finans kurumları bugun olmasada önceki dönemlerde paranın kontrolünü yapıyorlardı. bu ülke çok kriz gördü çok battı ama öncekilerde sadece türkiyedeydi kriz şimdi ise dünyada. ve dünya neredeyse amerikaya endeskli bir şekilde gitmektedir. inanılmaz bir ekonomisi war.

2001 krizinde türkiyeyi bataktan kurtaran ülke kim yine amerika (( batıranda kim tabiki abd buna lafım yok )) ama egerki biz bu sefer batarsak merak etme uzun bi dönem kurtulamayızz o zaman sen 8 ay degil uzunca bir süre iş sıkıntısı çekersin
 

atn42

New member
Kardeşim ben battım hem de küllerimden yeniden doğdum merak etme.
Bu ülke 2001 krizinde battı zaten.
Ben 2001 de işsiz kaldım hem de 2 ay maaş alamadığım için kredi kartı borcumu da ödeyemedim ve temerrüde girdi. İşten çıkaran firma ödemediği 2 maaşı ve 8 ay sonra tazminatı 1 sene sonra verebildi. 8 ay sonra aldığım maaşlar 300 liralık borcun faizini karşılayamaz hale gelmişti. ve ben bu 8 ayı işsiz geçirmiştim. Banka dediğimiz yasal tefecilik kurumu anlaşmaya yanaşmadı çünkü o da batmıştı.
Banka satıldı ve ben 300 liralık borç için 22 ay sonra banka ile anlaşma yapıp 7 bin liradan fazla para ödedim.

Eeee hani batıyorduk kardeşim? Bak ben batmışım bile. Hem de batıp çıkmışım.
Benim gibi milyonlar 2001 krizinde battı çıktı.

Devlet bana niye kaynak ayırmadı? Çünkü liberaldik değil mi? Devletin sorumluluğu sadece güvenlik müvenlik değil mi? Devlet ticari hayattan çekilsin vatandaş batarken, finans kurumları batarken üstlensin değil mi?
Benim verdiğim vergiler ile devletin zamanında yeterince denetlemediği için batan bankaların borçları hazineye aktarılır o zararlar benim ödediğim vergilerden karşılandı. Banka satıldı yabancılara gittim 7 bin lirada %400 bileşik faiz ile yabancılara ödedim.

Kimseye bir şey olmaz. ABD batarsa herkes batar yaklaşımı liboş kokoşların uydurduğu bir safsatadır.
ABD batarsa kimse ekmek yemeyecek mi?

Vatandaş batarken liberal ekonomi batan batsın kalan sağlar bizimdir de, kapitalist sermaye batarken sosyalist ekonomi olsun devletçi yaklaşımla sahip çık.
Ne kadar da toplumcu bi rbakış açısı, sosyal devlet kavramının yeniden yazılışı....

Kardeşim ABD de Türkiye gibi gelirin %80 i halkın %1'inin elinde.
Batan finans kurumlarında bin kişinin 100 milyon doları batar, 100 milyon kişinin 1000 doları batar.

Yani fakir halk batsa batsa ayda 400 lira batar. Senede 4800 lira batar.
Ama onların kanını emen paradan para kazananlar trilyon dolarlık batar.

Amerikan hükümeti 700 milyar dolarlık paket hazırlamış, kim için hazırlamış finans kurumları, paradan para kazanan büyük grupları garantiye almış. 700 milyar dolarlık paketin Amerikan nüfusuna maliyeti kişi başı 3500 dolardır.
Amerika New york ta sokakta yatana 35 dolar bütçe ayırmaz ama batan tefeciler için halktan 3500 dolar bütçe ayırır.

O zaman biz niye zarar ediyor diye sattık fabrikalarımızı?
Fındıkçımızı desteklemeyelim liberal ekonomi diyelim, ama batan bankalar ise tüm borçlarını hazineye aktaralım.
Ama zarar eden devlet fabrikası ise oradaki işçileri devlete zarar görelim onların zararını finanse etmeyelim.

Tam da Sorros'un istediği dünya sistemi.
5 milyar insan köpek gibi çalışsın, 5 bin insanın servetine servet katsın.
Ve iktisat okullarında da o 5 bin insan batarsa dünya batarmış gibi kuramlar öğretilsin.
Geçin bunları o 5 bin kişi batmadığı için dünyada açlıktan ölenler var zaten...

saygılar
her cümleni saygıyla alkışlıyorum
batsınlar kardeşim
hemde hepsi
bu millet dibi bulmadan yüzeye çıkamıyor zaten


Saygılarımla...
 

HTML

Üst