Kürdistan’a Kaç Adım?
Hükümet Irak’a gidiyor. Muhatabı kim? Barzani…
Barzani’nin Irak’da dünyaca kabul görmüş resmi bir statüsü var mı? Yok! O zaman Barzani’nin muhatap
alınması uluslar arası teamüllere göre ne ifade eder? Elinde Mehmetçiğin kanı bulunan bu zata resmi
kimlik kazandırır, tanınmış olur. İşte “lafı ne kadar dolandırsalar da” bu görüşmenin meali budur.
Gözümüzün önünde ABD, İngiltere ve İsrail’in projesi uygulamaya konuyor. BOP’a hoş geldiniz (!)…
“Gırnata’yı teslim eden Ben-i Ahmer Devleti’nin son sultanına selam olsun(!)…”
Böylece Aktütün baskınının arkasında Barzani’nin, Barzani’nin arkasında da ABD’nin olduğu ortaya çıktı.
Yan figürleri de unutmayalım. MOSSAD ve İngiliz İstihbaratı. Anlaşılan o ki, bu baskın zamanlaması ile de iyi hesaplanmış.
Şehit olan bizim çocuklarımız, bu kayıplarımızdan faydalananlar ise katillerin azmettiricileri…
Belli ki ABD Irak’dan çekilecek. Özal döneminde çekiç güç ile start verilen proje son aşamada.
Kucağımızda büyüttüğümüz, "öngörüsüz siyasiler eli ile" Türkiye’ye tehdit haline getirilen Barzani ve
Talabani’ye yaşama hakkı gene Türk siyasileri eli ile sağlanacak.
İkiz yasalar boşuna çıkarttırılmadı. Diyarbakır’da AB tarafından İstinat mahkemeleri binası ne amaçla yapılıyor?
Bütün yollar neden “Büyük Yahudi Kürdistanı”na çıkıyor?
Artık şu sorunun cevabını bulmalıyız:”AKP’nin başı iktidar olma uğruna ABD’ye hangi sözleri vermiştir?”
Asker Aktütün baskını arkasından ne umut etti?
Sandı ki, hükümet artık bazı şeyleri göz ardı edemez. “PKK ile mücadele edememe” yasalarını gözden geçirmek zorunda kalır.
Ama öyle olmadı. Asker gene kendi kalesine gol yedi. Taraf gazetesinin misyonu ne? Ordu’nun itibarı ile oynamak.
Ordudan kim rahatsız? ABD ve birtakım AKP’liler, Fetullahçılar...
Muhalif basın bir bir susturulurken, susturmak için akıl almaz yöntemler uygulanıp reklam veren şirketler bile kıskaca alınırken,
Taraf'a neden devlet kurumlarının reklamı verilir? Her şey bu kadar açık yapılıyor iken, bu "anlayamadım" tiyatrosu niye oynanır?
Belli ki AKP’nin verilmiş sözleri var.
Geçmişte ki teskere maskaralığını bir hatırlayın. Başbakan uzun süre ayak diredi, sonra kamuoyu baskısı ile meclisten teskere çıktı.
Sonra ne oldu? Kasımpaşalı, meclis yetkisi ile yetinmeyip "ABD’ye bir gidelim bakalım" diyerek Bush’dan icazet almaya gitmedi mi?
Sonra ne oldu?
Başbakan’ın anlaşma şifreleri bir bir ortaya çıkıyor. Verilecek askeri istihbarat karşılığı Paşaların ve ABD muhaliflerinin tutuklanması…
Bunu biz söylemiyoruz, Bilderberg’ci Fehmi Koru söylüyor. Hem de gayet normal karşılayarak ve de nerede ise övünerek…
Tutuklama kararı Erdoğan-Bush görüşmesinde alındı ise ve ABD bu tutuklamalar karşılığında istihbarat vermeyi kabul etti ise…
Bu insanlar ABD çıkarlarına ters düşüyor demek değil midir? O zaman bu operasyon ile Malta Sürgünleri benzeşmiyor mu?
Neydi Malta Sürgünleri?
Malta sürgünler: “Malta sürgünleri olayı Kurtuluş Savaşı’yla bütünleşir. Olayın arkasında çetin bir Türk-İngiliz boğuşması yattığı
apaçıktır…Türkiye’nin, işbirlikçiler dışındaki tüm yönetici kadrosunun sürülmesi amaçlanmıştır. Koskoca bir ulusun başını
gövdesinden ayırmayı amaçlayan böylesine iddialı, böylesine acımasız bir sürgün harekatının eşine Britanya İmparatorluğu
tarihinde bile rastlanmaz.
İşin içinde bir kanlı kardeş kavgası, bir iç savaş da vardır. Padişahından sadrazamına, nazırına ve zaptiyesine kadar,
bir işbirlikçi kadro işgalci düşmanla elele vermiştir. Sürgün adaylarının mimlenmesinde, kovalanmasında,
yakalanmasında içerden İngilizlere yardım edilmiştir. Türk Türk’e vurdurulmuş, kardeş kardeşe düşürülmüştür.
Araya kişisel düşmanlıkların girdiği olmuştur. Ama bunun ötesinde, yabancı sömürgeci ile yerli hain, ülkücü,
Millicilere karşı, çağdışı bir savaşı yürütmüşlerdir. (Bilal Şimşir)”
Bir ülkede insanlar tutuklanabilir. Yargı önüne çıkar, suçları varsa cezasını çeker, suçları yoksa beraat eder.
Burada bir problem yok, yalnız böyle bir karar yabancı bir ülke isteği ile alınırsa, ben bu tutuklamaları "utanç verici" bulurum.
Nerede ise önüne geleni dava eden Başbakan yalanlamadığına göre, Koru'nun iddiası doğru demektir.
Pekiii, ABD bu tutuklamaları niye talep etti? Karşılığında verilen sözler nedir? Bir gün bu soruların cevabı mutlaka ortaya çıkacaktır.
Başbakan ne diyor? Ordunun her istediğini verdik diyor değil mi? Neyi vermiş? Sınır ötesi harekata onay veremiyor.
Asker operasyon yapabilmek için savcıdan izin alacak. Bomba taşıdığından şüphelendiği kişileri durdurup arama yapamayacak.
Ateş edilmesini, yani zayiat vermeyi bekleyip ancak savunma yapma hakkını kullanabilecek. PKK leşlerini toplayıp ailesine teslim edecek.
Terörist cenazeleri belediye araçlarında ve “biji Apo” sloganları eşliğinde gömülecek. Asker ölen terörist sayısı kadar silah teslim edecek.
Terörist ölüsü 3, silah 2 ise yargılanacak.
Eeeey okur, siz dünyanın neresinde böyle bir terörle mücadele yasası gördünüz?
Bunun adına terörle mücadele değil, “terörle mücadele etmeme yasası” denir.
Sonra ne imiş efendim? Terörden asker sorumlu imiş (!) Yok ya, adama “senin anan güzel mi “ derler.
Lafa gelince “ordu da bana bağlı” diyorsunuz. Sonra top taca. PKK’nın destekleyicilerini kırmızı halılar üzerinde karşılayın,
sonra da terörden asker sorumlu… Ayıptır, ayııııp. Sonra da “ben başbakanım” diye bağırıyorsunuz.
Bence siz başbakan olduğunuzu bize değil, kendinize hatırlatın. Başbakan olduğunuzu bilmeye asıl sizin ihtiyacınız var.
Şehit kanları üzerinden siyaset yapmayın diyen Başbakan şehit kanları üzerinden Barzani’ye resmi kimlik kazandırıyor.
Haaa… bir de şu İçişleri Bakanınız…Böyle bir bakan var mı, yoksa iyi saatte olsunlara mı karıştı(!)?...
Hava Kuvvetleri Komutanı’na “istifa” diyenler, jandarmanın bağlı olduğu Sayın Bakan’ı neden istifaya çağırmıyor?
Yoksa böyle bir bakanın olduğundan sizlerinde mi haberi yok(!)?
1 Mayıs işçi mitinginde polis olmaktan çıkıp intikam tugayına dönüşen ve içlerinde CİA elemanlarının bile olduğu söylenen
polis vahşetinde neden kimse İçişleri Bakanı’nın istifasını istemedi.
Evet, 16 askeri şehit düşmüş bir komutanın golf oynaması şık değildir, ayıptır da.
Pekiii, İçişleri Bakanı’nın konu mankeni gibi duruşu çok mu etiktir?
Ayrıca Süleymaniye olayında Tayyip Bey nerede idi? Nota verecek misiniz diye soranlara "müzik notası mı" diye son derece
gayrı ciddi bir laf eden Tayyip Bey değil miydi? Dışişleri Bakanı Gül nerede idi? Mantı mı yiyordu?
Kıymetli AKP'niz şimdi Süleymaniye tertipçileri ile sarmaş-dolaş değil mi? Bunlara alkış tutanların H.K.K.'nına istifa et demesi
sadece ahlaksızlıktır! Biz ne diyoruz? Kimsenin yalakakası olmadığımız için Komutanın da yaptığı yanlış diyoruz.
Keşke asker düşmanlarının "lağıma dönüşmüş dillerine" bu fırsat verilmese idi?
Bu Soros beslemelerine "olmayan insafınız kurusun e mi" diyorum.
Evet beyler ve bayanlar… 23 şehidimiz üzerinden Barzani resmi kimlik kazanıyor. Belli ki ABD’nin talebi bu?
Kısacası, Yahudi Kürdistanı’na giden yolun taşları Türk Devletine hükümet edenlerce döşeniyor.
Ben utanıyorum… Kimlerden mi?
Şehitlerimizden, gazilerimizden, Çanakkale’de yatanlardan…
Toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlardan...
Kurtuluş Savaşı'nın son darbesi olan Büyük Taarruz'da
Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya verdiği sözü yerine getiremediği için intihar eden
Miralay Reşat Bey'den...
Doğmamış çocuklarımızdan…
Bu teslimiyetçi, bu mıymıntı ruhtan…
Bunları seyreden herkesten utanıyorum…
Zahide Uçar
http://www.internetajans.com/default.asp?t=wa&wid=18&aid=2000
Hükümet Irak’a gidiyor. Muhatabı kim? Barzani…
Barzani’nin Irak’da dünyaca kabul görmüş resmi bir statüsü var mı? Yok! O zaman Barzani’nin muhatap
alınması uluslar arası teamüllere göre ne ifade eder? Elinde Mehmetçiğin kanı bulunan bu zata resmi
kimlik kazandırır, tanınmış olur. İşte “lafı ne kadar dolandırsalar da” bu görüşmenin meali budur.
Gözümüzün önünde ABD, İngiltere ve İsrail’in projesi uygulamaya konuyor. BOP’a hoş geldiniz (!)…
“Gırnata’yı teslim eden Ben-i Ahmer Devleti’nin son sultanına selam olsun(!)…”
Böylece Aktütün baskınının arkasında Barzani’nin, Barzani’nin arkasında da ABD’nin olduğu ortaya çıktı.
Yan figürleri de unutmayalım. MOSSAD ve İngiliz İstihbaratı. Anlaşılan o ki, bu baskın zamanlaması ile de iyi hesaplanmış.
Şehit olan bizim çocuklarımız, bu kayıplarımızdan faydalananlar ise katillerin azmettiricileri…
Belli ki ABD Irak’dan çekilecek. Özal döneminde çekiç güç ile start verilen proje son aşamada.
Kucağımızda büyüttüğümüz, "öngörüsüz siyasiler eli ile" Türkiye’ye tehdit haline getirilen Barzani ve
Talabani’ye yaşama hakkı gene Türk siyasileri eli ile sağlanacak.
İkiz yasalar boşuna çıkarttırılmadı. Diyarbakır’da AB tarafından İstinat mahkemeleri binası ne amaçla yapılıyor?
Bütün yollar neden “Büyük Yahudi Kürdistanı”na çıkıyor?
Artık şu sorunun cevabını bulmalıyız:”AKP’nin başı iktidar olma uğruna ABD’ye hangi sözleri vermiştir?”
Asker Aktütün baskını arkasından ne umut etti?
Sandı ki, hükümet artık bazı şeyleri göz ardı edemez. “PKK ile mücadele edememe” yasalarını gözden geçirmek zorunda kalır.
Ama öyle olmadı. Asker gene kendi kalesine gol yedi. Taraf gazetesinin misyonu ne? Ordu’nun itibarı ile oynamak.
Ordudan kim rahatsız? ABD ve birtakım AKP’liler, Fetullahçılar...
Muhalif basın bir bir susturulurken, susturmak için akıl almaz yöntemler uygulanıp reklam veren şirketler bile kıskaca alınırken,
Taraf'a neden devlet kurumlarının reklamı verilir? Her şey bu kadar açık yapılıyor iken, bu "anlayamadım" tiyatrosu niye oynanır?
Belli ki AKP’nin verilmiş sözleri var.
Geçmişte ki teskere maskaralığını bir hatırlayın. Başbakan uzun süre ayak diredi, sonra kamuoyu baskısı ile meclisten teskere çıktı.
Sonra ne oldu? Kasımpaşalı, meclis yetkisi ile yetinmeyip "ABD’ye bir gidelim bakalım" diyerek Bush’dan icazet almaya gitmedi mi?
Sonra ne oldu?
Başbakan’ın anlaşma şifreleri bir bir ortaya çıkıyor. Verilecek askeri istihbarat karşılığı Paşaların ve ABD muhaliflerinin tutuklanması…
Bunu biz söylemiyoruz, Bilderberg’ci Fehmi Koru söylüyor. Hem de gayet normal karşılayarak ve de nerede ise övünerek…
Tutuklama kararı Erdoğan-Bush görüşmesinde alındı ise ve ABD bu tutuklamalar karşılığında istihbarat vermeyi kabul etti ise…
Bu insanlar ABD çıkarlarına ters düşüyor demek değil midir? O zaman bu operasyon ile Malta Sürgünleri benzeşmiyor mu?
Neydi Malta Sürgünleri?
Malta sürgünler: “Malta sürgünleri olayı Kurtuluş Savaşı’yla bütünleşir. Olayın arkasında çetin bir Türk-İngiliz boğuşması yattığı
apaçıktır…Türkiye’nin, işbirlikçiler dışındaki tüm yönetici kadrosunun sürülmesi amaçlanmıştır. Koskoca bir ulusun başını
gövdesinden ayırmayı amaçlayan böylesine iddialı, böylesine acımasız bir sürgün harekatının eşine Britanya İmparatorluğu
tarihinde bile rastlanmaz.
İşin içinde bir kanlı kardeş kavgası, bir iç savaş da vardır. Padişahından sadrazamına, nazırına ve zaptiyesine kadar,
bir işbirlikçi kadro işgalci düşmanla elele vermiştir. Sürgün adaylarının mimlenmesinde, kovalanmasında,
yakalanmasında içerden İngilizlere yardım edilmiştir. Türk Türk’e vurdurulmuş, kardeş kardeşe düşürülmüştür.
Araya kişisel düşmanlıkların girdiği olmuştur. Ama bunun ötesinde, yabancı sömürgeci ile yerli hain, ülkücü,
Millicilere karşı, çağdışı bir savaşı yürütmüşlerdir. (Bilal Şimşir)”
Bir ülkede insanlar tutuklanabilir. Yargı önüne çıkar, suçları varsa cezasını çeker, suçları yoksa beraat eder.
Burada bir problem yok, yalnız böyle bir karar yabancı bir ülke isteği ile alınırsa, ben bu tutuklamaları "utanç verici" bulurum.
Nerede ise önüne geleni dava eden Başbakan yalanlamadığına göre, Koru'nun iddiası doğru demektir.
Pekiii, ABD bu tutuklamaları niye talep etti? Karşılığında verilen sözler nedir? Bir gün bu soruların cevabı mutlaka ortaya çıkacaktır.
Başbakan ne diyor? Ordunun her istediğini verdik diyor değil mi? Neyi vermiş? Sınır ötesi harekata onay veremiyor.
Asker operasyon yapabilmek için savcıdan izin alacak. Bomba taşıdığından şüphelendiği kişileri durdurup arama yapamayacak.
Ateş edilmesini, yani zayiat vermeyi bekleyip ancak savunma yapma hakkını kullanabilecek. PKK leşlerini toplayıp ailesine teslim edecek.
Terörist cenazeleri belediye araçlarında ve “biji Apo” sloganları eşliğinde gömülecek. Asker ölen terörist sayısı kadar silah teslim edecek.
Terörist ölüsü 3, silah 2 ise yargılanacak.
Eeeey okur, siz dünyanın neresinde böyle bir terörle mücadele yasası gördünüz?
Bunun adına terörle mücadele değil, “terörle mücadele etmeme yasası” denir.
Sonra ne imiş efendim? Terörden asker sorumlu imiş (!) Yok ya, adama “senin anan güzel mi “ derler.
Lafa gelince “ordu da bana bağlı” diyorsunuz. Sonra top taca. PKK’nın destekleyicilerini kırmızı halılar üzerinde karşılayın,
sonra da terörden asker sorumlu… Ayıptır, ayııııp. Sonra da “ben başbakanım” diye bağırıyorsunuz.
Bence siz başbakan olduğunuzu bize değil, kendinize hatırlatın. Başbakan olduğunuzu bilmeye asıl sizin ihtiyacınız var.
Şehit kanları üzerinden siyaset yapmayın diyen Başbakan şehit kanları üzerinden Barzani’ye resmi kimlik kazandırıyor.
Haaa… bir de şu İçişleri Bakanınız…Böyle bir bakan var mı, yoksa iyi saatte olsunlara mı karıştı(!)?...
Hava Kuvvetleri Komutanı’na “istifa” diyenler, jandarmanın bağlı olduğu Sayın Bakan’ı neden istifaya çağırmıyor?
Yoksa böyle bir bakanın olduğundan sizlerinde mi haberi yok(!)?
1 Mayıs işçi mitinginde polis olmaktan çıkıp intikam tugayına dönüşen ve içlerinde CİA elemanlarının bile olduğu söylenen
polis vahşetinde neden kimse İçişleri Bakanı’nın istifasını istemedi.
Evet, 16 askeri şehit düşmüş bir komutanın golf oynaması şık değildir, ayıptır da.
Pekiii, İçişleri Bakanı’nın konu mankeni gibi duruşu çok mu etiktir?
Ayrıca Süleymaniye olayında Tayyip Bey nerede idi? Nota verecek misiniz diye soranlara "müzik notası mı" diye son derece
gayrı ciddi bir laf eden Tayyip Bey değil miydi? Dışişleri Bakanı Gül nerede idi? Mantı mı yiyordu?
Kıymetli AKP'niz şimdi Süleymaniye tertipçileri ile sarmaş-dolaş değil mi? Bunlara alkış tutanların H.K.K.'nına istifa et demesi
sadece ahlaksızlıktır! Biz ne diyoruz? Kimsenin yalakakası olmadığımız için Komutanın da yaptığı yanlış diyoruz.
Keşke asker düşmanlarının "lağıma dönüşmüş dillerine" bu fırsat verilmese idi?
Bu Soros beslemelerine "olmayan insafınız kurusun e mi" diyorum.
Evet beyler ve bayanlar… 23 şehidimiz üzerinden Barzani resmi kimlik kazanıyor. Belli ki ABD’nin talebi bu?
Kısacası, Yahudi Kürdistanı’na giden yolun taşları Türk Devletine hükümet edenlerce döşeniyor.
Ben utanıyorum… Kimlerden mi?
Şehitlerimizden, gazilerimizden, Çanakkale’de yatanlardan…
Toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlardan...
Kurtuluş Savaşı'nın son darbesi olan Büyük Taarruz'da
Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya verdiği sözü yerine getiremediği için intihar eden
Miralay Reşat Bey'den...
Doğmamış çocuklarımızdan…
Bu teslimiyetçi, bu mıymıntı ruhtan…
Bunları seyreden herkesten utanıyorum…
Zahide Uçar
http://www.internetajans.com/default.asp?t=wa&wid=18&aid=2000