Siyasal İslamın Para İle Dansı-3
Siyasal İslamın Para İle Dansı-3
YİMPAŞ desteğiyle Erbakan ve ekibi tasfiye edildi. Erbakan Kanal 7’yi artık “Hainlerin sesi” diye ilan ediyordu
Kanal 7’de RP-AKP kapışması
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin paraları reklam ve tanıtım filmleri, aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak Kanal 7’de para karşılığı yayımlatılırken başka yandaş şirketler de unutulmamıştı.
Kanal 7 için hazırlanan 240 film, kimin şirketine hazırlatılıyordu dersiniz? Kültür AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Demiröz’ün ortağı olduğu İLTA AŞ’ye. Dümen şöyle kurulmuştu: 1994-1997 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından özel televizyonlarda yayımlatılması için hazırlanan 240 tanıtım filmi için birçok ihale yapılmıştı.
Ne hikmetse bütün ihaleler belediye BİT’i olan Kültür AŞ’de kaldı. Kamu İhale Yasası kapsamında olmayan Kültür AŞ de, işi istediği taşeron şirkete yaptırdı.
Bu şirket de Kültür AŞ’nin başındaki Şenol Demiröz’ün bu göreve gelmeden önce ortağı olduğu İLTA AŞ’ydi.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı mülkiye müfet-tişleri, BRT’nin Yeni Dünya İletişim AŞ’ye kiralanması için taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı şekilde belediye faaliyetlerinin para karşılığı Kanal 7’de yayımlatılmasını ve hazırlanan reklam spot filmlerinin Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Demiröz’ün şirketi İLTA AŞ’ye yaptırılmasını görevi kötüye kullandırmak olarak tanımladı ve başta dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ve Şenol Demiröz olmak üzere belediye yöneticileri hakkında dava açılması için fezleke düzenledi. Ancak imdada “Rahşan affı” yetişti. Danıştay 2. Dairesi, suçun af kapsamına girdiği gerekçesiyle dava açılmasını erteledi.
Refah-Yol iktidara gelince artık sadece belediyeler değil, kamu bankaları ve bakanlıklar bile çeşitli faaliyetlerini Kanal 7’de para karşılığı yayımlatarak kamudan kaynak aktarımı yaptılar.
Hocacılar ve yenilikçiler kapışması
BRT bir süre sonra kapandı ve Kanal 7 aynı frekanstan yayın yapmaya devam etti.
Refah-Yol iktidarının rüzgârını arkasına alan ve Kanal 7 gibi İslamcı çevrelerin izlediği bir televizyona sahip olmanın avantajlarını kullanan bazı girişimciler, “Kâr-zarar ortaklığı” sistemiyle
Avrupa’dan milyarlarca mark para toplayarak bavullarla Türkiye’ye getirip holdingler kurmaya başlamıştı.
Kanal 7’nin artık belediyelerden gelecek reklamlara ihtiyacı kalmamıştı.
Avrupa’dan daha çok para toplama yarışına giren ve sayıları 78’i bulan bu holdinglerin verdiği reklamlar kanala fazlasıyla yetiyordu. KOMBASSAN zaten kanalın kuruluşunda ortak olmuştu.
Bu arada 28 Şubat süreci yaşanmış, kapatılan RP’nin yerine FP kurulmuştu.
FP, kurulduğu gündün itibaren Erbakan ve arkadaşları ile aralarında Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Abdüllatif Şener gibi isimlerin bulunduğu “yenilikçiler” kavgası başlamıştı. Hocacılar ile yenilikçilerin kavgası FP ile sınırlı kalmayıp İslamcı medyayı da kapsar hale gelmişti.
Her iki grup da İslamcı medyayı kullanma hevesindeydi. Milli gazete Erbakan tarafında saf tutarken, Kanal 7 de yenilikçilerin manevraları sonucu Erbakan ve arkadaşlarının ellerinin arasından kayıp gitmişti.
İlk sarsıntıyı KOMBASSAN yaşadı
28 Şubat sürecinden sonra SPK’nin yurtdışından bavulla para getiren İslamcı holdinglerin önüne engel çıkarması üzerine ilk sarsıntıya giren holding Kombassan oldu. Kombassan, sıkıntıya girince Kanal 7 ortaklığından çekildi.
Onun boşluğu aynı yöntemle çalışan bir başka İslamcı holding YİMPAŞ’la dolduruldu.
2000’li yılların başında YİMPAŞ’ın Kanal 7’deki ortaklığı yüzde 65’lere ulaşmıştı.
Ancak resmi belgelerde bu ortaklık payı şirket adına değil şahıslar adına görünüyordu.
YİMPAŞ, ilk kurulduğu yıllarda Erbakan’a yakın dururken, RP’nin kapatılması ve gelenekçi-yenilikçi kavgasının başlaması üzerine yenilikçi ekibin o dönemdeki lideri Abdullah Gül’le yakınlaşmaya başlamıştı.
Kanal 7’de Erbakan ekibi, sermaye arttırımı yoluyla tasfiye edildi.
Sermaye arttırımında yenilikçi ekip YİMPAŞ tarafından finanse edildi.
Erbakan, kuruluşu sırasında “Cihadın sesi” olarak tanımladığı Kanal 7 için artık “Hainlerin sesi” diyordu.
YİMPAŞ, Kanal 7’yi Avrupa yayın haklarını elinde bulunduran Media Fernsehen GmbH üzerinden finanse ediyordu. Bu şirketin yüzde 99.5’i YİMPAŞ’a aitti.
YİMPAŞ’ın 1999-2000 yıllarında Kanal 7’nin Avrupa şubesi Media 7’ye 8 milyon 600 bin mark, 2001’de ise 500 bin mark havale ettiği belgelendi.
Kanal 7’nin o yıllarda Avrupa temsilcisi kimdi dersiniz? Avrupa Deniz Feneri Derneği Başkanı olan ve Almanya’da açılan “Deniz Feneri” davasının tutuklu 1 No’lu sanığı Mehmet Gürhan. Ama YİMPAŞ iflas edince, Alman devleti Media 7’ye de el koydu. RP-FP-AKP-YİMPAŞ ve Deniz Feneri ilişkisi tabak gibi ortada iken Başbakan Erdoğan, YİMPAŞ olayında olduğu gibi Deniz Feneri olayında da hâlâ “Belge getirin” diyor.
AKP, Kanal 7 kadrosunu da iktidara taşıdı
Kanal 7 yönetimi ve ortakları, FP döneminde gelenekçi-yenilikçi kavgasında yenilikçilerden yana tavır koymalarının ödülünü AKP iktidarında aldılar. AKP iktidarı sırasında hükümet katına ilk çıkan Prof. Dr. Nabi Avcı ile Özkul Eren oldu.
Her ikisi de Başbakan Erdoğan’a danışman oldular. Ardından da Kanal 7’de program yapan Ahmet Tezcan, Başbakan’ın danışmanları kervanına katıldı. Kanalın achormanı Ahmet Faruk Yanardağ, önce THY, ardından da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu’nun başına getirildi. Ana haberleri sunan Akif Beki de son olarak Başbakan’ın basın sözcüsü olarak atandı.
Kanal 7 Ankara Temsilcisi Zahid Akman ise RTÜK Başkanlığı ile ödüllendirildi. Kanalın finansal işlerinden sorumlu Bedrettin Yıldırım, AKP iktidarında önce Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı’na ardından da Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü’ne terfi etti.
(SÜRECEK)
http://erdem43.blogcu.com/miyase-il...i-3-kanal-7-de-rp-akp-kapismasi_24110051.html
Cumhuriyet Gazetesi 14 Eylül 2008