Ilginç Dörtlükler!! Necif Fazıl'ın Dilinden!

bunun gibi solaklar nazım hikmeti vatansever görürler herhalde yaaa
 
Necip Fazıl bizim rengimizdir doğru söylüyorsun ama ben kızıl rengi çoktan lügatımdan çıkardım Lazish :goz:
 
o hainde tevfik fikretmi ermiş? yoksa soyadı olmayan diğer şair mi? tırnağı bile etmezsiniz. ne koydun ortaya bu hayatta da adamın müslümanlığına laf ediyorsun.

bilgin olsun eğer müslüman adama bile bile kafir yada münafık diyorsan imanını tazelemeni öneririm. böyle hazır copy paste dangalak mesajlara da bişeyler yaplsın artık.
 
son zamanlarda Türkiyede olan olaylardan dolayı bu insanlar ne yapacağını şaşırmış ordan oraya saldırıya geçmiş önceleri fethullah gülen şimdi de hakkın rahmetine kavuşmuş üstada laf atmaktadırlar.sanki bunların sonu gelmiş gibi paçalarımı tutuştu ki
 
kendini bilmez cahil adam sen kim oluyosun üstadın adını ağzına alıyosun yuh sana kurun istiklal mahkemesini atasına sahip çıkamayan tanımayanlar saygısızlar içinde
KAFİYELER
Ne diye,
Bu şuna,
Şu, buna
Kafiye?
Başa taş,
Aşa yaş,
Hey'e ney,
Tuhaf şey!

Kafiye
Mantığı,
O mantık!
Hediye
Sandığı,
Bu sandık!
O mantık ,
Bu sakta-
Ta sandık,
Ve yandık.
Ne yandık!
Hendese,
Kümese
Tıkılmak.
Hadise ,
Kırkayak,
Adese,
Oyuncak.
Vesvese,
Gök bayrak.
Ölümse,
Gel dese;
Tak, tak, tak!
Mu-hak-kak!

Sorular
Sordular,
Neden çok,
Nasıl yok,
Niçin var?

Sanatsız
Papağan,
Neden çok;
Ve atsız
Kahraman,
Niçin yok?

Çok ve yok,
Yok ve çok,
Aç ve tok,
Tok ve aç;
Tut ve kaç!
Saklambaç.
Neden çok,
Nasıl yok,
Niçin var?

Niçin'i,
Boğarken
Piçini,
Yatakta
Bastılar,
Şafakta
Astılar.

Ve derken:
Nasıl yok,
Niçin var?

Bir varmış,
Bir yokmuş.
Kararmış
Ve kokmuş
Dünyamız.
Rüyamız kapkara.
Manzara:
Gebeler
Döşeksiz.
Ebeler
İsteksiz.
Kubbeler
Desteksiz.
Habbeler
Süreksiz.
Türbeler
Meleksiz.
Tövbeler
Gerçeksiz.
Cübbeler
Yüreksiz.
Cezbeler
Şimşeksiz.
İzbeler
Emeksiz.
Hağbeler
Ekmeksiz.

Kafiye,
Hikâye!
Dâvâ tek:
Ölmemek!
Peygamber!
Ne haber?
Bir batan
Var : Vatan !
Kandil loş,
Ocak boş:
Ve dağ dağ
Elveda !

Gitme kal!
Nefes al !
Emir tez,
Bekletmez !
Ve o nur
Bulunur !
İşte iz !
Geliniz !
Toprak post,
Allah dost ....
Necip Fazıl Kısakürek


http://rapidshare.com/files/12166217...tap_By_Arf.rar buradan üstadın 32 adet e-kitabına ulaşabilirsiniz.emeği geçenlere teşekkürler
 
Kendı kafana gore bır baslık yazmamanız gerektıgını daha ne kadar soylemek gerekıyor anlayamadım.

baslık degıstırıldı.makalede olmadıgı halde bu sekılde hakaretlı bır baslık olacak olursa kım oldugu farketmez herkes ceza alacaktır.
 
yha necip fazıLa biLe bunu dediniz yha yani heLaL oLsun yha bakaLım daa neLer duycaz
coq komiksiniz yha aLLanı sewersen söLe bu yazıyı gercekten inanarak mı yazdın?
 
konular bırlestırılmıstır.
ılgılı konuların altına ılgılı makalelerı konunun devamı nıtelıgınde verırsenız forum kırlılıgı olmaz.
 
necip fazılı savunan arkadaslar eğer dedğiniz gibiyse ozaman necip fazılın atatürk islam ve türklük lehinde eserleri varsa yayınlayın ,bizde öğrenelim türk atatürk ve islam düşmanı olmadığını

çok meraklıysan biraz şaraptan vakit ayıracaksın kalkıp sen öğreneceksin,
öyle kolaycılık yok..sen aleyhlerinde olanlardan bul buraya aktar ..sen işine devam et.şarabın bozulmasın.
 
ülkemizin 20.yüzyılda yetiştirdiği büyük şair,romancı,hikayeci ve düşünce adamı necip fazıl üstada dil uzatmaya kimsenin hakkı yoktur.rahmetli üstad 1982 yılında yazarlar birliği üstün hizmet ödülü'nü almış beraberinde 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı)ödülüne layık görülmüştür.

zaten bu ülkede yetişmiş,eserleri onlarca dile çevrilmiş,dünya edebiyatında saygın yerler edinmiş ne kadar usta şair,yazar,fikir adamı,aydın insan varsa onları karalamak sığ bir bakış açısıyla incelemek te moda oldu.


necip fazılı savunan arkadaslar eğer dedğiniz gibiyse ozaman necip fazılın atatürk islam ve türklük lehinde eserleri varsa yayınlayın ,bizde öğrenelim türk atatürk ve islam düşmanı olmadığını

İnsan ve Allah

İnsan... İplikte büklüm, suda bir anlık suret...
Allah... Olmanın ona mahsus olduğu kudret...

1974


Allah’ın Sevgilisi

Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı?
Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?

1938



İnsan ve Allah

İnsan... İplikte büklüm, suda bir anlık suret...
Allah... Olmanın ona mahsus olduğu kudret...

1974

Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında halâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

necip fazıl kısakürek
 
İslâm üzerinde emperyalist oyunlar

İslâm üzerinde emperyalist oyunlar -Vural ŞAVAŞ

"Selahattin Çakır, 2 Temmuz 2005 tarihli Vakit gazetesinde yayımlanan "''New Ottomanisation'', BOP ve ''Yabancı Aktörler''.." başlıklı makalesinde şöyle diyor:
"Çoktandır, nicelerimizin ağzında bir ''BOP'' sözü var... ''Büyük Ortadoğu Projesi''nin kısaltılmış şekli... Bu projeyi aslında belki de herkesten önce Müslüman halklar düşünebilmeliydi, ama, olmadı... Ve, Ortadoğu için böyle bir oluşum, bir merkezi otorite tesisi, bir ihtiyaç olarak zarurî görüldüğünden, durumu Müslümanlar değerlendiremeyince, emperyalist güçler atağa geçtiler.
"Hem tarihi arka-planı, hem de jeopolitik ve religio-politik konumu ve Amerika ile sıkı işbirliği, bu projede, Türkiye''ye önemli bir rol verilmiş gözüküyor.
Emperyalizmin elinde, dün diktatör rejimler kırbacı vardı; bugün, demokrasi!
Bu projeyi, Müslümanlar kendiliklerinden sahneleyebilselerdi keşke... İsim ve kelimeler de önemlidir, ama, asıl olan muhtevadır... ''Köpek kelimesi ısırmaz, ısıran köpeğin kendisidir'' denilir ya, öyle bir şey... Nitekim, Merhum Necîp Fâzıl''ın ''Büyük Doğu Cemiyeti'' de, ilhamını Fransa''da duyduğu ''Le Grand d''Orient'' isimli mason kuruluşundan almıştı, rivayete göre... Bu Fransızca ismin Türkçeye tercümesi de tıpatıp ''Büyük Şark'' veya ''Büyük Doğu'' idi.


Keşke, Müslüman halklar, o ''Büyük Doğu''yu şairâne tahayyüllerden kurtarıp pratize edebilseydi. O zaman, bugün ''BOP'' üzerinde komplo teorileri geliştirmek fonksiyonunu üstlenenler, kendilerine aslî misyonlara uygun bir yer bulurlardı..."
Bu yazıyı okuyunca; değerli araştırmacı, sevgili dostum Cengiz Özakıncı, Otopsi Yayınları arasında Nisan/2005''te çıkan "Osmanlı''dan Günümüze İslâm Üzerinde Emperyalist Oyunlar- Türkiye''nin Siyasî İntiharı- ''Yeni Osmanlı'' Tuzağı" adlı eserini iyi ki yazmış diye düşündüm.
Bu olağanüstü eserde, ''Büyük Ortadoğu Projesi''nin aslında İslâm üzerinde oynanan bir emperyalist oyun olduğunu; ''Nurculuk'', ''Nakşibendilik'' gibi ülkemizde en etkili tarikatların tamamen ABD''nin güdümünde olduğu belgeleriyle açıklanırken; siyasal İslâmcıların göklere çıkardığı politikacı, şair ve yazarların da maskeleri, belgelere dayanarak düşürülüyor.

Siyasal İslâmcı yazarlar, Nurcular, Nakşibendiler neden Necip Fazıl Kısakürek''i dillerinden düşürmezler ve öve öve göklere çıkarırlar.

Ben, onu ilk önce, bir ortaokul öğrencisiyken "Kadın Bacakları" adlı şiiri ile tanıdım. Şöyle diyordu bu şiirinde Necip Fazıl Kısakürek:
"Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Ama olsam gözlerim sürseler açılır
İsa''nın eli diye bir kadın bacağını"

Öncesini ve sonrasını, Cengiz Özakıncı''nın sözkonusu kitabından, kendisinden aldığım izinle aynen aktarıyorum:
"1945''ten önce İslâm Birliği, Osmanlıcılık, Ortadoğu Birleşik İslâm Devletleri gibi savları bulunmayan, tersine Atatürk''e övgü dolu dizeler yayımlayan bir şairdi Necip Fazıl Kısakürek, Onun 1930''da Atatürk sağken, Atatürk''ün gazetesi Hakimiyet-i Milliye''de yayımlanan ve Menemen Olayı''nda Asteğmen Kubilay''ın şehit edilmesini şiddetle kınayan yazısı şöyleydi:
"Vatanımızın kalbimize en yakın bir köşesinde daha dün düşman bayrağından temizlediğimiz bir meydanı (Menemen) bugün ''inna fetehnaleke'' yazalı zift ruhlu bir irtica aleminden temizliyoruz.(...) İrtica, yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılan zehirdir."

Necip Fazıl Kısakürek''in Atatürkçülüğü, Atatürk öldükten sonra da sürmüştü. Örneğin, Büyük Doğu Dergisi''nin 1943/Kasım sayısında şöyle yazıyordu:
"Evet laf ve hayal, yahut fikir ve remz (sembol) aleminde değil, doğrudan doğruya madde ve hakikat dünyasında Atatürk hayata dönecektir...

Bir gün onu, kafuriden (kafur ağacından) yontulmuş asil ve parmaklarıyla kılıcın kabzasını kavramış zarif ve ince endamıyla bir masaya eğilmiş ve gök gözleriyle dünya haritasını süzmeye başlamış olarak göreceğiz."

1945''te Amerika tüm dünyada bütün dinlerin koruyuculuğunu, örgütleyiciliğini üstlenip hepsini komünizme ve Sovyetlere karşı kullanmaya başlayınca, Necip Fazıl da Ortadoğu''da Türkiye''nin önderliğinde İslâm Birliği kurmayı savunan Amerikancı, Osmanlıcı, İslâm Birliği yanlısı bir yazar olup çıkmış, bu doğrultuda 28 Haziran 1949 Salı günü Büyük Doğu Cemiyeti''ni kurmuştu.

30 Mart 1956- 5 Temmuz 1956 arası Büyük Doğu adında bir günlük gazete de çıkartan Necip Fazıl Kısakürek, 17 Temmuz1959''da Büyük Doğu dergisinde yayımlanan bir yazısında şöyle diyordu:

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol...
Amerika''dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

Atatürkçü çizgiden sapıp Amerika''dan "nazlı bir sevgili muamelesi" görmemize razı olmasaydı; Nurcular, Nakşibendiler ve tüm siyasal İslâmcılar, Necip Fazıl Kısakürek''i bu kadar benimser ve öve öve göklere çıkarırlar mıydı acaba?

İslâm üzerinde emperyalist oyunlar...

http://64.233.183.104/search?q=cach...akürek+emin+çölaşan&hl=tr&ct=clnk&cd=36&gl=tr
 
QUOTE=Kara Kartal;3546846]İslâm üzerinde emperyalist oyunlar -Vural ŞAVAŞ

Nitekim, Merhum Necîp Fâzıl''ın ''Büyük Doğu Cemiyeti'' de, ilhamını Fransa''da duyduğu ''Le Grand d''Orient'' isimli mason kuruluşundan almıştı, rivayete göre... Bu Fransızca ismin Türkçeye tercümesi de tıpatıp ''Büyük Şark'' veya ''Büyük Doğu'' idi.

Fransadan fikir aparanları tüm Türkiye biliyor meraklanmayın siz. Büyük Doğu aslımızdır, özümüzdür, Şile bezi gibi, Bursa kumaşı gibi Türktür. Fransadan ithal laiklik nedir acaba?

Keşke, Müslüman halklar, o ''Büyük Doğu''yu şairâne tahayyüllerden kurtarıp pratize edebilseydi. O zaman, bugün ''BOP'' üzerinde komplo teorileri geliştirmek fonksiyonunu üstlenenler, kendilerine aslî misyonlara uygun bir yer bulurlardı..."
Bu yazıyı okuyunca; değerli araştırmacı, sevgili dostum Cengiz Özakıncı, Otopsi Yayınları arasında Nisan/2005''te çıkan "Osmanlı''dan Günümüze İslâm Üzerinde Emperyalist Oyunlar- Türkiye''nin Siyasî İntiharı- ''Yeni Osmanlı'' Tuzağı" adlı eserini iyi ki yazmış diye düşündüm.

Osmanıya bu düşmanca bakış neden, insan ceddine bu kadar mı düşman olur? Ama yok sizin ceddiniz etiler, sümerler, yunanlar asla Türk değil, Osmanlı değil, Selçuklu değil.

Bu olağanüstü eserde, ''Büyük Ortadoğu Projesi''nin aslında İslâm üzerinde oynanan bir emperyalist oyun olduğunu; ''Nurculuk'', ''Nakşibendilik'' gibi ülkemizde en etkili tarikatların tamamen ABD''nin güdümünde olduğu belgeleriyle açıklanırken; siyasal İslâmcıların göklere çıkardığı politikacı, şair ve yazarların da maskeleri, belgelere dayanarak düşürülüyor.

Bu olağanüstü eser....???? Vay anam vay... küçük bir sual: Madem nurculuk ve nakşibendilik ABD nin güdümünde, Öyleyse söyleyin 28 şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu adı verilen şerefsiz ABD güdümlü oluşum neden nurcu ve nakşibendileri baş düşman belledi acaba? Öyleya dostu olarak bilmesi lazım gelmezmiydi?

Siyasal İslâmcı yazarlar, Nurcular, Nakşibendiler neden Necip Fazıl Kısakürek''i dillerinden düşürmezler ve öve öve göklere çıkarırlar.

Allahı tanımayan Allah diyeni nasıl anlayacak ki? Boşverin kafanızı yormayın böyle işlere.

Ben, onu ilk önce, bir ortaokul öğrencisiyken "Kadın Bacakları" adlı şiiri ile tanıdım. Şöyle diyordu bu şiirinde Necip Fazıl Kısakürek:
"Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Ama olsam gözlerim sürseler açılır
İsa''nın eli diye bir kadın bacağını"

Öncesini ve sonrasını, Cengiz Özakıncı''nın sözkonusu kitabından, kendisinden aldığım izinle aynen aktarıyorum:
"1945''ten önce İslâm Birliği, Osmanlıcılık, Ortadoğu Birleşik İslâm Devletleri gibi savları bulunmayan, tersine Atatürk''e övgü dolu dizeler yayımlayan bir şairdi Necip Fazıl Kısakürek, Onun 1930''da Atatürk sağken, Atatürk''ün gazetesi Hakimiyet-i Milliye''de yayımlanan ve Menemen Olayı''nda Asteğmen Kubilay''ın şehit edilmesini şiddetle kınayan yazısı şöyleydi:
"Vatanımızın kalbimize en yakın bir köşesinde daha dün düşman bayrağından temizlediğimiz bir meydanı (Menemen) bugün ''inna fetehnaleke'' yazalı zift ruhlu bir irtica aleminden temizliyoruz.(...) İrtica, yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılan zehirdir."

İşte ancak bu kadar tongaya düşülür Necip Fazılın Kadın Bacağına şiiir yazdığı dönem Atatürkçü olduğu dönemdir.(bunu ben demiyorum siz diyorsunuz:durdurun) Üstad daha sonra hayatına tesadüf eden Arvasi hz leriyle tanışır ve meşhur şiirini kaleme alır:

Tam otuz yıl saatim çalışmış ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum

Artık köhne beşeri ideolojiler yok pazarlıksız İSLAM vardır.
Necip Fazıl

Kısakürek''in Atatürkçülüğü, Atatürk öldükten sonra da sürmüştü. Örneğin, Büyük Doğu Dergisi''nin 1943/Kasım sayısında şöyle yazıyordu:
"Evet laf ve hayal, yahut fikir ve remz (sembol) aleminde değil, doğrudan doğruya madde ve hakikat dünyasında Atatürk hayata dönecektir...

Bir gün onu, kafuriden (kafur ağacından) yontulmuş asil ve parmaklarıyla kılıcın kabzasını kavramış zarif ve ince endamıyla bir masaya eğilmiş ve gök gözleriyle dünya haritasını süzmeye başlamış olarak göreceğiz."

1945''te Amerika tüm dünyada bütün dinlerin koruyuculuğunu, örgütleyiciliğini üstlenip hepsini komünizme ve Sovyetlere karşı kullanmaya başlayınca, Necip Fazıl da Ortadoğu''da Türkiye''nin önderliğinde İslâm Birliği kurmayı savunan Amerikancı, Osmanlıcı, İslâm Birliği yanlısı bir yazar olup çıkmış, bu doğrultuda 28 Haziran 1949 Salı günü Büyük Doğu Cemiyeti''ni kurmuştu.

30 Mart 1956- 5 Temmuz 1956 arası Büyük Doğu adında bir günlük gazete de çıkartan Necip Fazıl Kısakürek, 17 Temmuz1959''da Büyük Doğu dergisinde yayımlanan bir yazısında şöyle diyordu:

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol...
Amerika''dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

Atatürkçü çizgiden sapıp Amerika''dan "nazlı bir sevgili muamelesi" görmemize razı olmasaydı; Nurcular, Nakşibendiler ve tüm siyasal İslâmcılar, Necip Fazıl Kısakürek''i bu kadar benimser ve öve öve göklere çıkarırlar mıydı acaba?

İslâm üzerinde emperyalist oyunlar...

http://64.233.183.104/search?q=cach...akürek+emin+çölaşan&hl=tr&ct=clnk&cd=36&gl=tr[/QUOTE]

Hep aynı terane, Üstadın statejik siyasetinden anlamayan nasipsizlerin koskoca makaleden bir paragraf alarak acizce saldırmalarını acıyarak izliyoruz, biraz kültür, biraz anlayış, biraz kalite ey sol taraf...
 
üstad

rebel kardeş sen necip fazılı iyi tanı onu kendi eserlerinden tanı ben sana verdiğim tek kaynak.o ve ben onu oku orda herşey yazıyo üstad ın önce si ve sonrası ..
 
Ben, onu ilk önce, bir ortaokul öğrencisiyken "Kadın Bacakları" adlı şiiri ile tanıdım. Şöyle diyordu bu şiirinde Necip Fazıl Kısakürek:
"Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Ama olsam gözlerim sürseler açılır
İsa''nın eli diye bir kadın bacağını"

İşte ancak bu kadar tongaya düşülür Necip Fazılın Kadın Bacağına şiiir yazdığı dönem Atatürkçü olduğu dönemdir.(bunu ben demiyorum siz diyorsunuz) Üstad daha sonra hayatına tesadüf eden Arvasi hz leriyle tanışır ve meşhur şiirini kaleme alır:

Tam otuz yıl saatim çalışmış ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum

Artık köhne beşeri ideolojiler yok pazarlıksız İSLAM vardır.Necip Fazıl

şunumu demek istiyorsun:

necip fazıl tapacak bir şeyler arıyordu önce atatürke taptı lakin islamı görünce kadın bacağına taptı eğer bunu kastediyorsan çok aydın biri olduğunu düşüneceğim.

zaten böylesi yaşam formlarına dikkat edecen kardeş , mutlaka tapacak bir şeyler bulurlar bu gün atatürke tapar yarın kadın memesine vatanı satar, öbür gün kadın bacağına tapar bir başka gün önüne atılan kemiğe tapar...
 
Ben, onu ilk önce, bir ortaokul öğrencisiyken "Kadın Bacakları" adlı şiiri ile tanıdım. Şöyle diyordu bu şiirinde Necip Fazıl Kısakürek:
"Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Ama olsam gözlerim sürseler açılır
İsa''nın eli diye bir kadın bacağını"



şunumu demek istiyorsun:

necip fazıl tapacak bir şeyler arıyordu önce atatürke taptı lakin islamı görünce kadın bacağına taptı eğer bunu kastediyorsan çok aydın biri olduğunu düşüneceğim.

zaten böylesi yaşam formlarına dikkat edecen kardeş , mutlaka tapacak bir şeyler bulurlar bu gün atatürke tapar yarın kadın memesine vatanı satar, öbür gün kadın bacağına tapar bir başka gün önüne atılan kemiğe tapar...


Şunu demek istiyorum bu yazıyı kaleme alan zat ne diyor? Necip Fazıl Önceden Atatürkçüydü, aynı zamanda ne diyor önceden kadın bacağına şiir yazıyor ona taptığını söylüyordu.

Velhasıl Atatükçülüğü sağlam bir ideoloji zannederken, aynı zamanda kadın bacağına düşkün bir şairdi. İslama teslim oldu ne putu kaldı ne bacağı hepsi geçmişte kaldı, geçmişinin üstüne çekti sifonu mesele budur.
 
üstad ne kadar da güzel dile getirmiş herşeyi
 
Geri
Üst