Aktütün’e Hülya Avşar’mı gidecekti?

türk ocağı

serdengeçti
HH Üyesi
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
Aktütün’e Hülya Avşar’mı gidecekti?

Terörist başı Öcalan’ın bulunduğu İmralı cezaevine “ İmralı Hotel” tanımını yapan BBP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Öznur, millitaraf.com’a yaptığı özel açıklamalarda ülkenin gündemindeki konularla ilgili millitaraf.com’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Öznur, şehitler içinde ağaların, patronların ve siyasilerin çocuklarının bulunmadığına dikkat çekerek,

“ Aktütün’e ben mi gidecektim” diyerek kendisine tepki gösterenlere cevap veren Aydoğan Babaoğlu paşanın bu sözlerine de şu ilginç cevapla göndermede bulundu,

“ Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu, 'Aktütün'e ben mi gidecektim?' diyor. Ya kim gidecekti, Hülya Avşar mı Bülent Ersoy mu?"

“Cunta anayası değiştirilmelidir” ve “AKP ye Beyt-ül Mal teslim edilmez” diyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Öznur, çarpıcı açıklamalarını şöyle sürdürdü.

DTP’li Baş Provokatör: “Ya Samuel Agopyan” ya “Moşe Şellefyan”

"Türkiye üzerindeki küresel kuşatma büyük bir hızla devam ediyor. Şer güçlerin hedefleri Türk Devleti’ni yıkmak, parçalamak, Milletimizi kamplara ayırmak ve birbirine düşürmek kırdırmak…

İç ve dış odaklar hükümetin iktidarsızlığından istifade ederek işbirlikçileri ve beslemelerini sokağa dökmekteler. Bölücü terör örgütü patronlarından aldığı emir ve talimatlarla hareket etmektedir. Terör örgütünün TBMM’deki sesi DTP adlı ajan provokatör güruh bilinçli olarak toplumda Türk- Kürt çatışmasını tezgahlamaktadır. DTP’nin amacı kaos çıkartarak ülkeyi iç savaşa sürüklemektedir.

DTP, İmralı palasta yatmakta olan bebek katili terörist başına sözde işkence yapıldı diyerek bölücü hainleri sokaklara dökmüştür. Küçük çocukları karanlık emellerine alet etmekten çekinmemişlerdir. Kadınları ve çocukları kalkan yaparak güvenlik güçlerine saldırmışlardır. Gözü dönmüş hainler başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu’da bazı il ve ilçelerde halkı tehdit etmişlerdir. Esnafa baskıyla kepenk kapattırmışlardır. Terör örgütü ve onun uzantısı DTP, bölgede kitlesel büyük provokasyonların çıkması için her türlü hain senaryoları ortaya koymaya çalışıyorlar.

DTP’nin başı Ahmet Türk ve diğer DTP’liler bir çok yapılan toplantı ve gösterilerde yaptıkları konuşmalar ve kışkırtıcı açıklamalarla gerilimi tırmandırmakta ülkede kaosun büyümesi için ellerinden gelen her türlü hainliği yapmaktalar. DTP, etnik ayrımcılığa soyunarak ülkemizi istikrarsızlaştırmak isteyen karanlık odaklara bilerek hizmet etmektedir. Her gün bir çok şehit verilirken, tam bir PKK zihniyetine sahip, PKK’nın kuklası, DTP’nin başlarından biri olan Ahmet Türk Diyarbakır’da bir grup bölücü provokatörün de yer aldığı toplantıda, ahlaksız bir şekilde soykırım sözünü ağzına alıyordu. DTP’li baş provokatör bu alçakça sözü ile efendilerine, Washington’a, Tel-Aviv’e, Londra’ya Brüksel’e selam gönderiyor, onlara ben Türkiye’yi karıştırmak ve ülkeyi iç savaşa sürüklemek için elimden gelen her şeyi yapmaya devam ediyorum diyor.
DTP’li provokatör İmralı palastaki katile, kızıl şeflerine, Öcalan adlı haine de “sen ne emir veriyorsan biz onu yerine getiriyoruz” mesajı veriyordu.

Baş provokatör bu sözü bilerek sarf etti. Amacı gerilimi büyütmek var olan siyasi tansiyonu yükseltmek, Türk- Kürt çatışmasının zeminini hazırlamaktır.

HEP’den DTP’ye uzanan bu bölücü hareketin bugün TBMM’de olmasında Türk Solunun ve özellikle CHP’nin büyük rolü vardır. Baş Provokatör 12 Eylül sonrasında Deniz Baykal’ın genel sekreter olduğu partiden Mebus olmuştur. HEP adlı bölücü partiyi Meclis’e Baykal’ın da içinde yer aldığı SHP taşımıştır. Baş provokatör daha o zaman SHP listesinden Meclis’e gelmiştir.

Şimdi bu kişi ve avanesi Türk Milletinin gözleri önünde hem de meclis çatısı altında terör örgütüne selam göndermekte kışkırtıcı, tahrik edici çalışmalarını açıkça sürdürmektedir.
Bu baş provokatör DTP’li bu topraklara ait değildir. Bu kişinin adı olsa olsa “Samuel Agopyan” veya Moşe Şellefyan olabilir. Türk devletini yıkmak Türk Milletini bölmek isteyenler asla Türk ve Kürt olamaz.

Taşnakların, Hınçakların, Asala’nın ve onların devamı olan Ermeni örgütlerinin lobilerinin soykırım yalanlarına bir de bu DTP’li baş provokatörün yeni yalanı eklenmiştir. Amaç, Ermeni bölücü ittifakını canlandırmak ve Türkiye’yi etnik çatışmaların içerisine çekmektir.

Milli mücadele döneminde Kürt kardeşlerimiz Türk Milleti ile birlikte Ermeni çetelerine karşı birlikte mücadele etmiş, şehitler vermiştir. Onlar hiçbir zaman Emperyalizmin beslemesi Ermeni çeteleri ile hareket etmemişlerdir. Kürt kardeşlerimiz her zaman Ermeni oyunlarına karşı Türk devletinin birliği ve bütünlüğünü savunmuşlardır bin yıllık Türk Kürt kardeşliğini çeyrek asırlık fitne bozamaz.

Türk milletinin tarihinde soykırım lekesi yoktur. Milletimizin tarihinde insanlık dışı suç işleyen barbar Batı dünyasına haçlı zihniyetine gerçek soykırım uygulayan emperyalizme karşı şanlı bir duruş mücadele vardır. Milletimiz tarih boyunca mazlumların umudu zalimlerin korkulu rüyası olmuştur. Mazluma zulmedenlere hak ettikleri tarihi cevabı veren Türk milleti 5 bin yıllık tarihi boyunca zulme ve soykırıma uğrayan halkların sığınağı olmuştur.

DTP talimatları dış odaklardan alıyor

DTP’nin Kürt kardeşlerimizle uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Türk devletine yürekten bağlı Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü savunan Kürt kardeşimiz terör örgütünün ve onun bir siyasi kolu olan DTP’nin şer güçlerin karanlık odakların maşası ve taşeronu olduğunu bilmektedir.
Kürt kardeşimiz bölücü örgütlerin oyununa asla gelmez kendilerini çatışmanın içine çekmek isteyen bölücülerin karanlık emellerini bilmektedir.
Türk- Kürt Alevi- Sünni bütün vatandaşlarımız teröre bölücülere karşı el ele kol kola olmalı ve hainlerin oyunlarına alet olmamalıdır. Zaman birlik, beraberlik, kardeşlik zamanıdır. Emperyalizmin oyunlarını sabırla, sağduyuyla, kardeşlik bağlarımızı, daha da perçinleyerek yan yana omuz omuza bunlarla mücadele ederek bozacağız.
güvenlik güçlerimizle girdikleri çatışmalarda öldürülen hainler için düzenlenen törenlere katılan teröristbaşı Öcalan için “Kürt halk önderi” diyen terör örgütü PKK için “özgürlük savaşçıları” diyen terör örgütüne sahip çıkan DTP adlı bölücü hain grup hainliğine devam ederken bir takım fitne ve fesat yuvaları da bunlara hamilik etmekte koruma altına almakta.
Kendini kapattırmak için bilerek her yolu deneyen DTP’nin amacı özellikle kendilerini her şartta himaye eden emperyalist ülkelerin Türkiye üzerindeki baskılarını artırmak ve ülkemiz devam eden örtülü harbin psikolojik savaşın devamını sağlamaktır.

Terörist başı Öcalan hakkında çıkarılan yaygaralar Provokasyon amaçlıdır

İmralı palasta rahatça yatan, beslenen terörist başı için koparılan yaygara tamamen tahrik amaçlı ve provokasyona dönüktür. Güya terörist başına işkence yapıldı diyerek bir takım hainler bir yerden düğmeye basılarak aynı anda ülkeyi çatışma ortamına götürmeye çalışan provokatif eylemlere başladılar.

Katil Öcalan için bu yılın başlarında da yine başka yaygaralar koparılmıştı. Örneğin 1 Mart günü avukatlarınca Öcalan zehirlendi yalanları ortaya atılmıştı. Yine 15 Temmuz tarihli PKK terör örgütünün yayın organlarında Öcalan’ın saçlarımı kazıttılar haberleri yer almıştı. Son olarak 17 Ekim günü yine terör örgütünün yayınlarında Öcalan’a şiddet uygulandığı, işkence yapıldığı haberleri sansasyonel bir şekilde mesaj olarak bölücülere gönderiliyordu.
İşte son günlerde Öcalan’a işkence yapıldı düzmeceleri ile örgüt Güneydoğu’da bir kalkışmaya girişmiştir, amaçları Devleti zaafa uğratmak ülkeyi karıştırmak…
9 yıldır yattığı İmralı palasta bir dediği iki olmayan her türlü ihtiyaçları anında giderilen başına bir şey gelmesin diye 6oo kişinin seferber olduğu hain hem rahatça yatacak hem de yattığı yerden ülkeyi karıştırmaya devam edecek.

12 Eylül döneminde ülkücüler tarihin en büyük zulmünü gördüler işkencelerden geçtiler. Zindanlarda hücrelerde şehit edildiler, her türlü insanlık dışı baskıları gördüler. Niye gördüler? Vatan-millet-bayrak dedikleri için. Ülkücüler 12 Eylül diktası tarafından darağaçlarında asılırken on binlerce ülkücü zulme uğrarken Apo adlı hain ve tayfası elini kolunu sallayarak ülkeyi terk ediyor, bilerek Lübnan ve Suriye’ye geçmesine izin veriliyordu. CIA ve Mossad tarafından paketlenip Türkiye’ye teslim edilen hain bırakın asılmayı, adeta yaşaması için İmralı’da her türlü özen gösteriliyor. Çünkü asılmasını şimdilik efendileri izin vermiyor işi bitinceye kadar Öcalan’ı kullanmaya devam edecekler.

Cezaevi mi yoksa İmralı Hilton mu?

Terörist başı yattığı yerden avukatlarıyla ideolojik sohbetler yapacak avukatları ona kitap dergi dahil her şeyi ona verecekler avukatlarına söylediği her şey görüşmeden kısa bir süre sonra PKK’nın yayın organlarında aynen yer alacak. Bu nasıl cezaevi? Söylediği her söz anında Kandil dağındaki örgüt merkezine aynen ulaştırılıyor. Avukatları İmralı dönüşü hemen Öcalan’ın görüşme notlarını yayınlıyor. Sözde cezaevinde bu nasıl iş?
Yattığı yerde kitaplar yazıyor, örgütün kongre raporlarını yazıyor. Her konu hakkında avukatlar vasıtasıyla ahkam kesiyor. Kimse buna bir şey demiyor, kimse buna ses çıkarmıyor. Hain orada örgüt mensuplarına ayaklanın, silahlanın, eylem yapın çağrısında bulunuyor ve herkes seyrediyor. O konuştukça PKK eylemlerine devam ediyor. Dağlıca-Güngören-Aktütün-Diyarbakır gibi bir çok yerde PKK militanları kanlı baskınlarda hain pusularda vatan evlatlarını şehit etmeye devam ediyor.

Devlet içerisinden birileri bilerek bu haini koruyor. Bir takım savaş ağaları PKK’yı çıkarları için himaye ediyorlar. İç ve dış odaklar Türkiye’de terörün devamı için PKK gibi bir maşayı ellerinde tutarak, onu kullanarak karanlık senaryolarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Öcalan adlı haine bırakın baskı yapmayı onun yaşaması için her şey yapılmaktadır. PKK ve DTP’liler Abdullah Öcalan’a “İmralı’da kötü muamele yapılıyor” yaygarası ile ortalığı yakıp yıkmaktalar, savaş alanına çevirmekteler. Onlar da aslında Öcalan’ın durumunun iyi olduğunu biliyorlar, ama onların işi Öcalan üzerinden bölücülük yaparak, rant toplamak, tabanlarını kaybetmemek ve menfaatlerinin devamı için terörün hızını artırmak. Öcalan için yapılan gösteriler sadece ortalığı velveleye verip kargaşanın devamını sağlamaktır.
Her terör olayı her çatışma ve gerilim onların iştahını artırmaktadır bu terör tacirleri geçimini silah uyuşturucu ve kara paradan sağlamaktadır

Avukatlar Kandil’de talimatlar İmralı’dan

12 Eylül dikta rejimi sağ ve sol hareketleri ezerken bölücü grupların gelişimine zemin hazırlamıştır. PKK bir 12 Eylül ürünüdür. 12 Eylül sonrası güç kazanmış ve himaye görmüştür.

PKK’nın şiddeti yoğunlaştırarak artırmasında avukatlarının bizzat Kandil’e giderek örgütün merkez kadrosuna Öcalan’ın eylemleri artırın silahlı baskınları yoğunlaştırın hakim olunan bölgelerde halka baskı yaparak onları kışkırtın sokağa dökün kan aksın insanlar ölsün dedikleri bu gün açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

PKK eylemleri DTP’nin tahrikleri bir tesadüf değildir. İmralı - Kandil – Kuzey Irak Kürt yönetiminin ortak kararlarıdır. Bu üçgen Washington-Telaviv- Londra tarafından yakından takip edilmekte yönlendirilmekteler. Barzani-Talabani biz PKK’ya karşıyız deseler de bunun bir kocaman yalan olduğunu danışıklı dövüş olduğunu cümle alem bilmekte.

Kimse inkar etmesin terörle mücadelede istihbarat eksiklikleri ve çeşitli zaaflar var Dağlıca’da olduğu gibi Aktütün’de de istihbarat zaafı ve eksiklikler var. Bunu kimse boşuna inkar etmesin 17 tane vatan evladı kahramanca çatışarak şehit düştü. Askeri ve siyasi sorumlular istifa etmesi gerekirken etmediler, bazıları işgüzarlık yaparak maddi imkansızlıktan bahsettiler. Bazıları Mehmetçik şehit düşerken golf oynamaya devam etti. Milletimizi üzen kahreden pozlar verdiler. Terörün yok edilmesi için radikal çare ve çözümler arayalım terör popülizm yapılarak ortadan kaldırılamaz. Hala daha bazı kurumlar istihbarat zaafımız yok sıfır hatadan söz ediyorlar. Bu mantıkla terör yok edilemez yanlışları görmezsek daha çok şehitler veririz baskınlarla karşı karşıya kalırız.
Terörü yenmenin yolu, ABD ile askeri ve istihbarat alanlarında birlikte hareket etmekten vazgeçmekle olur. CIA-Mossad ve diğer yabancı istihbarat servisleri terör örgütüne lojistik servis yapmakta, Türkiye ile ilgili istihbaratı ve askeri bilgileri aktarmaktalar. Bu böyle olduğu halde tersini yapanlar hala ABD ile dostluktan ve işbirliğinden bahsedenler ülkeye büyük ihanet etmekteler.

ABD’li Generalle ne görüşüyorsunuz?

Türkiye, terörle mücadelede hala yanlışlıklar yapmaya devam ediyor. Hükümet Bağdat’tan medet umuyor. Barzani’yle görüşmek için Erbil’e heyetler gönderiyor. Ankara yanlışta ısrar etmeye devam ettiği sürece daha çok şehitler vermeye devam ederiz. Terörün merkezleriyle görüşmenin Türkiye’ye asla bir faydası yoktur. Ankara emperyalist güçlerin senaryolarına bilerek alet oluyor. Ders alması gerekirken hata üstüne hata yapmaya devam ediyor.

Kuzey Irak diplomasisi yürüttüğünü zanneden hükümet ve onun protokol kanadı Dışişleri Erbil ve Bağdat görüşmeleri ile terör örgütünün işini kolaylaştırmaktadır. Barzani ve Talabani de bundan faydalanmaktadır. Kamuoyunda çuvalcı komutan olarak bilinen ABD’nin Irak’taki işgal güçlerinin komutanı General Ray Odierno Ankara’da Genelkurmay 2. başkanı Org. Hasan Igsız’la terör örgütüyle mücadele konusunda görüşme yapıyor. Bu görüşme basına böyle yansıyor. Buna kargalar bile güler.

4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de askerlerimizin başına çuval geçirme emrini veren ABD’li komutan PKK ile mücadele için görüşmeler yapıyor. Şu işe bak… Dağlıca’da, Aktütün’de Mehmetçiklerimizi şehit eden, terör örgütü militanlarının Kandil’den gelerek topraklarımıza sızarak kahpe baskınlar yapmasına izin veren yol veren ABD’li komutan işbirliğinden bahsediyor. Türkiye’nin yapması gereken ABD’li komutanla görüşmek değil. Onu terör örgütü PKK’yı himaye ettikleri için kovmak olmalıydı. Genelkurmay Barzani ve Talabani’nin akıl hocası Irak’taki her karanlık faaliyetin sorumlusu olan Amerikalı generale haddini bildirmeli dersini vermeliydi.

Tekrar söylüyorum. Amerika ile işbirliği Türkiye’nin başının beladan kurtulmamasıdır. ABD dostumuz değil baş düşmanımızdır. Amerika’ya güvenerek siyaset yapanlar Türkiye’ye en büyük ihaneti etmişlerdir.

Cunta Anayasası değiştirilmelidir.

Anayasa Mahkemesinin açıkladığı başörtüsü ve AKP’nin kapatılma davasıyla ilgili gerekçeli kararı birçok yanlışları beraberinde getirmektedir. Gerekçeli kararda açıklananlar. Temel hak ve hürriyetlere müdahaledir. Anayasa Mahkemesi kendini milli iradenin üstünde görmektedir. Demokratik rejimlerde ve ülkelerde Anayasa Mahkemesinin böyle bir yetkisi yoktur. Yargı ideolojik davranamaz. Bu kararlarda yetki gaspı vardır. Hala atanmışlarla seçilmişler arasındaki kaos devam etmektedir. Gerekçeli kararda yer alan ifadeler ancak laikçi faşizan parti CHP’yi sevindirmiştir. Cunta Anayasası değiştirilmelidir. Bu Anayasa toplumda huzur ve barışı sağlayamamaktadır.

AKP ye Beyt-ül Mal teslim edilmez

AKP mazlum ve mağdur rolünü oynamayı bırakmalıdır. İki dönemdir iktidardadır. Çoğunluk kendisindedir. Ama hala Anayasayı değiştirecek iradeyi ortaya koyamamaktadır. Bu parti sahte demokrat bir partidir. Bu partinin felsefesi yoktur. Omurgasızdır. Dikta peşinde koşanların emir eri gibi hareket etmektedir. Bu partinin halkla hukukla adaletle alakası yoktur. Bu iktidar döneminde en büyük yolsuzluklar, hırsızlıklar yapılmaktadır. Bunlar din sömürücüleridir. Bunların Hz. Ömer’den Hz. Ali’den bahsettiklerine aldanmayın. Bu zihniyete Beyt-ül mal teslim edilmeyeceği yaşananlarla görülmüştür. Dünün salon mücahitleri şimdinin an şanlı müteahhitleri oldu. En büyük hırsızlar, rantiyeciler, ihalecileri bunlardan çıktı."

Hakkı Öznur
BBP Genel Başkan Yardımcısı

k.http://www.millitaraf.com/haber-Bolucu-basi-Imrali-hotel-de-yasiyor-14004/
 
“ Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu, 'Aktütün'e ben mi gidecektim?' diyor. Ya kim gidecekti, Hülya Avşar mı Bülent Ersoy mu?"

Bence adam haklı Aktütün e gitmez

Çünkü Aktütün de Golf sahası yok
 
“ Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu, 'Aktütün'e ben mi gidecektim?' diyor. Ya kim gidecekti, Hülya Avşar mı Bülent Ersoy mu?"

Bence adam haklı Aktütün e gitmez

Çünkü Aktütün de Golf sahası yok
emekli olunca o golf sopalarını sana hediye edecekmiş
o zaman rahatlarsın
 
“ Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu, 'Aktütün'e ben mi gidecektim?' diyor. Ya kim gidecekti, Hülya Avşar mı Bülent Ersoy mu?"

Bence adam haklı Aktütün e gitmez

Çünkü Aktütün de Golf sahası yok

Madem komutanımız golf sahası olmadığı için Aktütün e gitmiyor ozaman gitmesi için para toplayıp golf sahası yapalım :)

Bu sayede Bakasınız aktütün e gitmiş olur
 
Bence delik olarak da ordu düşmanlarını kullansın sayın paşa. Hatta top olarak da pkk yandaşlarına vurur, böylece terörü ait olduğu yere hapsetmiş olur.
 
sen golf soparının rahatlattığını nerden biliyorsun ki

demekki sen rahatlamak için golf sopalarını kullanıyorsun :)

Bilmem mi
çooook asker düşmanı
vatan haini kafası kırdım değişik sopalarla
da hiç golf sopası denememiştim
siz neden taktınız bu kadar golf sopalarına
özel ilginiz neden
 
siz bu güne kadar dünyanın hangi ülkesinde hangi ordusunda sıcak çatışmaya giren bir hava kuvvetleri komutanı gördünüz. saçmalıyorsunuz. o adam çarpışmaya girecekti o zman neden hava kuvvetleri komutanı oldu. aranızda askerliğini yapmış olan varmı bilmiyorum ama askeriyede işler öyle yürümez. siz maden ocağında çalışan bir başbakan gördünüzmü? her kesin her mevkinin bir konumu vardır. konumuna göre hareket eder mevki sahipleri. bu kadar cahil olmayın.
 
Geri
Üst